23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 27 Şubat 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Prematüre çocuk iştahsız olabilir oiRlgalaiplnioötründrlaele,mGrilneörkdsaeulıkndomeraultsnaımsgınaeırnveebkntaireğınsi iddllıeerdriifınğaindı nekeuesrdltiiatldreıilh.mliakseıdilee Çocuklarda iştahsızlık, ailelerin en çok şikâyetçi oldukları konuların başında geliyor. Birçok anne babadan “Çocuğum hiçbir şey yemiyor”, “Bütün gün hiç yemek yemese umurunda olmaz”, “Yemeklerini hep zorla yediriyorum” şeklinde yakınmalar duymak, çoğumuza hiç yabancı değil. Ebeveynlerin ortak problemi olan çocuklardaki iştahsızlık, çok çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebiliyor. Az yemek yiyen, çok yemek seçen, tek yönlü beslenen ve yemeğe karşı aşırı isteksiz olan bir çocuğun iştahsız olarak değerlendirildiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Vildan Ertekin, hastalıklardan erken doğuma, beslenme alışkanlıklarından anne baba tavrına kadar iştahsızlığın en sık görülen 5 nedenini açıkladı, önemli 1önerilerde bulundu. Çocuğun yapısı Prematüre doğmak, konjenital kalp hastalığı, yarık damak ile otizm gibi durumlarda anne ve baba çocuğun sağlığı için da ha kaygılı oluyor ve bu nedenle açlık belirtileri göstermeden onu yemeğe zor 2layabiliyor. Beslenme geçişleri Bebek, anne sütünden ek gıdalara geçerken, zorluk yaşayabiliyor. Anne sütünden biberona, suludan katı gıdaya geçişler sırasında eğer zorlanırsa, 3yemeyi reddedebiliyor. Mekanik besleme Bebek beslenmesinde uygun zaman aralıkları ve miktarları aylara göre değişir. Bebekte acıkma belirtileri olmadan beslenmesi yanlış. Besleyen kişi ile bebek arasında uyumlu ve sevgi dolu bir ilişki 4olmalı. Organik nedenler Çocuklar, sık sık hastalanıyor, bazen düşüyor ya da bir yeri ağrıyor. Böyle zamanlarda iştah azalması ya da yeme isteksizliği oluşması gayet 5normal. Travmatik nedenler Tüple beslenmek zorunda kalma, fiziken zorlanarak beslenme gibi oral bölge ile ilgili travmatik olaylar yaşanmış olması da çocukta yeme isteğinin azalmasına sebep oluyor. Trans öğrenci kızlarla yarışınca birinci oldu ABD’deki kamu okullarında trans öğrencilerin kendilerine uygun gördükleri tuvaleti kullanmasına ilişkin yönergenin Trump yönetimince iptal edilmesinin yankıları sürerken, genç bir trans sporcu ülke gündemine oturdu. Kadınlıktan erkekliğe geçmek için testosteron tedavisi gören 17 yaşındaki Mack Beggs, Teksas eyaleti güreş şampiyonasında 50 kilo kategorisinde şampiyon oldu. Ancak eyalet yasaları gereği erkeklerle değil, doğduğu cinsiyette yarıştı. Bu da rakiplerini rahatça geçen Beggs’in haksız rekabete neden olduğu eleştirilerine yol açtı. Dallas’ta liseye giden Beggs’in erkeklerle güreşebilmesi için ailesinin yaptığı başvuru kabul edilmemiş, aynı bölgeden şampiyonaya katılan bir kız güreşçinin ailesi de Beggs’in testosteron tedavisiyle güçlendiğini ve rakiplerini tehlikeye atabileceğini savunarak dava açmıştı. Geçen hafta yapılan bölgesel turnuvanın finalinde Beggs’in rakibi mindere çıkmaya reddetti. Velisi ve büyükannesi Nancy Beggs, torununun ayrımcılık ve nefretle karşı karşıya kaldığını savundu.l Dış Haberler 2100’e dek türlerin yarısı tükenebilir! İnsanoğlunun hâkimiyetindeki dünyada yaşayan her beş canlı türünden biri soyunun tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya. Acil önlem alınmazsa, yüzyıl sonunda bu tehdit her iki türden birini etkiliyor olacak. Üstelik bunlar, kaplanlar ya da gergedanlar gibi ara ara manşetlere çıkarılıp korunması sağlanan türlerden ibaret olmayacak. Gezegeni bekleyen bu felaket karşısında kadim düşmanlıklarını bir kenara bırakan din ve bilim insanları, bugün Vatikan’da başlayacak Biyolojik Tükeniş konferansında bir araya gelecek. Dünyanın önde gelen biyolog, ekolog, sosyal bilimci ve ekonomistleri, biyosferi korumak için gereken sosyal ve ekonomik reformları tartışacak. Zengin Batılı ülkelerin benzeri görülmemiş bir hızla gezegenin kaynaklarını sömürdüğüne ve ekosistemlerini yok ettiğine dikkat çeken Stanford Üniversitesi’nden biyolog Paul Ehrlich, “Cep telefonlarında kullanılan mineraller için Serengeti’yi otobanlarla doldurmak istiyoruz. Denizden tüm balıkları topluyor, mercan kayalıklarını mahvediyor, atmesferi karbondioksitle dolduruyoruz. Devasa bir tükenme sürecini tetikledik. Soru bunu nasıl durduracağımız” diyor. Faomkalasraanztarraal rgveererikr li! Raporda, Akdeniz foklarının tehlike altında kalacağı ancak HAZAL bu durumun santral yapımına engel olmayacağı savunuldu OCAK Dünya nükleer santralden vazgeçerken Türkiye, herhangi bir kazada doğa katliamına ve insan sağlığında ölümcül sonuçlara yol açacağı mahkemeye sundu. Bilirkişi heyeti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan ÇED raporuna atıfta bulunarak, kıyı alanlarındaki balıklar ve diğer canlıların leşmeler gereğince yaşam alanlarının korunmasına önem verilmesi gerektiği ifade edilerek “Santral sahası etki alanında bulunan nesli kritik derecede tehdit altında olan Greenpeace ‘Rapor güvenilir na dair uyarılara kulak asmıyor, yumurtlama alanlarının koruma Akdeniz fokunun 1. derece sit ala ve bilimsel değil’nükleer santral ısrarını sürdürü altına alınması gerektiğini belirtti. nı olan Beşparmak adasındaki ya yor. Özel ve tüzel kişilerden oluşan 82 kurumun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Mersin, Akku Çeşitli uluslararası sözleşmelerle şam alanlarının korunması konukoruma altına alınan Göksu delta sunda gerekli hassasiyet göstesının barındırdığı nesli tehlikede rilmelidir. Akkuyu nükleer ener Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Avukat yu Nükleer Santralı’na karşı aç olan türlerin de korunma ve ne ji santralinin inşaat dönemindeki Deniz Bayram raporu gazetemize de tığı davada bilirkişi heyeti skan sillerinin kurtarılması ile ilgili ön deniz trafiği ve işletme aşamasın ğerlendirdi. Geçen günlerde “Enerji dal niteliğinde bir rapora imza at lemler alınması gerektiğini de ifa daki soğutma suyu nedeniyle özel de Nostaljiye Yer Yok” adlı bir kampan tı. Doğa aktivistleri birçok açı de etti. Raporda nesli tehlike altın likle Beşparmak adası mevkiinde ya başlattıklarını anımsatarak “Bu kam dan Çevresel Etki Değerlendir da bulunan deniz kaplumbağaları yer alan üreme mağarası ve çevre panya ile nükleerin hatalı uygulamalar mesi (ÇED) raporunun iptalini nın (Caretta caretta) ülkemi sine tehdit oluşturması kaçı ve karanlık varlığının geçmişte kalması isterken, bilirkişi dünyaca koru zin de taraf oldu nılmazdır. Bu böl gerektiğini söylüyor ve gelecekte enerji ma altına alınan Göksu deltası ğu ulusla gede yapı dönüşümünün mümkün olduğunu vur ve nesli tükenmekte olan Akde rarası lacak guluyor. Bilirkişi raporunun tamamını niz foklarının santral yapımı ve söz okuduğumuzda, heyetin de nükleerin sonrasında tehlike altında kala sevimsiz nostaljik yolculuğundan çıka cağını tespit etti ancak bu duru mamış olduğunu görüyoruz” dedi. mun santral yapımına engel ol Raporda “bazı konularda uzmanlık mayacağını savundu. Davacılar alanlarını aşan değerlendirmeler” ya dan Greenpeace rapora tepkili. pıldığını belirten Bayram, “Kurulda, hu Yeni rapor 208 sayfa kuk konusunda bilirkişi olmadığı gibi, genel enerji politikaları ve ekono Türkiye’de yer tahsisi 40 yıl mi alanında da uzmanlık temsili olma önce yapılan Akkuyu Nükleer masına rağmen, alternatif enerji kay Santralı’nın temeli 2015 Nisan nakları ve ekonomik gelişmelerle ilgi ayında atıldı. Santralı, Rus li referanslara ve alternatif, uluslararası Devlet Nükleer Şirketi Rosa güvenilirliği olan araştırmalara dayan tom inşaa ediyor. Çok sayı mayan değerlendirmelere yer verildi da sivil toplum kuruluşu, do ğini görüyoruz. Bu değerlendirmelerin ğa aktivisti ve bölge sakinleri santrala karşı dava açtı. Danıştay 14. Dairesi’nde görüşülen davaya rapor hazırlaması için bilirkişiye gönderildi. Bilirki 2santralşi, Büyükeceli’deki sant daha planlanıyorral alanında, 11 Temmuz 2016’da keşif yaptı. Ke olan her türlü faaliyet Akdeniz fokunun bulunduğu bölgeyi terk etmesine neden olacaktır” denildi. ‘İptale gerek yok’ ise mahkemeye bilimsel bir veri sunmak yerine kanaat uyandırıcı fonksiyonu olabilir” ifadelerini kullandı. Foklar şirkete emanet Bayram koruma alanlarına ilişkin ise şöyle konuştu: “Akdeniz fokları umarsızca şirkete emanet edilmiştir. Buna göre Akkuyu şirketi, patlatma yapma şif günü 500’e yakın nükleer karşıtı aktivist de Büyükeceli’de toplandı. 15 Temmuz Akkuyu dışında Türkiye’ye 2 santral daha planlanıyor. İkinci nükleer santralın, Sinop, İnceburun Yarımadası’nda de Tespitlerin ardından önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çeken bilirkişi, bu durumun nükleer santral projesinin ger dan önce mağarada fok olup olmadığını kontrol edecek, patlatmayı olmadığı zamanda yapacaktır. Türkiye, taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile akdeniz darbe girişimi sonrası, bilirkişiler niz kenarına kurulacak. Kana çekleştirilmesine engel olmaya foklarını korumakla yükümlüdür. Akde den Prof. Dr. Ali Osman Öncel, ka dalı Candu şirketi ile Elekt cağını ve ÇED raporunu sakatla niz foklarının, hiçbir bağımsız denetimi mu görevinden ihraç edildi. Keşif rik Üretim AŞ arasında imzalar mayacağını savundu. Raporda en olmayan, Akkuyu projesinin sahibi şir bu nedenle 5 Aralık 2016’da tek atıldı. Üçüncü nükleer santra son ÇED raporunun hukuka uy kete emanet edilmesi, Türkiye’nin bu rarlandı. 15 kişiden oluşan bilirkişi heyeti 208 sayfadan oluşan lın ise İğneada’ya yapılmasının planlandığı açıklandı. gun olduğu belirtilerek iptalini gerektirecek bir husus olmadığı uluslararası sözleşmeler ile belirlenen pozitif yükümlülüklerine aykırıdır.” bir rapor hazırlayarak 15 Şubat’ta sonucuna varıldı. l İSTANBUL minibüse çevUirdçaileğrıS7iyvoillchuavaayackıltıakusçktaundalı: Pakistan Uluslararası Havayolları’nın (PIA) geçen ayki bir uçuşunda yedi yolcunun ayakta seyahat ettiği ortaya çıktı. Pakistan gazetesi Dawn’ın ortaya çıkardığı skandal, 20 Ocak’taki KaraçiMedine seferinde yaşandı. Kalkışa hazırlanan 409 yolcu ve mürettebat kapasiteli Boeing 777’deki tüm koltukların dolu olmasına karşın, uçağa elle yazılmış biniş kartları verilen yedi yolcu daha alındı. Koridorda duran yolcuları kalkıştan hemen sonra farkeden kaptan pilot Enver Adil, Karaçi havalimanına geri dönmemesini “Güvenli iniş için tüm yakıtı havaya boşaltmam gerekirdi, bu da havayollarına zarar ettirirdi” ifadeleriyle açıkladı. Uçağa ayakta yolcu alınmasının ciddi bir güvenlik ihlali olduğuna ve bilindiği kadarıyla ilk kez gerçekleştiğine dikkat çeken uzmanlar, koltuksuz yolcuların oksijen maskesi bulunmadığına ve acil tahliyelerde tıkanıklığa yol açacağına işaret etti. PIA sözcüsü soruşturma başlatıldığını açıkladı. Türkler de Trump’dan kaçıyor Trump yönetiminin ABD’deki milyonlarca kayıt dışı göçmeni sınır dışı etmek üzere kolları sıvaması, kuzeye göç dalgasını tetikledi. Son haftalarda yüzlerce kişi sınırı gecenin karanlığında aşıp Kanada’ya kaçtı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) bu kişilerin büyük kısmının Suriye, Yemen, Sudan ve Türkiyeli sığınmacılar olduğunu açıkladı. “Bu insanlar Kanada’ya daha iyi bir yaşam için değil, kendi ülkelerinde zulüm görme riskiyle kar şı karşıya oldukları için geliyorlar” diyen UNHCR Kanada temsilcisi JeanNicolas Beuze’nin verdiği bilgilere göre, sınırı geçenlerin çoğu ortaüst sınıf, iyi eğitimli, yolculuğa iyi hazırlanmış ve ne yaptığını bilen kişiler. Çoğu aileleriyle seyahat ediyor. Ülkelerindeki ordulara ya da silahlı muhalefete katılmak istemeyen genç erkekler de sınırı geçiyor. Neredeyse tamamı, nasıl sığınmacı olabileceklerini öğreniyor ve insan kaçakçılarına başvurmuyor. l Dış Haberler C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle