20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Mart 2017 2 Bilim çınarıNI YİTİRDİK haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY Psikoloji alanında en çok atıf yapılan isimlerden olan Prof. Dr. Kağıtçıbaşı hayatını kaybetti DENİZ ÜLKÜTEKİN Türkiye’de sosyal psikoloji biliminin kurucularından biri olarak kabul edilen ve psikoloji alanında dünya çapında isimlerden olan Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı dün sabaha karşı hayatını kaybetti. Uzun süredir sağlık sorunları yaşayan Kağıtçıbaşı, 77 yaşındaydı. Kağıtçıbaşı’nın cenazesi bugün ikindi namazının ardından Levent Camii’nden kaldırılacak. 1959 yılında Üsküdar Amerikan Lisesi’nden mezun oldu, lisans eğitimini ise ABD’nin Massachusets Eyaleti’nde Wellesley Koleji’nde aldı. Doktora tezini ise Kaliforniya Üniversitesi’nde veren Kağıtçıbaşı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığını yürüttüğü Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından ‘Gerçek bir hümanist ve cumhuriyet kadını’ Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran S. İnan, “Prof. Kağıtçıbaşı yeri doldurulamayacak bir bilim insanı, gerçek bir hümanist ve Cumhuriyet kadınıydı. Hayatı boyunca laik ve bilim temelli eğitimin en kuvvetli savunucusu oldu. Kaybımız ve üzüntümüz çok büyük; ancak bu denli değerli ve değer katan bir hayatı kutlamanın da en doğrusu olacağına inanıyorum” açıklaması yaptı. Türkiye’nin 62 ilinde uygulanan anne çocuk eğitimi projelerinin de öncüsüydü. 222 makale, 35 kitap Dünya Psikoloji Derneği’nde Başkan Yardımcılığı da yapan Kağıtçıbaşı, uzun süre UNICEF için danışmanlık görevinde bulundu. Kağıtçıbaşı, 1993’te faaliyete geçen TÜBİTAK’ın kurucu üyeleri arasında yer alırken, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 19691973 ve Boğaziçi Üniversitesi’nde 19731995 yılları arasında öğretim üyeliği yaptı. Ardından Koç Üniversitesi’nde akademik yaşantısını sürdürdü ve 1998 2001 yılları arasında Koç Üniversitesi Fen, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevini yürüttü. Duke ve Harvard gibi ABD’nin prestijli üniversitelerinde misafir öğretmen olarak ders veren Kağıtçıbaşı’nın 222 makalesi ve 35 kitabı bulunuyordu. Kağıtçıbaşı, akademik çalışmalarda kendisine yapılan yaklaşık 5 bin 200 atıfla, dünya da en fazla atıf ya pılan psikologlardan biri ve yine kendisi hakkında en fazla atıf bulunan Türk bilim in sanlarından biri olarak kabul ediliyordu. ABD ekolünün psikoloji alanın daki egemen rolüne karşı çıkan ve fi kirleriyle tüm dünyada saygı uyan dıran Ka ğıtçıba şı dünya çapında birçok ödül kazandı. Prof. Dr. Çiğdem Kâğıtçıbaşı Din eğitimi bütçeyi aştı Din Eğitimi Genel Müdürlüğü, 3 milyar 855 milyon TL’lik bütçesinin yaklaşık 1.5 katı harcama yaptı. Depreme karşı okullarda onarım yapılmadı, kütüphanelerde kitap yok MEB’in 2016 yılı faaliyet raporu yayımlandı. Din Eğitimi Ge nel Müdürlüğü, ayrılan 3 milyar 885 milyon TL’lik bütçenin ne redeyse bir buçuk katı harcama yaparken imam hatiplerdeki de vamsızlık ve okul terkleriyle il gili çalışma yapıldığı itirafı gel di. Yatılı imam hatip sayısının artırılmasına karar verildi. Ra porda öne çıkan başlıklar şöyle; Din eğitimi için iki katı har cama: MEB, 2016’da Din Öğre timi Genel Müdürlüğü’ne 3 mil yar 885 milyon 523 bin 460 TL. bütçe ayırırken söz konusu kuru mun yaptığı har cama 4 milyar DENİZ 979 milyon 718 ÜLKÜTEKİN bin 354 TL oldu. Müdürlük, MEB bünyesinde bütçeyi en çok aşan kurumlardan oldu. İHL’de devamsızlık itirafı: Bü yük yatırıma karşın eğitim ka litesinin yetersiz olduğu ve de vamsızlığın sık görüldüğü imam hatip okullarıyla ilgili hazırla nan rapor doğrultusunda de vamsızlığı önlemek için çalış malar yürütüleceği raporda be lirtildi. Ayrıca öğrencilerin yatı lı olarak kalabileceği pansiyon lu İHL sayısının artırılmasına karar verildi. Buna göre, şu an 65 olan pansiyonlu İHL sayısı önümüzdeki öğretim yılı 145’e çıkarılacak. Bakanlık, devamsız lığın fazla olduğu illerdeki okul lara da öğretmen, öğrenci ve yö neticilerin görüşlerini almak için ziyaretler düzenleyecek. Bütçe payında kısmi ar tış: GSYH’den eğitime ayrılan pay 2016’da yüzde 3.55 oranın da gerçekleşti. Buna göre ge çen yıl GSYH 2 trilyon 148 mil yar TL olurken, eğitime ayrılan pay, 76 milyar 354 milyon 306 bin oldu. 2008 yılında, bütçe nin yüzde 2.41’i eğitime ayrı lırken 2013’e kadar düzenli ar tışla bu oran 2013’e kadar is tikrarlı artışla yüzde 3.03 se viyesine kadar çıktı. Ancak bu yıldan itibaren artışta durak sama gözlendi. 2015’te yüzde 0.03 oranla 3.16’ya düşen büt çedeki eğitim payı 2016’da ise 0.19 oranında artış gösterdi. Raporda imam hatip okullarında büyük yatırıma karşın eğitim kalitesinin yetersiz olduğu ve devamsızlığın sık görüldüğü belirtiliyor. Buna göre, şu an 65 olan öğrencilerin yatılı olarak kalabileceği pansiyonlu İHL sayısının önümüzdeki öğretim yılı 145’e çıkarılması hedefleniyor. Okullar çürük kaldı Eğitim binalarının yüzde 25’inin güçlendirilmesi hedefine ulaşılamadı. 2016 yılında güçlendirilen eğitim binası oranı sadece yüzde 8 oldu FATİH PROJESİ’NDE HÜSRAN Eğitimci Alaaddin Dinçer, raporda öne çıkan rakamları değerlendirdi: n FATİH projesinde 600 bin tablet bilgisayar seti dağıtılması hedeflenirken, bu sayı 11 bin 881’de kaldı. n 1 milyon 92 bini genel ve mesleki liselerde, 53 bini Anadolu imam hatip liselerinde, 270 bin 179’u ilkokullarda, 26 bin 634’ü imam hatip ortaokullarında ve 475 bin 455’i genel ortaokullarda olmak üzere 1 milyon 917 bin 702 öğrenci 20 gün ve üzerinde devamsızlık yaptı. n İlkokullarda öğrencilerin yüzde 44,70’i (2 milyon 396 bin) ortaokullarda öğrencilerin yüzde 42,22’si (1 milyon 836 bin) İHL’lerde yüzde 47’si (235 bin) imam hatip ortaokullarında yüzde 21’i (11 bin 52) sanat, spor, kütür ve bilim etkinliklerine katılmadı. 2016 yılında yaklaşık bin okul binası depreme dayanıklılık açısından incelendi. Bu inceleme sonucunda güçlendirme gerekliliği tespit edilen eğitim binalarından güçlendirilmesi yapılanların oranı yüzde 25 olarak hedeflendi ama bu hedefe de ulaşılamadı. Güçlendirilen eğitim binası oranı yüzde 8 oldu. Standartlara, engellilerin kullanımına, müfredata ve mevzuata uygun olarak 25 yeni eğitim ortamı projesi yapılması hedeflendi ancak tek bir proje bile yapılamadı. Kitap yok: Rapora göre, 2016 yılında okul kütüphanelerine 150 bin kitap gönderilmesi hedeflendi. Ancak sadece 28 bin 728 kitap yollanabil di. 100 kültür kitabı basılması hedefi de tutturulamadı ve sayı 18’de kaldı. Öğretmen kıyımı yaşandı: Özellikle 15 Temmuz sonrasında yaşanan ihraçlarla MEB bünyesindeki öğretmen kadrosunda büyük değişim yaşandı. Meslekten emekli olanlar da dahil edildiğinde 2016’da öğretmenliği bırakan personel sayısı 44 bine ulaştı. MEB yaşanan öğretmen açığını kapatmak için 2016 yılında 49 bin öğretmen ataması yaptı. Ancak bu öğretmenlerin adaylık sürecini tamamlama süresi göz önüne alındığında 2016 2017 yılında büyük bir öğretmen açığı yaşandığı gözler önüne serildi. l İSTANBUL Öğrenilmiş çaresizlik 1 Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarını oluşturan 3 Devrim Yasası’nın kabul edilişinin 93. yıldönümüdür. Bu vesile ile kişisel gelişimin ve toplumsal ilerlemenin önündeki en önemli engel olan “Öğrenilmiş çaresizlik” üzerinde durmak istiyorum. HHH “Öğrenilmiş çaresizlik” Seligman ve Maier adlı bilimciler tarafından yapılan deneyler sonunda keşfedilmiş bir davranış biçimidir: İnsanın, deneyimlerinden öğrendiği, ne yaparsa yapsın, başarıya ulaşamayacağına ilişkin bir inanca dayalıdır: Herhangi bir konuda girdiği sınavlarda başarısız olan bir öğrencinin, o konuda sınava girmekten artık vazgeçmesi gibi... Ya da bir diktatörün zulmü altında ezilenlerin, iktidarın gücü karşısında, bunu kader kabul edip Demokrasi için mücadele etmekten vazgeçmesi gibi. HHH Aslında biraz daha karmaşık olan deneyi basitleştirilmiş olarak şöyle anlatabiliriz: Birinci aşamada köpekler üç ayrı gruba ayrılmıştır. 1) Kafeslerine elektrik şoku verilen ve bir kola basarak bunu durdurabilenler. 2) Elektrik şoku verilen fakat bunu durdurma olanakları olmayanlar. 3) Elektrik şoku verilmeyenler. Deneyin ikinci aşamasında, bütün köpeklere şok verilecek ve köpekler bu şoktan, alçak bir bölmeden yan tarafa atlayarak kurtulabileceklerdir. Deneyin ilk aşamasında herhangi bir şoka maruz kalmamış veya “şoku durdurabilmiş” olan köpekler ikinci aşamada, yanlarındaki bölmeden atlayarak şoktan kurtulmayı öğrenirler. Fakat, ilk aşamada “şoktan kaçılamayan kafeste” yer alan yani şoktan kaçılamayacağını öğrenen köpekler, şoka maruz kaldıklarında büyük bir stresle koşuşturmaya başlamış, sonra da zemine uzanarak şoka çaresizce boyun eğmişlerdir. HHH Görüldüğü gibi, şoku durduramayan köpeklerin durumunda, art arda yaşanan başarısızlıklar zaman içinde öğreniliyor ve bir süre sonra, başka benzer bir durumda, başarı için mücadele etmeyi engelliyor. Sürekli zulüm ve baskı gören, buna baş kaldıran ve tekrar ezilen insanların biat kültürünün temelinde de işte bu “öğrenilmiş çaresizlik” yatar! HHH İnsanlık tarihi, devrimcilerin, “öğrenilmiş çaresizlik” sendromuna karşı çıkmasıyla, yenilmez ve yıkılmaz sanılan, adeta “İlahi bir nitelik” taşıyan güçlü iktidarlara karşı kazanılmış olan “Bağımsızlık, Özgürlük ve Demokrasi zaferleriyle” yazılmıştır... Özellikle de Yirminci Yüzyıl Anadolu’sunda! Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, 93 yıl önce bugün kabul ettiği “Halifeliğin Kaldırılması”, “Diyanet İşleri ve Genelkurmay Başkanlıklarının Kurulması” ve “Tevhidi Tedrisat” yani “Eğitim Birliği” yasaları, bu “Bağımsızlık, Demokrasi ve Özgürlük Savaşımının” unutulmaz temel taşlarıdır... Bu taşlar “öğrenilmiş çaresizliğe” teslim olmayan Devrimci Lider Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından döşenmiştir... Bağımsızlık, Özgürlük ve Demokrasi mücadelesi, bugün de bu ilkeler için DİRENENLER tarafından sürdürülmektedir! Akademisyenin hukuk mücadelesiMahkemeden Erdoğan’ı Hitler’e benzeten paylaşıma beraat, DİSİPLİN cezasına iptal Kemal GöKTAŞ Eskişehir’de mahkeme, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Hitler’e benzeten resmin paylaşılmasını tek başına suç olarak görmedi ve Erdoğan’a hakaretten yargılanan akademisyenin beraatine karar verdi. Açılan disiplin soruşturmasında verilen uyarı cezası da İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görev yapan Dr. Murat Yıkılmaz, son KHK ile üniversiteden ih raç edildi. Yıkılmaz’ı ihraca kadar götüren süreçteki hukuksuzluklar ise mahkeme kararıyla tescillendi. Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan Yıkılmaz hakkında, 15 Ekim 2015’de BİMER’e yapılan isimsiz ihbarla “terör örgütü propagandası” yaptığı ileri sürüldü. Açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi ancak bu kez Yıkılmaz’ın 12 Haziran 2013’de paylaştığı Erdoğan’ı Hitler’e benzeten resim nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na ha karet” suçundan soruşturmanın ardından savcılık Adalet Bakanlığı’ndan izin alarak dava açtı. Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü de Yıkılmaz hakkında disiplin soruşturması başlattı. Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi, resmi paylaşmanın suç olmadığına hükmederek beraat kararı verdi. Kararda “Sanığın resmi kendisinin oluşturmadığı, fotoğrafın paylaşımında suç işleme kastıyla hareket ettiği hususunun net ortaya konulamadığı” belirtildi. Mahkeme ayrıca paylaşım tarihinde Erdoğan’ın başbakan olduğuna da dikkat çekti. Disiplin garabeti Beraat kararına rağmen Rektörlük, mevzuata göre eylemin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra ceza verilemeyeceği açık olmasına rağmen Yıkılmaz’a “devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunmaktan” uyarı cezası verdi. Yıkılmaz’ın cezaya karşı açtığı davada Eskişehir 2. İdare Mahkemesi cezanın iptaline karar verdi. Yıkılmaz Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede soruşturmacı olarak atanan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Aydın tarafından ceza verildiğini belirterek, “Dekana delilleri görmek istediğimi söyledim. Elinde delil olmadığını sadece rektörlüğün talimatı olduğunu söyledi. Avukatım delilleri ceza dosyasından buldu. Zamanaşımına rağmen ceza verilmiş. Bir hukuk fakültesi dekanının temel hukuki kuralları bile karşılama gereği duymadan talimatla hareket ettiğini görmek çok üzücü” dedi. Eylem sırasında alana gelen sokak köpeği halay çekenlere ve müziğe rağmen rahatını bozmadı. Emek Meclisi’nden Celep’e destek Emek Meclisi, KHK ile işten çıkarılan tüm kadınlar için İstanbul Kadıköy’de nöbete başlayan Betül Celep’e destek ziyaretinde bulundu. Grup adına basın açıklamasını okuyan Hasan Kaşkır, “AKP işten atmalarla, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla korku ortamı yaratmaya çalışıyor. Bize düşen bütün baskı ve tehditlere rağmen bu direnişleri büyüterek dayanışmayı güçlendirmek” dedi. Celep ise “KHK zulmü bitene kadar, işlerimizi geri alana kadar bu meydanları terk etmeyeceğiz. Çocukların geleceği çalınmasın diye bu meydandayız” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle