29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 21 Ekim 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Antep ihalelerinde ‘dostluk’ kazanıyor Sayıştay, belediyenin tüm ihalelerinin aynı firmaya gittiğini belirledi Sayıştay, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili 2016 yılı denetim raporunda belediyenin “açık ihale” yapmama sına sert eleştiri ler getirdi. AKP’li belediyenin açık ihaleden kaçın dığına dikkat çe AYKUT KÜÇÜKKAYA ken Sayıştay, “İhalelere belediye şirketleri ve belediye ihalele rinin çoğunluğunu da alan (K) şirketinin çağrıldığı ve bunlarla ihale yapıldığı görülmektedir. İhalelerde saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenirlilik ve kaynakların verimli kullanılma sı ilkelerinin ihlal edildiği, anla şılmıştır” tespiti yaptı. ‘Hep aynı firmalara!’ Sayıştay’ın raporunda “İhale Kanunda Belirtilen Özel Haller İçin Kullanılması Gereken Pazarlık Usulünün (21/B) Süreklilik Arz Etmesi ve Bütün İhalelere Aynı Firmaların Davet Edilmesi” başlığı altında önemli tespitler yapıldı. İşte o bölümden satırbaşları: l ‘İhalelerin çoğunu alan şirketle ihale yapıyorlar’ “Yapılan ihalelerde pazarlık usu ‘Açığı Sayıştay değil, biz bulduk’ Gaziantep Büyükşehir Belediyesi dün gazetemizde “Gaziantep’te vurgun, Gaziantep’in AKBİL’i patladı” başlığıyla yayımlanan haberimiz üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “10 yıldır (20062016) devam etmekte olan Kart 27 Elektronik Bilet Sisteminin sözleşme süresi sona ermiştir. Belediyemiz yaptığı alımlar da, iş bitiminde geçici kabul işlemi öncesinde gerekli kontrolleri yapmaktadır. Uzman bilirkişilere belediyemizce yaptırılan geçici kabul öncesi incelemede bu açık tarafımızca tespit edilerek ilgili firmadan bu bedel talep edilmiş ve ilgili firma da bu açığı kabul ederek tespit edilen bu tutarı kurumumuza ödemiştir. Sayıştay’a da bu durum be lediyemizce bildirilmiştir. Özünde söz konusu hesaptaki eksiklik Sayıştay denetiminden önce belediyemizce tespit edilmiş olup tutarın kurumumuza tahsisi sağlanmıştır” denildi. CHP’li Uğur Kalkan ise “Neden hesapların sadece iki yılının incelendiğini açıklayamamışlar. Kalan sekiz yılın denetleneceği hakkında bir beyanda bulunamamışlardır” dedi. lünün kullanılmasına rağmen, Kamu İhale Kanunu’nun 21(b) maddesinde belirtilen doğal afet, salgın hastalık, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların meydana gelmediği ve pazarlık usulünün süreklilik arz edecek şekilde kullanıldığı görülmüştür. Ayrıca ihalelere belediye şirketleri ve belediye ihalelerinin çoğunluğunu da alan (K) şirketinin çağrıldığı ve bunlarla ihale yapıldığı görülmektedir.” l ‘Hep aynı firma, işte örnekleri’ “Kamu idaresinin hizmet alım ihaleleri incelendiğinde belirli hizmet alım ihalelerinin kanunda belirtilen iha le usulleri ile ihale yapılması için yeterli süre olması rağmen ve Kanunda Pazarlık Usulü ile ihaleye çıkabilme şartları oluşmamasına rağmen bu usulle ihaleye çıkılmıştır. Örneğin Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı’nın yaptığı Park Bahçe Genel Temizlik ve Bakım Hizmet Alım İşi 2015 yılının tamamında pazarlık usulü aynı firmaya yaptırılmış, bu iş 2016 yılında da iki defa pazarlık usulü ile aynı firmaya ihale edilmiştir. Aynı şekilde İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı’nın yaptığı üç ayrı personel alım işi 2015 yılının sonunda pazarlık usulü ile ihale edilmiştir. Bu ihale kapsamındaki işler 2016 yılında iki defa aynı firmalara pazarlık usulü ile yaptırılmıştır.” l ‘Belediye açık ihaleden kaçıyor’ “Görüldüğü gibi kamu idaresi Kamu İhale Kanunu’nun 21b maddesinde yer alan pazarlık usulü koşulları oluşmaksızın bu ihale usulünü kullanmakta ve açık ihale usulünden kaçınarak mevzuata aykırı ihale yapmaktadır. Bu durum; ihalenin temel ilkelerine aykırılık teşkil etmekte ve rekabeti engellemekte ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını engellemektedir. Ayrıca bu yapılan 21b ihaleler belli şartlar sağlanmadan yapıldığından dolayı ihalesiz iş yapma kapsamındadır.” ‘Gizleyen de suçludur!’ Kılıçdaroğlu, istifa etmeyen AKP’li belediye başkanlarına yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tehditlerini değerlendirdi. Dosya varsa gereğinin yapılmasını istedi HAKAN DİRİK CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li belediye başkanlarının istifa krizi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tehditlerine ilişkin “İstifa etmezseniz ‘dosyalarını çıkarırım, hapse attırırım’ demek istiyor. Suç varsa, gizleyen de suçludur” dedi. Kuşadası’nda Aydın Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen “muhtarlar çalıştayında” konuşan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “muhtarlar toplantısını” ima ederek, “Ben sizi ayağıma çağırmam. Nerede muhtar varsa ayağına gider konuşurum” dedi. Demokrasinin aynı zamanda “devlette liyakat” anlamı taşıdığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Liyakati çökertirseniz, devleti çökertirsiniz. Devlet işi ehline veren bir düzen içinde büyür ve saygınlık kazanır. Ama bunları kaldırır her şeyi tek adama teslim ederseniz hak hukuk olmaz. Demokrasiyi birlikte savunmak zorundayız” diye konuştu. Erdoğan’ın, istifa etmemekte direnen AKP’li belediye başkanlarına yönelik “tehditlerini” değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bu milli iradeye haksızlıktır. Benim gelip herhangi bir muhtara ‘seni beğenmiyorum, sen istifa et’ deme yetkim de yoktur, hakkım da yoktur. Seni seçen millet. ‘İstifa etmezsen bedeli ağır olur. Ben seni hapse atarım mı demek istiyorsun. Senin dosyalarını mı çıkarırım demek istiyorsun. Suç varsa, gizleyen de suçludur. Kişinin suçu varsa mahkemeler var. Verirsiniz mahkemeye. Belki de beraat eder. Nereden biliyorsun? Rejimler tek kişiden oluşmaz” dedi. Seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hak dahi aramadan ‘istifa edeceksiniz’ diyorsunuz. Yarın çoluk çocuğu ‘Senin hırsızlığın mı vardı, yolsuzluğun mu vardı?’ diyecek. Torunlarına nasıl hesap verecek? Seçimle gelen birinin böyle bir haksızlıkla karşı karşıya kalması doğru değildir. Kişiler açıkça suç tehdidi altında bırakılamazlar” diye konuştu. ÜKÇILÜIÇNDCAÜRKOEĞZLZUİY, ABAREYTKAETLT’Iİ ‘Kötüye gidiş yok’ CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın İbni Sina Hastanesi’nde tedavisi sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yoğun bakımda tedavisi devam eden Baykal’ı dün üçüncü kez ziyaret etti. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’ten Deniz Baykal bilgi alan Kılıçdaroğlu, “Bizi sevindiren kötüye gidiş yok, umutluyuz. İnşallah hastalığa direnir ve bir süre sonra görevine yani parlamentoya gelir, milletvekilliğini sürdürür. Bütün dualarımız Sayın Baykal’la, inşallah kısa süre içinde şifa bulur ve hastaneden ayrılır” ifadelerini kullandı. Baykal’ın dünkü ziyaretçileri arasında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da yer aldı. Karamollaoğlu, Baykal’la 1980 ihtilalinin hemen ardından 10 gün kadar aynı koğuşta kaldıklarını anlattı. Akşam saatlerinde Baykal’ın durumu hakkında bilgi veren Rektör Erkan İbiş, genel destek dışında solunum desteğinin sağlandığı nı belirterek “Şu anda önemli bulgulardan bir tanesi makine desteği çıkarıldığı zaman solunum fonksiyonu mevcut ancak yorulmaması için bu destek de veriliyor. Deniz Bey’in durumu ciddiyetini koruyor. Bilinci yine kapalı, yaşamsal bulguları normal ve kontrol altında, nörolojik bulguları dünle aynı yani kötüye bir gidiş yok” dedi. İbiş, CHP milletvekilleri Metin Lütfi Baydar, Niyazi Nefi Kara ile de istişarelerde bulunulduğunu vurguladı. İbiş, Deniz Baykal’ın oğlu Prof. Dr. Ataç Baykal ile kızı Prof. Dr. Aslı Baykal’ın da süreç içerisinde onayının ve bilgisinin alınarak tedavilerin uygulandığını anlattı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Bu kabile hukukunda bile yoktur’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gazetecilerin önünde partisinin üç belediye başkanı için “gereğini yapmazlarsa Özgür Özel bedeli ağır olur” ifadesini kullandığı nı, daha sonra bu ifadeyi değiştirdiğini belirterek, “Gittiğin her ülkede, ‘Türkiye kabile devleti değildir’ de, sonra uçakta bu lafı söylediğinde Türkiye’nin kabile devleti olmadığına kimseyi inandıramazsın. Bu kabile hukukunda bile yoktur. Kendi dediğini yapanların cezalandırılmayıp kendi dediğini yapmayanların cezalandırıldığı bir sistem ne hukukta ne kamu yönetiminde ne demokraside vardır” dedi. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu da, belediye başkanları yolsuzluk yaptıysa bunun araştırılması gerektiğini belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet haber 5 Kan kırmızı bir gül açıyor yüreğimde... Kurşun güneş altında çürüyen ağaç, bir eylül sabahında gü lümseyen çocuk, değişimlere yüz tutmuş soluk, aydınlığın habercisi midir? Buz mavisi kesilmiş gökyü zünde bir kadının ansızın kaçışıdır, terk edilişinin öyküsü dür delice tutku bedenimizi sardığı saatlerde... Aylardan eylüldür güzelim, eski günlerden kalan bir sev dayı anımsatır!.. Meltemini dolduran kokular dır sevgilim, loş uçurumlarda aynı gizin iki sesli ağzında buluşan kelimeler!.. Taksim’de Gümüşsuyu’na doğru yürürken kör teröre kurban giden yirmi üç yaşın daki Amanda Rigg, Yannis Ritsos’un türküsün ü söylü yordu, eski zaman saatlerinin çaldığı akşamüstlerinde... Göklere inanırdım eskiden; ama sen denizlerin derinliğini gösterdin bana; ölü kentleri, unutulmuş ormanları, boğulmuş gürültüleriyle... Kekikten ve kararmış taştan o eller için bir çığlığın unutul muş, yapayalnız akşamlarda!.. Sevgilim, çocuğum, karım!.. Gün gün büyüyen sevin cim!.. Aşk ve düş parantezleri arasında gözlerini, saçlarını, bedenlerini koyan kadınlar, bak kırmızı bir güneşi yakala maya çalışıyorlar!.. Sence nedir hüzün haydi söyle; yüklü gergin dallar umudun ve umutsuzluğun resmini çizmek mi? Kıraç bir toprakta, kül ol muş kentlerde, yoksulluğun boy verd iği topraklarda bebekler ölüyor açlıktan!.. İçim acıyor bebeğim, içim!.. Ellerim ve ayaklarım süzü len bir yıldız gibi kayboluyor, sorularımı salt yanardağlar yanıtlıyor!.. Eğer sen akan kanımda do ğacaksan lanet olsun!.. HHH New York ve Washington terör saldırısına uğradığı gün, ben masum insanlar için ağ ladım!.. Filistin’de, Afganistan’da ölen, kolu bacağı kopan in sanlar için nasıl her gün içim yanıyorsa, onlar için de aynı duyguları yaşadım!.. Eylül yüreğimde bir hüzün dür benim bir tanem! Sen şimdi bir mavinin tam orta yerindesin ve göz kırpıyor Paşabahçe’nin ışıkları!.. Belki bir İyonya akşamında ya da Karadeniz’e karşı gece vardiyalarını düşünüyorsun!.. Biliyorum aşka vaktin yok!.. Gecenin sağır sessizliğinde hıçkırıklara boğulurken Avustury alı Amanda Rigg’i, Filistinli, Afganlı çocukları, Taliban’ın cinay etlerinden kaçıp Van’a sığınan aileleri, New York’u ve Washington’ı düşünüyorsun!.. Haydi konuş biraz, yarım kalan sevişmelerin ardından!.. Deki: Ey, bizi kırbaçlayan kara kanatlı savaş! Ey, aşklarımızı kör eden kara örtülü yaratıklar! Ey, zaman zaman karşımıza çıkan sahte özgürlük kahramanları! Bilir misin yalnızlık sonbahar yağmurlarına benzer!.. O yüzden gözlerinin yük sekliğinde sisten kara bulutlar geçiyor!.. Sen diyorsun ki: “Kor gibi yanıyor musun, ey oylukla oyluk arasına gizlenmiş yara? Ölümün kuşu hiç uğradı mı oralara?” Alevlerin alacakaranlığındasın sevgilim, aşkım, bir tanem, karıcığım!.. Gizemli hüzünleri toplu yorsun Şırnak’tan, Cizre’den farkındayım!.. Tek bacağıyla umut arayan yirmi iki yaşın daki gençleri, yamaçlarda kayaların dibinde gözleri oyulan on yedisindeki kız çocuklarını düşünüyorsun!.. Mavi Çarşı’da yanan bir kadının çığlığı seni alıp götü rüyor bir bilinmeyene doğru!.. Haydi anlat bana aşkın ve özgürlüğün ne olduğunu!.. HHH Denizin uçurumu üstünde mavi bir alev gibi yanıyor bulutların sürüsü!.. Sesin ağır akan hızı, tozlu bir uzaklıkta kanımı tutuştu ruyor... Sesin tutuyor beni!.. Sesin öfkeli ya da sevecen yalnızlığımı alıp götürüyor!.. Ben fırtına habercisinin türküsünü Maksim Gorki’yle tartışalı belki de tam yirmi beş yıl geçti... Amanda Rigg doğmamıştı henüz!.. Şimdi ben balkonda gece nin yıldızlarıyla konuşurken rüzgâr uluyor!.. Sense soluyorsun gecenin içinde!.. Susuyorsun!.. Söyle fırtına patlasın mı? Söyle sevdalar özgürlüğüne kavuşsun mu? Söyle kara kanatlı savaş dursun mu yok sa sürsün mü? Bertolt Brecht’i dinlerken zamanı öğrenmenin tam sıra sıdır mim ozam, dur, kıpırda ma, bir yere gitme. Suskunluğun egemen olduğu yerde Çınlayan onun sesidir Zulüm kol geziyorsa ve yazgıyı suçlamaktaysa insanlar Adıyla söyler o, suçlu kimdir? Aylardan eylül sevgilim, ka rıcığım, bebeğim, çocuğum, canım, bir tanem!.. Ben eski günlerden kalma tutkularla avunuyorum!.. Bir gül açıyor yüreğimde kan kırmızı!.. HDP’li 3 vekilin duruşması ertelendi HDP Milletvekilleri İdris Baluken, Çağlar Demirel ve İmam Taşçıer hakkında, 10 Ekim 2015’te Med Nuçe adlı televizyon kanalına bağlanarak yaptıkları açıklamalar nedeniyle 10 yıla kadar hapis istemiyle açılan davaya Diyarbakır 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün devam edildi. Taşçıer ve tutuklu olan Baluken ile Demirel duruşmaya katılmadı. Ara kararını açıklayan hâkim, dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet TEŞEKKÜR Ailemizin değerli büyüğü, kıymetli insan, Galatasaray camiasının “Beyabisi”, DPT Kalkınmada Öncelikli Yöreler Daire Başkanı, Ziraat Bankası Genel Müdürü, Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi, Gazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi öğretim üyesi PROF. DR. ERDOĞAN SORAL’ın ebediyete intikali süresince bizleri yanlız bırakmayarak cenaze merasimine eşlik eden, taziyelerini bildiren, mesaj ve çelenk gönderen, duasına katılan tüm akrabalarımıza ve kıymetli dostlarımıza, sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. SORAL AİLESİ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle