28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 21 Ekim 2017 Akkuyu’da ilk adım atıldı ekonomi [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 9 TAEK, Akkuyu Nükleer Santralı için sınırlı çalışma iznini verdi, inşaat lisansı 2018’in başında alınacak Çevreci yapıların itirazlarına karşın yapılması vazgeçilmeyen Akkuyu Nükleer Santralı için ilk adım atıldı. Türkiye’nin ilk nükleer santralı olacak ve 20 milyar dolar yatırım maliyeti öngörülen Akkuyu Nükleer Santralı için sınırlı çalışma izni verildi. 2018’in ilk yarısında inşaat lisansının alınması bekleniyor. Akkuyu Nükleer AŞ’den yapılan açıklamada, “Akkuyu Nük leer AŞ, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan (TAEK) inşaat lisansının ilk aşaması olan sınırlı çalışma iznini aldı” denildi. Akkuyu ile ilgili hükümetlerarası anlaşma, Rusya ile Türkiye arasında 2010 yılında imzalanmıştı. İzin kapsamında, nükleer adanın güvenliği için önem arz eden bina ve yapılar hariç, nükleer santralın geriye kalan bütün kısımlarında yapı ve montaj çalışmalarının yapılması öngörülüyor. Bu iznin alınmasıyla inşaat çalışmalarına başlanma aşamasına geçildiği vurgulanan açıklamada, “Nükleer güç santralının tüm bina ve yapıların inşaatına en kısa zamanda başlamak isteriz. Bu süreç kapsamında tüm ulusal ve uluslararası güvenlik standartlarına uyum sağlanması en önemli görevlerimizin arasındadır” denildi. Santral, her biri 1200 MW kurulu güce sahip dört üniteden oluşacak ve yılda yaklaşık 35 milyar kW/saat elektrik üretimi ile Türkiye’nin mevcut elektrik tüketiminin yüzde 16’sını karşılayacak. l Ekonomi Servisi Pozitif ayırımcılık “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Kadının Rolü” zirvesi sonuç bildirgesinde kadın kotasından doğum borçlanmasını devletin ödemesine dek 15 öneri sunuldu Kadınların istihdamda daha fazla yer alması için aralarında kota uygulanmasının olduğu bir dizi ayırımcılık uygulanması gerektiği belirtildi. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle düzenlenen “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Kadının Rolü” Zirvesi’nin sonuç bildirgesi yayımlandı. Zirve sonucunda, katılımcılar ve TÜRKONFED çatısı altında güçlerini birleştiren kadın derneklerinin katkısı ile Türkiye’de sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleşmesi için kadınlara yönelik aşağıdaki politika önerilerinin hayata geçirilmesi gerekliliği ortaya kondu. Zirvenin sonuç bildirgesindeki 15 önemli hedef, ülkemizin kalkınmasına olduğu kadar, demokrasisine de katkı yapacaktır. Bu hedefler özetle şöyle; 4 Toplumsal cinsiyet eşitliği öncelikli hedef olmalı: Cinsiyet eşitliğini her yerde plan, program ve hedeflerin temeline oturtmak öncelik olmalı. 4 Kadın çalışan kotası konmalı: Du¨nyada kimi u¨lkelerin hayata geçirdiği kadın çalışan kotasının u¨lkemizde de bir an önce yasal bir altyapıya kavuşturulması önemli bir farkındalık yaratacak. Üst du¨zey yönetim veya orta du¨zey yöneticiler arasındaki kadın çalışan oranlarının yu¨zde 40’a çıkarılması gibi somut hedefler belirlenmeli. 4 Kadın girişimcilerin desteklenmesi teşvik edilmeli: Kamu kurumları ve finans kuruluşları tarafından verilen desteklerde, mal varlığının teminat olarak verilmesi gibi zorunluluklar konusunda kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması, vergi ve faiz indiriminden daha fazla yararlanma olanağı, kadınların girişimciliğe daha rahat başlaması için kolaylık sağlayacak. Devlet ödesin 4 Kadın istihdamında kayıtdışı oranı azaltılsın. 4 Doğum borçlanmasının primlerini devlet ödesin. 4 Çocuk bakım hizmetleri ve kreş yardımı SGK kapsamına alınsın. 4 Kadın ve aile dostu işletmelerin sayısı artırılsın. 4 Bakım sigortası oluşturulsun. 4 Nitelikli bakım personeli yetiştirilsin. 4 Eşit işe eşit ücret uygulaması hayata geçirilsin. 4 Kadınların mesleki ve teknik eğitim almaları sağlansın. 4 Kadınların eğitim hayatına devamlılığı için yasal mevzuatlar devreye alınsın. 4 Toplumun zihniyet değişimi ve dönüşümü için adımlar atılmalı. 4 Çocuk gelin sorunu yasalarla çözülsün. 4 Rol model başarılı kadınların sayısı artırılmalı. l Ekonomi Servisi Hamdi Ulukaya’ya yardımseverlik ödülü 120 ülkede çocukların mutlu ve sağlıklı yaşayabilmesi için 1919’dan bu yana çalışmalar yürüten Save the Children (Çocukları Koruyun) adlı sivil toplum örgütü, Türkiyeli iş insanı Hamdi Ulukaya’yı insani yardım faaliyetlerinden ötürü ödüllendirdi. ABD merkezli yoğurt üreticisi Chobani’nin kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Ham Hamdi Ulukaya di Ulukaya ödülü nü, Save the Children organizasyonunun dünyanın dört bir yanında çocuk ölümlerini engellemek ve erken yaşta eğitimi desteklemek üzere yürüttüğü çalışmalara destek olmak üzere 18 Ekim’de New York’ta düzenlenen yardım gecesinde aldı. Hamdi Ulukaya, “Gerçekleştirebileceğimiz en büyük mucize, bir çocuğun gözyaşını gülümsemeye dönüştürebilmek” diye konuştu. Save the Children’ın düzenlediği yardım gecesi, dünya çapında 150 milyon çocuğa ulaşan organizasyon için önemli bir kaynak yaratılmasını sağladı. l Ekonomi Servisi Koç Topluluğu’nun Trabzon, Erzurum, Ordu, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Giresun ve Artvin’deki 500’e yakın bayisinin bir araya geldiği Anadolu Buluşmaları’na Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu ve Koç Holding grup başkanları katıldı. Koç, politik ve ekonomik sistemlerin, hatta toplumların önemli sınavlardan geçtiğini söyledi. demoÖkrmaseirvKuorgçu’tsaun5L3İ0RYAIMLDİYLAAYTAIRRIM Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, “Cumhuriyetimizin ilke ve devrimlerine bağlılığımızın, bugün ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu görüyoruz” dedi. Türkiye’nin dört bir yanındaki Koç Topluluğu bayilerini bir araya getirerek görüş alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlenen Anadolu Buluşmaları’nın 26’ncısı Trabzon’da yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, “Üzerine titreyerek koruduğumuz değerlerimizin; cumhuriyetimizin ilke ve devrimlerine bağlılığımızın, bugün ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu görüyoruz. Kurucumuz merhum Vehbi Koç’un ‘Ülkem varsa ben de varım, demokrasi varsa hepimiz varız’ sözünün ışığında; ülkemizin ekonomik ve toplumsal gelişimine öncülük etmeye, değer katmaya odaklanıyoruz. Son 5 yılda 30 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Yılmadan, cesaretle ve sorumlulukla art arda yeni yatırımlara ve atılımlara devam ediyor, ülkemizin kalkınmasında itici güç olmaya gayret gösteriyoruz” dedi. Değişim büyük Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu da teknolojideki “baş döndürücü” gelişmeler sebebiyle gelecek dönemde değişimin boyutunun ve hızının çok daha büyük olacağına; etkilerinin çok daha geniş çapta hissedileceğine inandıklarını ifade etti. İş modellerindeki hızlı değişim ve dönüşüme değinen Çakıroğlu, şunları kaydetti: “Bundan sonra, teknolojiyi işine iyi entegre eden, insan kaynağını bu yönde geliştirebilen şirketler rekabette öne çıkacak. Dünyadaki bu hızlı değişimin gerisinde kalmak istemiyorsak, ülke olarak önümüzde zorlu ödevler var. Koç Topluluğu olarak, küresel vizyonumuz ve sürdürülebilir büyüme stratejimiz çerçevesinde teknoloji, ArGe, inovasyon, insan kaynağı ve markalarımızı bir bütün olarak yönetiyor ve geliştirmek için kesintisiz yatırım yapıyoruz.” l Ekonomi Servisi Çeşitliliğe rağmen ihracat sınırlı Türkiye, 193 çeşit peyniri olmasına rağmen, dünyadaki 25.6 milyar dolarlık peynir ihracatından yalnızca 150 milyon dolar pay alıyor. Çok fazla peynir çeşidi olmadığı belirtilen Almanya’nın 3.7 milyar dolarlık ihracatla birinci olduğunu ifade eden Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “23 çeşit peyniri olan Hollanda ihracatta ikinci, Türkiye ise 22. sırada bulunuyor” dedi. “Peynirimizin tanıtımını yapamıyoruz” diyen Bayraktar, “Yurtdışındaki vatandaşlarımıza dahi peynirimizi yediremiyoruz. 3 milyondan fazla Türk’ün yaşadığı 3.7 milyar dolar peynir ithal eden Almanya’ya ihracatımız sadece 355 bin dolar. Yüz binlerce Türk’ün yaşadığı Fransa’ya, Belçika’ya, Hollanda’ya ihracatımız yok gibi” dedi. l Ekonomi Servisi Moralsizlik yarattı Domates ihracatında tartışmalar dinmiyor Rusya’nın 1 Aralık 2017’den itibaren Türkiye’den yapacağı domates ithalatı için 4 firmayı seçmesinin ardından başlayan tartışmalar devam ediyor. Sektör temsilcileri, ihracatın yalnızca 4 firmayla sınırlandırılmasını, ayrımcılık ve haksız rekabet olarak yorumlayarak, 50 bin tonluk doma tes ihracatının 4 firmaya verilmesine tepki gösterdi. Krizden önce Rusya’ya yapılan domates ihracatının yüzde 7080 oranında Antalya’dan yapıldığına değinen temsilciler, seçilen 4 firma arasında Antalya firması olmadığına dikkat çekti. 4 firmadan ikisinin Agrobay Seracılık ve Lider Seracılık olduğu nu söyleyen temsilciler, diğer iki firmayı ise kendilerinin dahi bilmediğini söyledi. “Rusya’nın, bu firmaları neye göre seçtiğini anlayamadık” diye konuşan temsilciler, “Bu bizim için kabul edilebilir bir durum değil. Firma kısıtlaması yapılması doğru bir yaklaşım değil” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri (BAİB) Başkanı Mustafa Satıcı, iki ülke arasında yaşanan kriz öncesi Türkiye’den Rusya’ya yılda 300350 bin ton domates ihracatı yapıldığını söyleyerek, belli firmalara bu ayrıcalığın verilmesini doğru bulmadıklarını aktardı. Satıcı, Rusya’nın miktar kısıtlaması yapabileceğine ve belli bir dönemde alım yapabileceğine değindi. Antalya SebzeMeyve Tüccarları Derneği Başkanı Adem Özaydın da, Rusya’ya halihazırda şeftali, erik, armut, üzüm gibi birçok ürün ihraç ettiklerini belirterek, “Domates, biber çeşitleri kabak gibi bazı sebze ürünlerinde kısıtlama var. Rusya’nın 4 firmaya domates izni verdiğini duyduk. Bu araştırmayı neye göre yapmışlar bilmiyoruz ama bu karar esnafta, üreticide, ihracat yapan firmalarda moralsizlik yarattı. Normlara uyan herkesin bu haktan yararlanması gere kiyor” diye konuştu. Tek Adam, çok dalgalı, çatlak ses... Anayasal, yürürlükteki hukuk devleti düzeni yok sayılarak, iktidarları erkince fiilen teslim olunan Tek Adam rejiminde, çoğu bizden saklansa da işlerin iyi gitmediği, giderek daha çarpıcı sonuçları, sorunları, dalgalı gidiş, yalpalamalar, gür çıkmasa da yükselen çatlak seslerle ortaya çıkıyor. Şırnak’ta 7 işçinin canlarını alan iş cinayetinde sorumluluktan sıyrılmak isteyen İktidarları erkinin resmi görevlileri önce “kaçak ruhsatsız işletme” gerekçesine sığındılar. Yetmedi yandaş tetikçi destekçiler eşliğinde “PKK’ye kaynak kaçak üretim yapılıyordu” açıklamaları geldi. Dünkü son haberlerden öğrendik ki, maden cinayeti sorumluluğundan gözaltına alınanlar serbest bırakılmışlar. Doğrusu terörle savaşım verilen bölgede, açıkta geniş alanda, yüzeyde yapılan maden üretiminin kaçak, ruhsatsız, yasadışı yapılıyor olması gerekçesinde, özrün kabahatten çok daha vahim durum olması hali vardı. Bundan sonra hangi daha gerçeğe yakın açıklama yapılırsa yapılsın, vahamet suçlar, sorumsuzluklar hallerinin kanıtlanması, kaos anlamına gelecek. 7 işçimizi katleden suçluluklar halkası büyüyecek.. Soma katliamı en kitlesel olanı, İktidarları erkiyle kurulmuş kuralsızlıklar, özelleştirmeler, kirli çıkar ağlarında yaşananların, hesap sorulmayan, sorulamayan benzer sonuçları ile zamanaşımına sığınılacak.. HHH Metal yorgunluğu soyut algılamasında herkeslerin kendi gönüllerine göre sonuçlar çıkarabilecekleri, Tek Adam fiili rejim dayatmasında, slogan algılatma kavramına göre AKP’nin tüm kilit yönetim kadrolarının, yetmez teslim edilmiş kamu yönetim organlarının FETÖ’cü darbecilerden temizlenmesi operasyonlarında da işler hiç de iyi gitmiyor. Giderek büyüyen dalgalanmalar içinde, şantaj, korkular dağları bekliyor olsa da, kısık çatlak sesler yükseliyor. Seçimlerde, referandum oy sonuçlarında Erdoğan liderliğini üzmüş oy kayıpları gerekçeli, istifaları istenen, mutlak jest beklenen öncelikli büyükşehirler belediye başkanlıklarından yükselen homurtular, getirisi, götürüsü tartışmalarını büyütüyor. Kuşkusuz Erdoğan liderliği cephesinde, seçilmiş başkanların istifaya zorlanmalarının demokrasiye, hukuka uygunluğu sorgulanacak değil. Ancak giderek daha gür sesle, ortak siyasal suçluluklar tüm çarpıcı gerçekleriyle sırıtırken, günah keçileri bulunarak, hesaplaşmadan sıyrılma yollarındaki izansızlıklar, haksızlıklar daha bir fazla göze batıyor olarak dillendirilebiliyor. Özetle 16 yıllık iktidarları sürecinin 14 yılında paylaşılmış siyasal sorumluluklar, suç ortaklıklarından sıyrılma yol ve yöntemleri, biat kültürü, Liderliğe sadakat düzeninde dahi haksızlıkları ile giderek daha ağır midelere dokunur oluyor. En hafifi ile bugüne kadar hiç sorgulanmamış Tek Adam rejiminin, hele de yasal donanımlarını kazandıktan sonra işleyişine yönelik kocaman soru işaretlerini gündeme taşıyor. Roche İlaç’ın üçüncü çeyrek satışı arttı Roche İlaç’ın satışları 2017’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 5 arttı. Üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını açıklayan Roche’un bu performansında, yeni ürün lansmanları rol oynadı. Dünyanın önemli biyoteknoloji şirketlerinden Roche, 2017 yılının üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı. Şirket, grup satışlarını sabit kur cinsinden yüzde 5 artırarak 39.4 milyar İsviçre Frangı seviyesine çıkarırken, İlaç Bölümü’nün satışları yüzde 5’lik bir yükselişle 30.6 milyar İsviçre Frangı olarak gerçekleşti. Sonuçları değerlendiren Roche Üst Yöneticisi (CEO) Severin Schwan, “Yılın ilk dokuz ayında İlaç ve Diagnostik bölümlerimizdeki satışlarda gösterdiğimiz güçlü büyümeden yola çıkarak, yıl sonu hedeflerimize ulaşacağımızı söyleyebiliriz. Satış kısmındaki büyümemizde yeni ürün lansmanları önemli bir rol oynadı; yeni tedavi ürünlerimizin Avrupa Birliği’nde ruhsat onaylarının alınması da şirketimiz için sevindirici bir gelişme” dedi. l Ekonomi Servisi Pamuk rekoltesinde artış bekleniyor İzmir Ticaret Borsası’nın (İTB) açıkladığı rekolte tahmin çalışmalarına göre, pamukta, Ege bölgesinde 20172018 sezonunda pamuk rekoltesinde bir önceki sezona göre yüzde 12.5 oranında artış bekleniyor. Türkiye’nin toplam ihracatın yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan tekstil ve konfeksiyon sektörünün ham maddesinin pamuk olduğunu söyleyen İTB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Bülent Uçak, “Bir önceki sezona göre bölgemizde pamuk ekim alanlarının yüzde 20.4 oranında artarak 110 bin 228 hektara yükseleceği tahmin edilmiştir. Ortalama kütlü veriminin 447 dekar/kilogram olması beklenmektedir. Buna göre kütlü üretimin 492 bin 393 ton olması bekleniyor. Yeni sezonda çırçır randıman oranının yüzde 38 olacağı ve bu randıman oranı ile mahlıc pamuk üretiminin 187 bin ton olacağı tahmin edilmektedir” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle