04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Kasım 2017 2 En zekiler İHL’ye! eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Nitelikli’ okulların en az yarısının imam hatip liseleri olacağı tahmin ediliyor. Sistem, ‘en başarılıların bu okullara yerleştirilmesi projesi’ olarak nitelendiriliyor FİGEN ATALAY Liselere yerleştirmede uygulanacak yeni sistemde sınavla girilecek 600 “nitelikli” okulun en az yarısının imam hatip liseleri olması öngörülüyor. Yüzde 10’luk dilimde yer alan en başarılı 120 bin öğrencinin en az yarısının diğer okullarda kontenjan kalmayacağı için imam hatip liselerine mecbur bırakılma riski bulunuyor. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Milli Eği tim Bakanı İsmet Yılmaz’ın ifadesiyle “nitelikli’’ okulların, proje okullar, Sosyal Bilimler Liseleri ve hazırlık liseleri olan Anadolu Liseleri’nden oluştuğunu belirterek, “Ortada probFeray Aytekin lemli bir durum var. Birincisi, 193 proje okul var. 170 tanesi imam hatip. 23’ü İstanbul Erkek, Kabataş vb. İkincisi Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile Fen ve Sosyal Bilimler liselerine kontenjan sınırı koydular. Sadece 5 sınıf açılabiliyor ama imam hatiplere sınırlama yok’’ dedi. Fen liselerinin başarısının ortada olduğunu, bu kadar başarılı olan okullara sınırlama konularak öğrenci alımının en aza indirme amacı bulunduğunu belirten Aydoğan şöyle devam etti: “İmam hatiplere ne kadar yatırım yapılsa da öğrenci sayısı da akademik başarısı da artmıyor. Lisans bölümlerine yerleşme oranı, yüzde 17.8. Yani 5 öğrenciden biri bile üniversitelerin lisans bölümlerin yerleşememiş. Yüzde 10’luk başarı dilimindeki öğrencilerin Anadolu İmam Hatip liselerine yerleştirileceği bir süreci öngörüyoruz. Yeni sistemi en başarılı öğrencilerin bu okullara yerleştirme projesi olarak görüyoruz. Fen ve Sosyal Bilimler liselerinde 5 sınıf sınırlaması niye var? İmam hatiplerde niye yok? Yüzde 10’luk dilimde 120 bin öğrenci var. Bunların 55 bini fen, sosyal ve hazırlık sınıfı olan anadolu liselerine yerleşecek. 65 bin öğrenci imam hatipe gidecek. Özellikle küçük yerleşim birimlerinde imam hatip dışında seçenek bırakılmadı.’’ Çocuk odaklı politika şart Eğitim Reformu Girişimi’nce ‘’Liselere Geçişte Yeni Sistem ve Nitelikli Ortaöğretim İçin Yol Haritası’’ başlıklı bir rapor hazırlandı. Geçmiş deneyimlerin eğitimin niteliğine yönelik ana sorunlara çözüm bulunmadığı takdirde, yeni sistem ne olursa olsun aksayan ve geliştirilmesi gereken yönleri olacağına işaret ettiği vurgulanan raporda, şu görüşlere yer verildi: “Türkiye’de ortaöğretim kurumlarına öğrencilerin nasıl yerleştirileceği tartışmalarında ağırlıkla buz dağının görünen kısmına odaklanıldı. Öğrencilerin iyi olma halini destekleyen etkili bir yerleştirme sistemi için seçici okulların dışında kalan tüm ortaöğretim kurumlarında eğitimin niteliğinin iyileştirilmesi gerekliliği çok az tartışıldı. Nitelikli eğitime erişim sınırlı olduğu sürece, rekabetçi olmayan ve öğrencilerin iyi olma halini destekleyen bir geçiş sistemi ve ortaöğretim süreci tasarlamak olanaksızdır. Nitelikli eğitim veren ortaöğretim kurumlarının sayısı artırılmadığı ve okullar arasındaki nitelik farkı azalmadığı takdirde, yeni sistemin var olan sorunları tekrarlaması kaçınılmazdır.” Ortaöğretime geçiş sistemlerine dair çok daha köklü ve kapsamlı değişiklikler gerektiren derin sorunlar bulunduğu vurgulanan raporda, ‘’Bunların başında eğitim politikalarının hazırlanma ve uygulanma süreci ile okullar arasında eğitim niteliğinin farklılaşması yer alıyor. Türkiye’de, özellikle son 20 yılda eğitim politikalarına yönelik değişiklikler oldukça hızlı, ani ve katılımcı olmayan bir biçimde yapılıyor. Bunun sonucunda, değişiklik gerekçeleri bilimsel bir zeminde incelenemiyor ve veriye dayalı gerçekçi uygulamalar geliştirmek zorlaşıyor’’ denildi. Köydeki çocuk ne yapacak? Yeni sistemdeki yanıtsız sorular ve riskler: n Yeni sistemi detaylı açıklayan bir belge ne zaman yayımlanacak? n MEB, sınavsız girilecek okulların niteliğini artırmak için hangi eğitim politikalarını uygulayacak? n Seçici okullar hangi kriterlere göre belirlenecek? Bu kriterlerin belirlenmesi süreci şeffaf ve katılımcı olacak mı? n Eğitim bölgeleri nasıl oluşturulacak? Hangi kriterler dikkate alınacak? n Bazı liselerde oluşacak kontenjan açığı nasıl doldurulacak? Nakil işlemleri, 2. ve 3. aşama yerleştirmeler nasıl olacak? n İstenen okul türlerinde kontenjan kalmaz ve veliler çocuklarını belirli türdeki okullara göndermek istemezlerse öğrenciler açık liseye mi gönderilecek ler? Eğitim bölgeleri dışındaki bölgelerden de tercih yapılabilecek mi? n Dezavantajlı bölgelerdeki başarılı öğrencilerin farkına varılması ve seçici okullar sınavı sürecinde desteklenmesi için okullarda PDR sistemi ve öğretmenler eşzamanlı olarak güçlendirilecek mi? Güçlendirme için ne tür somut adımlar atılacak ve stratejiler geliştirilecek? n Sınav sözel ve sayısal olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Sınavdan tek puan mı çıkacak yoksa sayısal ya da sözel gibi ağırlıklı puanlarla belli okullara, örneğin fen liselerine, yerleştirme yapılacak mı? n Özel okullar kendi sınavlarını yaptığı takdirde lojistik sorunu nasıl çözülecek? Lojistik sorununun fırsat eşitliğinin önüne geçmesi nasıl engellenecek? n Yeni sistem velilerin çocuklarını daha iyi okullara yerleştirebilmesi için belirli eğitim bölgelerine taşınması riskini doğuruyor. Bu durum ikamet bölgelerinde sosyoekonomik ayrışmaya neden olabilir. n Yıl sonunda tek bir sınav yapılmasının seçici okullara girmek isteyen öğrenciler için sınav stresini artırma riski var. n Bu yıl TEOG’a hazırlanan öğrenciler yalnızca 8. sınıf derslerine hazırlanıyorlardı. Sınav içeriğinin 68. sınıf öğretim programlarını kapsaması dezavantaj yaratabilir. n 60 soru bilgi ezberini değil, okuma anlama, yorumlama gibi üst düzey becerilerini ölçmediği ve nitelikli olmadığı takdirde sınav sonuçlarında puan yığılması olma riski doğacaktır. Eğitimİş’ten PDR tepkisi Eğitimİş Sendikası’nca yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin birçok hükmünün hukuka aykırı olduğu ve yargısal süreç çalışmasının başlatıldığı belirtildi. Sendika üyesi rehberlik öğretmenlerin, nöbet, belleticilik ve okul içi sınav görevlerini yerine getirmemesine kararı verildi. Yönetmeliğin 34. maddesinde yer alan “sınavlarda görev alabilir, belleticilik ve nöbet görevi yapar” hükmünün, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin temel felsefesine aykırı olduğu da vurgulandı. Sendikadan yapılan açıklama şöyle: “Yönetmelik değişikliğinin hayata geçirilmesi durumunda, zaten sorunlu olan eğitim sistemimizin niteliği daha da bozulacağı yönünde defalarca MEB’i uyardık. Ancak öğretmenler arasında olmayan, bazı yöneticiler tarafından suni olarak yaratılan bir çatışmayı bahane göstererek büyük fedakârlıklarla görevlerini yerine getirmeye çalışan rehber öğretmenlerin talepleri görmezden gelinmiştir. PDR hizmetleri yok edilerek aslında çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkı ve çok yönlü gelişimlerinin engellendiği açıktır. Bu alanda görevli rehberlik öğretmenlerimiz; öğrencilerin gerek okul içi, sınıf içi, gerekse sosyal yaşamdaki, ailedeki sorunları ile ilgili yönlendirme, rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmeti vermektedirler.Bu nedenle nöbet görevlerinde yaşanacak sorunlarda karşı karşıya gelebileceği bir öğrenciye hizmet vermesi, güven kırılması yaşanacağından sağlıklı ve mümkün olmayacaktır.’’ Kurtuluş arı CHP’li gençler Atatürk baskılı tişört giyen öğrencilerin okula alınmamasını eylem yaparak protesto etti. Atatürk baskılı tişört giyen öğrenciler okula alınmamıştı Okul müdürüne protesto CHP Bahçelievler Gençlik Kolları üyeleri, 10 Kasım’da Bahçelievler Anadolu Lisesi’nde Atatürk baskılı tişört giydiği için bazı öğrencilerin okul müdürü Hasan Aydın tarafından okula alınmamasını protesto etti. Haznedar Meydanı’nda üzerlerine Atatürk baskılı tişörtler giyerek biraraya gelen CHP’li gençler, “Atam emanetine sahip çıkıyoruz”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Atam izindeyiz” yazılı dövizler açarak,“ Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganları attı. Burada basın açıklamasını okuyan CHP Bahçelievler Gençlik Kolları Başkanı Berkan Erdoğan, da ha önce okul önünde yapacakları basın açıklamasını öğrenciler arasında ayrışma yaşanmaması için Hazne dar Meydanı’na aldıklarını söyledi. Okul müdürünün Atatürk baskılı tişört giydiği için öğrencilere yönelik söylediği sözlerin kabul edilemez olduğunu söyleyen Erdoğan, “Mustafa Kemal bu ülkenin yapı taşlarından biridir. Bu ülkede fikir özgürlüğü olduğunu kabul ediyoruz. Herkes Atatürkçü olmak zorunda değil. Ama anayasa ile koruma altına alınan Atatürk’e saygı göstermek zorunda. Yüzlerce gazeteci fikirleri nedeniyle cezaevinde iken bir okul müdürünün Mustafa Kemal hakkında sözleri fikir özgürlüğü olarak kabul edilemez” dedi. Açıklamanın ardından CHP’li gençler bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet ÖSYM 10 yılın sınavlarını inceleyecek ÖSYM, yaşanan soru çalma skandallarının ardından son 10 yılda yapılan sınav sonuçlarını incelemek üzere Sınav Sonuçlarını İzleme ve Değerlendirme Birimi kurdu. Bu kapsamda analizler sonucunda 34 joker aday belirleyen ÖSYM, 43 adayın sınav sonuçlarını iptal etti, 77 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu ve 21 adayı da eşdeğer sınava çağırdı. ÖSYM’de geçen yıl sınavlarda binlerce adayı etkileyen değerlendirme ve yerleştirme ‘hata’larının ardından başkanlık görevine getirilen Prof. Dr. Mahmut Özer sınav güvenliğine ilişkin ilk ciddi adımı attı. 2010 KPSS’de FETÖ’nün sorularını çalmasının ardından göreve gelen 3. başkan olan Özer, son 10 yılda yapılan bütün sınavların incelenmesi için özel bir birim kurdu. Sınav Sonuçlarını İzleme ve Değerlendirme Birimi adı altında incelemeler başlatan Özer, her bir sınavla ilgili çok sayıda farklı analizin gerçekleştirileceğini açıkladı. Derinlemesine analiz ÖSYM geçmişe yönelik başlatılan inceleme kapsamında her bir sınav için tüm sınav merkezlerine yönelik derinlemesine olağan dışılık analizi yapılmasına karar verdi. Bu kapsamda sınavlar için biyometrik analiz yapılarak bir adayın yerine başka birinin sınava girip girmediği tespit edilecek. İzleme birimi ayrıca ihbarları da değerlendirecek ve her bir adaya yönelik kapsamlı analizler yaparak olağan dışı bulguları tespit edilecek. Adayların girmiş olduğu diğer sınav sonuçları karşılaştırılarak olağan dışı bir bulguya rastlanması halinde adaylar eşdeğer sınava çağrılacak. İncelemelerin bu ay sonunda bitirilebileceğini söyleyen Özer, “Sonra soruşturma olup olmadığına bakmaksızın son 10 yılın tüm sınavlarının olağan dışılık raporlarını hazırlayacağız. Olağan dışı bir durum tespit edilmesi durumunda suç duyurularında bulunacağız” dedi. 34 joker aday Yapılan analizlerde ilk olarak son 10 yılı temel alan ve incelenecek sınav süresinin geçmiş yıllara dönük olarak genişletebileceğini belirten Özer, birim çalışmaları içinde şu ana kadar 34 joker aday belirlendiğini, 43 adayın sınav sonuçlarını iptal edildiğini ve toplam 77 kişi ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. Özer ayrıca 21 adayı eşdeğer sınava çağırdıklarını vurgulayarak, eşdeğer sınava katılan 6 adaydan 3’ünün sınavının geçersiz sayıldığı bilgisini paylaştı. l ANKARA /Cumhuriyet Flört şiddetine hayır diyecekler Flört şiddeti yaşayan kadın üniversi te öğrencileri, bu şiddeti yaşamayanlara oranla daha fazla psikolojik ve fiziksel sağlık sorunları yaşıyor. Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi tarafından gerçekleştirilen “Flört Şiddeti Akran Eğitmen Eğitimi’’ ile flört şiddeti konusunda üniversite öğrencileri arasında farkındalık yaratmak ve bu farkındalığın yine öğrenciler aracılığıyla sürdürülebilir bir şekilde uygulamaya konulması amaçlanıyor. Merkez Müdürü Doç. Dr. Mary Lou O’Neil, “Cinsiyete dayalı şiddet, dünya çapında bir sorun ve bireylerin eşitlikçi bir toplum ve eğitim ortamından yararlanma haklarını sekteye uğratıyor. ‘Flört Şiddeti Akran Eğitmen Eğitimi’ projemizle, üniversite öğrencileri arasında meydana gelen cinsiyete dayalı şiddetin bir türü olan flört şiddetini ele alarak şiddetin önlenmesini ve eşitlikçi, sağlıklı ilişki pratiklerinin geliştirilmesini amaçlıyoruz’’ dedi. Türk Psikologlar Derneği işbirliğiyle, 5 hafta sürecek pilot uygulama ile flört şiddeti konusunda 15 Kadir Has Üniversitesi öğrencisi akran eğitmeni olmak için eğitim alacak. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin “Ne var Ne Yok?” isimli kitabı uygulamaya yön vermek için referans olarak kullanılacak. Pilot uygulama ile amaçlanan, bu konuda üniversite öğrencilerinin ihtiyaçlarını anlamak ve bir sonraki akran eğitmenlerinin eğitimleri için gerekli materyalleri hazırlamak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle