28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 2 Şubat 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İmalat 11 aydır daralıyor ekonomi 9 Türkiye İmalat Sanayii Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), ocak ayında 48.7’ye yükselmesine karşılık art arda 11’inci ayda da daralmaya işaret etti Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) kesintisiz daralmasını sürdürüyor. PMI ocak ayında 48.7’ye yükselmesine karşılık art arda 11. ayda da daralmaya işaret etti. Endeksin iki temel bileşeni üretim ve yeni siparişler daralmaya işaret eden 50’nin altı seviyelerde kalmayı sürdürürken, sektörde enflasyon baskıları güç kazandı. İstihdam ise durağan seyrini korudu. IHS Markit tarafından İstanbul Sanayi Odası (İSO) için hazırlanan imalat PMI, aralık ayında 47.7 değerini almıştı. Endekste 50’nin altındaki değerler daralmaya, üzeri ise büyümeye işaret ediyor. Siparişler arttı Üretim alt endeksi aralık ayına kıyasla 2.6 puan yükselerek 48.3’e çıktı. Ekimden bu yana en yüksek seviyeye çıkan alt endeks 2016 ortala masının da üzerinde bir değer aldı. Yeni siparişler alt endeksi de ocak ayında bir önceki aya kıyasla 2.3 puan yükselerek 47.9’a çıktı. Yeni ihracat siparişleri ise aralık ayına kıyasla 1.5 puan artarak 50.6’ya çıktı. Yeni ihracat siparişleri böylece son altı ayın dördünde büyüme kaydetti. Sektörün satın alma faaliyetleri aralık ayına kıyasla daha hafif bir daralma kaydetti. TL eridi TL’nin değer kaybı girdi fiyatlarındaki yükseliş eğiliminin sürmesine yol açtı. Girdi fiyatları aralık ayına kıyasla yavaşlamış olsa da keskin olarak nitelenen bir artış kaydetti. İmalatçıların mamul mal fiyatları ise önceki aydan daha hızlı artış kaydetti. İmalat PMI istihdam, üretim, yeni siparişler, girdi stokları ve tedarikçilerin teslim süreleri alt endekslerinin ağırlıklandırılması yöntemiyle hesaplanıyor. OSB’lere destek Öte yandan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve sa nayi sitelerine yönelik 25 yeni projenin, yatırım programına dahil edildiği, projelerin hızlandırılması amacıyla ödeneğin yüzde 75 artırılarak 388 milyon liraya çıkarıldığı bildirildi. Bu geçen yıl 222 milyon 2 bin liraydı. l Ekonomi Servisi FED faize dokunmadı Amerika Merkez Bankası Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), faiz aralığını yüzde 0.5 0.75’te tuttuğunu bildirdi. ABD Merkez Bankası, işgücü piyasasının ılımlı büyümenin olduğu bir ortamda güçlenmeye devam ettiğini, istihdamdaki artışın “sağlam” olduğunu ve işsizliğin düşük seviyede kaldığını açıkladı. FOMC açıklamasında, iş yatırımının “yumuşak” kaldığı belirtilirken, yakın dönemli risk görünümünün “genel olarak dengeli” olduğu tekrar edildi. Yapılan açıklamada, ABD’de tüketici harcamalarının ılımlı şekilde artmaya devam ettiği, enflasyonun hâlâ yüzde 2 hedefinin altında olduğu vurgulandı. l Haber Merkezi LPG’ye 16 kuruş zam Otogaza dün gece yarısından itibaren geçerli olmak kaydıyla 16 kuruş zam geldi. Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası’nın (PÜİS) twitter hesabından yapılan açıklamada, “02 Şubat 2017 tarihinden geçerli olmak üzere otogaz fiyatında 16 kuruş artış beklenmektedir” denildi. Otogazın litre fiyatına geçtiğimiz ay toplam 24 kuruş zam gelmişti. Yeni zamlarla birlikte, Ankara’da otogazın litre fiyatının 3.08 liradan 3.24 liraya, İstanbul’da 3.03 liradan 3.19 liraya çıkması bekleniyor. Fiyatlar istasyonlara ve şehirlere göre ufak farklılıklar gösterebiliyor. l Ekonomi Servisi Rönesans’tan Amsterdam’a stadyum Hollandalı inşaat şirketi Ballast Nedam’ı 2015’te satın alan Rönesans Holding, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası ev sahiplerinden Amsterdam ArenA stadının renovasyonunu üstlenirken; Ballast Nedam ile stadyum projelerinde yeni fırsatları da araştırdığını duyurdu. Ballast Nedam’a 130 milyon Avro sermaye aktardıklarını belirten Rönesans Holding Başkanı Erman Ilıcak, hedeflerinin Ballast Nedam’ın 2016’da yaklaşık 760 milyon Avro olan cirosunu 2019’da iki katına çıkarmak olduğunu söyledi. Amsterdam ArenA Üst Yöneticisi (CEO) Henk Markerink “Yenilemeyle ArenA, dünyanın en iyi futbol stadyumları liginde oynayacak” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye’ye ‘negatif’ uyarı Türkiye’nin notunu indiren derecelendirme kuruluşu Fitch’e göre dış finansmanda zorlanma, güvenlik durumunda kötüleşme sürerse görünüm ‘negatif’e inebilir Ekol Lojistik’in mavi yaka çalışanlarına yönelik sürdürdüğü kumbara sistemi var. Her ay maaşlardan çalışanların kendilerinin belirlediği rakam ayrı bir hesapta toplanıyor. Ahmet Musul Patronluğu bırakıyor Ekol Lojistik’in kurucusu Musul: Şirketin mülkiyeti kimsede olmayacak. Her yıl üretilen değerin yüzde 40’ı çalışanlara dağıtılacak. “2yıl sonra tüm hisselerimi nunu’ndaki düzenlemeler izin vermediği kurduğum şirkete dev için hayal ettiğim ya retmiş olacağım. Ekol pıyı ancak Hollanda’da Lojistik, her yıl üre bir vakıf kurarak ger tilen değerin yüzde çekleştirebileceğimi 40’ının çalışanlara po anladım. Yani mer zisyonlarına göre dağıtılacağı, geri kalanının da sermaye olarak ÖYüzzleamk kez Hollanda’da olacak ama cironun yüzde 75’ini gerçekleştiren kullanılacağı bir siste ve 4 bin çalışanının ol me geçecek. 3 yıldır bunun ha duğu Ekol Türkiye tabii bura zırlıklarını sürdürüyorum.” Bu da kalacak, Türkiye kanunla sözlerin sahibi Ahmet Musul. rına göre vergi ödeyecek... Mi Musul, 19 yaşında iş hayatına ras, yaratılan değerin erozyo atıldı; 26 yaşında kendi şirke nuna yol açar. Yönetim, yönet tini kurdu; yani Ekol Lojistik’i. meyi becerenlerin olmalı” di Lojistikte Türkiye’nin ve yen Musul’un kapitalist düze Avrupa’nın en büyük şirket ne göre hayli ezber bozucu dü lerinden birini yarattı. Öyle ki şünceleri var. Fransa Cumhurbaşkanı Fran Örneğin, “Bana göre kişi çois Hollande’ın ev sahipliğin sel servete sınır getirilmesi la de, Elysee Sarayı’nda gerçek zım. Hisse sahibi olmak ezik leşen “Stratejik İlgi Çekenler lik. İnsanın karşısındaki insan Konseyi”ne davet edilen 20 şir ile eşit koşulda olmasının key ket arasında yer aldı. fi bambaşka. Ayrıca ülkelerin Şimdi yaptığı ise şirketi devlet sırları olmamalı” diye nin yaşaması için bugüne ka biliyor. 1990 yılında kurduğu dar örneğine sık rastlanma Ekol Lojistik, cirosu 570 mil yan bir plan. “Türk Ticari Ka yon Avro olan bir şirket. Ekol’ün 7 bin çalışanı var Ekol Lojistik 14 ülke de faaliyet gösteriyor, toplam 7 bin çalışanı var. İtalya’da Trieste Limanı’nı aldıklarını, Yalova’da ise bir RoRo limanı inşaatını sürdürdüklerini belirten Ahmet Musul, başarılarının sırrını “teknolojiyi ve insanı” doğru kullanmak olarak özetliyor. Musul, “Tabii taşıma prensiplerimiz de var; canlı hayvan, sigara ve silah, taşımayı reddettiğimiz ürünler” diyor. İran’ı önemsiyoruz İran pazarını önemsediklerini, buraya Unilever ile girdiklerini ve 20 milyon Avro’luk bir yatırıma başladıklarını da ekliyor. Musul’un kişisel planı, 2020 yılında yani 55 yaşında barınmaya muhtaç hayvanlar için İznik’te bir Doğal Yaşam Parkı kurmak... Hafif araç pazarı yüzde 20 daralacak Ata Yatırım’a göre, 2015 ve 2016 yıllarında hafif araç pazarında yaşanan yüksek satış hacminin 2017’de yüzde 20 azalarak 791 bin adet seviyesine gerilemesi öngörülüyor. Şirket açıklamasında “Türkiye’nin yaşadığı en sert ekonomik kriz olan 2000 krizinden sonra hafif araç satışları yüzde 70 düştü. 2008’deki ekonomik kriz sonrası satış hacminde yaşanan yüzde 17’lik gerileme 494 bin seviyesine düşüşe neden oldu. 2017 için öngörülen, pazarda yaşanacak olası bir daralma, TL’nin değerlenmesinden dolayı otomobil fiyatlarındaki artışlardan dolayı tüketicinin alım gücünün zayıflamasından kaynaklanacak” ifadesine yer verildi. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’e göre Türk ekonomisi 2016’da 2009’dan bu yana görülen en yavaş büyümeyi yaşayacak. Fitch, geçen cuma günü Türkiye’nin notunu BBB seviyesinden BB+ seviyesini indirerek yatırım yapılabilir ülke notunu geri almıştı. Fitch Ratings, önceki gün de Türkiye hakkında telekonferans düzenlendi. Siyaset etkili Fitch Gelişmekte Olan Avrupa Ülke Kredi Notları Kıdemli Yöneticisi Paul Gamble Türkiye ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: n Not indiriminde siyasi ve güvenlik konuları etkili oldu. n Anayasa reformunun referandumda onaylanacağını öngörüyoruz. n Anayasa reformu görüşümüze göre kontrol ve denge mekanizmalarını aşındıracak. n TL’deki değer kaybı ve petrol fiyatları enflasyonu çift haneye itebilir. n 2017’de yüzde 2.4 büyüme bekliyoruz. n Türkiye’nin görünümünü ‘negatif’e indirecek kadar bir risk görmedik. n Cari açığın finansmanında bir sorun öngörmüyoruz. n Merkez Bankası’nın net rezervleri finansman pozisyonuyla karşılaştırıldığında çok düşük. Reforma bakacağız n Dış finansmanda zorlan ma, güvenlik durumunda kötü leşme gerçekleşmeye başlar ise görünümün ‘negatif’e indiril mesi tetiklenebilir. n Yapısal reformlarda istih dam piyasası reformları na, verimliliği artıra cak reformlara baka cağız. n Uzun vadeli ta sarrufları cesaretlen direcek, yatırım or tamını iyileştirecek reformları takip ede ceğiz. n Yatırım ya pılabilir notu nu kaybeden bir ülkenin yeniden bu nota dönme si 6 yılın bi raz altında sürüyor. l Eko nomi Servisi Paul Gamble Bir krizden öbürüne Liberalizmin iflası, Brexit, Trump, “alternatifsağ” ya da yeni faşizm, korumacılık eğilimleri, “savaş korkusu”, gittikçe sıklaşan kitlesel protestolar, dinci terörizm, dünya ekonomisinin merkezlerinde çok tehlikeli bir dönemin başladığına işaret ediyor. David Harvey’in “yön değiştirme krizi” (switching crisis) kavramı bu dönem üzerinde düşünmeye yardımcı olabilir. ‘Yön değiştirme’ krizi Bir sermaye birikim rejiminin krizini yöneten model tükendiğinde yeni rejim arayışları gündeme gelir. Var olan rejimi destekleyen, yeniden üreten kurumların, sermayenin örgütlenme biçimlerinin, mekânlarının, yönetici kadroların, çalışanların ve tüketicilerin duyarlıklarının bu arayışlara direndiği görülür. Bu direniş, bir “yön değiştirme krizine” yol açar. Bu krizi aşabilmek için yasaların, devletin kadrolarının, siyasi seçkinlerin değişmesi gerekir; bu bağlamda fiziki ve simgesel şiddet gündeme gelebilir. “Yön değiştirme krizi” sırasında, hem sermaye sınıfı ile işçi sınıfı arasında; hem de sermaye sınıfının, sermayenin hareketinin farklı anlarında (üretken –fiziki/simgesel, ticari, dolaşım, finans gibi) ve mekânlarında (ulusal, yerel ve küresel) yaşayan farklı kesimleri arasındaki çelişkiler derinleşir. İşçi sınıfının farklı kesimlerinin çıkarları da çatışabilir. Sınıfların, siyasi kararların alınma süreçleri üzerindeki göreli etkinlikleri değişmeye başlar. Benzer bir değişim sürecini uluslararası düzeyde, emperyalist devletlerbağımlı devletler, yükselen güçler arası ilişkilerde de izleyebiliriz. Üç yaklaşım Günümüzde, birbiriyle çelişen arayışlara ve direnişlere ilişkin bir “yön değiştirme” krizinden söz edilebilir. Bir yaklaşım, eski neoliberal küreselleşmeci, rejimi, halkın tepkilerini yatıştıracak kimi reformlarla korumak istiyor (liberal demokratik muhafazakârlık). İkinci yaklaşım, iç içe geçmiş projelerden oluşuyor. En genel proje, emekçi sınıfların tepkilerini ırkçı, dinci, eski “güzel (aslında olmayan) günlerin” nostaljik fantezileriyle yedeğine alarak krizi ulusal zeminde aşmaya ilişkin. Faşist özellikler sergileyen bu “proje” gerilemekte olan Batı egemenliğinin Hıristiyan değerler üzerinden restorasyonunu hayal eden dinci, beyaz, erkek, ırkçı, Trump yönetiminin, “Holocaust” açıklamasında ortaya çıktığı gibi antisemitizme kadar giden bir başka yaklaşımı içeriyor. Onun içinde de bu ikisinden yararlanarak ABD’nin küresel üstünlüklerini yükselen büyük güçlere karşı koruma projesi var. Bir üçüncü yaklaşım, bu iki yaklaşımın önerdiği seçeneklere “Hayır” diyor. Bir “negatif diyalektikle” ilerleyen bu yaklaşımın içinde, faşizme, emperyalizme giderek kapitalizme karşı direnişin tohumları filizleniyor. Dahası, bu yaklaşım, kapitalizmin var olan rejiminin, ekonomik, siyasi, kültürel, ekolojik, hatta psikolojik tüm sorunlarını, ırkçı, dinci nostaljilere kapılmadan, bilimselteknolojik gelişmeleri de kucaklayarak ortaya koyduğundan, yeni bir sermaye birikim rejiminin olasılıklarını da içinde taşıyor. Kadınların Trump’ın kadın düşmanı politikalarına karşı ve 70’ten fazla ülkede yankılanan görkemli protestoları. Trump’ın Müslümanları hedef alan faşist yasaklamalarına karşı ABD’de havaalanlarında, sokaklarda, İngiltere’de çeşitli kentlerde meydanlarda yaygın, kendiliğinden protesto eylemleri bu üçüncü yaklaşımın örnekleri. İnsanlığın geleceği açısından bir umut vaat eden bu yaklaşımı geliştirmek gerekiyor. Ancak, geliştirmenin yolu da öncelikle “sol”un geçen yüzyıldaki “altın çağına” ilişkin nostaljiden (deneylerin bilgisinden değil) kurtularak kapitalizmin ve işçi sınıfının kriz içinde geçirmekte olduğu dönüşümlerle uyumlu yeni mücadele, örgütlenme biçimleri, söylemleri üretebilmesinden geçiyor. A101 hisse satışına hazırlanıyor ayl Market zinciri A101’in çoğunluk ortağı Turgut Aydın Holding’in şirkette hisse satışı için yetki verdiği iddia edildi. Bloomberg News’in haberine göre, şu anda Turgut Aydın şirketin yüzde 80 hissesine sahip, geri kalan yüzde 20’lik pay ise TMSF’nin elinde. Kaynaklara göre, daha önce FETÖ ile ilişkili olduğu iddia edilen ancak ismi açıklanmayan işadamlarına ait olan hisseler darbe girişimi sonrası TMSF’ye devredildi. Satışın Turgut Aydın’ın yanı sıra TMSF hisselerini de kapsayabileceğini belirten kaynaklar, aralarında özel sermaye fonlarının da bulunduğu yatırımcıların şirketle ilgilendiğini ve satışın bu yıl içinde gerçekleşebileceğini söyledi. A101’in şu anda 6 bin 500 mağazası bulunuyor. l Ekonomi Servisialy C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle