29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Aralık 2017 EDİTÖR: Alper izbul TASARIM: İLKNUR Fİliz Teşvik kralı Ayan! haber 5 CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelere gö re, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ailesinin milyon larca dolarlık para trafiği ya şadığı, Man Adası’nda kuru lu ‘1 sterlinlik’ şirketin tek yö netim kurulu üyesi olan Sıt kı Ayan, AKP iktidarları döne minde parlayan isimlerin ba şında geliyor. WikiLeaks’te de Malta belgelerin de de adı geçen Sıtkı Ayan’ın adı PELİN ÜNKER İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek dev let teşvikleriyle anılıyor. Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İs tanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da pet rol ve doğalgaz sahalarıyla il gili yatırımları bulunuyor. Hükümetin Aralık 2013 teş vik verileri açıklandığında, listede yer alan dev bir yatı rım göze çarpmıştı. İranTür kiyeAvrupa doğalgaz boru hattı projesini hayata geçire cek Turang Transit 11.5 mil yar TL ile zirvede yer almıştı. Bu, Çalık Grubu’nun Samsun Ceyhan boru hattı ve rafineri si için aldığı 14.5 milyar lira lık yatırım teşvik belgesinden sonra Cumhuriyet tarihinin en yüksek tutarlı teşvik belge si oldu. Yatırımın konusu “Do ğalgaz Boru Hattıyla Taşıma cılık” olarak kayıtlara geçiyor du. Tarihi 16.12.2013 olan bel ge, “Gümrük Vergisi Muafiye ti, Vergi İndirimi Oranı, Sigor ta Primi İşveren Hissesi Des teği” gibi destekleri kapsıyor. İran ile anlaşma 2008’de imza lanmıştı. Turang Transit’in ku rucu ortakları da Gent Elekt rik Enerjisi Toptan Satış, Sa med Petrol, Alan Enerji ve Ak tau Petrol. Tüm bu şirketler de Sıtkı Ayan’ın ortaklığı ve yönetim kurulu üyeliği bulu nuyor. Kriptolu belge WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, İşadamı Sıtkı Ayan, AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. Sıtkı Ayan’ın adı İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor Kasım Öztaş ile ortaklar Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgelere göre Sıtkı Ayan’ın 15 Kasım 2011’de Man Adası’ndaki şirketi devrettiği isim olan Kasım Öztaş’ın Türkiye’de kurulu şirketlerde de Ayan ile ortaklığı bulunuyor. İTO kayıtlarına göre Sıtkı Ayan’ın yönetim kurulu üyesi olduğu Anotolian Uluslararası Enerji ve BJ Petrol şirketlerinin yönetiminde Kasım Öztaş’ın da yer alması dikkat çekiyor. Anotolian Uluslararası Enerji 8 Şubat 2011, BJ Petrol 17 Aralık 2013’te kurulmuş. Öztaş ayrıca Sıtkı Ayan’ın eski yönetim kurulu üyesi olduğu ASL Enerji adlı şirketin yönetiminde Sıtkı Ayan’ın oğlu Bahaddin Ayan ile birlikte yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan’ın amcası Mustafa Erdoğan ve Ziya İlgen ile ortak kurduğu Bumerz Denizcilik’te de Kasım Öztaş ismi geçiyor. Kasım Öztaş, Ziya İlgen, Ahmet Burak Erdoğan ve Mustafa Erdoğan ile birlikte Bumerz Denizcilik şirketinin eski yönetim kurulu üyesi. Bu şirketin şimdiki yönetim kurulunda ise Bahaddin Ayan yer alıyor. Sıtkı Ayan 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliyordu. Bu yatırım işbirliği ise 2007 ve 2008 yıllarında imzalanan ilk anlaşmalara istinaden yapılacaktı. Elçiliğin başvurusu ABD Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Dale Eppler, söz konusu işbirliği konusunda daha derin bilgi edinmek amacıyla BOTAŞ Başkanı Saltuk Düzyol’a başvurmuştu. Ancak Düzyol, şirketinin bu projeyle ilintili olmadığını ve projenin özel bir şirkete verildiğini belirtmişti. Sonuç olarak söz konusu İran projesindeki özel şirketin Som Petrol AŞ. olduğu belli olmuş ve şirketin Sıtkı Ayan sahipliğinde olduğu anlaşılmıştı. Som Petrol, 22 Temmuz 2010’da İran ile 1 milyar Avro’luk boru hattı inşası anlaşması yapmıştı. Som Petrol’ün İstanbul Ticaret Odası (İTO) kayıtlarında 11 milyon lira sermayesi görünüyor. Ancak şirketin asıl merkezinin Londra’da olduğu ve sermayesinin de milyar dolarları bulduğu iddia ediliyor. Galip Gent Elektrik 2009’da İran’dan elektrik ithali için özel sektör arasında süren yarışın galibi sürpriz bir biçimde Gent Elektrik oldu. O dönemde Türkiye’nin elektrikte yaşadığı arz krizini aşmak için İran’dan elektrik ithalatı gündeme gelmişti. Gent Elektrik, İran’dan elektrik getirmek için gerekli yasal çalışmaları tamamladı ve iznini aldı. Bir dönem Şavk Elektrik ve Kartet’in mücadele ettiği İran’dan elektrik ithalatında rakiplerini geride bıraktı. İTO kayıtlarında Ayan İTO kayıtlarına göre Sıtkı Ayan’ın yönetim kurulu üyesi olduğu ve halen faaliyette olan şirketler şöyle: Som Petrol, Aktau Petrol, Gent Elektrik, Somas Enerji, SMS Gemi İnşa Sanayi AŞ, Turang Transit, Bylan Uluslararası Ticaret ve Gayrimenkul Sanayi AŞ, Anatolian Uluslararası Enerji Yatırım, Alan Enerji, Anka Enerji, TRG Petrol Ticaret, CTAT Gıda ve Sağlık Ürünleri, Som Overseas Petroleum, ASB Grup Enerji, Perlite İnşaat, Aska Enerji, BJ Petrol Sanayi, Başlam Petrol. Sıtkı Ayan’ın ortağı gözüktüğü şirketler ise şöyle sıralanıyor: Gent Petrol ve Dış Ticaret Limited Şirketi, Samed Petrol ve Enerji Dış Ticaret, Saor İnşaat. Sıtkı Ayan’ın ilginç bir tarafı da çok sayıda şirketi kurup kapatması. Ayan, İTO kayıtlarına göre ortağı olduğu İnsaş İnşaat’ın kaydını 31 Temmuz 2013’te, yönetim kurulu üyesi olduğu Metaş Mesken’i 2 Temmuz 2003’te, yine ortağı olduğu 20. yıl Konut ve İnşaat’ı 26 Ağustos 2002’de, yönetim kurulu üyesi olduğu S.S. Konutbirlik Evleri Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’ni 28 Mayıs 2002’de ve son olarak yine yönetim kurulu üyesi olarak gözüktüğü S.S. Ayanca Konut Yapı Kooperatifi’ni 31 Temmuz 2013’te kapatmış. Malta belgeleri European Investigative Collaborations (EIC) konsorsiyumunun açıkladığı Malta belgelerinde Ahmet Burak Erdoğan, Mustafa Erdoğan ve Ziya İlgen’ın bağlantılı olduğu Bumerz adlı bir offshore şirket olduğu ve 2008 yılında Agdash isimli petrol tankerinin bu şirkete bedelsiz devredildiği iddia edilmişti. İddiaya göre söz konusu tanker için 23 milyon dolarlık ödemeyi Mübariz Mansimov, 7 milyon dolarlık ödemeyi ise Som Petrol üzerinden Sıtkı Ayan yapmıştı. Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınları, Kılıçdaroğlu’na bir dava daha 1milyon500binlira manevi tazminat talebiyle bir dava daha açtı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yakınları tarafından Man Adası’nda bulunan bir off shore şirketiyle on milyonlarca dolar para trafiği yaşandığı iddiasına ilişkin Erdoğan ve iddialarda adı geçen yakınları, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bir kez daha 1 milyon 500 bin lira manevi tazminat istemiyle dava açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Ahmet Burak Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen, kardeşi Mustafa Erdoğan, dünürü Osman Ketenci ve Mustafa Gündoğan’ın avukatları tarafından hazırlanan dilekçe, İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunuldu. Grup toplantısı Dilekçede, “Kılıçdaroğlu’nun 28 Kasım’da partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, Erdoğan ve adı geçenleri hedef alan, küçük düşürücü, aşağılayıcı, gerçekdışı ithamlar isnat ederek, ağır hakaretlerde bulunarak, müvekkillerin toplumun kin ve nefret duygularına maruz bırakılmasına sebep olduğu” kaydedildi. Dilekçede, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 1 milyon 500 bin lira manevi tazminat istendi. Ne demişti? Kılıçdaroğlu, 21 Kasım’daki grup toplantısında şöyle konuşmuştu: “Sevgili Erdoğan, ‘Bilal’e anlatır gibi’ soruyorum sana: Çocuklarının, eniştenin, kardeşinin, dünürünün ve eski özel kalem müdürünün bir vergi cennetindeki bir offshore şirkete milyonlarca dolar gönderdiğini biliyor musun?” Bunun üzerine Erdoğan, CHP liderine 1.5 milyon liralık tazminat davası açmıştı. Kılıçdaroğlu, partisinin 28 Kasım’daki grup toplantısında ise Erdoğan’ın oğlu, kardeşi, eniştesi, dünürü ve eski özel kalem müdürünün vergi cennetinde Man Adası’ndaki şirketle 2011 yılında yaşadığı 15 milyon dolarlık para trafiğini tek tek sıraladıktan sonra swift mesajlarını ve dekontlarını göstermişti. Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, Kılıçdaroğlu’na bir kez daha dava açacaklarını söylemişti. Kılıçdaroğlu’na açılan yeni davanın, CHP’nin belgeleri basınla paylaştığı güne denk gelmesi dikkat çekti. Mahir Ünal bu kez de ‘fotokopi’ dedi AKP Sözcüsü Mahir Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgeler için “Orijinalini görmediğiniz sürece o belge sahte hükmündedir” dedi. Belgeleri değerlendiren AKP Sözcüsü Mahir Ünal, Türkiye’nin önemli gündem maddeleri olduğunu belirterek, Kılıçdaroğlu’nun gündemi ‘rehin alacak’ tarzda girişimlerde bulunduğunu öne sürdü. CHP’nin dağıttığı dekontların fotokopi olduğunu aktaran Ünal, “Şimdi ne yapacağız? Fotokopi üzerinden Türkiye’nin gündemini mi konuşacağız” diye sordu. Belgelerle ilgili suç duyurusunda bulunulduğuna ve dava açıldığına dikkati çeken Ünal, CHP’nin siyasetin gündemini meşgul etmekten vazgeçmesi gerektiğini kaydetti. Hocaefendi... Tarihe not düşmek için 4 “Hocaefendi”yi ben 1975 yılında İzmir’in Kemalpaşa ilçesiyle Balıkesir’in Edremit ilçesi yakınlarında kurduğu “Nur Kampları”nda tanıdım. Gözden ırak, ormanlık alanlarda kurulan bu kamplarda Fethullah Gülen, yaşları 815 arasındaki çocukları eğitiyordu. 1975 yılında ortaya çıkardığım bu kamplarda yoksul Anadolu çocukları önceden hazırlanan bir program çerçevesinde yetiştirilmeye başlanmıştı “Nur Kampları”nda. Kamplarda, yaşları 2530 arasında değişen “ağabeyler”, “Atatürk düşmanlığı” aşıladıkları körpecik beyinlere şöyle sesleniyorlardı: “Ceberut devlet yıkılacak, şeriat gelecek...” Nur Kampları’nın “ağabeyleri” üniversite öğrencileri ya da üniversitede görev yapan genç asistanlardı. Ege Üniversitesi Kimya Bölümü asistanlarından Dr. Muzaffer Ayvaz, zeytinyağı tüccarı Arif Çağan, Avcılar köyünden Ahmet Ambarlı, tuğla fabrikası sahibi Osman Aykut yakalandıklarında DGM savcılığında şu ifadeyi vermişlerdi: “Kampları düzenleyen Fethullah Gülen’dir...” Olay, 1975 yılı Temmuz ayında meydana geldi. Biz o tarihte İzmir DGM Savcı Yardımcısı Edip Özyörük’e gördüklerimizi aktardık. Böylece Fethullah Gülen adını kamuoyu ilk kez duydu. Şimdi aradan yaklaşık 20 yıl geçti. Çok satan gazetelerimiz Fethullah Hoca’yı kamuoyuna tanıtmaya başladı. Biz de Fethullah’ın açıklamalarını okuyup onu tanımaya (!) başladık. HHH Fethullah Hoca, Hürriyet’e “Bir kere oy verdim” diyor, Sabah’ta ise Nuriye Akman’a “Hiçbir zaman oy vermedim” diye konuşuyor. Hangisinin doğru olduğunu bilmiyoruz, ama tek bildiğimiz Gülen’in 1980 öncesi Adalet Partisi’ni, 1980 sonrası ANAP’ı, şimdilerde ise DYP’yi, dolayısıyla Tansu Çiller’i desteklediğidir. Fethullah Hoca sorulara pek içten yanıt vermiyor. Her zaman olduğu gibi “takıyye” yapıyor. Örneğin Turgut Özal’la tanışıklığını anlatırken 1977 seçimlerinde Özal’ın İzmir’den MSP adayı olduğunda onu desteklediğini gizliyor. Fethullah Hoca, Silahlı Kuvvetler’deki Fethullahçı subaylarla ilgili olarak da şunları söylüyor: “Beni tanıyan insanlardır, değildir. Camiye gelmişlerdir, vaaz dinlemişlerdir, değildir, bilemem ben onu da. Belki askerin içinde de ordunun içinde de bu denen şeylere inananlar vardır. Bilemiyorum, öyle olduğunu zannedenler, vehmedenler vardır. Bu manada bir Fethullah yoktur. Fethullahçı yolu yoktur...” Hoca, tıpkı bize gönderdiği tekziplerdeki üslubu kullanıyor kendisine yöneltilen soruyu yanıtlarken. Yani “takıyye” yapıp işin içinden sıyrılıyor... Hoca, Müslüman kişi yalan söylemez, doğru bildiğini söyler. “Vardır, yoktur, olmuştur” gibi sözcük oyunlarına Müslüman kişi girmez. Hocaefendi, düpedüz gerçekleri saklıyorsun; bu yüzden cehennemde “cayır cayır” yanacaksın... HHH 20 yıl önce Fethullah Hoca’nın Kemalpaşa ve Edremit yöresindeki “Nur Kampları”nı ortaya çıkarınca yer yerinden oynamıştı. Demokratik kitle örgütleri ayağa kalkmıştı. Fethullah Hoca ise ortalıkta yoktu. Dün bir kez daha 20 yıl önceki dizi röportajımı okudum, çektiğim fotoğraflara baktım... Kamplardan çekilmiş bir fotoğraf... Bir tabelada şunlar yazılı: “İzinsiz girilmez...” Altında ise bir başka yazı: “İmamHatip Yüksekokul Talebelerini Himaye ve Yetiştirme Derneği Kampı...” İşte bu kamplarda 815 yaşlarında yoksul Anadolu çocukları laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti düşmanı olarak yetiştiriliyordu. Aradan 20 yıl geçti ve bugünlere geldik... Fethullah Hoca güçlendi ve palazlandı. Okulları, gazeteleri, televizyonları, radyoları ve dershaneleri olduğu söyleniyor, yazılıyor. Fethullah Hoca bakın özel okulları konusunda ne diyor: “Ben duygu ve düşünce itibarıyla bu kurumları desteklerim...” Olmadı Hoca, olmadı... Bu okulların, dershanelerin arkasında kimler var? Paralar nereden geliyor? Hakem heyeti denilen topluluğun başında kim var. Ne iş yapar? Onları açıklaman gerekir... Şöyle bakalım Hoca: “Bir emekli vaizin askeri liselerde, polis koleji ve akademilerindeki ‘şeriatçı örgütlenme’de adı neden geçer?” Fethullah Hoca, Sabah ve Hürriyet’te kendisini aklamaya çalışıyor... Kim inanır buna? Oyun içinde oyun... Hedef, 2 bin yılıdır... Bugün şeriat isteyenlerin tek amacı ordu ve polis içinde, devlet kurumlarında iyice örgütlenip darbeyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirmektir... Başka ne söylenir... HHH Zaman gazetesinin Almanya’da oturan ve İlhan Murad kod adını kullanan İlhan Bardakçı adlı yazarı “maskesi” düşünce paniğe kapıldı. Bu telaş niye Sayın Bardakçı? Siz casusluktan yargılanıp hapis yatmadınız mı? Zaman gazetesi okurları beni telefonla arayıp aynen şöyle dediler: “Elinize sağlık, İlhan Bardakçı’nın kim olduğunu sayenizde öğrendik...” Fena mı yaptık İlhan Bey... Bu yazı 27 Ocak 1995’te yayımlanmıştır. H.Ç. KÜLÜNK HIZINI ALAMADI: Kılıçdaroğlu’nun evi polis tarafından aransın AKP İstanbul Milletvekili Metin Kü landırılmasını” istedi. Kılıçdaroğlu’ndan su lünk, CHP lideri Kemal ça konu sahte belgelerin Kılıçdaroğlu hakkın istenmesi, bu belgeleri da İstanbul Cumhuriyet teslim etmediği takdirde Başsavcılığı’na suç du evinde, işyerinde ve CHP yurusunda bulunarak, “Kılıçdaroğlu’ndan su Metin Külünk Genel Merkezi’nde arama yapılarak belgelere el ko ça konu sahte belgelerin isten nulmasını talep eden Külünk, ad mesini, bu belgeleri teslim etme liye çıkışında yaptığı basın açık diği takdirde evinde, işyerinde ve lamasında, “Bu topraklarda en CHP Genel Merkezi’nde arama ağır sıkıntıları yaşadığımız gün yapılıp belgelere el konulmasını” lerden birindeyiz. Türkiye’ye sal talep etti. dıranlarla işbirliği yapan bir ana Külünk, 69 sayfadan olu muhalefet partisinin yönetimi ile şan suç duyurusu dilekçesin terör örgütlerinin işini kolaylaştı de, Kılıçdaroğlu’nun “silahlı te ran ana muhalefet partisinin ge rör örgütünün amaçları doğrultu nel başkanı ile karşı karşıyayız. sunda faaliyet yürütmek suretiy Tabii ki CHP’nin tabanını tenzih le TC hükümetinin görevini yap ediyorum. Yaptığımız araştırma masını engellemeye teşebbüs, lar, çalışmalar ve bilgi ile belge Cumhurbaşkanı’na hakaret, iftira ler suç duyurusunda bulunmamız ve Terörle Mücadele Kanunu’nun gerektiğine dair bizde bir kanaat ilgili her türlü maddesinden ceza oluşturmuştur” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle