28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 7 Kasım 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK konuşKtauvatulat:uEkrldaondğıamnCCZHİEYZPAA’LREİEVVTİENEKDTİLETLİER İşadamı Osman Kavala, tıpkı Büyükada’da toplanan insan hakları savunucuları gibi kendisinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hedef gösterildiğini söyledi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan; dün Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, muhabirimiz Ahmet Şık ve muhasebe servisi çalışanımız Yusuf Emre İper ile gazeteciler Deniz Yücel, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Fatih Gürsu ve geçen hafta tutuklanan işadamı Osman Kavala’yı ziyaret etti. CHP’li vekillerin aktardıklarına göre, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, kendisinin yandaş medya tarafından hedef haline getirildiğini belirterek “Büyük bir hukuksuzluk ile karşı karşıyayım. Benim tutuklanmam iktidarın muhaliflere yönelik saldırısının bir parçasıdır. Ben ya da eşim Ayşe Buğra’nın FETÖ ile ilişkilendirilmesi rasyonalite sınırlarını aşan bir durudur. Zira 90’larda henüz çok az sayıda insan FETÖ tehlikesinden haberdar iken biz bu tehlikenin farkındaydık ve mücadele ediyorduk” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisi için söylediği “Türkiye’nin Soros’u” ifadesini anımsatan Kavala, “Tıpkı Büyükada’da toplanan insan hakları savunucularının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hedef gösterilmesi gibi ben de Erdoğan’ın sözlerinin ardından tutuklandım” ifadelerini kullandı. ‘İktidarın kâbusu’ Ahmet Altan, yaptığı gazetecilik faa Osman Kavala liyetlerinin üç kez ağırlaştırılmış müebbet istemiyle ile yargılanmasının hukuki herhangi bir dayanağının olmadığını ifade ederek “Altan kardeşlerin tutuklanması ile bir korku iklimi yaratılmaya çalışıldı. Ancak bugün gelinen noktada iktidarın korku projesi toplum için değil, kendileri yani iktidar için büyük bir korkuya hatta kabusa dönüştü. Yaşadıklarımız bütün dünyaca biliniyor” dedi. Kardeşi Mehmet Altan ile aralarında sadece bir koridor mesafesinin bulunduğunu ancak cezaevi süreci boyunca bir kez bile yan yana gelmediklerini söyleyen Altan, mektup, haberleşme ve tüm mahkumlar için kullanılan etkinlik yasağının kendileri için sürdüğünü de ekledi. Gazetecilik dosyası Murat Sabuncu, gazetecilik ve ifade özgürlüğü için dik durmaya ve özgürlük talep etmeye devam edeceklerini aktararak, “Dava dosyasında olan tek şey gazeteciliktir” dedi. Cumhuriyet davası ile gazeteciliğe gözdağı verilmeye çalışıldığını ifade eden Sabuncu, “13 aydır ben ve arkadaşlarım neden tutuklu? 13 aydır bulunamayan delil ne? Bu soruların cevabı sadece gazeteciliktir” dedi Herkes görüyor Gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay da, “Bizim davamızın olağandışılığını özgürlüğü savunan herkes gibi mahkeme başkanı bile görüyor” dedi. Ahmet Şık da yaşanılanın muhalifleri susturmaya yönelik olduğunu vurguladı. l ANKARA / Cumhuriyet Büyüklerle yan yana Cezaevlerindeki 2 bin 767 çocuğun yarısı yetişkinlerle birlikte barındırılıyor ve büyük çoğunluğu eğitim alamıyor. Terör suçundan cezaevinde bulunan çocuk sayısı ise 197 İKLİM ÖNGEL CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel’in cezaevlerindeki çocuklara ilişkin yaptığı bilgi edinme başvurusuna yanıt geldi. Buna göre, terör sebebiyle ceza infaz kurumlarında bulunan çocuk sayısı 197. Toplam 2 bin 767 çocuğun bulunduğu cezaevlerinde 1364 çocuk yetişkinlerin kaldığı infaz kurumlarında barındırılıyor. CHP’li Adıgüzel’in bilgi edinme başvurularına Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından farklı tarihlerde gelen yanıtlarda, cezaevlerindeki çocuklara ilişkin bilgiler verildi. Yanıtta, Ağustos 2017 itibarıyla; ceza infaz kurumlarında 1218 yaş aralığında 2 bin 767 çocuk bulunduğu, çocuk eğitim evleri ve çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumlarında kalan toplam çocuk sayısı 1403; 29 farklı kurumda kalan kız çocuğu sayısının da 96 olduğu bildirildi. Buna göre, cezaevlerinde 1364 çocuk, yetişkinlerin kaldığı infaz kurumlarında barındırılıyor. Yanıtta ceza infaz kurumlarında bulunan 1218 yaş aralığındaki çocukların öğrenim durumlarına ilişkin şu bilgi verildi: “111’i Birinci Kademe Okuma Yazma Kursuna, 62’si “2. Kademe Okuma Yazma Kursuna” katılırken, 187’si “Açık Öğretim Ortaokuluna”, 495’i “Açık Lise Eğitimine”, “1’i Üniversite Eğitimine”, “219’u ise Örgün Eğitime” devam ediyor.” Adıgüzel’in, ceza infaz kurumlarındaki çocuklara kötü muamele ve işkence uygulandığı iddialarına ilişkin açılan soruşturmalar üzerine sorduğu soruya gelen yanıtta ise son 3 yılda 18 başvuru yapıldığı belirtildi. ÇOCUUKNUOTLMDAUYKILNARINI YbdltgçlrinomBamaruuuouitrla,dldzğıeanıcuaşsckn.euulurntneaaeıoCennığnkıarnbrztlkeıul.umnslaıgeaıyBznğuşderepyaçaaauöçıveuadlol’epienayişyğpynıcvmığkltöüeuoıkuelblioıeaaranzntrlkuuikşrlynudrelıleim,aıruoanlekşlnmçsbrilndmkoelnıdaadaunuaesnlaairaboımrşinşnöıuvlenitltogmersyenaeçuınneludlckstaaır:akArnıeeneslç“eeaaig,BazılndlodlirngkcıketildığcdzietgiielyrçlfeuialıaieğüenzoosçkghdakzçirıurcnnölaeeeuatoahçuizirrmlyvAğcaes,kkeülüiuihörledaç.mkkna”kkneiyrfalairnisiııılrlrnboyrtnçeüeısuldnoşelaytakayyaeellontıenş Önceki gece Rusya’nın St. Petersburg kentindeki Kışlık Saray önünde düzenlenen törenlerde büyük coşku vardı. DEVRIMIN 100. YILI GÜRER MUT Tarihin akışını değiştiren büyük Ekim Sosyalist devriminin 100. Yılı tüm dünyada coşkuyla kutlanıyor. 7 Kasım 1917’de (Julyen takvimine göre 25 Ekim) gerçekleşen devrimin yıldönümü kutlamaları önceki gün Moskova ve St. Petersburg’da yapılan törenlerle başladı. Dünya komünist hareketinin katıldığı Moskova’daki büyük yürüyüş ise bugün 15.00’te gerçekleştirilecek. Birinci Dünya Savaşı devam ederken, Rusya’da 1917 tarihinde yaşanan Şubat ve Ekim devrimleri sonucunda, çarlık rejimine son verildi ve dünyanın ilk işçi devleti Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kuruldu. Çarlık otokrasisinin baskıcı ve despot uygulamalarına isyan eden Rus halkını bir araya getirerek Ekim Devrimi’ni başarıya ulaştıranlar, karanlık gericilik yıllarına, umutsuzluğun zirveye çıktığı sürgün ve zorunlu göçmenlik dönemlerine rağmen çalışmalarına devam eden insanlardı. Lenin’in de deyimiyle buz kırılmış, yol gösterilmiş ve açılmıştı. Büyük Ekim Devrimi, dünyanın en ücra böl Kutlamalar kapsamında Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nin Moskova’da düzenlediği yürüyüşe binlerce kişi katıldı. gelerine ulaştı ve dünyadaki bir çok halk hareketine ilham kaynağı oldu. SSCB’nin varlığı dünya kapitalizminin planlarını kursağında bırakarak, emekten ve eşitlikten yana bir dünyanın mümkün olabileceğini kanıtladı. Başka bir düzenin mümkün olduğu iddiası Ekim 1917 ile birlikte artık sa dece mevcut düzeni yıkmak değil, yenisini kurma iradesini taşıyordu. Bu nedenle 1917’de Rus işçi sınıfı, iktidarı ele geçirmesinin ardından bütün insanlığın önünde yeni bir örnek oluşturma sorumluluğunu da devralmış oldu. Bu aşamadan sonra tarihin ilk işçi devleti, savaşın ve sömürünün yaşanmadığı, emekçilerin mutlu bir hayat sürdüğü ve üretim araçlarının hızla geliştiği bir toplumsal mekanizmayı yaratma çabasına girişti. 25 Aralık 1991’de SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un istifa etmesinin ardından Sovyetler Birliği’ni oluşturan cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını kazanmalarıyla SSCB dağıldı. Türkiye’de de birçok sol parti ve sivil toplum kuruluşu, Ekim Devrimi’nin 100. yılını çeşitli etkinliklerle kutluyor. Geçen perşembe günü Tarih Vakfı’nda Y. Doğan Çetinkaya’nın sunumuyla düzenlenen “1917’nin 100. Yılında Devrim Konuşmaları3” başlıklı konferans geniş katılımla gerçekleşti. Dünya tarihi üzerinde iki devrimin model oluşturduğunu belirten Çetinkaya, 1789 Fransız ve 1917 Rus devrimlerinin sonraki kuşaklar için önemli örnekler olduğuna dikkat çekti. haber 7 PEN, Jagland ile görüştü PEN heyeti ve Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık Strazburg’da Jagland ile bir araya geldi. ‘Adil yargı bekliyorlar’ Uluslararası Yazarlar Birliği PEN’in aralarında gazetemiz muhabiri Ahmet Şık da dahil olmak üzere Türkiye’de tutuklu bulunan gazetecilerle dayanışma çalışmaları sürüyor. Bu çerçevede PEN International ve PEN Norveç’ten bir grup, Strazburg’da Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile bir araya gelerek, Türkiye’de tutuklu gazetecilerin durumunu ve ifade özgürlüğü konusunu ele aldı. PEN heyetine görüşmede Şık’ın eşi Yonca Şık da eşlik etti. PEN, Şık ve diğer Cumhuriyet çalışanlarına yönelik suçlamaların arkasında politik gerekçelerin olduğuna inandıklarına işaret ederken Jagland ile toplantıda PEN olarak Şık ve Türkiye’deki diğer tutuklu gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmalarının aciliyetine dikkat çektiklerini vurguladı. Kimi gazetecinin bir yılı aşkın süredir cezaevinde olduğu da hatırlatıldı. PEN International İcra Direktörü Carles Torner, “Sadece ifade özgürlüğü haklarını kullanmaktan hapiste olan gazetecilerin davalarından daha acil bir dava olamaz” ifadesini kullandı. Torner, “Türkiye’de hapisteki gazeteciler artık adil yargılanmayı bekleyemez” derken “tüm umutlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdılar” diye de ekledi. Yonca Şık da Jagland’in verdiği destekten dolayı mutlu olduğunu, Jagland’in Ahmet Şık ve Cumhuriyet davalarına ilişkin detaylı bilgisi olduğunu dile getirdi. “Hepimiz AİHM’den çıkacak kararı büyük bir heyecanla bekliyoruz” dedi. ERTUĞRUL KÜRKÇÜ: Bilim insanı göçü rekor seviyede HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 5. kez uzatılan OHAL’in çok büyük bi lim insanı ve sanatçı hicretine neden oldu ğunu belirterek, “Türkiye’den göç eden bi lim insanı sayısı tari hin en yüksek oranları na, mutlak sayılarına var dı. Türkiye, 20 Temmuz olağanüstü haliyle bir likte, üniversitede ba rındırılmayan insanların Avrupa’ya ihraç edildiği bir ülke oldu” dedi. Meclis’te devam eden 2018 bütçe görüşmelerinde Bilim, Sanayi ve Ertuğrul Kürkçü Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan Ertuğrul Kürkçü, “Olağanüstü hal ilanından sonra Türkiye Bilimler Akademisi’nin faali yet alanında apansız bir değişiklik oldu. 15 Temmuz sonrasında 40 üye, üyelikten ses siz sedasız çıkartıldı. Ne oldu da çıkartıldı lar, bilimsel değerlendirme ölçütlerinde ne gibi bir değişiklik oldu?” diye konuştu. 15 Temmuz sonrasında 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL sonrası 4224 bilim insa nı görevlerinden uzaklaştırıldığını ve bunla rın 2341’inin meslekten ihraç edildiğini an latan Kürkçü, şöyle konuştu: “İkinci Dün ya Savaşı öncesinde Nazi Almanyası’ndan Türkiye’ye bilim insanları göç ederlerdi. Tür kiye üniversitesini aslında bir bakıma on lar yeniden kurdular. Şimdi, Türkiye, aynı şekilde, siyasi sebeplerle, Türkiye’den ka çan, üniversitede barındırılmayan insanla rın Avrupa’ya ihraç edildiği bir ülke oldu. İb ni Sina demiş ki, ‘Bilim ve sanat istenmedi ği yerden hicret eder.’ Hakikaten Türkiye, çok büyük bir bilim insanı ve sanatçı hicre tine sebep oldu.” l Haber Merkezi BARODAN TAZİYE MESAJI Cengiz Güngör yaşamını yitirdi Gazetemizin avukatı Mustafa Kemal Güngör’ün ağabeyi avukat Cengiz Güngör (60) karaciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Güngör, 78 Kuşağı öğrenci hareketi içinde yer almış, hukuk fakültesini bitirdikten sonra avukatlığa başlamıştı. Kallavi Meyhanesi’nin kurucusu da olan Güngör için üyesi olduğu İstanbul Barosu bir duyuru yaptı. Duyuruda, “Baromuzun 13382 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT CENGİZ GÜNGÖR 06.11.2017 tarihinde vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 07.11.2017 Salı günü, Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip, Büyükbakkalköy Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz” denildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle