29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Aralık 2017 EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: EMİNE BİLGET haber 7 ABD’deki davada itirafçı olan Sarraf için dikkat çeken adım Casuslukla suçlandı mal varlığına el kondu Ankara’nın ABD’ye iki kez nota verdiği Sarraf için İstanbul Başsavcılığı ‘yabancı devlet lehine casusluk’ yaptığı gerekçesiyle 22 yakınıyla birlikte mal varlıklarına el koyma kararı verdi ABD’nin İran’a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tutuklanan ve ardından itirafçı olan Rıza Sarraf’ın ve yakınlarının mal varlıklarına el konulması kararı verildi. Mal varlıklarına el konulan isimler arasında Rıza Sarraf ile Ebru Gündeş’in kızı Alara Sarraf ve 21 kişinin ismi geçiyor. Listede eşi Ebru Gündeş’in olmaması dikkat çekti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz’ın talimatıyla Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda,“Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiği” gerekçesiyle Rıza Sarraf’ın mal varlıklarına el koyma kararı verildiği belirtildi. El koyma kararında Sarraf’ın kızı Alara Sarraf’ın da ismi yer alırken, Sarraf’ın yakın çevresi ve akrabaları da bulunuyor. Avukatı: Şaşkınız Hürriyet’e konuşan Zarrab Ailesi’nin avukatı Şebnem Eriş yaptığı açıklamada “Ailenin mal varlığına el konulması kararını şaşkınlıkla karşılıyoruz” dedi.Avukat Eriş, Ebru Gündeş’in isminin listede olmamasıyla ilgili “Ebru Gündeş’in önceki güne kadar bir boşanma davası açmadığını biliyoruz. Bize ulaşan bir boşanma başvurusu da yok. Gündeş’in isminin listede olmaması, kızları Alara’nın isminin listede olmasının nedeni bilmiyorum” dedi. Mal varlıklarına el konulanlar listesinde Rıza Sarraf, Alara Sarraf, Hüseyin Sarraf, Şebnem Sarraf, Can Sarraf, Mehmet İbrahim Burhanettin, Behruz Büyükoğlu, Mehmet Mehdi Culazade, German Ghanbari Arablou, Hüseyin Karabeyli, Bahram Dargan Moghaddam, Aydın Harazi, Serdar Güneş, Ali Hossein Zadeh, Göksel Kum, Perviz Leki, Ahmet Saygın, Omid Mohagieh, Hüseyin Nobar, Mohammed Deza, Ali Polat bulunuyor. Mal varlıkları Yaklaşık 300 milyonluk gayrimenkule sahip olduğu tahmin edilen Sarraf’ın İstanbul Boğaz’ında Kanlıca’da iki adet yalı ve Kandilli’de bir köşkü bulunuyor. 12 milyon dolar değerinde özel jeti, 1 milyon 50 bin lira değerindeki Nazmi Ziya’nın ‘Kendi Evi’ tablosu, Büyükçekmece’de 47 adet dairesi, 1 milyon 850 bin değerindeki yazlığı; yine İstanbul’da 4 milyon liralık dairesi, Bakırköy’de üç süper lüks dairesi, Metroport Busidence Plaza’da iki ofis katı, Tuzla’da fabrikası bulunuyor. Ayrıca Zarrab’ın Roysar Denizçilik Endüstriyel Makine ve kıymetli madenler sanayi ticaret ananom şirketi, Roysar Holding anonim şirketi, Roysar gıda dış ticaret limited şirketi, Roysar altın ticarete ithalat ve ihracat limited şirketi ve Are havacılık ananomi şirkettlerinde ortaklığı bulunuyor. l Haber Merkezi Duruşma aralarından birinde ise Yargıç Berman, Sarraf’a uzun süre konuştuğu için boğaz pastili getirilmesini de istedi. Yargıç Berman, jüri üyelerinden birinin duruşma sırasında uyuduğu için bu görevine son verildiğini söyledi. Sarraf’ın 26 Ekim tarihli suçluluk beyanı dökümü de mahkemeye getirildi. Belgeye göre Sarraf, Yargıç Berman’a özgür iradesiyle bu ifadeyi verdiğini beyan etti. Sarraf, 26 Ekim tarihli suçluluk beyanında ABD’de gözaltı merkezinde tutulurken verdiği rüşvetlere de değiniyor; rüşvetin alkol ve cep telefonu da dahil olmak üzere kaçakçılık için verildiğine değiniyor. Sarraf, dünkü duruşmada ambargoyu nasıl deldiklerini anlattı ‘Gıdı ticareti paravandı’ ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları delme suçlamasını kabul ederek tanık sandalyesine oturan, Türkiye’de kurduğu dönemin bakan ve yakınlarına uzanan rüşvet çarkına ilişkin çarpıcı iddialarda bulunan İran asıllı Türkiye vatandaşı Rıza Sarraf dün bir kez daha mahkeme önündeydi. New York Bölgesi Federal Mahkemesi’nde eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın tek sanık kalarak yargılandığı davanın dördüncü gününde Sarraf, İran’a yönelik ambargoyu delmede “altın ticaretinin” yanı sıra “gıda ticareti” paravanına giriştiklerini itiraf etti. Dünkü duruşmada da ilk olarak petrol karşılığı altın adı altında ambargoyu deldiklerini anlatan Sarraf, daha sonra altın durdurulunca işlemleri gıda ticareti gibi göstermeye başladıklarını söyledi. ‘Aslan’la görüştüm’ ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarda değişikliğe gitmesine değindi, “İran Ulusal Petrol Şirketi ham petrol satışından para kazanıyordu ancak ABD bu paraların altın satın almak için kullanılmasını yasaklamıştı” dedi. Süreçle birlikte gıda ticareti paravanına giriştiklerini anlattı. Sistemi “oldukça basitti” diye niteledi. Sık sık İranlılarla temasta olduğunu da dile getiren Sarraf’a göre, İran için ödemelerini yapabildikleri sürece hangi sistemi kullandıkları önemli değildi. Halkbankası Genel Müdürü Süleyman ile yaptığı bir toplantı sonrasında, yine bu banka çalışanı Hakan Aydoğan ile yaptığı bir görüşmeden bahseden Sarraf, Aslan ve Atilla ile bir toplantıda da gıda ticaretine dair yöntemi belirlediklerini savundu. Bu ağı kurmak için gerekli gümrük evraklarını nasıl temin edebileceği konusunu Aslan ile görüştüğünü iddia etti. Atilla yasa boşluğu buldu Sarraf “İki sistem yan yana çalışıyordu. Altın durdurulunca, gıdaya döndük. Sonrasında Atilla bir yasa boşluğu buldu. Bu sayede altın ticaretine de devam ettik” dedi. Önceki günkü duruşmada “Atilla’ya rüşvet vermedim o da benden istemedi” diyen Sarraf dün de Atilla’nın bazı konuları bilmediğini iddia etti. “ABD altın ticaretine engeller getirmeye başlayınca gıda ticaretine yöneldik. Ben gıda ticareti yapmadım, sadece ‘yapmış gibi gösterdim. Atilla’nın bu işlemlerin gerçek gıda ticareti olmadığından haberi yoktu. Aslan ise biliyordu” dedi. Bu sırada dinletilen bir telefon konuşmasında Sarraf, Abdullah Habbani’ye “Atilla’nın işlerine ‘taş koyduğunu’ ancak Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın Atilla’yı arayarak “bu işlemleri yapacaksın” diye talimat verdiğini anlatıyor. Duruşmada Sarraf’ın Dubai’daki şirketi de gündeme geldi. Buna atıfla Sarraf, “Bu şirketi gıda tedarikçisi olarak gösterecektik” dedi. Kağıt üzerinde gıda tedarikçisi şirketin Centrica Dubai göründüğünü, Volgam’ın da İran’da gıda satttığını anlattı. Sarraf bu iki şirketin kendi kontrolünde olduğunu söyledi. Zaman zaman mahkemede şemayla ticari faaliyet paravanına ilişkin detayları anlattı. Buna göre, “İran’dan TÜPRAŞ’a petrol, BOTAŞ’a doğalgaz satışı yapılıyordu. TÜPRAŞ ve BOTAŞ ödemeleri Halkbank’taki İran ulusal petrol şirketinin hesabına yatırıyordu. Bu para daha sonra Halkbank’tan İran petrol şirketinin İran’daki hesabına gönderiliyordu. Aynı para bir sonraki işlemde İran’daki bankanın aracı kurumuna aktarılıyordu. Aracı kurum da bir paravan şirkete aktarıyordu. Aynı paravan şirket parayı Sarraf’ın Türkiye’de kurduğu şirketin Halkbank’taki hesabına gıda siparişi verilmiş gibi gönderiyordu. Halbank’a geri gelen para, buradan Sarraf’ın Dubai’de açtığı bir diğer paravan şirketin hesaplarına aktarılıyordu ve sanki oradan gıda alınmış gibi gösteriliyordu.” Savcılık makamı, 29 Mayıs 2013’te Sarraf’ın Atilla’ya gönderdiği iddia edilen bir epostayı da delil olarak gösterdi. Buna göre, Sarraf, Atilla’dan 50 milyon Avroluk bir uluslararası işlemi takip etmesini istiyor. Mahkemenin dünkü oturumunda ayrıca Sarraf’ın fotoğrafının yanı sıra eski Bakanlar Zafer Çağlayan Muammer Güler’in fotoğrafı delil gösterildi. ‘Aslan’a rüşvet’ bunaltmış Duruşmada bir diğer dikkat çeken ifade ise Sarraf’ın Aslan’a rüşvet vermekten bunaldığına işaret eden cümlesiydi. “Ne zaman Süleyman Aslan’ı arasam borçlu çıkıyordum. Bu yüzden daha fazla rüşvet vermemek için Happani’den(Sarraf’ın ekibinden) bir belgeye photoshop’la imza yerleştirmesini istedim.” Sarraf’ın 20122013 yılı kayıtlarında Zafer Çağlayan’ın kardeşi Mehmet Şenol Çağlayan’a Bank Asya üzerinden 2 milyon 465 bin TL aktarıldığı iddiasını gösteren bir belge de kayıtlara girdi. Zoraki futbol aşkı dosyada Trabzonspor’a para verdi, Beşiktaş’tan loca aldı, F.Bahçe ve G.Saray’a yanaşamadı KURTULUŞ ARI Halkevleri’nden suç duyurusu İstanbul Halkevleri, “Süleyman Aslan’ın ayakkabı kutularında çıkan paraları iade edin” diyerek Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelerek suç duyurusunda bulundu. 1725 Aralık sürecinde Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutusunda çıkan ve Aslan’a faizi ile iade edilen paraların geri alınması istendi. Halkevleri Genel Başkanı Oya Er soy şunları söyledi: “Sarraf’ın ifadeleri ile AKP iktidarının Türkiye’yi rüşvet çarkıyla yönettiklerini görüyoruz. İktidarın olanaklarını memleketin çıkarları için değil kendi çıkarları için nasıl kullandıklarını izliyoruz. Yolsuzluklarınızı vatan ve millet diyerek bu halka yediremezsiniz. Halkı ağır vergi yükü altında ezerken kendiniz vergiden kaçamazsınız.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoyu finansal yol dece kulübün eski başkanlarından Özkan Sümer tepki göster dan ihlal etmekle suçlanan Rıza miş, “Trabzonspor gibi köklü Sarraf’ın, AKP’nin kurmaylarıyla bir camianın ne olduğu bilinme kurduğu ‘etik dışı’ ilişkinin fut yen isimlerle anılması hoş de bol boyutu olduğu da öğrenildi. Eski AKP’li bakanlar Ege men Bağış, Zafer Çağlayan, Mu ARİF KIZILYALIN ğil” ifadesini kullanmıştı. Rıza Sarraf’ın Beşiktaş Kulübü’nün yeni stadı Vodafone Park’tan al ammer Güler’le ilgili rüşvet iddiala dığı lüks loca konusu ise New York rı ortaya atan Rıza Sarraf’ın, dosya Savcılığı’nın dosyasında yer almıyor. da ismi geçen Royal Denizcilik ara Ancak Azeri işadamı olan ve bir ara is cılığıyla İbrahim Hacıosmanoğlu yö mi Beşiktaş yöneticiliği için geçen Mü netimine 3 milyon Avro’nun üzerin bariz Mansimov’un Sarraf’la bağlantılı de ‘bağış’ta bulunduğu, bu tutara kar çıkması ise konuyu farklı noktalara ta şılık da firmanın adının kulüp reklam şıyabilir. panolarında yer aldığı New York Bölge Mahkemesi’nin dosyasına girdi. Yine Geri çevrilmişti Rıza Sarraf’ın o dönem Çağlayan ara 2010’lu yıllarda TJK’ye üye olmak is cılığıyla Mersin İdman Yurdu ve 2013 teyen ancak geri çevrilen Rıza Sarraf, Akdeniz Oyunları’nın organizasyonu yine o dönemde Fenerbahçe Kulübü’yle na destek sağladığı öne sürülmüş an temasa geçip en lüks locayı en yüksek cak belgelenememişti. Sarraf’ın konuy fiyattan kiralamak istemiş ancak Aziz la ilgili soru gelmesi halinde, “futbola Yıldırım yönetimi tarafından geri çev siyasi kanadın zoruyla girdiğini” söy rilmişti. Yine Galatasaray’da da Ünal lemesi bekleniyor. Sarraf’ın Hacıosma Aysal ve Duygun Yarsuvat yönetimleri, noğlu döneminde Trabzonspor yöneti Rıza Sarraf’a loca satılmamasını karar miyle temasa geçmesine o günlerde sa laştırmıştı. DURUŞMANIN 4. GÜNÜ ÖZETİ Barış Güler’e yüz bin dolar ödeme yaptım ŞEBNEM ARSU Sarraf ABD’deki yargılamasının 4.duruşmasında Halk Bankası’nda altına çevrilerek İran’ın uluslararası ödemelerinin yapıldığı para düzenini Çin Halk Cumhuriyeti’nde nasıl kurmaya çalıştığını anlattı. Sarraf, Çin’de kurulacak şirket için Türkiye’den bir referans mektubuna ihtiyaç duyduklarını anlattı. Bu dönemde şirketlerinden birinde danışman olarak çalışan Barış Güler aracılığıyla babasından, yani dönemin İçişleri Bakanı olan babası Muammer Güler’den bu referansı temin ettiğini iddia eden Sarraf, “Yüz bin dolar Barış Güler’e ödedim” dedi. Deliller dökümünde 2013’e gelindiğinde, savcılık ABD’nin İran’a uyguladığı ambargonun değerli taşları da kapsamasının ardından Sarraf’ın gıda ticareti gibi alternatif bir yol araması sorgulandı. 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmaları esnasında gündeme gelmeyen, ancak Sarraf ve Mehmet Hakan Atilla tutuklandığında ele geçirilen iletişim aletlerinden edinildiği belirtilen cep telefonunun mesaj trafiğine de atıf yapıldı. Sarraf ve Süleyman Aslan arasında olduğu ileri sürülen WhatsApp yazışmaları, ekrana yansıdı. Mahkemede sesli olarak dinlenip dinlenilmeyeceği belirsiz olan bazı telefon tapeleri incelenmeden önce yargıcın izni ile dinletildi. İlkinde; Sarraf ve Mehmet Hakan Atilla’ya ait olan konuşma tapesinde altın alacaklarmış gibi para gönderen İranlı firmaların hükümetleri ile bir ilişkileri olmadığını kanıtlamak adına ortaklık yapısına dair sunmaları gereken sicil kayıt belgelerinde eksiklik olduğunu belirten Atilla, problemin giderilmesini talep ediyor. Sarraf’ın hemen konu ile ilgileneceğini söylediği duyuluyor. Rakibe ‘hatır’ müdahalesi Happani ile yaptığı iddia edilen bir başka telefon görüşmesinin tapesine göre, Sarraf, İran’ın petrol karşılığı altın ticareti yapabileceği fikrini ilk ortaya atan kişi olduğunu, beraber çalışmaya başladıklarını ancak daha sonra ayrı düştüklerini söylediği İstanbullu kuyumcu Ahmet Alacaci’nin Halk Bankası’ndaki hesabının kapatılmasını talep ediyor. Bu tapenin konusunu, “Alacaci benim Zafer Cağlayan’a kardan pay verdiğimi biliyordu” diye anlatan tanık, “O kimseye para vermediği için piyasaya benden çok daha düşük fiyat veriyordu. Süleyman Aslan’la hesabının kapatılması için konuşmuştuk. Kayıtta onu anlatıyordum” diye açıkladı. Bir başka iddia da, altın yerine paravan bir gıda ve ilaç ticaretinin yine aynı ekip tarafından yapıldığı. Sarraf’a bazı WhatsApp yazışmaları eşliğinde bu geçiş soruldu. Sarraf’ın teyit ettiği 5 Şubat 2013 tarihli bir kayıtta, Aslan’ın yeni yöntem olarak gıda ve ilaç ticaretini önerdiği ileri sürülüyor. Aslan’dan Sarraf’a gittiği iddia edilen mesajda, “1. Meşhur 6 Şubat tarihi geldi. Petrol gelirleri kıymetli maden ticaretinde kullanılamayacak. 2. Diğer ülkelerden Hindistan, Japonya gibi artık transfer mümkün değil. 3. Gıda, ilaç ve benzeri konularda yoğun talep var” deniyor. Aslan’la bir ay sonra bir görüşme yaptığını anlatan Sarraf, “Gıda ticareti aracılığı ile parayı nasıl çıkarabileceğimizi konuştuk” dedi. Dış basında ilk sıralarda Sarraf’ın tanık olarak ifade verdiği dava dünya gündeminde ilk sıralara oturmaya devam ediyor. l New York Times gazetesi dava ile ilgili haberinde Sarraf’ın ifadesinde planda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izni olduğunu söylediğini belirtti. Haberde, “Manhattan’daki duruşmaya tanık kürsüsünden katılan iş adamı Sarraf önceki günkü ifadesinde, 2012’de dönemin başbakanı Erdoğan ve dönemin hazineden sorumlu bakanının bankalara İran ile altın ticaretinin başlatılması talimatını verdiğini söyledi” ifadelerine yer verildi. l Bloomberg duruşmada ilk kez Erdoğan’ın isminin geçmiş olmasına dikkat çekerken davanın Türk Lirası üzerinde de etki yarattığını yazdı. l Guardian gazetesinin haberinde ise Ankara’dan gelen inkârlara rağmen savcıların Sarraf’ın üst düzey yetkililerle bağlantısına dair inandırıcı kanıtlar sunması halinde bunun Erdoğan hükümeti için utanca neden olacağı kaydedildi. l Wall Street Journal gazetesi ise Sarraf’ın ifadesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isminin geçmesinin, NATO üyesi ABD ile Türkiye’nin ilişkilerini daha da gerginleştirebileceği belirtildi. Gazete Sarraf’ın ifadesinin ardından Erdoğan’ın danışmanlarından ve adı geçen bankalardan yorum istediklerine ancak bu isteklerine cevap alamadıklarına vurgu yaptı. İran da takipte l İran hükümetine yakınlığıyla bilinen Tasnim News, dava ile ilgili yorumunda “Buradaki amaç ise bugünkü hükümetin tekrar seçilmesini zorlaştırmak olacak” ifadeleri kullanıldı. l Reform kanadına yakınlığıyla bilinen Iran Online internet gazetesinde ise davanın İran için anlamının ele alındığı haberde, “Rıza Sarraf, bugün verdiği tanık ifadesinde Ahmedinejad ile olan bağlantılarını açıkladı” başlığını taşıyor. l Dış Haberler C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle