Katalog

Cuma 10 Şubat 2017 2 Müdüre ödül gibi cezaSkandal kitabı dağıtan müdürü başka bir okula müdür yaptılar haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki Cavit Çağlar Ortaokulu’nda geçen yıl haziran ayında Konyevi tarikatından Seyda Muhammed Konyevi’ye ait “Ramazan Risalesi ve Üç Aylar” kitabı dağıtıldı. Kitapta, “Herhangi bir hayvan veya ölü ile cinsel ilişkide bulunarak, ya da istimna ile menisi akan kimsenin orucu bozulur, yalnız kaza gerekir” gibi skandal ifadeler yer aldı. Okul Müdürü Nurettin Köksal’ın talimatıyla nöbetçi öğrenciler tarafından dağıtılan kitabın içerisindeki skandal ifadeleri fark eden Eğitim İş üyesi öğretmenler bu duruma sert tepki gösterdi. Bunun üzerine kitap geri toplandı. Olay medyaya yansıyınca kamuoyunun büyük tepkisini çekti. Nilü fer Kent Konseyi üyeleri okul önünde düzenlendikleri protesto gösterisiyle kitabı dağıtan okulun müdürünü istifaya çağırdı. Eğitim İş de müdür Köksal hakkında suç duyurusunda bulundu. Tepkiler üzerine Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü olayla ilgili soruşturma başlattı. Ancak okul müdürü Köksal’ın yine Nilüfer ilçesinde Yolçatı Şehit Coşkun Çalı Ortaokulu’na okul müdürü olarak atandığı ortaya çıktı. Gazetemize konuşan Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, “Bir tarikata ait kitap Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayı olmadan okulda dağıtıldı. Sendika üyesi öğretmenlerimizin tepkisi üzerine kitap toplatıldı. Olay günü okul müdürü Din Kültürü öğretmenine ‘kitabı inceleyin bir sakıncası yoksa dağıtalım’ demiş. Bu durum kitabı dağıtmakta ısrarlı olduğunun göstergesidir. Soruşturmayı yürüten müfettişler okul müdürünün görevinden alınmasını istedi. Ancak buna rağmen okul müdürü Bursa’nın en gözde ilçelerinden Nilüfer ilçesinde başka bir okula müdür olarak atandı. Bu açıkça ödüllendirmedir. İlçe Milli Eğitim Müdürü yapsaydınız” dedi. Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona’nın okul müdürü Nurettin Köksal hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na “Müstehcenlik” ve “Görevi kötüye kullanma” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmasının ardından müdür Köksal hakkında dava açıldı. Nurettin Köksal Anayasa Mahkemesi hâlâ suskun kalabilir mi? Olağanüstü Hal baskısı altında Kanun Hükmünde Kararnamelerle yozlaştırılmış bir ortamda Referanduma gidiliyor: Binlerce insan işten atılıyor, aralarında gazeteciler, yazarlar, seçilmiş politikacılar da olan yüzlerce insan hapiste, bir kısmının haklarında henüz iddianame bile yok... Medya organlarına, holdinglere, mallara, mülklere el konuluyor... Bu ortamda Türkiye’nin rejimini değiştirecek bir referanduma gidiliyor! Sadece bu ortam bile yapılacak referandumun eşit ve adil koşullarda olamayacağının somut kanıtı! HHH Referanduma sunulan maddeler o denli Demokrasiye aykırı ve savunulmaları o denli olanaksız ki, bütün bu baskılar yetmiyormuş gibi, iktidar, son KHK ile Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim ortamındaki adalet ve eşitlik ilkelerini gözeten yetkilerinden birini de kaldırdı ve iktidar lehine eşitsiz propagandanın yolunu açtı! 687 sayılı, “OHAL kapsamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile, 98 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A maddesi yürürlükten kaldırıldı. Tam referandum öncesi çıkarılan bu KHK’ya göre, Yüksek Seçim Kurulu (YSK), eşitlik ilkesini içeren esaslara aykırı olarak yayın yapan özel TV ve radyolara yayın durdurma ve para cezaları veremeyecek. Böylece radyolar ve televizyonlar eşitlik ilkesine, sürelere dikkat etmeksizin AKP propagandası yapabilecek. HHH KHK, aynı zamanda kapatılan özel radyo ve televizyonların, 15 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla sahip oldukları yayın lisansları, yayın hakları, frekans ve kanal kullanımı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) nezdindeki benzeri izinlerinin de Maliye Bakanlığı’nın bu yöndeki talebi üzerine RTÜK tarafından verileceğini belirtiyor. Böylece yargı kararı olmaksızın idari tasarruflarla el konulan yayın organlarının el değiştirmeleri ve satılmaları da sağlanıyor ve kolaylaştırılıyor: Bu lisans ve haklar ile, frekans, kanal kullanımı ve RTÜK nezdindeki benzeri izinlerin, Maliye Bakanlığı’nca veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nca kapatılan özel radyo ve televizyonlara ait diğer varlıklarla birlikte, ya da ayrı ayrı satılması durumunda, bunların yeni alıcıları adına devri ve tescili işlemleri, Fonun bildirimi üzerine gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanmasını müteakip başkaca bir işleme gerek kalmaksızın en fazla bir ay içinde tamamlanacak. HHH OHAL kapsamında ilan edilen KHK’ları denetim dışı bırakan Anayasa Mahkemesi bu durumda ne düşünüyor acaba? İktidar, Yüksek Seçim Kurulu’nun görev ve yetkilerini KHK ile düzenleyerek... Demokrasinin ve Hukuk Devleti’nin en temel kurallarından biri olan seçimlerdeki şeffaflık ve adalet ilkesini bile zedeleyen kararlar alıyor... Ve rejimi, Anayasa’yı korumakla görevli olan AYM, bunu uzaktan seyrediyor! Not: Bugün 15’te Kültür Üniversitesi’nde saat 15’te Erdal İnönü’yü anma toplantısı var. Unutmayın. Din Müfredatına referandum rötarı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatının referandum öncesi kriz yaratmamak için açıklanmadığı öğrenildi. FİGEN ATALAY Açıklanması uzun süredir beklenen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi yeni müfredat taslağının “muhafazakâr kesimi rahatsız edebileceği’’ düşüncesiyle referandum sonrasına ertelendiği iddia edildi. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, önceki gün katıldığı programda da yeni Din Dersi müfredatının açıklanacağı tarihi veremedi ve “Her yerden görüşler aldık, hâlâ da görüşler geliyor. Zorunlu eğitimin devam etmesi uygundur. Ancak Hıristiyan, Musevi vatandaşlarımız bundan istisna olabiliyorlar. Alevi vatandaşlarımızın da bu sistemin içinde olması ancak onlara ait de dini bilgilerin daha geniş şekilde verilmesi yönünde komisyonun bir raporu var” demişti. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dışındaki tüm derslerin yeni program taslaklarını 13 Ocak 2017 tarihinde açıklayan Bakan Yılmaz, “10 Şubat’a kadar bütün halkımız yeni müfredatla ilgili görüşlerini bize sunmalı’’ demişti. Diğer derslere ait taslaklar o gün itibarıyla askıya çıkarken, din dersi müfredat taslağı bir türlü açıklanmadı. TBMM ve Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatı referandum sonrasına kadar açıklanmayacak. Bakanlığın açıkladığı yeni müfredat taslağı ile ilgili görüş bildirme süresi bugün doluyor. MEB 13 Ocak tarihinde, 2017 2018 öğretim yılından itibaren kademeli olarak okutulmaya başlanacak ders müfredat taslaklarını askıya çıkarmıştı. Taslak programlar içinde özellikle Atatürk’le ilgili kazanım sayısının azaltılması, İsmet İnönü’nün tarih dersinden çıkarılması büyük tepki toplamıştı. Yine lise biyoloji müfredatından evrim teorisinin çıkarılması, dini içerikli seçmeli derslerde yer alan İslami açıdan tartışmalı ifade ve bilgiler eleştiri konusu olmuştu. ‘Dinimiz’ kalkıyor mu? Taslakta AlevilikBektaşilik konusuna daha ayrıntılı yer verildi. Kazanımların azaltıldığı öğrenilen yeni taslaktaki değişikliklerden bazıları şöyle: n “Dinimiz’’ ifadesi yerine “İslam Dini’’ n “Peygamberimiz’’ yerine “Hz. Muhammed’’ n “İnancımız’’ yerine “İslam İnancı’’ Öğretmen atama takvimini ‘evet’ mitinglerine uydurdular Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmen atamalarını da “referandum takvimi”ne uydurdu. İki aydır atama takvimini geciktiren MEB, 20 bin öğretmen alımı için önümüzde hafta atama takviminin duyurulacağını açıkladı. Bu kararla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla başlayacak olan referandum süreci için sahaya çıkmaya hazırlanan hükümetin meydanlardaki kozlarından birinin de atama olması bekleniyor. Başbakan Yıldırım meydan larda “devlet kapısı”nı işaret ederek, öğretmen adayları ve ailelerinden de ‘evet’ oyu isteyecek. Atama takvimine ilişkin ilanın haftaya açıklanmasının ardından öğretmen adayları için de başvuru süreci başlayacak. Başvurular KPSS puanlarına göre sıralanacak ve branşlardaki ihtiyaca göre her branşta atanacak öğretmen sayısının 3 katı kadar aday mülakata çağrılacak. Bu 60 bin aday içinden 20 bini de sözleşmeli öğretmen olarak atanacak. C MY B