03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Usta yazar Yaşar Kemal Bakırköy’de anıldı Usta yazar Yaşar Kemal, 2. ölüm yıldönümünde Bakırköy Belediyesi tarafından, Bakırköy Belediyesi Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’ndeki etkinlikle anıldı. Yaşar Kemal Vakfı ve Folklor Kurumu’nun katkılarıyla gerçekleşen anma töreni Yaşar Kemal’in hayattayken kendisinin seslendirdiği ‘O yar gelir’ türküsüyle başladı. Sanat koordinatörlüğünü İlhan Gülek’in yaptığı etkinliğe Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban da katıldı. Kardeş Türküler konserine Sabahat Akkiraz da konuk sanatçı olarak sahne aldı. Pazartesi 27 Şubat 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK [email protected] 15 ‘Sanatla izleyici arasındaki engelleri kaldırmalıyız’ İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın yayımladığı “Kültür Sanatta Katılımcı Yaklaşımlar” raporu yurt çapında kültür sanata olan ilginin düşüklüğünden hareketle bazı çözüm önerileri geliştiriyor. Konuyu İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece ile konuştuk. EMRAH KOLUKISA n Raporun başlığında “Kültür Sanatta katılımcı yaklaşımlar” deniyor. Bu “katılım”dan ne anlıyoruz, oradan başlayalım isterseniz. İzleyici katılımı mı, üretici bir katılım mı, neyi kastediyoruz? Aslında hepsini kastediyoruz. Şöyle; bu klasik anlamda izleyici geliştirme yaklaşımlarının biraz daha ötesine geçmeyi hedefleyen bir kavram. Türkiye’de kültür sanata katılımın durumu ortada, açıkladığımız raporda birçok veri var bununla ilgili. Bunu değiştirmek için bugüne kadar uygulanan yaklaşımlardan biraz daha ileriye taşımak lazım konuyu. Biz bunu “Katılımcı yaklaşımlar” diye özetlediğimiz bir çerçevede önerilerle şekillendirdik. Aslında “Herkes için kültür” diye özetleyebiliriz. Yani bugüne kadar kültür sanat izleyicisi olmuş kişilerin de dışında, potansiyel izleyicileri de hedef alan, özellikle dezavantajlı kesimlerin dahil olmasını sağlayacak yaklaşımların genel adına “Katılımcı Yaklaşımlar” diyoruz. Statü farkı gözetmeksizin, herkes için kültür sanatı erişilebilir kılmayı hedefliyor. Bunun için de birtakım öneriler, pratikler, bir bakış açısı geliştiriyor rapor. Amacı da kültür kurumlarıyla izleyici arasındaki mesafeyi azaltmak. Daha aktif olarak... Yani sadece bilet satın alıp pasif olarak bir etkinliği izleyen kişi olmaktan çıkartıp izleyiciyi, katılımcı olmaya dönüştürmek. Kurumu sahiplenmesini, aidiyet duygusu geliştirmesini sağlamak gibi. Sanatçıyla izleyici arasındaki etkileşimi artıracak projeler geliştirmek gibi. Yenilikçi bir bakış açısı aslında, bunun içinde dijital teknolojilerden faydalanmak da var, birçok alt başlık var bunun gibi. n Yapılan farklı araştırmaların ve rilerini de bu raporda görebiliyoruz. İPSOS’un araştırması var örneğin... Kültür istatistiklerine dair çok az veri var. Resmi olarak TÜİK yürütüyor bu işi. Ama veriler sınırlı. O yüzden biz bir çok başka araştırmadan veri topladık. Araştırmaların dışında, bu rapor için Özlem Ece İstanbul’da 17 ayrı kültür sanat kurumuyla yüzyüze görüşmeler yaptık. İstanbul Modern, Sabancı Müzesi gibi farklı disiplinlerden aklınıza gelecek birçok kurum. Daha çok özel sektör destekli kurumlar bunlar; kamu destekli kurumlardan Atatürk Kitaplığı ve İSMEK(İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları) var. İki tane de dijital teknolojileri kullanan yeni girişimle birlikte toplam 17 kurum. Bu görüşmelerle onların yap tıklarını anlamaya çalıştık biraz da. ‘Ulaşım engeli önemli...’ n Ortaya çıkan sayısal veriler sizi endişelendirdi herhalde değil mi? Biz aslında durumu biliyorduk. Türkiye’de kültür sanat izleyici sayısı artıyor gibi görünmekle beraber aslında hep aynı kitleden söz ediyoruz yıllardır. Türkiye’de toplumun ortalama %70’i son bir yıl içinde hiçbir kültür sanat etkinliğine katılmamış. Bu önemli bir veri. Hep katılanları konuşuyoruz biz, ama bu veriler katılmayanları gösteriyor bize. Kim, niye katılamıyor sorusu öne çıkıyor burada. Engeller ne? Bize gelen sonuçlara göre birçok engel var; örneğin İstanbul’da ulaşım engeli çok önemli. Tabii bir de aşılması daha zor engeller var; eğitimde sanata verilen önem gibi. Bunun için ciddi kamu, devlet politi kaları olması gerekiyor. n Biraz da önerilere gelelim. Ne gi bi önerileriniz var bu rapor çerçevesinde? Sorunlar belli aslında, yapılması gereken güncel ihtiyaçlara yenilikçi çözümler geliştirmek. Tabii işin araştırma kısmı çok önemli. kamu kısmında özellikle istatistiklerin toplanabilmesi için bir sistem gerekiyor. TÜİK’in verileri yetersiz. Dünyayla kıyaslanabilir verilerimiz yok. Bizim araştırmalarımız da bu yüzden ilgi görüyor bir yandan, bir eksikliği kapattığı için. Kültür kurumları da kendi izleyicisini tanımak için araştırma yapmalı. Bu şekilde katılanlar, katılma sebepleri ve katılmayanlar hakkında bir fikir sahibi oluyorsunuz. İzleyiciyi tanımak potansiyel programları geliştirmek için önemli bir veri. İzleyicinin talebini göz önünde bulundurmak illa niteliği düşürmek anlamına gelmez. Örneğin tüm dünyada klasik müzik izleyicisi yaşlanıyor. Gençlere klasik müziği sevdirebilmek için bir şeyler yapılması lazım. Bizim düzenlediğimiz İstanbul Müzik Festivali’nin programına bakarsanız tam da buna dair bazı yenilikler görebilirsiniz. Bir ikincisi de mevcut engelleri tanımlayıp, bunları ortadan kaldırmak için adımlar atmak. Burada da bir kısmı kamuya düşen işler var; altyapıyı kurmak gerekiyor, güvenlik için, ulaşım için. Maddi engelleri aşmak için kültür kurumuna düşen görevler var; nitelikli ücretsiz etkinlikler düzenlemek gibi. Ama kamunun da o etkinliklere ulaşım imkânı sağlaması, insanları ücretsiz olarak bir yerden bir yere taşıması lazım. Ekonomik durumu kötüleştikçe insanların kültür harcamaları da düşüyor ve bunun için insanları suçlamak son derece yanlış. Bunlar yapıldıktan sonra kültüre, sanata ilgisi olan insan da kolaylıkla bir adım atacaktır. Ressam Mihri Müşfik Bağımsızların kralıHanım 131 yaşında INDEPENDENT SPIRIT ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Emrah Kolukısa, Özlem Ece ile birlikte. İPSOS TÜRKİYE’Yİ ANLAMA KILAVUZU 2016 (34 İLDEN 13.799 KİŞİ) Toplumun; %49’u hiçbir zaman sinemaya gitmiyor. %39’u hiç kitap okumuyor %66’sı konser, tiyatro ya da opera gibi herhangi bir etkinliğe katılmamış. %81’i hiçbir enstrüman çalmıyor %57’si video, VCD, DVD ya da internet üzerinden film veya dizi izlemiyor. %47’si hiç dergi okumuyor. %86’sı hiçbir hobi kursuna gitmemiş. En sık yapılan aktivite, %85’le televizyon izlemek. İYİ ÜLKELER ENDEKSİ (163 ÜLKE, 34 KATEGORİ) Türkiye: Bilim ve teknolojide 51. Sıra Kültürde 58. Sıra Gezegen ve iklim konularında 60. Sıra Uluslararası barış ve güvenlikte 72. Sıra Refah ve eşitlikte 103. Sıra Dünya düzenine katkıda 126. Sıra (3.1 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyorsa da) Kadın ressama Google’dan yaş günü hediyesi Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını ilk başlatan kadın ressam Mihri Müşfik Hanım’ın bugün 131’inci doğum günü nedeniyle Google bir doodle hazırladı. Özellikle portreleriyle tanınan ressam, tanınmış kişilerin portrelerini yaptı; portresini yaptığı kişiler arasında Mustafa Kemal Atatürk ve Papa XV. Benedict bulunuyor. Kız öğrencilerin devam ettiği bir Güzel Sanatlar Akademisi olan Sanayi Nefise Mektebi’nin ilk kadın yöneticisi oldu; pek çok kadın ressamın yetişmesine emeği geçti. Resme olan tutkusu nedeniyle aristokrat yaşamını terk etti, bohem ve yoksul bir yaşam sürdü. Ressam Hale Asaf’ın teyzesi olan Mihri Müşfik Hanım, 26 Şubat 1886 yılında İstanbul’da, Kadıköy’ün Bahariye semtindeki Dr. Rasim Paşa Konağı’nda dünyaya geldi. Babası, Askeri Tıbbiye’de ders veren ve “Tıbbiye Nazırı” veya “Tıbbiye Reisi” olarak da bilinen Dr. Çerkez Ahmet Rasim Paşa olan Mihri Müşfik Hanım, Avrupai bir eğitim gördü. Edebiyat, musiki ve resimle ilgilendi. Resme olan ilgisi diğerlerine göre ağır basıyordu. Yaptığı bir resmi Sultan II. Abdülhamit’e takdim edince saray ressamı Zonaro’nun öğrencisi oldu, kendisinden Beşiktaş’taki atölyesinde resim dersleri aldı. Böylece Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk kadın ressam unvanını aldı. l Kültür Servisi ‘Ay Işığı’ filmi oldu Bağımsız sinemanın en önemli ödülleri sayılan Independent Spirit Ödülleri sahiplerini buldu. Yılın dikkat çeken filmi ‘Ay Işığı’ toplam 6 ödül aldı. Bağımsız sinemanın en prestijli ödülleri olan ve bu yıl 32. kez verilen Independent Spirit Awards (Bağımsız Ruh Ödülleri) Los Angeles’da düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Gecede En İyi Film Ödülü yılın en çok övgü toplayan bağımsız yapımlarından “Moonlight Ay Işığı”na verildi. “Moonlight” ayrıca En İyi Yönetmen (Barry Jenkins), En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve Robert Altman özel ödülleri ‘Ay Işığı’ nin de sahibi oldu. Bu yılki Oscar ödüllerin de de öne çıkan birçok bağımsız filmin yarıştığı gecede En İyi Erkek Oyuncu Ödülü “Manchester by the Sea Yaşamın Kıyısında” ile Casey Affleck’in olurken, En İyi Kadın Ödülü’nü yine Oscar’da da iddialı olan Isa belle Huppert (“Elle O Kadın”) aldı. En İyi Yardımcı Erkekek Oyuncu ödülünü “Hell or High Water”daki performansıyla Tanner Howard alırken, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülü “Other People” adlı filmdeki oyunuyla Molly Shannon’a gitti. En İyi İlk Film ve En İyi İlk Senaryo ödülleri ise geçen yılın en çarpıcı korku filmlerinden “The Witch”in oldu. “Toni Erdmann”ın En İyi Uluslararası Film Ödülü’nü alarak şaşırtmadığı gecede En İyi Belgesel Ödülü “O.J.: Made in America” adlı yapıma verildi ki her iki film de Oscar için favori gösterilenlerdendi. l Kültür Servisi Tiyatroculara referandum yasağı! Bartın’da yaşananları oyuncu Tuba Ünsal anlattı. Oyuncu Tuba Ünsal, Bartın’da meslektaşlarıyla okul ziyareti taleplerinin “Bunlar lisede referandum propagandası yaparlar” denilerek reddedildiğini açıkladı. Ünsal, yaşananları Instagram hesabında şöyle anlattı: “Biz turnelerimizde gittiğimiz şehirlerde, kasabalarda mut laka okulları ziyaret etmek istiyoruz, öğrencilerle buluşup belki ilham veririz tiyatro sevgisi aşılarız diye düşünüyoruz. Usta Kayhan Yıldızoğlu 84 yaşında ve en çok da o istiyor bu buluşmaları. Bugün Bartın’da Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir önce ‘Bir araştıralım şunları’ diyor sonra da daha ileri giderek ‘Bunlar lisede referandum propagandası yaparlar izin yok’ diyor ve devlet lisesine girmemize izin vermiyor. Öğrencilerle buluşamadık, tiyatro yolculuğumuzu anlatamadık. Son olarak; ‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ Atatürk.” ‘Batman’ filminin yeni yönetmeni Matt Reeves Merakla beklenen yeni “Batman” filminin yönetmeni belli oldu. “Batman”in yönetmeni “Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti” ve “Maymunlar Cehennemi 3: Savaş” filmlerinin yönetmeni Matt Reeves olacak. Geçen yılın en çok konuşulan filmlerinden Zack Snyder’ın yönettiği ‘Batman v Superman: Adaletin Şafağı’nda başrolde yer alan Ben Affleck’in yeni Batman filminin yönetmenliğini üstlenmekten vazgeçtiğinin açıklamasının ardından başlayan kriz son buldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle