Katalog

Pazar 19 Mart 2017 6 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 140 gündür özgürlüğünden yoksun... AKŞENER’İN TOPLANTISINA SALDIRI ‘Diz Genel başkanlığa aday olunca MHP’den ihraç edilen Meral lık yapmak kolay. Gönderin kendi çocuklarınızı. Hepinizin ço Akşener’in Kocaeli’de katıldığı etkinliğe konuşma yaparken luk çocuğu ballı maaşlar için AKP’lilerle yan yana. Bu garipleri ülkücü bir grup “Meral Akşener hayır lokması” yazılı pankar ise yollayın buraya, tutuklandıklarında da ortada bırakın. Böyle tı indirmek istedi. Alan bir anda karışırken polisler ve araya gi yapın bakalım n’oluyor? 16 Nisan akşamı bütün bu zorbalıkla renler, saldırgan grubu engelledi. Yaşananlara tepki göste rın, baskıların karşılığı bu cesur insanlar, bu cesur kadınlar ha çökmeyeceğiz’ren Akşener, “Başka anaların doğurduğu çocuklarla kabadayı yır diyecek, hayır diyecek. 80 milyon kere hayır diyecek” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 80 milyon kişinin bir kişinin önünde diz çökmesinin istendiğini belirterek buna izin vermeyeceklerini söyledi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referanduma dengesiz ve haksız koşullarda gidildiğini belirterek ‘’80 milyon bir kişinin önünde diz çöksün isteniyor’’ ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: Anafartalar’ı unutacak mıyız: Bu, bir seçim değil. Bir iktidar belirlemiyoruz. Her şeye egemen olan tek adam yönetimi mi olsun, demokratik parlamenter sistem mi olsun? Oylayacağımız budur. Sandığa giderken, elimizi vicdanımıza koyacağız, düşüneceğiz ve sandığa öyle gideceğiz. Bugün 18 Mart, Çanakkale şehitlerini anıyoruz. Hangi bedelleri ödeyerek biz bu cumhuriyeti kurduk? Dumlupınar’ı, Anafartalar’ı unutacak mıyız? Artık başkan ve tek adam di CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Yenimahalle Belediyesi Nâzım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde “Yenimahalle Belediyesi HalkKart Tanıtım Töreni”ne katıldı. yorlar: Devletin yapısını ve işleyişini bir kişi belirleyecek; başkan. Başkan diyordum, itiraz ediyorlardı. Şimdi onlar da başkan demeye başladılar. Tek adam rejimi, diyordum. Önce inkar ettiler, sonra “Evet, tek adam rejimi olacak” diyorlar. Biz o tartışmaları bir kenara bırakarak, aklımızla ve mantığımızla düşünerek sandığa gideceğiz. Türkiye’nin itibarını düşünün: Diyorlardı ki; “Rakka’ya, Münbiç’e gireceğiz”. Gir kardeşim. “İkisine de giremiyoruz”. Niye konuşuyorsun o zaman? Tek adama yetki verdiğimiz zaman Türkiye’nin itibarını düşünün. Bu fiili durum, anayasal statüye kavuşturulmak isteniyor. Her şeyi yapıyorsunuz; ama deniyor ki “Bütün yetkileri bir kişiye verelim. 80 milyon büyük değil, bir kişi büyüktür.” 80 milyon bir kişinin önünde diz çöksün isteniyor. Buna izin vermeyeceğiz Asıl mağdur biziz: Referanduma dengesiz ve haksız koşullarda gidiliyor. Devletin forsunu, arabasını, uçaklarını, parasını, televizyonlarını kullanıyorlar. Kendi televizyonları 24 saat yayın yapıyor. Biz, bu vatandaşa gerçekleri anlatmak için sokak sokak kendi imkânlarımızla gezip, anlatmaya çalışıyoruz. Ağrıma giden ne? Devletin forsunu, arabasını, uçaklarını, parasını, televizyonlarını kullanacaksın sonra meydana çıkıp, “Ben mağdurum” diyeceksin. Sen nasıl mağdursun kardeşim? Mağdur olan biziz. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’li Şeker Diyarbakır’da Partisinin Diyarbakır İl binasında basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, referanduma götürülen anayasa değişikliğini eleştirerek, “Bu kadar sıkıntılı, temsileyetin düşük olup yetkinin bu kadar çok olduğu sistem 12 Eylül Anayasası’nın da çok gerisinde. Sırf bir kişi hesap vermesin, bütün yetkileri üzerinde toplasın diye” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gelecek hafta Diyarbakır’a gideceği belirtildi. l DİYARBAKIR/DHA Oğan: Yine hayır çıkacak MHP’den ihraç edilen Sinan Oğan, Bursa’da “Hayırlı Anadolu Yürüyüşü” programında konuştu. Oğan, “Önce ‘Hayır’ çıkacak. Ondan sonra bu ülkeyi gerçekten seven, bu ülke için canını seve seve feda edecek insanlar olarak iktidar yolu açılacak ondan sonra eli silah tutan bir milyon Suriyeliye ‘Rap rap’ git ülkeni teröristten kurtar diyeceğiz” dedi. l BURSA/DHA İnce: Erdoğan’a madalya verin Nevşehir’de konuşan CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gazilik unvanı verileceği yolunda duyumlar aldığını belirterek “FETÖ ile mücadele ettiği için vereceklermiş. Önce FETÖ’ye hizmetinden dolayı madalya verin, sonra gazi unvanını verin” dedi. l DHA Baykal’a salon yok Samsun’da referandum çalışmalarında AKP’li belediyelere salon verilmesi için başvuran CHP, çeşitli bahanelerle reddedildi İKLİM ÖNGEL AKP, devtetin tüm olanaklarını kullanarak referandumda “evet” kampanyası yürütürken, muhalefet kendi imkânlarıyla tüm engellemelere karşın çalışma yürütüyor. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Samsun’da yapacağı etkinliklerde AKP’li belediyeler çeşitli bahanelerle salon vermedi. Hangi saat söylenirse söylensin bir etkinlik bahane edilerek Baykal’a salon verilmezken bu olasılığı düşü nen il başkanlığı iletişime geçtiği özel bir düğün salonunu kendi imkânlarıyla ayarladı. Samsun İl Başkanı Tufan Akcagöz, AKP’nin gerek kamu binalarında gerek kültür merkezlerinde istedikleri her yerde etkinlik yapabildiğini belirterek, “Biz salon talep ettiğmizde programların dolu olduğu söyleniyor. Etkinlik öncesinde belediyenin tüm salonlarını değil bir iki tanesini aradık, çeşitli bahaneler üretmeleri üzerine de kendi imkanlarımızla bir düğün salonunda etkinliğimizi gerçek leştirdik’’ dedi. Referandum çalışmaları kapsamında da ciddi provokasyonlarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Akcagöz, özellikle “hayır’’ın terörle ilişkilendirilmesinin sokağa olumsuz yansıdığını da kaydetti. Kılıçdaroğlu geliyor CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, salı günü Samsun’da olacak. Şehit evine taziye ziyaretinde bulunacak olan Kılıçdaroğlu, iş dünyası, muhtarlar ve sivil toplum örgütleriyle bir araya gelecek. l ANKARA CHP’Lİ AKATLI: Hangi insan hakları? Birleşik Haziran Hareketi Yalova Meclisi tarafından düzenlenen “Memleket İçin Hayır” paneline CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok Akatlı, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve eski ÖDP Genel Başkanı ve Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş katıldı. CHP’li Akatlı, “Başka ülkede usulsüz ve kanunsuz şekilde ‘evet’ propagandası yapamadıkları için oralardaki insanları demokrasi düşmanlığıyla, insan hakları ihlaliyle suçlayanlar bu ülkede bahsettiğimiz düzenin gerçekleşebilmesi için oluşan katliamların cezasız kalmasını oyladılar. Hangi insan haklarından, hangi demokrasiden, hangi özgürlükten söz ediyorlar bize” diye konuştu. l DHA Hayır bildirisi dağıtanlara yine saldırı Ankara Kızılay’da “Hayır bildirisi dağıtma” gerekçesiyle 10’u Sosyalist Emekçiler Partisi üyesi, 1’i AKADER üyesi olmak üzere 11 kişi gözaltına alındı. Polis, gözaltına tepki gösteren ve fotoğraf çeken yurttaşları tehdit ederek bölge den uzaklaştırdı. Olayın yaşandığı yere çok yakın bir bölgede ‘Evet’ çalışması yürütülmesi ise dikkat çekti. İstanbul Fatih’te HAZİRAN üyelerine “Ben Osmanlı torunuyum” diye bağıran bir şahıs bıçakla saldırdı. Olayda yaralanan olma dı. Zeytinburnu’nda HAZİRAN üyelerinin bugün saat 13.00’te Zeytinburnu Öğretmenevi’nde gerçekleştireceği ‘Memleket için HAYIR’ buluşması Zeytinburnu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından iptal edildi. l Haber Merkezi Cumhuriyet otobüsü yolda CHP’nin Anadolu’da dolaşarak “hayır” propagandası yapacak “Cumhuriyet Otobüsü” Küçükçekmece’de yapılan miting ile yola çıktı. Mitingde konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Bu ülkede canlarını vererek kurulmuş bir Cumhuriyetin ortadan kaldırılmasıyla karşı karşıyayız. Onlar her ne kadar Cumhuriyet duruyor deseler de bizim anladığımız demokratik cumhuriyettir, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyettir. Asla onun ortadan kaldırılmasına izin vermeyeceğiz” dedi. l Haber Merkezi ‘FETÖ Terörü’nden aslında bu iktidar yargılanmalı Ülkeyi daha büyük istikrarsızlaştırmaya hayır! Olacak şeyi yaz, diyorsunuz tabii başlığı okuyunca.. ben de kendime, yazılarının ayağı yere bassın diyorum merak etmeyin! Ama ortalık öyle değil, nerede devletin can alıcı tüm aktif organlarını saran örgütün, iktidardaki ayağı diyorlar. Yazıyı yazarken Deniz Baykal’ın iktidarın geçmişini paçavraya çeviren konuşmasına kulaklarım takılıyor... Darbecilerin “siyasi himayecileri” iktidarda. Darbe onlara karşı yapıldı, evet tamam da millete, Türkiye’ye karşı yapıldı bu darbe. Tepede bir iktidar dalaşı yaşandı ve millet öldü! İktidar ve F.G. Örgütü, can ciğer kuzu sarması halinde ülkeyi yönettiler. Orduya karşı tezgâhlanan tüm darbelerin ortaklarıydı. Mesela Ergenekon ve Balyoz sahtekârlığına karşı bir “Orduya devlete karşı kumpas düzenleyerek TSK’yi güçsüz ve vatanı savunmasız bırakmak, ihanet etmek” üzerine bir dava açılmadı! Açılması gerekir! Bir özgür, bağımsıztarafsız yargı, hukuk olsa ülkede açılır, hem de dibine kadar. Ama açılmaz, çünkü bu iktidarın da yargılanması gerekir. Erdoğan, savcısıydı davaların! Zekeriya Öz’e de zırhlı Mercedes’ini tahsis etmişti! Hukukla imtihanı sıfır Cumhurbaşkanı’nın “hukukla imtihanı” bırakın sınıfta kalmayı, eksi notlarla doludur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk ve yasalar konusundaki pratik uygulamalarıyla, hukukun kendisinin zerre kadar fikir birliği içinde olması mümkün değil. Erdoğan’ın bir siyasetçi olarak, hukuk ve yasalara, verilen kararlara, özetle “Adalet Sarayı”na ve yüksek mahkemelere, şüphesiz ki herkesi bağlayıcı en üst yasa olan anayasaya saygılı olması gerektiği konusunda bir “fikir yapısı” bulunmuyor. Müktesebatı, örneklerle dolu. Bırakın anayasanın Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması, “partisiz”liği emredici hükmünü çiğnemeyi... Bir ceza karşılığı olmamasına rağmen, yine de, mesela ülkemizde hiçbir yasa mensubu anayasayı çiğneme konusunda şeklen bile olsa bir dava açamaz. Parası neyse öderiz... Mesela geçen yıl Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül için hak ihlali nedeniyle verdiği tahliye kararı için “Ben Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararı kabul etmek durumunda değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyordu. Ona göre AYM, bizzat bu tahliye ile anayasayı ihlal etmişti! “AYM hak ihlali kararı vermese, davayı AHİM’e götürecekler.. Şimdi esas kararı veren ilk mahkeme Anayasa Mahkemes’nin kararına direnirse, AHİM’ye götürürürler. AİHM eğer Anayasa Mahkemesi’nin verdiği istikamette bir karar verirse, o da sadece tazminat bakımından bağlayıcıdır. Devlet de itirazlarını yapar veya o tazminatı öder.” Yani Cumhurbaşkanı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve vereceği kararları takmayın, diyor. Parası neyse öderiz... Yani Cumhurbaşkanı bu derece mahkemelerin işine karışmaktadır. Davaları bizzat izlemekte ve nasıl sonuçlanması gerektiği konusunda da düşüncelerini açıklamaktadır. Her şeyi en iyi bilen kişi Görülüyor ki ülkemizde Anayasa Mahkemesi ve diğer mahkemelerde en iyi bilen, tek karar verici merci kendisidir. Cumhuriyet yazar, çizer ve yöneticilerinin haksız ve hukuksuz 4 ayı aşkın içeride tutulması, onları serbest bırakacak ve tutuksuz yargılanmalarını sağlayacak bir “hukukyargı otoritesi”nin olmamasından, daha doğrusu siyasi otoritenin yargı otoritesini istediği zaman sıfırlama gücü nedeniyledir. Hukuk nosyonu bu kadardır. Ona göre hukuk siyasi bir olaydır, iktidarın siyasi görüşlerine uygun davranmalıdır. Sorumluluğunu siyaset olarak biz üstleniriz, demektedir. Ülkede siyasi otoritesi, otoriter kimliği neredeyse tartışılmaz ölçüde büyük olan bir siyasi lider, hukukyargı üzerindeki otoritesini, Başkancı sistemle perçinlemek peşindedir. Ülkeyi istikrarsızlaştırmaya hayır Hukuk, tüm hak ve adaletle ilgilidir. Bir kimsenin siyasi düşüncelerine göre hukuk işliyorsa, işletilmek isteniyorsa, ülkede kurumsal hiçbir yapı yoktur ve olamaz. Her şey tehlikededir, görünüştedir, geçicidir, emir ve komuta altındadır. Böyle ülkede ne huzur olur ne demokrasi ne sistem... Anayasa ve yasalar da, adalet sistemi de görünüşte vardır. Bu referandum evet alırsa, Türkiye büyük bir potansiyel istikrarsızlık içine yuvarlanacak... Ne istikrarı! Hele hele “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin yönetim modeline, yerlileştirilmiş millileştirilmiş olarak geçiyoruz” tekerlemesi, yalan yanlış milletin önüne tadından yenilmez bir tatlı olarak sunuluyorsa. Durumun tartışılması ve reddiye taaa buradan başlıyor! C MY B