20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 19 Mart 2017 4 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Benimle evlenir misin’ KHK’si Televizyon ekranları, toplumdaki aksaklıkların, bozuklukların, yolsuzlukların, yozlukların anası mıdır, yoksa aynası mı? Toplumsal olaylarda, her zaman birden fazla neden olduğundan, yukarıdaki sorunun cevabı “her ikisi de” olmalıdır. Bu gerçeğin ışığında, sapkınlıkların aile kurumundaki yozlaşmanın zirve yaptığı evlilik programlarına, yalnızca her aksaklığa yasaklayıcı zihniyetle yaklaşmakla yetinmeyip, aynı zamanda, bu rezaletin toplumda böylesine destek bulmasının nedenlerini de araştırıcı yöntemle eğilmek daha akılcı olur. Son zamanlarda TV’lerdeki evlilik programları şirazesinden çıkmış durumda, bu programlarla ilgili olarak RTÜK’e gelen şikâyet, yüz binlere ulaşıyor. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, önceki gün yaptığı açıklamada, hakkındaki şikâyetler ayyuka çıkmış olan evlilik programlarının bir OHAL KHK’si ile kaldırılması çalışmalarının son aşamaya geldiğini açıkladı. Olayın birçok yönden üzerinde durulmayı gerektirecek kadar önemli olduğunu vurguladıktan sonra, evlilik programlarının milyonların döndüğü getirisi çok büyük bir sektör haline gelmiş olduğunu da belirtmek gerek. HHH İşin toplumsal çürüme, aile kurumundaki yozlaşmanın manevi değerlere bağlı olduğunu iddia eden muhafazakâr bir iktidar döneminde bu boyutlara varmış olmasının sosyolojik açıklamasını konunun uzmanlarına bırakırken, bu tür programlardaki rezaletleri önlemek için mali ve programı sonlandırmaya kadar varacak idari yaptırımları elinde olduğu halde bir türlü kullanmayan veya kullanamayan RTÜK’ün bu tutumunun, kokuşmuşluğun nasıl bütün kurumlara bulaştığının bir kanıtı olduğunun altını çizelim. RTÜK’ün yüz binlere varan şikâyetler karşısında herhangi bir önlem almaması, milyonların döndüğü bu sektördeki çıkar çevrelerinin aleti olduğunu çok haklı olarak düşündürmektedir. Hemen vurgulamak isterim ki, hiçbir konuda katı yasakçı yöntemleri savunuyor veya öneriyor değilim. Katı yasakçı RTÜK’ün evlenme programları karşısında ki edilgenliği, yasakçı zihniyetin nasıl bir riya yöntemi olduğunun göstergesidir. Bugünkü ahlak üzerine bina edilmiş olan siyasi iktidardan da olayın sosyal boyutlarını irdelemesini beklemek saflık olur. Gelelim olayın siyasal yönüne: Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş evlilik programlarının bir OHAL KHK’ si (kanun hükmünde kararname) ile kaldırılması yönündeki çalışmaların son aşamaya vardığını açıkladı. Şimdi burada hemen şu soru geliyor akla: Evlenme programı ile OHAL’in (Olağanüstü Hal) ne ilgisi var? Öyle ya! Sayın Kurtulmuş’un sözünü ettiği, anayasanın 121. maddesinde düzenlenen OHAL KHK’si çıkarma yetkisi ancak OHAL süresiyle sınırlı olarak, Bakanlar Kurulu’na, o da Cumhurbaşkanı’nın başkanlığı altında toplanması koşuluyla verilmiş olan bir yetkidir. Anayasanın 119 ve 120. maddelerinde düzenlenmiş olan olağanüstü hal ise tabii afet ve ağır ekonomik bunalım hallerinde veya 120. maddede belirtildiği gibi, “anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerini” öngörür. İşte OHAL KHK’si 121. maddede de belirtildiği gibi bu haller dolayısıyla ilan edilen OHAL süresince ve de “olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda” olmak üzere çıkarılır. Söyler misiniz bana, evlilik programlarının bu durumla ne ilgisi var? Ama ilgisi olsun olmasın, şu anda işbaşında olan iktidar her konuda OHAL KHK’leriyle yasamayı devre dışı bırakıp kuvvetler ayrılığı ilkesini rafa kaldırmaktadır. Buna bir de yargının yürütmenin tam denetimine alınmasını ekleyin, Türkiye’deki durumun birebir görüntüsünü elde etmiş olursunuz. Evlilik programlarıyla ilgili niyetlerini açıklarken Numan Kurtulmuş şu hususu da itiraf etmiş oldu: Yasamaya ne gerek var? Yaşasın OHAL KHK’leri! Nasıl olsa anayasal denetim de yok! Tribünde ‘Büyük başkan’ sloganları 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102’nci nı Erdoğan’ın da İstiklal Marşı’ndan dizeler okuduğu zaferi anlatan kısa bel yıldönümü nedeniyle Çanakkale’de gesel gösterimi, platformun yanındaki ki ilk tören Cumhuriyet Meydanı’nda dev ekranlarda yer aldı. Törene gelen ki Atatürk Anıtı’nda yapıldı. Anıta çe Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Enerji ve lenk konulmasının ardından törenler Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 18 Mart Stadyumu’nda devam etti. Tri Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Aile bünleri dolduranlar, tören için gelmesi ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Be beklenen Cumhurbaşkanı Recep Tay tül Sayan Kaya, Milli Savunma Bakanı Törenler için yoğun güvenlik önlem yip Erdoğan için, “Geliyor, geliyor, bü Fikri Işık, Gençlik ve Spor Bakanı Akif leri alınırken Çanakkale Belediye Baş yük başkan geliyor” sloganları attı. Çağatay Kılıç, çok sayıda milletvekili kanı CHP’li Ülgür Gökhan’ın da üstü Tören öncesinde yine Cumhurbaşka ve yabancı konuklar katıldı. nün aranması dikkat çekti. Zafer kutlamasında ‘evet’ propagandası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çanakkale Zaferi’nin 102’nci yıldönümü için düzenlenen törende anayasa değişikliği referandumu için ‘Evet’ propagandası yaptı. Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. yılı dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada anayasa değişikliğinin Türkiye için ‘tarihi bir fırsat’ olduğunu öne sürerek, “Darbelerin, krizlerin, kaosların sebebi olan mevcut sistem yerine dünyanın en gelişmiş ülkelerinin kullandığı sisteme geçiyoruz. Bunun adını ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ olarak koyduk ve milletimizin önüne getirdik. Bu sistem çeviri değil, yerlidir. Kendisini yerli ve milli olarak gören herkes bu anayasa değişikliğini sahiplenmelidir” dedi. 16 Nisan’daki referandumun ardından idam cezasının Meclis’ten Kaya’yı yanından ayırmadı geçeceğine inandığını belirten Erdoğan, kendisine sunulması halinde idam cezasının geri gelmesini onaylayacağını yineledi. Erdoğan, “George ne diyecek, Hans ne diyecek? Bunlar bizi ilgilendirmez. 15 Temmuz musibeti bize, ülkemizin uzun zamandır ihtiyacı olan bir değişimin artık kaçınılmaz olduğunu gösterdi” dedi. Türkiye’nin son dönemde gerginlik yaşadığı bazı Avrupa ülkelerine yüklenmeyi sürdüren Erdoğan, her zaman ‘dik durduğu Erdoğan’ın Hollanda’da Türkiye Büyükelçiliği’ne giremeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’yı yanından ayırmaması dikkatlerden kaçmadı. Erdoğan’la kente gelen heyette yer alan Kaya, statta da Erdoğan’ın yanında oturdu. nu’ öne sürdü: “Ne yaparsanız yapın, bu milleti yolundan çeviremeyeceksiniz. 16 Nisan’da benim milletim, Batı’nın bu yanlış cevabına en güzel cevabı sandıklarda, demokratik bir şekilde verecektir. Bütün bu olanlar, herkesi bir yere doğru sevk ediyor. Yurtdışında üç milyona yakın seçmenimiz var. Bunları engellediler, varsın engellesinler. Kim olursa olsun, biliniz ki cumhurbaşkanınız her zaman dik durdu. Bundan sonra da dik duracaktır.” l Haber Merkezi METRODA KUTLAMA Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde Metro İstanbul tarafından yapılan etkinlikle ‘Çanakkale Ruhu’ metroda canlandı. Yenikapı İstasyonu’nda gerçekleştirilen programda Çanakkale Savaşı’nda cephede savaşan askerleri temsilen dönemin asker kıyafet ve teçhizatlarıyla kuşanmış tiyatrocular, metroya binerek yolculuk yaptı. Çanakkale türküleri söylenen metroda küçük bir tiyatro oyunu da gerçekleştirildi. Gösteriye metrodaki yolcular yoğun ilgi gösterirken, bazıları ise cep telefonuyla görüntü çekti. Öte yandan Yenikapı, Ünalan, Kirazlı ve Edirnekapı metro istasyonlarında da vatandaşlara hoşaf ve arpa ekmeği ikram edildi. ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ İSTANBUL’DA ANILDI Tarihi değiştiren zafer İstanbul Valiliği tarafından, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. yıldönümü dolayısıyla Edirnekapı Şehitliği’nde düzenlenen törende, kara, deniz, hava ve polis şehitleri anıldı. Törende konuşan 1. Ordu Komutanlığı’ndan Hava Savunma Albay Gürbüz Efe, “Çanakkale savaşı hiç kuşkusuz, sebepleri, sonuçları itibarıyla tarihin akışının değiştiği önemli muha rebelerin cereyan ettiği bir savaştır. Bu savaş askeri ve siyasi sonuçları yanında cesaret, kahramanlık ve ruh güzelliklerinin sergilendiği nadir harp örneklerinden biridir” diye konuştu. Konuşmaların ardından İstanbul Valisi Vasip Şahin, anıt özel defterini imzaladı. Törenden sonra, şehitlik ziyaret edildi ve şehit mezarlarına karanfil bırakılarak dua edildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Yurtta gurur ve hüzün 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle yurt genelinde çeşitli etkinlikler düzenlendi. Denizde bayrak açtılar ANTALYA: Akdeniz Üniversitesi Sualtı Topluluğu (AKÜNSAK) öğrencileri, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. yıldönümü nedeniyle denizde dev Türk bayrağı açtı. Masmavi denizin üzerinde dalgalandırılan dev bayrağın görüntüsü görenleri hayran bıraktı. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Ülkemizin o günlerde yaşanan ruha ihtiyacı var” dedi. Hatice’nin gözyaşları ERZURUM: Merkez Yakutiye ilçesindeki Sabancı Ortaokulu’nun 120 öğrencisi, Şehitler haftası nedeniyle şehitlikleri ziyaret etti. Osmanlı Rus Savaşı sırasında kahramanca çarpışan Nene Hatun’un mezarını ziyaret eden öğrencilerden down sendromlu Hatice Ağırman ağlamaya başladı. Küçük Hatice’yi öğretmenleri ve arkadaşları teselli etti. İşaret diliyle Türkü KARS: Fahrettin Kirzioğlu Bilim Sanat Merkezi öğrencileri, 18 Mart Çanakkale Şehitler Günü nedeniyle düzenlenen anma programında Çanakkale Türküsü’nü işaret diliyle sundu. Öğrencilerin koro olarak seslendirdiği, yine öğrencilerden Bera Demirci ve Kübra Altun’un solistliğini yaptığı Şef Irmak Çantay yönetimindeki sunum ilgiyle izlendi. Sabaha kadar nöbet tuttular KARABÜK: Karabük Üniversitesi’nde öğrenim gören 19 ülkeden ve 81 ilden 100 öğrenci, Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümü nedeniyle ellerinde maketten yapılan tüfeklerle sabaha kadar nöbet tuttu. Kampus içerisindeki Sosyal Yaşam Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Oğlumuz üşür diye KAYSERİ: Şehit anneleri, garnizon şehitliğine giderek, şehit çocuklarının mezarlarındaki karları temizledi. 2 gün önce toprağa verilen şehit Mahmut Yıldırım’ın ailesi de garnizon şehitliğine giderek dua etti. Yıldırım, “Bir tanem elime karanfil verdiler. Biz faniyiz. Sen meleksin. Oğlumuz üşür diye getiremedim. Hakkını helal et” dedi. Kayıp Şehide sembolik mezar NİĞDE: Kuzey Irak sınırında 1994’te şehit olan ve cenazesi bulunamayan Jandarma Uzman Onbaşı Tayfun Özaksoy’un Niğde’de yaptırılan sembolik mezarına gelen ailesi, dua edip gözyaşı döktü. Şehit annesi Ayşe Özaksoy, “Sembolik mezarı gelip ziyaret ediyorum. O nasılsa beni her yerde görüyor. Hissediyorum bunu. Tabii zor, bulunamaması bizim için ikinci bir acı” dedi. Şehidin kız kardeşi Selda Celep ise, “Yıllardır kardeşimi bekliyoruz. Her çalan kapıda, her çalan telefonda ‘ondan bir haber mi var’ diyerek bekliyoruz” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle