27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 4 Ekim 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 11 TutuklanırımAlman gazeteci Wallraff’tan Cumhuriyet’e ziyaret diye hazırlandım Almanya’nın tanınmış araştırmacı gazeteci ve yazarlarından Günter Wallraff, 75. doğum gününde Türkiye’deki tutuklu gazeteciler ve aileleriyle görüşerek dayanışma ziyaretlerinde bulundu. Gazetemizi ziyaret eden Wallraff “Bu doğum günümde etkili bir şey yapmak istedim ve baskı altındaki meslektaşlarımla dayanışmak için Türkiye’ye geldim” dedi. Wallraf 31 Ekim’de görülecek Cumhuriyet davasını da yakından takip edeceğini söyledi. Wallraff dün gazetemize dayanışma ziyaretinde bulunarak gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, yayın danışmanı Kadri Gürsel, avukatlar Bülent Utku ve Tora Pekin, yazıişleri müdürleri Bülent Özdoğan ve Faruk Eren, yazarlar Aydın Engin ve Erdal Atabek ile tutuklu arkadaşımız Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık’la görüştü. Wallraff, Türkiye’deki gazetecilere yönelik baskılara ve Türkiye’de yaşanan sürece ilişkin bilgi aldı. 75. doğum gününde Türkiye geldi ğini anlatan Wallraff “Pazar günü 75. doğum günümdü. Bu doğum günümde etkili bir şey yapmak istedim ve baskı altındaki meslektaşlarımla dayanışmak için Türkiye’ye geldim. Buraya gelmeden önce Almanya’da tutuklanma ihtimalime karşın tüm hazırlıklarımı yaptım. Almanya’da birçok yetkili Türkiye’ye gider gitmez tutuklanacağımı söyledi. Ben onlara ‘o zaman beni daha çok cezbediyor oraya gitmek’ dedim” ifadelerini kullandı. Wallraff gazete cilerin tutuklanma süreçlerini de yakından takip ettiğini belirterek “Yapabileceğim en iyi şey Türkiye’de yaşananları haberleştirmek. Türkiye’ye gelme konusunda ısrarcı olunması gerektiğini düşünüyorum ve ısrarcı olmak istiyorum” dedi. Türkiye’deki birçok insan hakları aktivisti ve gazeteciyle görüştüğünü belirten Wallraff, birkaç gün daha Türkiye’de olacağını ve görüşmelerinin süreceğini söyledi. l İSTANBUL \ Cumhuriyet Wallraff, gazetemizin yazar ve yöneticileriyle görüştü. CANDURAN KATILIYOR Adalet Nöbeti’nde 27. hafta Gazetemiz yazar, yönetici ve avukatlarına yönelik açılan davada tutuklanan avukatlar için Çağlayan Adliyesi’nde başlatılan “Adalet Nöbeti” yarın 27. kez tutulacak. Her hafta perşembe günü saat 11.30’da Çağlayan Adliyesi’nde tutulan “Adalet Nöbeti”ne bu hafta Ankara Barosu Başkanı avukat Hakan Canduran ve gazeteci Gülşah Karadağ katılacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet CEZAEVİNDE YAZDI Berberoğlu kitabını tamamladı CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Maltepe Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun bugün görülecek duruşma öncesinde kitabını tamamladığını belirterek, “Enis Berberoğlu, düşünmeye ve üretmeye devam ediyor” dedi. Barış Yarkadaş dün Maltepe Cezaevi’nde tutuklu bulunan Enis Berberoğlu’nu ziyaret etti. Görüşmenin ardından yazılı açıklama yapan Yarkadaş, “Milletvekilimiz, Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen tutuklu. Ancak morali her şeye rağmen yerinde. Okuyor, yazıyor ve üretiyor” dedi. Berberoğlu’nun cezaevi günlerini anlatan “Siz Yürürken, Ben Yatarken” adlı kitabını tamamladığını belirten Barış Yarkadaş, “AKP yüzünden cezaevinde yazılan kitapların sayısı artıyor. Berberoğlu cezaevinde yeni bir kitap yazmak için çalışmalara başladı. Çarşamba günü (bugün) duruşmayı izlemek için Çağlayan Adliyesi’nde olacak” diye konuştu. Maltepe Cezaevi’nde bulunan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, MİT TIR’ları haberi dolayısıyla açılan davada eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yargılandığı davaya dahil edilmişti. l İSTANBUL / Cumhuriyet KARA TABLO ÖGİ raporuna göre Türkiye’de 176 gazeteci tutuklu MAHMUT ORAL Özgür Gazeteciler İnsiyatifi’nin (ÖGİ) raporuna göre Eylül ayında 3 gazeteci gözaltına alındı, 2 gazeteci tutuklandı, 4 gazeteci serbest bırakıldı, 53 gazeteci yargılandı. 176 gazeteci ise cezaevinde tutuklu bulunuyor. ÖGİ Sözcüsü Hakkı Boltan, Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı dünyanın tüm tutuklu gazetecisinden daha fazla olduğunu vurgulayarak, “Tutuklu gazeteci sayısı artıkça Türkiye de hiçbir alanda iyileşme sağlanmıyor. Tersine, her alandan daha da durum vahamete doğru tam hız gidiyor” dedi. Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ), eylül ayında basına yönelik yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. ÖGİ Sözcüsü Hakkı Boltan, “Türkiye’de her gün biraz daha savaşı kızıştıran ve barışı örseleyen bir iktidar hâkimdir. Savaşı benimseyen ve yaşanan savaşın da yen içinde kalmasını inatla isteyen bir iktidar oldu mu cezaevleri de gazetecinin ‘fıtratı’ olur. Bundandır eylül ayı sonu itibarı ile 176 gazeteci meslektaşımız cezaevinde en ağır hak ihlalleri altında tutulmakta” dedi. Rudaw TV, Waar TV ve K24 TV’nin RTÜK tarafından TÜRKSAT uydusundan çıkarılmasını eleştiren Boltan, “Bu bir RTÜK kararı değildir. Bu karar savaş kararını alanların emri ve fermanıdır. RTÜK’ün de bunu hazır kıta ifa etmesi göstermiştir ki RTÜK bir basın kurumu değil. O da savaş hiyerarşisinin ilk mevzisidir. Böyle olunca da biz Özgür Gazeteciler İnisiyatifine de bu kabul edilemez uygulamayı kınamak kalıyor ve biz de şiddetle kınıyoruz” diye konuştu. Tüm dünyadan fazla Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı dünyanın tüm tutuklu gazetecisinden daha fazla olduğunu vurgulayan Boltan, “Tutuklu gazeteci sayısı artıkça Türkiye de hiçbir alanda iyileşme sağlanmıyor. Tersine, her alandan daha da durum vahamete doğru tam hız gidiyor. Bu da doğru yolun tüm gazetecileri serbest bırakmak olduğunu iktidara gösteriyor. Sonuç olarak biz ÖGİ olarak basın özgürlüğünden bir santim olsun vazgeçmeyeceğiz. Biz gazeteciyiz. Gazetecilik suç degildir ve gazetecilik yapmaya devam ediyoruz. Sloganımızı her defasında tekrarlıyoruz: Gelin gazetecileri zindandan çıkaralım ki biz gazetecilerle beraber Türkiye de özgürleşsin” dedi. İŞTE ACI RAKAMLAR Boltan daha sonra basına yönelik hak ihlallerini şöyle sıraladı: n Türkiye’de toplam 176 gazeteci tutuklu. n 3 gazeteci gözaltına alın dı. n 2 gazeteci tutuklandı. n 4 gazeteci serbest bıra kıldı. n 53 gazeteci yargılandı. n 1 gazeteci hakkında da va açıldı. n Bir TV’nin açılma talebi reddedildi. n 4 gazeteci toplam 7 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldı. n 3 basın kuruluşunun malları satışa çıkartıldı. n 3 TV kanalı RTÜK tarafından uydudan çıkartıldı. n 2 gazeteci öldürüldü. (5 Eylül 2017’de Hindistan’da tanınmış gazeteci ve insan hakları savunucusu, Gauri Lankesh, Bangalore’deki evinin önünde vurularak öldürüldü. Yine gazeteci Halla Barakat 23 Eylül 2017’de annesi Orouba Bakarat ile beraber İstanbul Üsküdar’da yaşadıkları evde öldürülmüş halde bulundu.) ETKİNLİKLER 13 EKİM’DE BAŞLIYOR Hacı Bektaş’ta program açıklandı Nevşehir’de 13 15 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek 54. Ulusal, 2. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri programı belirlendi. Etkinlikler 13 Ekim Cuma günü başlayacak. Etkinliklerin ilk gününde Alevi Bektaşi STK’leri ve kanaat önderlerinin yıllık değerlendirme toplantısı yapılacak. 14 Ekim Cumartesi günü Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’nde öykü yarışmaları ödül töreni yapılacak ve 24. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü verilecek. Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi’nde saat 14.30’da ise “Hacı Bektaş Veli Enstitüsünün Vizyonu Misyonu” ve “Alevi ve Bektaşiliğin Bugünü Yarını” konulu paneller düzenlenecek. Şahkulu Cem Evi’nde saat 16.00’da birlik cemi düzenlenecek. Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’nde saat 15.0018.00 arasında Garip Dede Kültür ve Cem Evi Derneği Semah Ekibi gösterisi, âşık Haşimi, Gazi Özdemir, Mehmet Gökçe, Halil Bozkuş, Hasan Karayol, Hüseyin Uğurlu ve Sabahat Akkiraz’ın katılımıyla ozanlar geçişi, semah ve konser düzenlenecek. 15 Ekim saat 14.00’te Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Büyük Salon’da “Alevi Bektaşilikte Şiir ve Fıkra” konulu panel düzenlenecek, saat 16.00’da Sivas katliamının anlatıldığı “Simurg” adlı tiyatro oyunu sahnelenecek, Garipdede Cemevi’nde saat 16.00’da birlik cemi düzenlenecek. Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’nde ise saat 15.0018.00 arasında Karacaahmet Sultan Derneği Semah Ekibi Gösterisi, ozan Esrari, ozan Yakup Temeli, ozan Sadık Gür, ozan Selahattin Dündar, ozan Ummani, Kazım Kalaycı, Güler Duman ve Musa Eroğlu’nun katılımıyla ozanlar gecesi, semah ve konserler düzenlenecek. l Yurt Haberleri İntihar süsü verilmiş belediye cinayetleri Belediyelerde yaşananlar Güneydoğu’daki şaibeli kadın cinayetlerine çok benziyor. Tek fark kadın cinayetlerinde kadınlar tartışmasız mağdurdur... Burada belediye başkanları iktidarın tartışmasız suç ortakları. Kadın cinayetlerinde önce aile meclisi kadın için ölüm kararı alır. Karar kadına bildirilir. Kadın ailenin diğer üyelerinin gözleri önünde kendi kendini öldürür. Ölümü kayıtlarda intihar yazar. Ama herkes bilir, bu aslında bir cinayettir ve cinayeti aile ile birlikte koca bir toplum elbirliğiyle işlemiştir. İktidar partisi şu anda kendi belediye başkanlarına onları istifaya zorlayarak aynı şeyi yapıyor. Cinayeti kendisi işlemiyor, maktule işletiyor ve hem kendisine hem de ona ait büyük bir suçu örtbas ediyor. Koca ülke de olan biteni bir tiyatro seyreder gibi seyrediyor. Dedikodular, söylentiler, işaretler... İktidar partisi içinde kaynayan kazanlar... Ülke içeriği belirsiz bir müdahaleyle bu kez belediyeler cephesinden iktidarın kaygılarına ve hesaplarına göre yeniden şekillendiriliyor. Ve bu derin kamu alanında oynanan oyunlar kamunun yararına mı zararına mı kimse çıkıp bir hesap bile vermiyor. İktidar partisini bugünlere taşıyan ilk hamlenin belediye başkanlıklarını kazanması olduğunu biliyoruz. O parti bugün geldiği şu şaibeli ve tehlikeli ve denetim tanımaz noktada yine belediye başkanlıkları üzerinden kendi lehine yeni bir oyun kurmaya hazırlanıyor. Bunu yaparken de belediye başkanlarını açık açık görevden almıyor. Başkanlar parti tarafından istifaya zorlanıyorlar. “Feodal aile meclisi” tarafından hakkında ölüm kararı verilen “kurban” duruma itiraz edecek gücü bulamadan ipi kendi eliyle boynuna geçirip altındaki iskemleyi kendi başına tekmeliyor. Böylece kimsenin eli kana bulanmıyor. Herkesin istifa olmadığını bildiği bir ayrılık kayıtlara istifa olarak geçiyor. Herkesin görevden alma olduğunu bildiği bir durum göz göre göre hasıraltı ediliyor. Geride ne olan biteni sorgulayan bir itiraz... Ne olayı tartışmaya açan bir merci... Kol kırılıp yen içinde kalıyor. Ama kırılan kol ülkenin kolu; yen ise iktidarın şahsi yeni. Belediyeler sanki kamusal bir değerleri yokmuş ve hatta çok büyük bir ekonomik sorumluluk taşımıyormuşlar, iktidar partisinin şahsi alanıymışlar gibi “aile içi infaz” kararlarına kurban giderken... Biz yine seyirci tribününde tenis maçı seyreder gibi seyrediyoruz olan biteni. Hatta şahıslara dair hikâyelerin coşkusuna kapılıp gidene sevinecek kadar şuursuz tepkiler verebiliyoruz. Belediye başkanlarının kendiliğinden istifa ediyorlarmış gibi aniden ve hiçbir hesap verilemeden iplerinin çekilmesinin ne anlama geldiğini sorgulamayan bir ülke... Bundan sonra her alanda başına gelebilecek her şeye boyun eğmeyi şimdiden kabul etmiş; Yarın öbür gün ülkeyi toptan intihara zorlayacak bir aklı da onaylamış demektir. Belediye başkanı intihar süsü verilmiş bir cinayete kurban giden şehir... Bundan böyle sadece kendisi için değil tüm ülke için çok büyük bir tehlikedir. DİNK CİNAYETİ DAVASI DEVAM EDİYOR Celepoğlu: O tarihte Türkiye’de değildim Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma görevlileri ve eski Emniyet görevlilerinin yargılandığı 85 sanıklı davaya dün devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, bu davanın yanı sıra FETÖ/PDY’ye yönelik diğer davalarda da tutuklanan eski Emniyet müdürü Ramazan Akyürek, Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve gazeteci Ercan Gün ile eski jandarmaEmniyet görevlilerinin de aralarında yer aldığı 20 tutuklu sanık hazır bulundu. Dönemin Samsun Jandarma Asayiş Şube Müdürü emekli Albay Atilla Güçlüoğlu’nun da aralarında bulunduğu 3 tutuksuz sanığın da yer aldığı duruşmaya, cezaevlerinde tutuklu veya hükümlü bulunan bazı sanıklar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. MİT TIR’ları davasında da tutuklu bulunan sanık eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu savunmasına, Dink ailesine başsağlığı diledikten sonra başladı. Celepoğlu, “31 yıl hizmet ettiğim üniformam herhangi bir gerekçe yokken MİT TIR’ları davasında üzerimden sökülüp alındı. Adaletin er ya da geç tecelli edeceğine inanıyorum. Herhangi bir delil yokken tutuklandım. Emeklilik haklarım verilmedi. Adeta ben ve ailem açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyoruz. Şuna inanıyorum şerefli bir insan olarak yaşamak için omuzlarda yıldıza gerek yok. Algı operasyonları ile bir hedef oluşturuldu ve o hedef de ben oldum” diye konuştu. ‘11 dilekçe verdim’ “Olayın olduğu tarihte Türkiye’de değilim, İtalya’da kurstayım. Gazete haberi gerekçe gösterilerek tutuklandım” diyerek suçlamaları reddeden Celepoğlu, “Gazete haberi gerekçe gösterilerek tutuklandım. Tutuklandıktan sonra 11 dilekçe verdim. Herhangi bir işlem yapılmadı” dedi. MİT TIR’ları olayında da suçsuz olduğunu söyleyen Celepoğlu, “Davaya taraf olan Cumhurbaşkanı ve yetkililer yanlış yönlendirildi ve halen de yanlış yönlendirilmekteler” dedi. Sanık Hamza Celepoğlu, “General olmak, kurmay olmak, yurtdışına gitmek FETÖ üyeliğine delil oluşturmaz” diyerek tahliyesini talep etti. Duruşmaya yarın devam edilecek. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle