Katalog

Cumartesi 2 Aralık 2017 2 Okul terkinde Avrupa birincisiyiz haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Okul terki riski bulunan öğrencilere akran desteği verilmesin den sonra devamsızlık sorunu azaldı, başarı düzeyi arttı Türkiye okul terki konusunda Avrupa’daki 35 ülke arasında ilk sırada yer alıyor. Okul terki riski ile karşı karşıya olan öğrencilerin, destek verilmesi halinde okulda kalma oranları artıyor. Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar için Uygulama Araştırma Merkezi (SOYAÇ) Müdür Yrd. Doç. Dr. Özden Bademci, “Liseden Üniversiteye Gençler Birlikte’’ projesiyle okul terkini önlemeyi amaçladıklarını belirterek, “Projemiz sayesinde öğrencilerin yüzde 90’ı okulda kalacak” dedi. SOYAÇ ve Maltepe Kaymakamlığı’nca gerçekleştirilen projenin sonuçları Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyumda paylaşıldı. ‘Babam derdimi sormadı’ Çalışmaya katılan lise öğrencilerinden: Yaşlarımız yakın olduğu için bizleri daha iyi anladınız ve hiçbir zaman yargılamadınız. (15, erkek) n Arkadaşlarımı dertlerimle sıkmak istemiyorum. Ailemle de muhabbetim yok. Babam bir kere bile derdimi sormadı. Ama E. ablayla konuşabiliyorum. Bana birçok konuda yardımcı oluyor.(16, kız) n Başlangıçta işlenmemiş bir taştım, çekingendim. İlk defa konuşabildim bu kadar rahat ve istediğim gibi. İlk defa içimi dökebildim. Birine güvenebileceğimi hissettim. (16, erkek) n Daha önce adam yerine konulmuyordum. Şunu anladım ki beni ilk defa adam yerine koyan birileri oldu. Ben ilk defa sayılıp sevildiğimi hissettim. Karşı tarafın beni dinlediğini hissettim. (17, erkek) n Önceden biriyle diyalog kurmak için çekinirdim ve ilk adımı karşıdan beklerdim. Fakat şimdi öyle değil. Diyaloğa ilk ben atılıyorum, karşıdan beklemiyorum.(17, kız) n Daha sabırlı olmaya ve mantıklı düşünmeye başladım.(16, erkek) n Kocaman bir fark oldu. Şu an daha sabırlıyım. (17, erkek) Bire bir görüşme Projede, okul terki ve devamsızlık, disiplin suçlarından kaynaklanan kısa süreli okuldan uzaklaştırma ve okul değiştirme oranlarının yüksek olduğu bir meslek lisesinde, okul terki riski ile karşı karşıya olan 52 öğrenci ile bir çalışma yapıldı. Öğrencilere, bağlanma ilişkisi temelli akran desteği, bireysel ve grup çalışmaları yoluyla verildi. Psikoloji ve rehberlik ve psikolojik danışmalık bölümlerinin lisans ve lisansüstü programlarına devam eden 55 öğrenci ile psikoloji ve sosyal hizmet bölümlerinden 4 öğretim elemanının görev aldığı uygulamada, her bir üniversite öğrencisi akran danışmanlığı yapmak üzere bir lise öğrencisi ile eşleşti. Akran danışmanları eşleştikleri lise öğrencileri ile her cuma 30 dakika bireysel görüşme yaparak birebir destek verdi. Bu görüşmelerin amacı lise öğrencilerine, hem okul hem de gündelik yaşamları hakkında konuşma, duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını paylaşma ve bunlar üzerine düşünme fırsatı vererek bireysel gelişimlerine katkı sağlamaktı. Bireysel görüşmelerin ardından üniversite ve lise öğrenci leri gruplar halinde etkinliklere katıldılar. Çalışmanın sonuçları şöyle açıklandı: “Derinlemesine görüşmelerin bulguları, okul terki riski ile karşı karşıya olan öğrencilere verilen psikososyal desteğin onların bireysel, sosyal gelişimlerini olumlu yönde etkilediği ve okul terki risklerini azalttığını ortaya koymaktadır. Yapılan görüş melerde özsaygı, özgüven ve özdeğer duyguları ve psikolojik dayanıklılıkları düşük ve okul terki riski ile karşı karşıya olan öğrencilerin tamamı projeyle birlikte devamsızlık sorunlarının azaldığını, okula severek gelmeye başladıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin okula aidiyet duygularının geliştiği,devamsızlık sorunlarının azaldığı görüldü.’’ Yerli PISA’da hüsran Sorun alt dilimde n Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım: MEB, uluslararası düzeydeki olumsuz sonuçları kabul etmek istemiyor; o nedenle benzer bir sınavı Türkiye’de yapmak istedi. Ama kendi yaptığı sınavda da, yaşanan bilimsel gerilemenin sonuçları başarı geriliği olarak kendini gösterdi. Her ne kadar Türkiye’deki sınavda kolaycı soru sorma gayretine girilse de sonuç farklı olmadı. Ne kadar gerçekleri kapatma gayretinde olursanız olun bilim yanılmaz. n EğitimSen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan: MEB’in kendi yaptığı ve bilimsel kriterleri çok da desteklemeyen bu sınavda bile sonuç çok kötü. Çünkü eğitim sistemi plansız bir şekilde sürekli değişime muhatap oluyor. Uzun zaman önce liyakatten vazgeçildi. Görüyoruz ki artık anaokullarında bile mescit zorunluluğu var ama laboratuvarı, kütüphanesi, spor salonu, bilişim sınıfları olmayan okullarımız var. Dini referans alan eğitim sistemine çocuklarımız mahkum edildi. n TED Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu: PISA, TIMSS bunlar hep veri. Ve baktığımızda aslında bakanlığın yaptığı sınav da dahil olmak üzere veriler örtüşüyor. Bizdeki sorun üst dilimlerdeki çocuklarla ilgili değil. Alt dilimdeki çocuklarla ilgili. Matematikte 4 işlemi yapmakta zorlanan öğrenci oranı yüzde 30 küsur. Bu orta kısımda yüzde 50’lere çıkıyor. 21. yüzyılın bilişsel kazanımlarına dönmek zorundayız. Bu da ancak nitelikli ve disiplinli öğretmen anlayışı ile mümkün. Ulusal eğitim planımızı yapmak zorundayız. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ABİDE araştırması sonuçlarına göre binlerce öğrenci en alt düzeyde OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın, uluslararası PISA sonuçlarını beğenmeyerek “yerli ve milli” ABİDE araştırmasından da hüsran çıktı. Bakanlığın araştırmasına göre çocukların yüzde 70’i orta ve alt düzeyde kaldı. Çocukların başaramadığı konular eğitim sisteminin eksikliklerini de gözler önüne serdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA sonuçlarını eleştirerek kendi geliştirdiği Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) projesi, eğitim sisteminin sorunlara ilişkin bakanlığın itirafı oldu. Türkiye’de 81 il ve 495 ilçede 1299 okuldan 38 bin 8. sınıf öğrencisinin katılımıyla yapılan değerlendirmede, binlerce öğrenci en alt düzeyde kaldı. Eğitimin temeli yok MEB araştırmasına göre, Türkçede çocukların yüzde 3.6’sı, fen bilgisinde yüzde 17.9’u, sosyal bilgilerde yüzde 6.3’ü en alt düzeyde kalırken, matematikte bu oran yüzde 26.4’e yükseldi. Yani araştırmaya katılan 10 bin öğrenci matematikte ‘temel altı’ olarak seviyelendirilen dört işlem düzeyinde kaldı. Türkçede öğrencilerin yüzde 70’i, sosyal bilgilerde yüzde 72’si, fen bilgisinde yüzde 85’i ve matematikte de öğrencilerin yüzde 90’a yakını orta ve alt düzeyde yer aldı. Araştırmada çocukların ortalama yüzde 70’inden fazlasını yapamadığı konular da sıralandı. Türkçe testinde çocukların karşılaştırma, açıklama yapa Öğretmenin zamanı yok Öğrencilerin egˆitim hedefleri yu¨kseldikc¸e, yani gelecekte üniversite ile yüksek lisans ve doktora yapmak isteyenlerin hedefi liseyi bitirmek olan öğrencilere göre daha yüksek başarıya ulaştıkları belirlendi. Ayrıca eğitimdeki öğretmen faktörüne bakıldığında da öğretmenin kıdemi arttıkça başarının arttığı, haftada sadece 12 kere ev ödevi veren öğretmenlerin öğrencilerinin hiç vermeyen ve fazla verenlere göre daha başarılı oldukları sonucuna ulaşıldı. Öğretmenlerin yüzde 70’inden fazlası da öğrencilerine bire bir ilgilenmek için yeterli zamanı olmadıklarını belirtti. rak zıtlıklar ve olumsuzluklardan çıkarımda bulunamadıkları, metinleri günlük hayatla ilişkilendiremedikleri, nedensonuç ve amaçsonuç ilişkisi kuramadıkları, problemlere yaratıcı çözüm üretemedikleri, metinlerdeki benzerlikleri, farklılıkları, ayrıntıları, önemsiz detayları, soyut kavramları fark edemedikleri, değerlendiremedikleri ve analiz edemedikleri sonucuna ulaşıldı. Akıl yürütemiyorlar Matematik değerlendirmesinde ise MEB eğitimi ile çocukların yüzde 90’ının birden fazla işlem gerektiren problemleri çözemedikleri, akıl yürütme ve strateji gerektiren problemlerde gerekli işlemleri yapamadıkları, kendi çözüm yollarını bulamadıkları, yorum ve akıl yürütmelerine bağlı olarak çıkarımlar arasında ilişki kuramadıkları, alternatifler arasında seçim yapamadıkları ve bir çözümün, çıkarımın veya stratejinin doğruluğunu ve geçerliliğini savunmak için matematiksel deliller üretemedikleri belirlendi. Fen bilgisi testinde ise çocukların yüzde 85’inin günlük yaşamdaki bazı olgu ve doğa olaylarından elde ettiği kanıtları karşılaştıramadıkları sonucuna ulaşıldı. l ANKARA Mor Sertifika Programı’nın 10. yaşı Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın da katıldığı geceyle kutlandı. ‘Cinsiyet eşitliği için eğitim şart’ Sabancı Vakfı’nın desteğiyle, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından yürütülen ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık kazandırmayı amaçlayan Mor Sertifika Programı, 17 ilde yaklaşık 3 bin 500 öğretmene ulaştı. Mor Sertifika Programı’nın 10. yılı nedeniyle Sabancı Center’da düzenlenen kutlama gecesinde, “10 Yılın Hikâyesi” kitabının tanıtımı yapıldı, programa ilişkin kısa bir belgesel gösterildi. Toplumsal adalet Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, gecenin açılış konuşmasında, “Toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal adalet için birincil şart. Bu da ancak eğitimle mümkün olabilir’’ dedi. Toplumsal cinsiyet eşit liğini her zaman öncelikli mesele olarak gördüklerini vurgulayan Sabancı, şunları söyledi: Öğretmene görev “Toplumun dönüşüm ve gelişiminde öğretmenlerimize uzun soluklu görevler düşüyor. Mor Sertifika Programı da bunun bilinciyle başladı. Bugün görüyoruz ki, 10 yıl önce başlattığımız Mor Sertifika Programı’mız bugün 3 bin 500’e yakın öğretmene ulaştı. Onların bilgiyi kendi çevreleriyle paylaşmaları ve yaygınlaştırmalarıyla da etkisi her geçen gün daha da büyüyor. Bu vesileyle bir kez daha hatırlamamız gerekir ki; bu tip toplumsal değişim ve gelişim, ancak uzun soluklu bir yaklaşımla ve ortak çalışmayla mümkün olur. Bu anlayışa, Başarı Üçgeni deniyor. Bir tarafında STK’ler, vakıflar, üniversiteler; bir tarafında kamu, bakanlıklar, ilgili kurumlar ve kuruluşlar; bir tarafında da tüm bunları destekleyen iş dünyası, çalışan, kazanan kesim.” KHK ile ihraç edilen öğretmen beste yaptı ZEHRA ÖZDİLEK Eğitim Sen üyesi 15 yıllık müzik öğretmeni Engin Cengiz geçen yıl Malatya’da görevini yaparken KHK ile ihraç edildi. İhraç edildikten sonra 10 ay cezaevinde kalan Cengiz birçok beste yaptı. KHK ile ihraç edilmelerine ilişkin bir beste de yapan Cengiz bestesinde şu sözlere yer verdi, “Koltuk derdine düşmüş, Gözünü kan bürümüş, Ölen halk çocuğuymuş, Beylerin umrunda mı? Senin dostun hırsızlar, Yalaka dalkavuklar, Kutu kutu paralar, Beylerin umurunda mı?” Cengiz, bugüne kadar yaklaşık 80 beste yaptığını ve gelecek aylarda albüm çıkarma yı planladığını söyledi. Aynı gün Erzurum Atatürk Üniversitesi mezunu olduğunu belirten Cengiz, mezun olduğu yıl doğduğu ilçe olan Oltu’da göreve başladığını söyledi. 2004 yılında Malatya’ya tayinin çıktığını dile getiren Cengiz, “29 Ekim 2016 tarihinde hak, hukuk denilmeden bir gece ansızın çıkarılan KHK ile ihraç edildik. Bir öğrencim de benim okulumda öğretmen olarak göreve başlamıştı. Öğrencimle aynı gün ihraç edildim. Ailemin yanına dönmek zorunda kaldım. Ama sendikam maddi manevi çok büyük bir dayanışma sergiledi” dedi. l İSTANBUL TBMM’de Çocuk Komisyonu kurulsun Çocuk Vakfı, TBMM’de Çocuk Komisyonu kurulmasını önerdi. Vakıf Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, TBMM başkan ve üyelerine gönderilen mektupta, “Çocukla ilgili kök sorunların çözümünde zihniyet değişimini harekete geçirecek, kültür ve medeniyet merkezli öneriler geliştirecek, çocukla ilgili sağlık, eğitim, bilim, çocuk koruma hukuku, çocuk yoksulluğu, çocuk ihmali ve istismarı, kültür, sanat, spor gibi çocuk haklarını ilgilendiren bütün alanlarda çocuk görüşü alma ilkesine göre öncü çalışmalar yapmak üzere ve özgün bir ihtisas komisyonu olarak TBMM Çocuk Komisyonu kurulması önerimizin gündeme alınmasını talep ediyoruz’’ dedi. TBMM’de bugüne kadar çocukla ilgili araştırma amaçlı dışında komisyon kurulamadığını hatırlatan Şirin, çocukla ilgili yasa çalışması ve gündemlere odaklı daimi bir ihtisas komisyonunun gerekli olduğunu düşündüklerini vurguladı. C MY B