29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 21 Ekim 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Trajikomik dava RedHack’in sızdırdığı Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait epostaları haberleştir dikleri için 300 günü aşkındır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Diken’in eski editörü Tunca Öğreten, BirGün ça lışanı Mahir Kanaat ve kapatılan Dic le Haber Ajansı Diyar bakır Haber Müdürü Ömer Çelik, 24 Ekim’de ilk kez yargıç karşısına çıkacak. Kanaat’in eşi SEYHAN AVŞAR Sevgi Kanaat, eşi yanında olmadan geçen günlerin çok zor olduğunu söyleyerek, “Mahir ile yatıp, Mahir ile kalkıyorum” diyor. Tunca Öğreten’in eşi Minez Öğreten ise bu davanın ki şisel bir intikam mücadelesine dönüş tüğü için çok zor bir dava olduğunun altını çiziyor. Minez Öğreten ve Sev gi Kanaat duruşma öncesi gazetemizin sorularını yanıtladı. Devletimize minnettarım n Günleriniz nasıl geçiyor? Kanaat: Çok zor. 20 yıl az bir zaman değil. 20 yılda toplasanız 300 gün ayrı kalmamışızdır. İlk kez bu kadar uzun bir ayrılık yaşıyoruz. ‘Ne yapıyor, nasıl, ne düşünüyor’ gibi sorular kafamın içinde dönüp duruyor. Mahir ile yatıp Mahir ile kalkıyorum... Öğreten: Her zorlu koşul altında kendinizle yeniden tanışıyorsunuz. Erkek gibi kadın oluyorsunuz bu süreçte mesela. Artık 19 litrelik su damacasını siz taşıyorsunuz. Geçenlerde bir arkadaşım bu yalnızlığın neye benzediğini, bana nasıl hissetttirdiğini sorduğunda ona, ‘İleride kocayı gömünce yola nasıl tek başına devam edeceğinin ön provası gibi’ dedim. Tunca’ya bazen, ‘Oğlum sen niye içeridesin la’ derken bazen de, ‘Devletimize minnettarım. Filinta gibi adam oldun. 20 kilo birden verdin’ diyorum. n Eşlerinize yöneltilen suçlamalar ile ilgili neler söylemek istersiniz? Kanaat: Ne yazık ki acı. Geçerliliği yok. Eşimin adı Mahir, BirGün çalışanı ve ÖDP’li... Başka ne söyleyebilirim? Öğreten: Tunca’nın iddianamesinin en fantastik yanı ‘duruma göre devlet sırrı’ ifadesi. Kanımca, bu iddia yargılanan gazetecilerden ziyade Bakan Albayrak’ı zora sokuyor. Ne de olsa hükümet yetkilileri, devlet meselelerini ve sırlarını kişisel posta adresleri üzerinden paylaşmaz. Yalnızca 12 satırdan oluşan bir iddianameden bahsediyoruz. Ama ‘Ben şimdi buraya bilu Silivri Cezaevi’nde 300 günü geride bırakan Tunca Öğreten, Mahir Kanaat ve Ömer Çelik, 24 Ekim’de ilk kez hâkim karşısına çıkacak. Öğreten ve Kanaat’ın eşleri Cumhuriyet’e konuştu Mahir Kanaat Tunca Öğreten Ömer Çelik mum örgüt koyuyorum. İster buradan yürü ister devlet sırrı de, yapıştır gitsin’ şeklinde yazılmış gibi. Tunca’ya, ‘Sen şimdi bu 12 satırdan ne anladın, suçun neymiş?’ diye sorduğumda bana, ‘Hem DHKPC’ye hem de FETÖ’ye yardım etmek gibi mucizevi yeteneklerim varmış, onu öğrendim’ demişti. Herkes Çağlayan’a n Davaya sayılı günler kaldı. Peki dava hakkında bir öngörünüz var mı? Kanaat: Başından sonuna kadar trajikomik bir hal aldı bu dava. Eşim yapmadığı haber yüzünden tutuklu. Suçsuz olduklarını herkes biliyor. Bu dava sadece bizim davamız değil, haber alma ve haber yapma hakkını savunan herkesin davası. 24 Ekim’de herkesi Çağlayan Adliyesi’ne bekliyoruz. Öğreten: Kişisel bir intikam mücadelesine dönüştüğü için ilk günden beri bu davayı çok zor buluyorum. Bir yıl sonra kıpırdanmaya başlayan AİHM de büyük hayal kırıklığı yarattı. Herhalde AKP’nin performansından en memnun kaldığı mercii de AİHM’dir. n Sevgi Hanım eşiniz gözaltındayken Poyraz’ı dünyaya getirdiniz. Poyraz ile cezaevi ziyaretleri nasıl geçiyor? Haftada 45 dakika kapalı görüş hakkımız var. Mahir, Poyraz’ı 3 kere görebildi. Çok duygulandı. Poyraz’ın doğumu için çok planı vardı. Büyük bir heyecan ile bekliyordu. Ama Emniyet’te sadece fotoğraflarını görebildi. Ağıt yakmam n Minez Hanım siz OHAL’den dolayı cezaevinde evlenmek zorunda kaldınız. Bu durum sizi hüzünlendiriyor mu? Hiç hüzünlendirmiyor. Aksine düşündükçe, yüzümde güller açıyor. Şipşak bir evlilikti. Beni pistin ortasında göbek atmaktan kurtardı. Cezaevi ziyaretleri çok eğlenceli geçiyor çünkü Tunca çok komiktir. Bodrum’da tatile giden bir akrabasına, ‘Biz de yan koğuştaki terörist arkadaşlarla haftasonu St. Tropez’ye kaçtık’ diye mektup yazıyor. Cezaevi kantininde satılan meyve ve sebzelerin lezzetli ve ucuz olduğunu söyleyerek, ‘Çıkınca alışverişi buradan yapmalıyız’ gibi espriler yapıyor. Evet, tecrit koşullarında tutuluyorlar. Ancak hiçbirimiz, hastane odasının kapısında kendisini gözaltına almayı bekleyen polisler eşliğinde doğum yapan o acılı kadının yerinde değiliz. Tunca içeride sözlü ya da fiziksel bir saldırıya maruz kalmadığı sürece ağıt yakmam. Aklı gazetesinde n Eşleriniz tahliye edilirse, ilk ne yapacaksınız? Kanaat: Ailesi biziz ama çocuğu gibi büyüttüğü, kurulduğu günden bugüne çalışanı olduğu BirGün gazetesiyle de hasret giderir diye düşünüyorum. Aklı biz de ve gazetede. Öğreten: Çıkar çıkmaz hep birlikte tıksırıncaya kadar içmeyi planlıyoruz. n Eşinizle en çok neyi yapmayı özlediniz ? Kanaat: Kızımızla birlikte hafta sonu gezmelerini çok özledik. Öğreten: İlişmeyi, birbirimize değmeyi özledik. Kısaca Tunca’ya dair her şeye hasretim. SADECE İŞLERİNİ YAPTILAR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerinin hack’lenmesiyle ilgili açılan davada yargılanan üçü tutuklu altı gazete ci 24 Ekim’de ilk kez hâkim karşısına çı kacak. Fran sız bağımsız haber sitesi Mediapart’ın kurucu su, gazete ci Edwy Ple nel, bu dava kapsamında tutuklu bu Edwy Plenel lunan gaze teciler Tunca Öğreten, Ma hir Kanaat ve Ömer Çelik’le dayanışma mesajı gönderek “Onlar yalnızca işlerini yapı yor” dedi. Plenel, şunları kay detti: “Bu davada yargılanan tüm gazetecilerle dayanışma içinde olduğumu ifade et mek istiyorum. Çünkü şu an da iktidarda olan Erdoğan ve yakın çevresiyle ilgili yaptık ları araştırmacı haberlerin ay nılarını biz de burada araştır ma dosyası olarak yayımlıyo ruz. Bu gerçekleri biz de ya yımlıyoruz. Onlar hapistey se benim de hapiste olmam lazım. Ayrıca biz bu dayanış manın içindeysek bu onlar terörist olmadığı, suçlu ol madıkları içindir. Sadece ga zeteci olarak işlerini yapıyor lar basın özgürlüğünün hiz metinde, ifade özgürlüğü nün hizmetinde, halkın haber alma hakkı hizmetinde. De mokrasi için. Kamunun çıkarı için...” l Haber Merkezi ÖZGÜR GÜNDEM DAVASI Eryılmaz’a hapis cezası ZEHRA ÖZDİLEK Kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyasına katılan gazeteci Tuğrul Eryılmaz, 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin TL para cezasına çarptırıldı. Ceza ertelendi. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar oturumuna DİSK Basınİş Başkanı ve Gazetemizin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Faruk Eren, Barış Vakfı yö neticisi Hakan Tahmaz, gazeteciler Nadire Mater, Haluk Ağabeyoğlu, Erol Önderoğlu, Mehveş Evin ile dilbilimci yazar Necmiye Alpay katıldı. Davanın sanıklarından BandırTuğrul Eryılmaz ma Cezaevi’nde tutuklu Zeki Kayar, SEGBİS’le duruşma salonuna bağlanarak Kürtçe savunma yaptı. Eryılmaz ise savunmasında 20’li yaşlarında 12 Mart’ı, 30’lu yaşlarda 12 Eylül’ü yaşadığını dile getirerek şöyle konuştu: “Hayatımda mahkeme görmedim. Okullarda öğrettiğim gibi dayanışmanın önemini vurguladığım, objektif gazetecilik savunması yaptığım için birdenbire mahkeme önüne çıktım. Bunun için nasıl savunma yapılır bilmiyorum. İyi gazeteciler çatışmayı tartışmaya çekmek ister. Burada bu şekilde bulunmak beni çok yaralıyor. Söyleyebileceğim başka bir şeyim yok.” Avukat Özcan Kılıç da “Gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya, Eryılmaz’ın nöbetçi olduğu gün de dahil olmak üzere bütün sorumluluğu üzerine almıştır. Eryılmaz’ın bu nedenle hukuken bir sorumluluğu yoktur. Beraatını talep ediyorum” diye konuştu. Mahkeme heyeti ise Eryılmaz’a “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 15 ay hapis ve “Terör örgütlerinin açıklamalarını basma ve yayımlama” suçundan ise 6 bin TL para cezası vererek cezayı erteledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Doğan Akhanlı Almanya’ya döndü Tatil için gittiği İspanya’da Türkiye’nin Interpol nezdinde çıkarttığı kırmızı bülten nedeniyle gözaltına alınan, gözaltına alınması Türkiye ile Almanya arasında yeni bir kriz yaratan yazar Doğan Akhanlı, serbest bırakıldıktan son ra önceki gün Almanya’ya döndü. Reuters’in haberine göre Düsseldorf Havaalanı’nda ailesi tarafından karşılanan Akhanlı’ya bir adam Türkçe “Bu ülke seni kurtaramaz” diye bağırdı. Akhanlı olay ile ilgili “Türkiye’nin insan avı ba şarısız oldu, bu adamın rahatsız olması ve beni tehdit etme ihtiyacı hissetmesi bu sebepten olabilir” yorumunu yaptı. Akhanlı, gözaltına alınan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı işadamı Osman Kavala’nın gözaltına alınması ile ilgili olarak da “Eğer bu ülke onu bile gözaltına alıyorsa, orada kimse güvende değil demektir” ifadelerini kullandı. BİA MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ RAPORU Hükümetin kulakları tıkalı TemmuzAğustosEylül 2017 dönemini kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu’na göre, bu dönemde 296 gazeteci ve medya temsilcisi için, TCK ve TMK’den toplam 182 müebbet ve 3 bin 36 yıl hapis istendi. 109 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı ya da işten çıkmak zorunda kaldı. 14 gazeteci veya medya çalışanı gözaltına alındı. 122 gazeteci ekim ayına hapiste girdi. 2016’nın aynı döneminde 107 gazeteci hapisteydi. Raporu hazırlayan Sınır Tanımayan Gaze teciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, “Uluslararası planda işbirliğini demokratik değerlerden ziyade bölgesel stratejik temele oturtmaya çalışan Türkiye, tutuklu gazeteciler ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası OHAL altında işlenen hak ihlallerine dair eleştirilere de kulaklarını tıkadı. Oysa, medya özgürlüğü konusu Türkiye’de hiç olmadığı kadar bir uluslararası boyut kazandı” dedi. Rapora göre, hapishanedeki 122 gazeteciden 68’i halen yargılanıyor, 35’i halen soruşturma geçiriyor. Hapistekilerin sadece 19’u hükümlü. 1 Suriyeli kadın gazetecinin öldürüldüğüne dikkat çekilen raporda, “En az iki gazeteci fiziki şiddet, altısı tehdit gördü; biri saldırı girişimi yaşadı. Bir gazete sözlü; bir haber sitesi de siber saldırı yaşadı” denildi. IMC TV, TV10, Hayatın Sesi TV, Van TV ve Jiyan TV dahil 12 televizyon ve 11 radyonun kapatılmasına karşı hak arama yollarının, “KHK işlemi değil” denilerek kapatıldığı vurgulandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet haber 11 Bir demokrasi kültürü ‘kolaylaştırıcısı’ Bugün Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi. Cezaevinde tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı, bu konuda karşılaştırma yapılabilecek Rusya veya Çin’den daha fazla. Tutuklu milletvekili açısından da öyle. Şu anda dünyada parlamento üyesi olup, dokunulmazlığı askıya alınarak ve daha yargı süreci bitmeden tutuklanan bu kadar milletvekilinin olduğu başka bir ülke var mı? Zannetmiyorum. Bu tutuklama furyasına son dönemde insan hakları savunucuları da dahil edilmeye başlandı. Büyükada’da eğitim semineri sırasında gözaltına alınan, halen tutuklu olan insan hakları örgütleri üyelerinin 25 Ekim’de ilk duruşmaları görülecek. İddianamenin içinin bomboş ve bunun akıl almaz bir dava olduğunu AKP’ye yakın kalemler de dile getiriyor. Arkadaşlığımın çok eski tarihlere uzandığı Osman Kavala’nın üç gün önce gözaltına alınması, bağımsız sivil toplum faaliyetlerinin bastırılmasına yönelik politikada yeni bir eşiğin atlanması mıdır? Savcının neden bu gözaltına alma kararı verdiğini, ne ile suçladığını daha bilmiyoruz. Yedi günlük gözaltı süresi içinde savcı ifadesini aldığı zaman, sorduğu sorulardan gözaltına alma nedeni belki anlaşılacak. Osman Kavala’nın epeydir AKP yanlısı bazı kalemşörlerin, AKP içinde bir hizibin sesi olan internet sitelerinin ve onun arkasındaki “düşünce kuruluşu”nun hedefi olduğu herkesin malumu. Onun yürüttüğü önemli, anlamlı ve başarılı sivil toplum faaliyetlerinden bu çevrelerin rahatsız oldukları belli ama neden rahatsızlık duyduklarını anlamak kolay değil. Bu gibi daha birçok konuda gerçek bir akıl tutulmasının yaşandığı bir karanlık dönemdeyiz. Osman Kavala ile birlikte bir şey yapmaya 1980 askeri darbesinin bütün aykırı sesleri susturmaya çalıştığı o diğer karanlık dönemde, bir fikri direniş zemini yaratma çabası içinde, İletişim Yayınları’nın kuruluşuyla sonuçlanacak girişimlerde başladım. Kendisi daha sonra yayınevinde ortaklık veya sorumluluk almadı ama otuz yılı aşkın bir süredir yayınevinin faaliyetlerinin çok yakın bir takipçisi oldu. Osman’la yol arkadaşlığımız, eşitlikçi, dayanışmacı, özgürlükçü demokratik ilkelerin hâkim olduğu, farklı kimliklerin barış içinde yaşadığı Türkiye ideali çerçevesinde kesintisiz devam etti. Osman’ın demokratik kültürün farklı alanlarına katkısını en iyi simgeleyen girişimlerinden biri, kuruluşuna öncülük ettiği ve halen yönettiği Anadolu Kültür AŞ’dir. Toplumsal diyaloğu, barış ve uzlaşma çabalarını ön plana çıkaran, çok farklı kesimlerin kültürel mirası koruma girişimlerine destek veren, kültürel faaliyetlerin taşraya taşınmasına ön ayak olan bir kültür kuruluşu. Hepsinin ortak paydasını, her türlü şiddet, çatışma ve ayrımcılığın dışlanması ve yapılan işlerin kalitesine ve detaylarına büyük özen gösterilmesinin oluşturduğu bir faaliyetler yelpazesi. Bu faaliyetlere katılmış, ürünlerini görmüş olanların hepsi bu değerlendirmelerimi onaylayacaklardır. Kendisinin her şeyden önce bir itiraz insanı olduğunu, onu az veya çok tanıyanların hepsi kabul eder. Bu yıkıcı, yorgunu yokuşa sürükleme ve işi başından savma amaçlı bir itiraz değildir. Tam tersine büyük bir nezaketle dile getirilen itiraz, ortaya atılan fikrin, yapılan önerinin, etik değerlere bütünüyle saygılı biçimde amacına nasıl daha iyi ulaşabileceğini tespit etmek içindir. Bu da Osman’ı sürekli insanları bir araya getirme, buluşturma, ortaklaştırma arayışına hep itmiştir. Kendisini hiçbir zaman ön plana çıkarmaya çalışmayan, çünkü yaptığı işi bir çıkar arayışından değil, gönülden yapan bir “kolaylaştırıcı”dır. Türkiye sivil toplum faaliyetleri içinde bu nedenle Osman Kavala’nın mümtaz bir yeri oldu ve uluslararası alanda da geniş tanınırlığını bu nitelikleri sağladı. Osman Kavala şahsen benim çok yakın bir arkadaşımdır. Gözaltına alınması karşısında nesnel bir değerlendirme yapamayacağım düşünülebilir. Ben onunla insan hakları, kültürel haklar, barış, dayanışma mücadelelerinde yan yana olmaktan gurur duyuyorum. Onun kısa zamanda serbest bırakılacağına inanmak istiyorum. Ankara’da 5 gazeteci daha gözaltına alındı Ankara’da dün sabah saatlerinde haklarında ihbar olduğu iddiasıyla evlerine yapılan operasyonda Jin News editörü Sibel Yükler, Jin News muhabirleri Habibe Eren ile Duygu Erol ve Mezopotamya ajansı muhabirleri Selman Güzelyüz ve Diren Yurtsever gözaltına alındı. Emniyet’e götürülen gazetecilerin avukatları ile görüşmesine izin verilmezken dosyaları hakkında da kısıtlılık kararı verildi. Edilen bilgiye göre gazetecilere “silahlı örgüt üyesi olma” suçlaması yönetildi. Gözaltılara tepki gösteren Çağdaş Gazeteciler Derneği “Gazetecilere yönelik baskılara son verilmesini, yargılamaların tutuksuz yapılmasını ve gözaltındaki meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz” açıklamasını yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle