Katalog

KULTUR Çarşamba 4 Ekim 2017 35 görsel sanat eğitmeninden karma sergi Maltepe Belediyesi’nin ev sahipliğinde Galeri Maltepe / Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde 35 eğitimcinin bir araya gelerek oluşturduğu bir karma sergi açıldı. Küratörlüğünü Ercan Yılmaz’ın yaptığı “Görsel Sanat Eğitimcileri Karma Sergisi”, 10 Ekim’e kadar “Ortak Dosyamızda Neler Var” başlığıyla ziyaretçilerini ağırlayacak ve “Nasıl bir sanat eğitimi?” sorusuna cevap arayacak. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK [email protected] 15 Tom Petty kalpleri kırdıDünyaca ünlü gitarist, şarkıcı ve besteci 66 yaşında kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi Dünyaca ünlü gitarist, şarkıcı ve besteci Tom Petty 66 yaşında hayata veda etti. Kendine has gitar riffleri ve özgün vokal tekniğiyle rock müzikte blues etkileşimli bir kanalda eserler veren Petty grubu The Heartbrekears (Kalp Kıranlar) ile birlikte geçen yıl 40. yılını kutlayan bir turneye çıkmıştı. Yakın dostu Bob Dylan’ın, ölümünü “Şoke edici, yıkıcı bir haber” olarak niteleyen Tom Petty 1950 yılında Gainsville, Florida’da dünyaya geldi. 10 yaşında Elvis Presley ile tanışan ve sıkı bir Elvis hayranı olan Petty bir söyleşisinde de The Beatles’ı TV’de ilk gördüğü anda bir grup kurmak istediğini söylemişti. Epics (daha sonra Mudcrutch adını aldı) adlı ilk grubunu kurduktan kısa bir sü re sonra, 1976’da, Mike Campbell, Benmont Tench, Ron Blair ve Stan Lynch ile birlikte The Heartbreakers grubunu kurdu. “Tom Petty and the Heartbrekers” adlı ilk albümleri ABD’de altın plak aldı ve grup dönemin popüler rock toplulukları arasına girdi. Grupla birlikte sonuncusu 2014’te çıkan 13 albüm kaydeden Petty üç albüm de solo olarak yayımladı. 1988 yılında kurulan süper grup “The Traveling Wilburys”de Bob Dylan, Roy Orbison ve Jeff Lynne ile birlikte yer alan Petty ilk Grammy ödülünü de bu grupla kaydettiği albümle alacaktı. Tom Petty ve the Heartbreakers 2002 yılında da Rock and Roll Hall of Fame kabul edilmişti. 2 Ekim’de evinin banyosunda bilincini kaybetmiş şekilde bulunan Tom Petty’nin kalp krizi sonucu hayata veda ettiği açıklandı. Büyükçekmece’de kitap günleri... Büyükçekmece Belediyesi 1. Kitap Günleri, 22 büyük yayınevi, 8 sahaf ve 1 taş plak koleksiyoncusunun katılımıyla Büyükçekmece Belediyesi yeni hizmet binası avlusunda açıldı. Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, belediyelerin kültür ve sanata daha çok önem vermesi gerektiğine vurgu yaparak, “Kitap okumayı insanlarımıza sevdirmek, kitapları onların ayağına getirmek bu ülke için yapılabilecek en aziz, en ulvi hizmetlerden bir tanesidir” dedi. 8 Ekim’e dek sürecek etkinliğin açılış töreninde konuşan Dr. Hasan Akgün, Türk toplumunun okumaya çok az vakit ayırdığını söyledi. İnternetin, okuma Ayşe Kulin kültürünü yok ettiğine dikkat çeken Başkan Akgün, “Kitap okuma alışkanlığını çocukla rımıza anlatabilmek, çocuklarımıza bu alışkanlığı verebilmek bana göre milli bir görevdir. Bu milletin geleceği eğitime ve okumaya bağlıdır” ifadelerini kullandı. söİmylzeaşive 1. Büyükçekmece Belediyesi Kitap Günleri kapsamında, yarın (4 Ekim) sevilen yazarlar Atilla Dorsay, Ayşe Kulin, Işık Öğütçü, Gülfer Ceylan Güreş, Sacide Bolcan, Cemal Nalcı, Ömer Güngör, Salih Koç, Nihayet Yıldırım, Seher Zerrin Aktaş ve Serhat Yabancı okurlarıyla buluşup kitaplarını imzalayacak. Kitap Günleri Kapsamında yarın saat 16.00’da Atilla Dorsay’ın kitapseverlerle söyleşisi de gerçekleşecek. Tarihi köşk bienal mekânı Osmanlı’nın son döneminin önemli yapılarından biri olan Nakkaştepe’deki Abdülmecid Efendi Köşkü, 15. İstanbul Bienali süresince Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Melih Fereli ve Károly Aliotti küratörlüğünde gerçekleşen “Kapı Çalana Açılır” sergisi, Türkiye’den ve dünyadan 24 sanatçının 1700’lerden günümüze geniş bir döneme yayılan ve bir kısmı Türkiye’de ilk kez sergilenen 30 yapıtını bir araya getiriyor. Bir 19. yüzyıl yapısı olan Abdülmecid Efendi Köşkü, bu sergi dolayısıyla ilk defa ziyarete açılıyor. “Kapı Çalana Açılır” sergisi, bu tarihi köşke adımını atan ziyaretçiye zaman içinde bir yolculuk sunuyor. Geçmişin izlerini taşıyan yapıda bir araya gelen resimden fotoğrafa, heykelden yerleştirmeye çok fark lı teknikler ve malzemelerle üretilmiş yapıtlar, bir yandan zamanda donmuş bir mekâna girildiği hissini uyandırırken diğer yandan uzun yıllardır kullanılmayan bu yapıyı yeniden yaşayan bir yere dönüştürüyorlar. Sergide Patricia Piccinini, Ron Mueck, Carsten Höller, Daphne Wright, Yaşam Şaşmazer, Franz Xaver Seegen, Leyla Gediz, Anıl Saldıran, Semiha Berksoy, Ekin Saçlıoğlu, Alejandro Metallo Gibert ve Taner Ceylan gibi isimlerin yapıtları yer alıyor. Sergide ayrıca 15. İstanbul Bienali’nin küratörlüğünü üstlenen Elmgreen ve Dragset sanatçı ikilisinin de iki yapıtı var. VKV KültürSanat Danışmanı ve Arter Kurucu Direktörü Melih Fereli ile Ömer M. Koç Koleksiyonu Yöneticisi Károly Aliotti’nin küratörlüğünde hazırlanan “Kapı Çalana Açılır” sergisi 12 Kasım’a dek sürecek. ‘Sette erkek olmaya çalışmayalım!’ ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR Küçük çocuğuyla Buenos Aires sokaklarında fahişelik yaparak hayatta kalmaya çalışan genç bir kadının zorlu üç gününü izleyen “Alanis”, 65. San Sebastian Film Festivali’nde en iyi yönetmen ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini kazandı. “İnsani kırılganlıkları ve güçlü direnişiyle şahane bir karakter yaratmış” sözleriyle genç Arjantinli yönetmen Anahi Berneri’ye övgüler düzen jüri başkanı John Malkovich, festival tarihinde ilk kez bir kadın yönetmene ödül vererek bir nevi tarih yazmış oldu. İlk filmi “Un Año Sin Amor”la (2005) ödül ve övgülerle karşılanan Berneri’yle güneşli bir San Sebastian namıdiğer Donostia gününde tatsız mevzulara dalsak da moraller yerindeydi. n Kadınlara şefkatiniz ve erkek egemen toplumlara dair dışlayıcı olmayan yaklaşımınızla tanıyoruz sizi. “Encarnacion” da 10 yıl önce burada Fipresci ödülü almıştı. Bu film nasıl ortaya çıktı? Toplumda fahişelik ile insan kaçakçılığı ve ticaretinin aynı kefeye konulduğunu keşfettiğimde çok şaşırdım, kafam karıştı. Kısa film önerisiyle elime geçen senaryoda da böyleydi. Devletin resmi araştırmaları da buna dayanıyor çünkü. Buenos Aires mültecilerin yoğun olduğu bir yer ve kadınlar maalesef fahişelik yaparak hayatta kalmak zorunda. Devlet onları kurban, buna zorlayanları da suçlu ilan ediyor ama çoğu vakada gerçek suçlu bence devletin ta kendisi çünkü onlarla ilgilenmek ve bakmak zorunda. Suçluyu işaret ederek olmaz, çaresine bakmak gerek. Durum tespiti yaparak olmaz, politikacılar çözümle gelmeli, malum fahişelik kader değil. n Alanis’in küçük oğluyla sokakta kalması iç burucu ama asla acınası değil. Senaryoda dengeyi nasıl sağladınız? Kadın kendi bedenine sahip çıktığı sürece yıkılmazdır bence. Toplumsal algılar ve bakış kadını utandırma yoluna gidebilir ama siz güçlü durduğunuz sürece kimse yıkamaz. Buna çok inanıyorum. Fahişeli San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü alan Arjantinli genç kadın sinemacı Anahi Berneri ile bir söyleşi yaptık. Berneri ‘Kadın kendi bedenine sahip çıktığı sürece yıkılmazdır’ diyor. ği romantize etmeye gerek yok ama aşağılayamazsınız da asla! Bu hakkı size kimse veremez. İkiyüzlülüğün lüzumu yok. Hele ki sistem haz ve ceza üzerine kurulmuşken bu işin ticaretine gizliden gizliye yürüdüğü ve kurbanı yargılamaya kalkarken. Başroldeki Sofia Gala’nın gerçekten çocuğu olan oğluyla ilişkisini olabildiğince doğal ve içten bir şekilde yansıtmak istedim. n ‘Dünyanın en eski mesleği’ olarak tanımlanan bir mevzuyla nasıl başa çıkıyoruz sizce? Kimsekızkardeşinin veya kızının bu işi yapmasını istemiyor, bu doğal ama sıradan va tandaş maalesef anında kınamaya meyilli. Derneklerle konuştuğumda kimileri fahişeliğin yasallaşmasını ve kanuni düzenleme getirilmesini istiyor, kimisi de karşı. Ama en fenası polis ve kanunun işin kurbanlarının peşine düşmesi ve hırpalaması. n Kadın yönetmenlerin sayısının azlığı moralinizi bozuyor mu? Maalesef rakamlar içaçıcı değil ama memleketim Arjantin konusunda en övündüğüm şey kadınların öne çıkması ve her türlü zorluğa rağmen filmlerini yapmaları. Üstelik sayımız hiç de az değil. Lucrecia Martel gibi şahane bir örneğimiz en başta geliyor. Erkek egemen dünyamızda kadınların iki kez çaba göstermesi gerekiyor ama dayanışmayla her şeyi aşarız. Yeter ki sette kendimiz olalım, cinsel kimliğimizden korkmayalım, hele ki sette erkek gibi davranmayalım. Kadın olmak, kendimiz olmak gerek. Kadıköy’de sanat mevsimi başlıyor Kadıköy Belediyesi’nin 6 kültür merkezinde yeni dönemde tiyatrodan sergiye konserden film gösterimlerine dek pek çok ücretsiz etkinlik olacak. Caddebostan Kültür Merkezi’nde bu ay öne çıkan etkinliklerden biri Japon davulcuların ziyareti olacak. “Ondekoza” Japon davul grubu “Sonbahar Japon Kültür Haftası” etkinlikleri kapsamında 23 Ekim’de CKM’de olacak. CKM, tiyatro sahnesinde ise genç oyuncuların yanı sıra Ali Poyrazoğlu, Genco Erkal, Haldun Dormen, Rutkay Aziz, Taner Barlas, Emre Kınay, Melek Baykal, Füsun Demirel gibi usta oyuncuların rol aldığı oyunlar izleyici ile buluşacak. CKM’de ekim ayında yapılacak bir başka etkinlik ise usta şair yazar Attilâ İlhan anması olacak. 11 Ekim 2005’te aramızdan ayrılan usta edebiyatçı 11 Ekim akşamı düzenlenecek bir etkinlikle anılacak. Barış Manço Kültür Merkezi’nin yeni sezonunda dikkat çekici oyunlardan biri “Cahide Sonku” olacak. Tiyatro Keyfi ekibinin sahnelediği, Gizem Yağız’ın rol aldığı oyunda, Sonku’nun çalkantılı, sarsıcı öyküsü müzikal melodram tarzında 14 Ekim’de izleyiciyle buluşacak. Kozyatağı Kültür Merkezi’nde “Ondekoza” Japon davul grubu “Sonbahar Japon Kültür Haftası” etkinlikleri kapsamında 23 Ekim’de CKM’de olacak. (KKM) geçmiş sezonlardan beri devam eden Tiyatokare’nin “Leyla’nın Evi”’ ve “Ahududu”, Dostlar Tiyatrosu’nun “Bir Delinin Hatıra Defteri” gibi oyunların yanı sıra yeni bir de müzikal perde açacak. Kumbara Görsel Sanatlar yapımı “Notre Dame’ın Kamburu Qussimodo” müzikali seyirciyle buluşacak. Yeldeğirmeni Sanat’ta, yeni sezonda özel konserlere ev sahipliği yapıyor. Ünlü caz sanatçıları Melis Sökmen, Emin Fındıkoğlu, Kadıköylü bariton Niyazi Ölmez ve Sesler Hazinesi Orkestrası, caz müziğinin en özgün seslerinden Şenay Lambaoğlu’nu Yeldeğirmeni Sanat’ta dinlemek mümkün. C MY B