28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 12 Nisan 2017 4 ‘Sessiz devrimleri’ne karşıdevrim yaptılar 2014 yerel seçimleri öncesi AKP’nin dağıttığı ‘rehber kitapta’ iktidarın demokrasi için attığı adımlar anlatıldı. Bugün ise kitapta yazanlar tamamen tersine döndü Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarından Mehmet Uçum’un, 16 Nisan’da halkın kendi devleti ni kurduğu yönündeki değerlendirmesi ni yaparken, “Sessiz değil gümbür güm bür bir devrim” deme si, Cumhurbaşkanı Tay yip Erdoğan’ın Başbakan lığı döneminde 2015 yerel seçimlerinde teşkilata reh SİNAN TARTANOĞLU ber olması için 2014’te yayımlanan “Sessiz Devrim” kitabını yeniden gündeme getirdi. Kitapta bugün ye niden uygulanmaya başlanması ile tartı şılan birçok düzenleme o gün yürürlük ten kaldırıldığı için “sessiz devrim” ola rak nitelendirilmişti. Erdoğan’ın Başdanışmanlarından Uçum, 16 Nisan için “Sessiz değil, halkı mız gümbür gümbür bir devrim yapıyor” dedi. Bu, Başbakanlığın 4 yıl önce hazır ladığı “Sessiz Devrim” kitabını anımsat tı. Başbakanlık 2013’te, AKP’nin 2002 2012 yılları arasında attığı adımların sı ralandığı “Sessiz Devrim: Türkiye’nin Demokratik Değişim ve Dönüşüm En vanteri” kitabını yayımladı. Kitabın ön sözünü dönemin Başbakanı Erdoğan yazdı. Erdoğan burada, 20022012 yılla rı arasında “köklü kamu reformlarını” “sessiz devrim” olarak adlandırdı. Kitap ta, bugün tartışılan yasal düzenlemele rin ve uygulamaların o dönem yürürlük Gözaltı koşulları Kitapta gözaltı koşullarının iyileştirildiği, nezarethane işlemleri gibi güvencelerin yeniden düzenlenmesi ile kişi haklarının etkinleştirildiği ifade edildi. Ancak OHAL’le birlikte, gözaltı süresi önce 30 gün oldu, sonra 7 güne düşürüldü. Kitapta sessiz devrim olarak kabul edilen bir diğer düzenleme ise “farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda yapılabilmesi” oldu. Ancak referandum kampanya döneminde HDP’nin Kürtçe “Na/ Hayır” sloganı, anayasanın ilk 3 maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Bazı yargısal denetimlere getirilen kısıtlamanın kaldırılması ile ilgili olarak kitapta, “kişilerin temel haklarının kullanımını ve kişisel çıkarların hukuk mercileri önünde korunmasını engelleyen kısıtlamalar” denildi. Ancak OHAL KHK’leri ihraç edilen ya da açığa alınan kamu görevlilerinin mahkemeye başvurma hakları yine KHK’lerle engellendi. ten kaldırılmasının demokratikleşme ve devrim olarak sıralandığı görülüyor. ‘OHAL’e son’! Kitapta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı illerde 1987 yılında başlayan OHAL uygulamasının 2002 yılına kadar sürdüğü belirtilerek, “İdarenin sahip olduğu güçlü yetkiler ve insan haklarının önemli ölçüde sınırlandırılması ciddi sorunlara yol açmıştır. Yargısal denetim istisnaları gibi endişeler, Türkiye’nin AİHM önündeki rekor sayıda mahkumiyetleri ile tescillenmiştir. OHAL uygulamasının demokratikleşmenin önündeki en önemli engellerden biri olduğu görülmektedir” denildi. OHAL’in kaldırılmasının “sessiz devrimlerin” başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edildi. Türkiye 16 Nisan referandumundan birkaç gün sonra OHAL dönemini, bir dönem daha uzatılıp uzatılmayacağını tartışacak. Askeri yetkililere toplumsal olaylara müdahale yetkisinin verildiği İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997’de imzalanan EmniyetAsayişYardımlaşma (EMASYA) Protokolü’nün 2010 yılında imzalanan protokol ile yürürlükten kaldırıldığı belirtildi. Ancak darbeye zemin hazırladığı söylemi ile kaldırılan uygulama, 15 Temmuz darbesinden önce protokol kapsamından da çıkarılarak yasal zemine kavuştu. İdama dönüş Ölüm cezasının tamamen kaldırılması ile ilgili kitapta, “Suç işlemiş de olsa bir kişinin hayatına son verebilme yetkisinin devlete verilmemesi önemli bir gelişmedir” ifadeleri yer aldı. Erdoğan, referandum kampanya sürecinde, ‘evet’in ardından Meclis’te kabul edilmesi durumunda kendisinin bunu hemen onaylayacağını sık sık dile getirdi, 15 Temmuz için “Bunlar devlete karşı işlenen suçlar değil, birinci derecede bireye karşı yani sana karşı işlenen suçtur. Onu affetme yetkisi kimindir? O şehidimin kalanı kim? Ancak onlar affedebilir?” dedi. Kitapta, geçmiş dönemlerde toplantı ve gösterilerin kolaylıkla ve keyfi bir biçimde yasaklandığı belirtilerek, “Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin ertelenme süreleri kısıtlanmış, yasak fiillerle ilgili cezalar yeniden düzenlenmiştir” denildi. Ancak yine 15 Temmuz’dan sonra çok sayıda valilik, toplantı ve gösteri yürüyüşlerini ya izne bağladı ya da 30 günlük sürelerle birkaç kez yasakladı. Kitapta “Siyasi partilerin ve milletvekilliğinin daha güvenceli hale getirilmesi” de bir sessiz devrim olarak tanıtıldı. Sadece 1990’lı yıllarda 20 kadar siyasi partinin olur olmaz sebeplerle kapatılması ile Türkiye’nin siyasi parti mezarlığı görünümü verdiği ifade edildi. Ancak referanduma katılabilme hakkı olan HDP’nin 13 vekili tutuklandı. Diğer vekilleri de sık sık gözaltına alınıp serbest bırakıldı. l ANKARA ‘Yeni devlet mi kuruluyor?’ CHP’li Levent Gök, Cumhurbaşkanı danışmanlarının sözlerine sert tepki gösterirken Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’yla ilgili söyledikleri içinse ‘İzlerken üzülüyoruz ve utanıyoruz’ dedi CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kasetle geldi, kasetle gidecek” ifadelerine ilişkin “Bu söz, siyaset ve ülke yönetim tarihimizin siyasi etiğini ayaklar altına alan en önemli sözlerinden biridir. Cumhurbaşkanı’nı izlerken üzülüyoruz ve utanıyoruz” dedi. Gök, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un sosyal medyadaki paylaşımında, “Halkımız gümbür gümbür bir devrim yapıyor, farkında mısınız? Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor. 16 Nisan kutlu olsun” ifadelerini değerlendiren Gök, bunun ibret verici olduğunu söyledi. “Hangi devrimi yapacaksınız?” diye soran Gök, Türkiye’de bir tek devrim yapıldığını, onun da Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan laik cumhuriyet ve onun devrimleri olduğunu kaydetti. Gök, “Bu devrimlere karşı bir karşıdevrim mi yapmak istiyorsunuz? Kuracağınız yeni devletin adı nedir? Nasıl bir devlet kuracaksınız? Türkiye Cumhuriyeti’ni kırıp yeni bir devlet mi kurmak istiyorsunuz? Ne söylediğinizin farkında mısınız?” dedi. ‘Bahçeli ne diyorsun?’ Uçum’un sözlerinin, referandumda evet çıkması durumunda anayasanın ilk dört maddesi dahil devletin şeklini ve rejimini değiştireceklerinin açık itirafı olduğunu belirten Gök, anayasa değişikliği için AKP ile hareket eden MHP’nin bu sözler karşısında bir tepki vermesini beklediklerini söyledi ve “Hodri meydan sayın Bahçeli. CHP’ye saldıracağına, ‘Halkımız devrim yapıyor, kendi devletini kurmak için adım atıyor’ diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı’nın sözleri karşısında ne diyorsun?” diye sordu. ‘İzlerken utanıyoruz’ Erdoğan’ın söylemlerinin merkezinde Kılıçdaroğlu’nun olduğunu söyleyen Gök, Erdoğan’a, “Sayın Cumhurbaşkanı, siz cumhurun başkanısınız. CHP’lilerin de Cumhurbaşkanı olmak durumundasınız. Bu hezeyanlar nereden çıkıyor? Evet’i anlatın” diye seslendi. Gök, Erdoğan’ın “Kasetle geldi, kasetle gidecek” ifadesiyle ilgili olarak da şöyle konuştu: “Bu söz, siyaset ve ülke yönetim tarihimizin siyasi etiğini ayaklar altına alan en önemli sözlerinden bir tanesidir. Hodri meydan, ne biliyorsan çık söyle. Cumhurbaşkanı’nı izlerken üzülüyoruz ve utanıyoruz.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP’den Paskalya öncesi oruç yemeği Canpolat CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından azınlık cemaatlerinin temsilcilerine verilen oruç yemeğinde kardeşlik ve barış çağrısı yapıldı. “Paskalya Bayramı” öncesinde Şişli Mariot Otel’de verilen oruç yemeğine CHP milletvekilleri Selina Doğan, Sezgin Tanrıkulu, İl Başkanı Cemal Canpolat, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ile birlikte Hıristiyan, Musevi, Süryani inancına mensup yurttaşlar katıldı. Yemek öncesi konuşan Selina Doğan, binlerce yıldır bir arada yaşayan farklı dinlerin en kutsal günlerinin yaşandığını belirterek, “Musevi va tandaşlarımızın Pesah Bayramı, İslam dünyasının üç ayları ve Hıristiyan vatandaşlarımızın Paskalya öncesi büyük oruç dönemindeyiz. Tuttuğumuz oruçlar, ettiğimiz dualar barış adına kabul olsun” dedi. 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referanduma da değinen Doğan, “Bir arada yaşam için lütfen sandığa gidin oyunuzu kullanın” diye konuştu. Cemal Canpolat da, “Burada sizden bu ülkenin havasını, suyunu, toprağını benimsemiş Hrant Dink’i koruyamadığımız için özür diliyorum” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Rejim değişikliği itirafı’ Referandum çalışmaları kapsamında Kars ve Ardahan’da çalışmalarını sürdüren CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Cumhuriyet’in gündeme getirdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’un “Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor. 16 Nisan kutlu olsun” sözlerine tepki gösterdi. Yarkadaş, “Saray’ın danışmanları dillerinin altındaki baklayı çıkardı ve rejimi değiştirmek istediklerini itiraf etti. Yapılacak olan anayasa değişikliğinde tek adam rejimini kurmayı ve cumhuriyeti tasfi ye etmeyi amaçladıklarını belli ettiler. Saray’ın danışmanı Mehmet Uçum, attığı bir tweette, ‘Millet devletini kuracak’ derken, Danışman Şükrü Karatepe ise ‘Çin Modeli ve eyalet sistemi’ni övüyor. Bunlar öylesine söylenmiş sözler değil. Saray’da Türkiye’nin rejimini kökten değiştirecek, cumhuriyetin varlığının ve sembollerini yok edecek çalışmalar yürütülüyor” dedi. AKP’den itiraz gelmedi TBMM Anayasa Komisyonu’nda “Cumhuriyet’in adını değiştirmek is tiyorsunuz” dediğinde buna hiçbir AKP’linin itiraz etmediğini söyleyen Barış Yarkadaş, “Bu planın ilk evresi, anayasa değişikliğini geçirerek, bugüne kadar suça bulaşmış sekiz bin siyasetçi ve bürokratı koruma zırhına almak... Daha sonra ise diğer adımları atmayı planlıyorlar. Ve işe belediyelerden başlamak istiyorlar. ‘Şehir Başkanı’ adı altında bir kurum oluşturarak, tüm ilçe belediyelerini tasfiye etmeyi planlıyorlar. Bu bir sistem değil, rejim değişikliği hazırlığıdır.” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet? haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN İmamhatiplilerin ‘hilafet’ özlemi Tohum dergisinin 157. sayısında ‘Hilafet’ konusu işlendi. Hilafet, ‘ideal bir yönetime öykünme şekli’ olarak tanımlandı SİNAN TARTANOĞLU ‘Gençlik Buluşmaları’ adlı etkinliklerine zaman zaman Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Önder İmam Hatipliler derneğinin 1960 yılından bu yana yayımladığı Tohum Dergisi’nin 157. sayısında, dosya konusu olarak “Hilafet” ele alındı. “Dosya”da hilafetin geçmişteki işlevselliği ve bugün zihinlerde neye karşılık geldiği incelendi. “Dosya” içinde yer alan “Hilafet Nedir? Halep neden hilafettir” başlıklı yazı dikkat çekti. Yazıda, Halifeliğin kaldırılması ile ilgili olarak, “Türkiye Cumhuriyeti devleti, hilafet kurumunun ve halifeliğin takındığı yanlış tutum ve davranışları ileri sürerek 1924’ün baharında halifeliği kaldırdı. Halifelik serüveni 632’de Hz. Ebubekir ile başlamış ve 1924’te son halife Abdülmecit Efendi ile tarihteki yerini aldı” ifadeleri kullanıldı. Halifeliğin kaldırılmasının hâlâ tartışılmaya devam ettiğinin belirtildiği yazıda, Halep’in Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük ve en önemli sancaklarından biri olduğu belirtildi. Yazıda, “Halifelik makamı resmen sona ermiş olsa da İslam toplumlarında halen ‘güçlü hükümdar, kurtarıcı, manevi lider’ gibi beklentilerle varlığını korumaktadır” ifadeleri kullanıldı. Bugün, halifelikten bir “makam ve makamı temsil eden bir liderin” anlaşılmaması gerektiği belirtilirken, “Halifelik, Hz. Peygamber sonrası Dört Halife Döneminde en iyi örneklerinin sergilendiği ‘mazlumu koruma, Hakk’ı gözetme, birlik sağlama, makamı değil toplumu güçlü kılma’ gibi işlevlerin vücut bulduğu ideal bir yönetime öykünme şeklidir” değerlendirmesi yapıldı. Hilafete Suriye örneği Yazıda, “Suriye’de ölüm kol gezerken Halep bombalar altındayken, rejim kendi halkına katliam yaparken sadece Halep’te değil, zulmün kol gezdiği tüm coğrafyalarda ‘hilafet’, zulme boyun eğmemek, mazluma sahip çıkmak, sığınana kapılarını açmak ve korumak demektir. Yoksa sadece kişiye fayda sağlayan hilafet aşağılık bir saltanattan öteye gitmez” denildi. DİYANET VAKIF SEN: Siyasetüstüyüz ‘evet’ diyoruz! Türk Diyanet Vakıf Sen Trabzon Şube Başkanı Arif Gürsoy ve bazı yöneticiler Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenledikleri basın toplantısıyla referandumda ‘evet’ oyu vereceklerini açıkladı. Gürsoy, “Siyaset üstü olmanın gereği olarak referandumda oy kullanmaya şubemizin tüzel kişiliği değil üyelerimiz gidecektir. Türk milletine ve devletine katışıksız sevdası olan teşkilat olarak devletimiz, milletimiz ve bayrağımız için daha önceki referandumda olduğu gibi bu referandumda da kararımızın ‘evet’ olacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz” dedi. Bir gazetecinin “Siyaset üstüyüz diyorsunuz ama sonunda siyasi bir karar açıklıyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi, bu siyaset değil mi?” ve “Camilerin siyaset arenasına çevrilmesine, imamların camide açıkça siyaset yapıp yönlendirmelerde bulunmasına ne diyorsunuz” soruları üzerine Gürsoy, toplantıyı bitirdi. l TRABZON /Cumhuriyet 18 MADDE ANLATILIYOR ‘Kararsızsan Avukata Sor’ çadırına yoğun ilgi Hatay’ın İskenderun ilçesinde 16 Nisan’da yapılacak anayasa referandumu için CHP tarafından “Kararsızsan Avukata Sor” çadırı kuruldu. CHP İskenderun İlçe Yönetim Kurulu üyesi, avukat Nalan Akkülah, çadırda avukatların halka anayasa değişikliğini anlattığını belirtti. Gönüllü olarak çadırda bulunan avukatlardan Fuat Çıkan da çadırın beklenenden çok daha fazla ilgi gördüğünü ve tüm sorulara yanıt verdiklerini söyledi. l İSKENDERUN/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle