28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 2 Şubat 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ RTÜK’TEN, TV YÖNETİCİLERİNİ ‘BİLGİLENDİRME’ TOPLANTISI Televizyona büyük Yayın yasaklarına uymayan televizyon kanallarının kapatılmasını düzenleyen Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) ardından hafta ba şında TV yöneticileri Başbakanlık talimatı ile RTÜK’e çağrıldı. Yöneticiler olağanüstü dönemlerde yayınların nasıl yapılması gerek SANSUR tiğine ilişkin “bilgilendiril SİNAN TARTANOĞLU di”. Olay yeri görüntüsü, ambulans ve itfaiye görüntüsü, tanık anlatımları, gö Terör saldırılarını bir türlü engelleyemeyen hükümet, çareyi terör revlilerin çalışması görüntüleri ile olaya ilişkin eleştiri ve yorum, olayın sıcak olayları sırasında her türlü televizyon yayınını yasaklamakta buldu lığı geçmesine karşın “sıcak haber” ve “son dakika” yazıları gösterilmeyecek. Spiker ve muhabir “ajitasyon içeren abartılı ifadeler” kullanamayacak. Ola yın nerede yaşandığına dair bilgi, ola yın nerede yaşandığına dair harita bi le verilemeyecek. Terör olayları ile ilgili sadece resmi makamların açıklamaları ve görüntü içermeyen altyazılar yasak kapsamına girmeyecek. Hükümet, çıkardığı OHAL KHK’si ile terör saldırıları ve toplumsal olayla rın ardından alınan yayın yasağı karar larının içeriğini ve yasağın ihlali halin de uygulanacak ceza hükümlerini geniş letti. Yayın yasaklarına uyulmaması ha linde kanalların kapatılmasının koşulla rı düzenlendi. Ancak devlet bürokrasisi, KHK’nin öngördüğü kapsamı daha da ge nişletti. RTÜK’ün bürokrat yöneticilerin den Başkan Yardımcısı İlker Ilgın ile yi ne üst düzey bürokratlarından İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Mehmet Çaktırtaş; hafta başında TV kanallarının yöneticilerini RTÜK’e çağırdı. Toplantı ya Kanal A, NTV, Akit TV, Ulusal Kanal, TV NET, TRT, 24 TV, Kanal 7 ve Ülke TV, Halk TV; CNN Türk, Kanal D, atv ve aHa ber kanallarının Ankara temsilcileri ve Ankara haber müdürleri katıldı. Talimat Başbakanlık’tan Söz konusu toplantının çıkarılan KHK’nin kapsamına ilişkin özellikle ha Yöneticilerden 15 Temmuz itirazı RTÜK’ün uyarıları doğrultusunda bu görüntüler artık yayımlanmayacak. ‘Hiçbir şey olmamış ber kanal yönetimlerinde oluşan kafa karışıklığının giderilmesi adına Başbakanlık talimatı ile düzenlendiği öğrenildi. Toplantıda TV yöneticilerine “olağanüstü dönemlerde yapılması gereken yayının” ayrıntıları anlatıldı. Bu ayrıntılar bir belge olarak da yöneticilere dağıtıldı. “Sansür tebligatı”nın ayrıntıları şöyle: Sadece resmi görüntüler: Patlama saldırı gibi terör olaylarında resmi makamlarca dağıtılan görüntü ve bilgiler dışında görüntü ve görsel öğe kullanılmayacak. Patlama veya saldırı sonucu yaralanan ya da hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri unsurlar kullanılmayacak. Abartı yasak: Abartılı anlatımlar, olay anı ve olay sonrası olay yeri görüntüleri yayımlanmayacak. Korku ve panik görüntüleri yayımlanmayacak. Tanıklar yasak: Olay yeri görüntüleri yasağına; itfaiye, polis aracı, ambulans görüntüleri, tanık anlatımları, görevlilerin çalışmaları ve delil toplama faaliyetleri yayımlanamayacak. Nerede sorusunun yanıtı yasak: Olay yeri tespitine yönelik yer ve konum bilgileri yayımlanamayacak. Yer ve konum bilgilerinin edinilmesine yarayacak görüntü kullanılamayacak. Eleştiri yasak: Fail ve olaya iş TVkanallarına “yasak tebliğinin” yapıldığı toplantıda itiraz sesleri de yükseldi. Edinilen bilgiye göre bazı TV yöneticileri, “Bu yasaklar olsaydı, 15 Temmuz gecesi yayın yapamayacaktık. Meclis’in bombalanmasını haberleştiremeyecektik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını yayımlayamayacaktık” diye itirazda bulundu. Hükümet AB’ye uyumu da unuttu “Sansür tebligatı” AKP’nin iktidara gelir gelmez yürürlükten kaldırdığı “ekran karartma” uygulamasına dönüş olarak değerlendirildi. “Ekran Karartma” uygulamasına 2002 yılında RTÜK yasasında yapılan değişiklikle son verilmişti. Değişiklik AB normlarına uyum gerekçesi ile yapılmıştı. gibi yapın’ deniyor RTÜK Üyesi İsmet Demirdöğen, televizyonlara getiri yıncılara iletilmesi bürokratların değil; Üst Kurul üyelerinin len “karartma” kararının seçilmiş görevidir. Üst Kurul yok sayıla RTÜK üyeleri devre dışı bırakılarak rak bu toplantı yapılmıştır. Ek alındığına dikkat çekti. “RTÜK’ün ran karartma ayıbı 2002’de kal bürokratları tarafından yayıncı dırılmış ve Türkiye bir utançtan lara böylesine direktif verilmesi, kurtulmuştu. Şimdi demokratik hem yetki aşımıdır, hem de seçil leşme iddiasıyla iktidara gelen miş kurul üyelerine saygısızlıktır” ler eliyle, o ayıplı günlere yeni diyen Demirdöğen şunları söyledi: “15 yıl aradan sonra ekran ka Demirdöğen den dönülmüş oldu. Bu demokrasi adına bir ilirleme değil geri rartma uygulamasının tekrar getirildiği gö lemedir. Televizyonlara herhangi bir terör rülmektedir. Ancak KHK’de “Program Dur saldırısı olduğunda Devekuşu Kabare top durma” yaptırımından söz edilirken, Üst luluğunun ünlü repliğinde olduğu gibi “ha Kurul bürokratlarının bunu ‘Ekran karart vaya bakın hiçbir şey olmamış gibi yapın’ maya’ dönüştürmeleri ve bu görüşlerini ya denilmiştir. Türkiye’de bir terör saldırısı yın kuruluşu yetkililerini Üst Kurul’a çağı olacak ama Türkiye bunu bilmeyecek. 12 rarak, tehdit niteliğinde bir toplantı yapma Eylül’ün yasaklı günlerindeki gibi radyo ları kabul edilemez bir durumdur. Söz ko dan BBC Türkçe haberlerini dinleme gün nusu KHK’lerin yorumu ve bu yorumun ya lerine geri dönülüyor anlaşılan.” Avukata baskı bitmiyor tirak etme şüphesi bulunanların isimleri, soruşturmanın gizliliğini ihlal edebilecek benzer bilgi, görüntü, haber, eleştiri ve yorum içeren yayınlar yayımlanamayacak. Şüpheli terör örgütlerinin isimleri bile yayınlarda söylenemeyecek. Ajitasyon yasağı: Sunucu ve muhabirlerin ajitasyon içeren abartılı ifadeleri bile yasak kapsamında olacak. ‘Son dakika’ yasak: Olayın sıcaklığı geçmesine rağmen, gün boyu ekranda kalan “son dakika, sıcak haber” vb. gibi yazılar gösterilmeyecek. Hiç yaşanmamış gibi: Yayın akışının kesilerek sürekli yayın yasağına neden olan olaya ilişkin haberlere yer verilmesi haber bültenleri dışında bölünmüş ekranda görüntülere ve yorumlara yer verilmesi mümkün olmayacak. 3 kente özel ilgi: “Marka şehirler” olarak tanımlanan “İstanbul, İzmir, Antalya”ya yönelik kritik altyapı tesislerine yönelik saldırılar özellikle yayın yasakları kapsamında değerlendirilecek. altyazı serbest: Yayın yasağı gerektiren olaylara ilişkin resmi makamların açıklamaları, olay öncesine ilişkin veya resmi makamlarca dağıtılan görüntüler ve resmi makamların açıkladığı bilgi ve verilere ilişkin haberler yasak kapsamında değerlendirilmeyecek. Görün Sivas’ta iki kadın avukat cezaevinde müvekkillerine not gösterdikleri iddiasıyla üç gün gözaltında tutuldu. Avukatların ev ve işyerleri arandı Sivas Barosu avukatlarından Gülbahar Koçak ve Eda Moroğlu, ceazevinde müvekilleriyle görüşme yaptıkları sırada, müvekkillerine ajandalarından not gösterdikleri iddiasıyla önce ajandalarına el konuldu ardından araçları, evleri ve işyerleri arandı. Gülbahar Koçak, 29 haftalık hamile olmasına karşın üzerindeki kazağın kaldırılarak kaba üst aramasından geçirildiğini ve bunun onurunu rencide ettiğini belirtti. KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği’nden avukat Aytaç Ünsal, 2 kadın avukatın 3 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldığını belirtti. Sivas Barosu avukatlarından Gülbahar Koçak ve Eda Moroğlu, Türkiye Barolar Birliği’ne yazdıkları dilekçede, 6 Ocak günü Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda müvekkilleriyle görüşme yaptıkları sırada 2 cezaevi müdürü ve yaklaşık, 10 infaz koruma memurunun görüşme odasına girerek görüşmeyi sona erdirdiğini ve ajandalarına el koymak istediğini belirtti. Kendilerini tutuklatmasınlar Gülbahar Koçak Eda Moroğlu nın talimatını görmek istediklerini söyledi. Savcı ile görüşen cezaevi müdürünün, “Savcı bana kendilerini tutuklatmasınlar dedi” diye beyanda bulunduğunu ifade eden avukatlar, ajandalarını tutanak ve mühürlü zarfla teslim ettikleri belirtti. Hamile avukata üst araması Avukat Koçak, hamile olmasına karşın kaba üst aramasından geçirildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Adli kollukça kapalı olmayan ve yaklaşık 10’a yakın erkeğin bulunduğu bir alanda, kaba üst araması olarak nitelendiri zim beyanımız üzerine cezaevi dışındaki otopakta bulunan aracımız ve araç içindeki kol çantalarımız aranmıştır. Sonrasında işyerimizde yapılan aramada da hukuka aykırı olarak meslek sırrı niteliğindeki belge ve materyallere rızamıza aykırı olarak el konulmuştur.Tamamen kasti olarak eşimin akrabaları olan 3. şahıslara ait evde mesleki itibarım ve onuruk rencide edilerek şahsıma karalama adına arama yapılmış tarafıma değil, 3. şahıslara ait olduğu aleni olan birçok materyale faturaları ibraz edildiği halde el konulmuştur.Aynı esnada Avukat Ede Moroğlu’nun evinde yapılan aramada, yine 3. şahıslara ait metaryallere el konuymuştur. Tüm bu el koyma işlemleri imaj tespitine dair bir ön inceleme işlemi dahiyapılmadan ve tutanak tanzim edilmeder gerçekleştirilmiştir. ” Avukat Aytaç Ünsal ise avukatların 3 gün keyfi olarak gözaltında tutulduklarını ve daha sonra serbest bırakıldıklarını belirtti. Ünsal, son dönemde avukatların gözaltına alınarak, tutuklanarak, darp edilerek susturulmak ve sindirilmek istendiğini söyledi. Ünsal, tü içermeyen altyazı ile bildirim ve yayın Müdüre yasal mevzuatı ve OHAL’de lemeyecek şekilde üst aramalarımız ya Türkiye Barolar Birliği’ni avukatların akışı kesilmeksizin haber saatlerinde ve çıkan KHK’yi hatırlatan avukatlar, ajan pılmış, bu esnada 29 haftalık gebe olan karşılaştıkları hukuksuzluklar konu rilen ve yasak kapsamına girmeyen ha dalarını değil sadece görüşmeye iliş benim kazağım kaldırılmış şahsımın sanda daha etkin mücadele yürütmeye berler yayımlanabilecek. l ANKARA kin notları verebileceklerini ve savcı onuru rencide edilmiştir. Akabinde bi çağırdı. l Yurt Haberleri haber 11 Trump’ı anlayamadınız! Ankara, hem Moskova’yla yeni dönem, hem de heyecanla beklediği Trump yönetimi konusunda yavaş yavaş hayal kırıklıkları yaşamaya başladı. Ancak daha iki gün öncesine kadar büyük manevralar, iddialı açıklamalar yapmış olduğu için, sesini çıkaramıyor. Duruma şöyle bir göz atalım... Rusya, Astana zirvesinden hemen sonra PYD temsilcilerini Moskova’ya davet etti; Kürtlerin özel statülü bölge kurmasına imkân veren bir anayasa taslağını masaya koydu. Astana’da Türkiye’nin muhalif gruplar üzerindeki etkisini hayli zorlayan bir dizi önlemi dayattı. Zira daha başından şu belliydi: Moskova’yla işbirliği, Moskova’nın koyduğu prensipler çerçevesinde gelişecekti. Ankara da biliyor ki, burada bir manevra alanı yakalamak için, Moskova’yı Washington’la dengelemek lazım. Ama orada da Trump var. Trump yönetiminin İslam dünyasına bakışı ve Türkiye’nin halihazırdaki imajı, durumu kolaylaştırmıyor. ABD, Ankara’nın beklentilerinin aksine, YPG’yle işbirliğine devam edeceğe benziyor. Daha da ötesinde, önümüzdeki dönem YPG’yi eğitdonat programına alması söz konusu. Trump yönetimini bekleyen en kritik kararlardan biri bu. Pentagon, Suriye’de ‘güvenli bölgeler’ yapsa bile, Rakka operasyonunu Suriyeli Kürtlerle birlikte götürmek niyetinde... Aslına bakarsanız, işlerin buraya geleceğinin öngörülememiş olması çok şaşırtıcı. Rusya tarihini ve devlet yapısını bilenler, Kürtlerin onlar için ne anlam ifade ettiğini bilir. Keza ABD’yle ilişkiler... Obama yönetiminin son aylarında, Türkiye’de kontrolsüz bir Amerikan karşıtlığı pompalandı. Kendi kendimizi gaza getirdik. Bu da Amerikan kamuoyu ve bürokrasisinde olumsuz bir etki yarattı. Üstüne Trump’ın temsil ettiği siyasi dinamikler ve önyargılar eklendi. Durum zor. Ankara bu durumu okuyamadı. O yüzden şimdi sessiz. Amerika’daki Müslüman yasağına itiraz edenler, yine bizim solcular, demokratlar, liberaller, laikler... Daha düne kadar Obama’ya laf çakan, IŞİD’in her eylemi ve Reina saldırısını dahi ABD’ye mal eden o troller, vekiller, İslamcı yazarlar da sus pus. Tabii ki Ankara ille de sesini yükseltsin, birileri çıkıp Trump’a bağırsın çağırsın demiyorum. Hatta aman, sakın yapmasın! Trump’ın sağı solu belli değil. Baksanıza Meksika’ya! İki tweet’le mahveder bizi, piyasaları batırır, Suriye işini açmaza sokar. Ama Angela Merkel gibi evrensel insan hakları standartlarını hatırlatacak biri de yok mu memlekette? Ya da Amerikan düşmanlığını iş edinmiş, her gün ‘Amerika aşağı, Amerika yukarı’ diyen, Batı karşıtlığından prim yapmaya çalışan gazete, STK ya da yazarların da gıkını çıkaramıyor olması, ilginç değil mi? İktidar medyasında hâlâ “Trump’a uzanan eller kırılsın” yazıları var. Yahu olan biteni okuyamıyor musunuz? Türkiye’deki İslamcı aydın ve kanaat önderlerinin, hem analiz kabiliyeti, hem de entelektüel tutarlılık açısından sınıfta kaldığını teslim etmek gerekiyor. Zaten bir süredir durum böyle... Önemli olan, bağırıp çağırmak değil; demokrasi, hak ve özgürlükler konusunda tutarlı olmak. Minimum standardı tutturabilmek... Gazzelinin hakkını savunup Cizreliyi görmeyen; iktidar istediğinde her gün İsrail ya da ABD’ye saydırıp istemediğinde susan arkadaşlar, son bir yıl içinde kendi entelektüel saygınlıklarını da sıfırladılar. Yaşadığımız açmazdan bazı dersler çıkarmak lazım. Bir, dış politika, aşırı duygusallık ve sert virajlar kaldırabilen bir mesele değil. İki, dış politika trollerin eline teslim edilmeyecek kadar önemli bir mesele. Örneğin bakın; artık istesek de Avrupa Birliği yolu kapalı. Bütün o manşetlerin, tuhaf yayınların, demeçlerin bir bedeli var. Diyeceğim; açkapa Batı karşıtlığı ekseninde değil; daha temkinli, akılcı ve uzun dönem vizyona dayalı bir dış politika geliştirmek gerekiyor. Ve gelelim son söz... Ne ABD, ne Rusya sizin gözü kapalı dostunuz, babanızın oğlu değil. Ne Trump’a ne de Putin’e ipleri kaptırmamak lazım. İpleri kaptırmamak için de içeride bu kadar kırılgan olmamak, demokrasiye dönmek, biraz toparlanmak gerekiyor. Yaser Can’a zorla imza Mimar Onur Yaser Can’ın (28) karakoldaki işkencenin ardından intihar etmesi sonucu polislere açılan evrakta sahtecilik davası, 31 Mart’a ertelendi. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan baba Mevlüt Can, “Polislerin resmi belgede sahtecilik yapmasıyla ilgili bilirkişi ‘Ben bunu yok ettim ama narkotikte kopya bıraktık’ diyor ama narkotik ‘bende yok’ diyor. Örgütlü biçimde, bilgisayar imaj kaydına ulaşmamızı engelliyor. Demek ki Onur Yaser’e zorla belgeler imzalatılmış” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Çoşkun’a soruşturma Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, Sözcü gazetesinde yazdığı “EvetHayır” başlıklı köşe yazısı nedeniyle gazeteci, yazar Bekir Coşkun hakkında soruşturma başlattı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan yazılı açıklamada “Türk Ceza Kanunu’nun 216 / 123 uyarınca ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçu kapsamında soruşturma açılmıştır” ifadesine yer verildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle