14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 27 Ocak 2017 4Başkanlığa karşı ‘Hayır’ nehribeksaTlneüamylelacrek CHP, yüzde 710’u MHP’ye, yüzde 57’si AKP’ye oy veren yaklaşık yüzde 1617’lik seçmeni hedef olarak belirledi Çoğunluğu MHP’li ve daha azı AKP’li olan yüzde 1617’lik bir seçmeni hedef olarak belirleyen CHP, “ayrı ayrı akan küçük suların bes lediği nehir” benzeri, parti kimlikleri nin görünür olmadığı farklı farklı ka nallardan beslenen bir hayır kampan yası için çalışmala ra başladı. Referan dum süreciyle bir likte CHP’de kam panya için humma lı bir çalışma yürütü EGrüdlem lüyor. CHP’de kampanya hazırlığı, referandumun siyasi yel pazedeki solsağ kar şıtlığına dayanmayan, iktidarmuhalefet bloklaşmasının ve parti kimliklerinin dışında nitelikleriyle bir ilk olduğu ba kış açısına dayandırılıyor. Bu çerçevede CHP’de kampanya çizgilerine ilişkin de ğerlendirmeler şöyle: Fırtına öncesi sessizlik: Pake tin Meclis süreci epey gürültülü oldu. Ancak Meclis’ten geçip artık sandık sü reci başlayınca seçmende büyük bir ses sizlik dikkat çekiyor. Bu, aslında seç menin yüzde 80’e kadar varacak büyük kısmının kararını vermesinden kay naklanıyor. Yüzde 80’e varan seçmen büyük oranda ‘evet’ ya da ‘hayır’ de di ve sandığı beklemeye başladı. Ka rarını vermeyen ve aralarında paketin ne getirdiği konusunda bilgisiz olan ların da bulunduğu yüzde 20’lik kesi min suskunluğu ise bir tür fırtına ön cesi sessizlik niteliğinde. Sonucu da bu yüzde 20 belirleyecek ve fırtına da zaten bundan kopacak. Çıktı, düşüyor: 15 Temmuz darbe girişimi öncesi başkanlığa destek hiçbir ankette yüzde 35’i geçemedi. 15 Tem muz sonrası ise Erdoğan’ın popülarite si yüzde 50’leri aştı. Fakat son üç aydır düşüşe geçti. Düşüş sürüyor ama bu dü şüşe rağmen başkanlığa desteği yüzde 40’ların üzerine de çıkarma olanağı elde ettiler. Şimdi doğrudan AKP’li olmayan firmaların tüm anketlerinde başkanlı ğa destek kararsızlar dağıtılmadan yüz de 4345 düzeyinde. Hayır oyları da bi raz üstünde. Ama oranlar birbirine ya kın. Referandumda ‘hayır’ sonucu yüz HEDEF Hayıra yakın MHP ve AKP’liler Sahadaki bu durum, kampanyanın şeklini de belirliyor. Artık hayır diyecek kadar cesur, evet diyecek kadar Erdoğan’a inanmışlar kararlarını netleştirdiğine göre kampanya, kalanlara anlatmak için yapılacak. Bunlar arasında yüzde MHP’ye oy veren yüzde 710 arasındaki grup en büyük kesim. AKP içinde de yüzde 57’lik bir grup var. Bunların oranı yüzde 1617’yi buluyor. Bunlar, partilerine rağmen başkanlığa ikna değiller, hatta ‘hayır’a çok yakınlar. Özellikle MHP seçmeninde ‘hayır’ eğilimi çok daha güçlü. Kampanya, bu kesimlerin hassasiyetini gözetecek. Bu nedenle kampanya klasik parti kimliklerinin öne çıktığı bir kampanya olmayacak. Parti kimlikleri az görünecek. Belki de Türkiye tarihinde ilk kez bir nehir kampanyası yaşanacak. Ayrı ayrı akan suların, kanalların son noktada tek bir nehirde buluşup onu beslemesi gibi bir kampanya olacak. Kampanya süresince herkes kendi kendine kampanyasını, neden ‘hayır’ dediğini anlatarak yürütecek. Ama referandumda son nokta olarak, nehrin beslenmesi gibi tüm ara kanallar ‘hayır’ı besleyecek. de 2 ila yüzde 6 arasında bir farkla alınacak gibi görünüyor. 7 Haziran dersi: Bahçeli’nin yaygın ve güçlü bir kampanya yürütmesi zor. Çünkü tabanı da ‘hayır’ eğiliminde. Binali Yıldırım da geniş yığınları mobilize edecek kampanya deneyimine sahip değil. Görünen o ki ‘evet’ kampanyası Erdoğan üzerinden yürüyecek. Ancak 7 Haziran’da başkanlık vaadi vardı ve kampanyayı Erdoğan sürükledi. Ama ters tepti ve oylar yüzde 40’a düştü. 1 Kasım’da o yüzden başkanlık vaadi yoktu ve Erdoğan daha az görünüyordu. Bu, ‘evet’ cephesinin en önemli dezavantajı. Ayrıca kampanyada terörü anlatacaklar ama ekonomik krizin yansımasını da sandıkta görecekler. Küfürsüz kampanya: AKP adına konuşan, yazan isimlerin milletvekil lerinin bile tam anlamıyla kibirli birer trol haline dönüşmesi de ‘evet’ cenahının en büyük olumsuzluğu. Hayır kampanyası küfürsüz, kimseyi dışlamayan, halkın değerlerini koruyan ve toplumun en geniş birlikteliğini savunan bir dili hayata geçirecek. ‘Evet’çiler gergin bir kampanya yürütürken ‘hayır’ uzlaşmacı, çoğulcu, umut veren, ülkenin gerçek rengini ortaya koyacak. l ANKARA ‘AYM siyasetin emrinde’Kılıçdaroğlu Anayasa Mahkemesi’nin hukuku ve hukukun üstünlüğünü savunmadığını belirtti haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Meral Akşener Aylin Nazlıaka İhraç krizini AYM çözecek MHP’den ihraç edilen eski TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Akşener, AYM’ye yaptığı başvuruda, “ihraç kararının iptalini” istedi. Avukatı Feridun Bahşi aracılığıyla başvuruda bulunan Akşener’in başvurusunda, anayasanın 36. ve 38. maddelerine atıfta bulunuldu. Başvuruda, şu ifadelere yer verildi: “Anayasanın 38. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı ve 36. maddesinde belirtilen savunma hakkımız hem mahkemece verilen hüküm doğrultusunda hem de MHP disiplin kurulunca ihlal edildiği kanaatinde olduğumuz için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkımıza dayanarak işbu dilekçeyi sunuyoruz.” CHP’den “bir milletvekilinin odasındaki Atatürk posterini indirdiği” iddiasıyla gündeme gelen ve ardından da partiden ihraç edilen Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da AYM yolunda. Nazlıaka da aynı Akşener gibi ihracının iptali istemiyle AYM’ye başvuracak. DEMİRTAŞ: DOKUNULMAZLIĞIM SÜRÜYOR ‘çyYaaatrsıgşaımmaaraavsilaıenr’da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP’li vekiller Pervin Buldan ve Nursel Aydoğan hakkında “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etmek” iddiasıyla 3 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması dün Siirt 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Demirtaş Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS sistemi ile katılırken, Aydoğan ve Buldan katılmadı. Dokunulmazlıklar kaldırılırken bir hukuk ihlali yapıldığını belirten Demirtaş, “Dokunulmazlıklar geçmişe doğru değil, geleceğe doğru ve dönem sonuna kadar kaldırılır. Mahkemenin beni yargılama yetkisi vardır. Benim de dokunulmazlığım vardır. Yargı ve yasama erkleri arasında bir yetki çatışması vardır. Güçler ayrılığı ilkesi vardır. Bu durumda yargı, yasama üyelerini işlemez ve görevini yapamaz hale getirmektedir. Yargılama durdurulmalı” dedi. Mahkeme, talebin reddine karar verdi. Yargılamanın anayasanın 83’üncü maddesine aykırı olduğunu söyleyen Demirtaş, iddianamede suçun somut olarak belirtilmediğini ifade etti. Demirtaş, şöyle konuştu “Örneğin; biz bu toplantıyı düzenlemiş miyiz, çağrı mı yapmışız, pankart mı açmışız, konuşma mı yapmışız? Bu soruların cevabı iddianamede yok. Fezleke ve iddianame tarihi 2015 ve 2016 yılıdır. Oysa 6352 sayılı yasa 2012 tarihlidir. İddia makamı, soruşturmanın ertelenmesine karar vermeliydi. Çünkü suç tarihi 2011’dir. Ama maalesef söz konusu HDP olduğunda bir dava bir fezleke de benden olsun anlamında açılmış bir davadır. Derhal beraat kararı verilmelidir.” l DHA İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu refeandumdan “hayır” çıkması durumunda olacakları “Şu anki fiili durum, kutuplaşma orta dan kalkacak. Ekonomi rayına gi recek. Türkiye yeniden parlamen ter demokrasinin güçlendiği, hu kukun üstünlüğünün tesis edildiği, yargının bağımsız olduğu, basının özgür olduğu bir döneme girer” şek linde sıraladı. MYK üyeleri ise 2010 referandumunda böyle bir sistem geti rilseydi Fethullah Gülen’in cumhurbaş kanı seçileceğini belirterek, “Bunu isim ler üzerinden tartışmıyoruz. Başkan kim olursa olsun, sisteme karşıyız. Kılıçda roğlu olsa da karşıyız” dedikleri öğre nildi. CHP MYK, önceki gün Kılıçdaroğ lu başkanlığında basına kapalı toplan dı. Yaklaşık üç saat süren toplantıda Kı lıçdaroğlu ve kurmayları değerlen dirmelerde bulundu. Edinilen bil giye göre Kılıçdaroğlu, Anaya sa Mahkemesi’nin hukuku ve hukukun üstünlüğünü savun madığını belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin OHAL kararıy ‘Meclis resmen kapanıyor’ la siyasi otoritenin emrine girdiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Başbakan Yıldırım’ın “Meclis güçleniyor” değerlendirmesine karşılık “Meclis güçleniyor demek akla ziyan. Meclis, ‘Hayır çıkarsa…’ Kılıçdaroğlu referandum resmen kapatılıyor. Sadece içinde 600 tane insan kalıyor. Bakanları atamayan, gensoru hakkı elinden alınan, kanun yapma yetkisini Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle saraya devreden, fesih yetkisini bir kişinin emrine veren Meclis nasıl güçleniyor merak ediyorum” dedi. da halkın “hayır” demesi durumunda Türkiye’nin rahatlayacağını belirterek, “Şu anki fiili durum, kutuplaşma ortadan kalkacak. Ekonomi rayına girecek. OHAL’in olduğu hiçbir ‘Kılıçdaroğlu olsa da ‘Hayır’ derim’ CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Öztunç, partisinin Kahramanmaraş İl Örgütü’nü ziyaret ederek basın toplantısı düzenledi. Öztunç, “‘Ben Cumhurbaşkanı oldum şimdi başkan olayım, demokrasiyi bitireyim, benden sonra oğlum olsun, oğlumdan sonra torunum olsun’, bu anlayış kabul edilemez” dedi. Öztunç, meselenin Erdoğan ile ilgili olmadığını söyleyerek, “Bugün Kemal Kılıçdaroğlu başkan olacak olsun ben ona da ‘Hayır’ derim. Bu sistem, rejim meselesi. Bu anayasa değişikliğini Kemal Kılıçdaroğlu getirsin, ben ona da ‘Hayır’ derim. Bırakın Kemal Kılıçdaroğlu’nu babam da getirsin babama da ‘Hayır’ derim” ifadelerini kullandı. ülkeye, hukukun üstünlüğünün olmadığı hiçbir ülkeye kimse yatırım yapmaz. Hayır çıkarsa iki yıldan beri uygulanan fiili durum ortadan kalkar, Türkiye yeniden parlamenter demokrasinin güçlendiği, hukukun üstünlüğünün tesis edildiği, yargının bağımsız olduğu, basının özgür olduğu bir döneme girer” dedi. ‘Sadece gülüyorum’ Kılıçdaroğlu, Başbakan Yıldırım’ın CHP’yi “ikbal endişesi” ile suçlayan sözlerine “Bir kişi, bir başbakan kendi ipini çekiyor ama başka partileri ikbal beklentisi olmakla suçluyor. Sadece gülümsüyorum” karşılığını verdi. Anayasa değişikliği teklifinin tam bir rejim değişikliği olduğunu, bunun “Cumhurbaşkanlığı sistemi” denilerek manipüle edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir apartman yöneticisi seçtiniz, dairenizin tapusunu yöneticiye verir misiniz?” örneğini verdi. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un sözlerinin sorumlu bir kişinin söyleyeceği laflar olmadığını, terör tehdidiyle insanları susturmaya, sindirmeye çalıştıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Türkiye buna teslim olamaz, bu tam bir tehdittir. İki ay sonra ne değişe cek? Yine MİT emrinde, yine polis emrinde. Türkiye bir kişiyi seçiyor, o seçilen kişi herkesi seçiyor. Valiyi de il başkanı da ilçe başkanını da kaymakamı da, mahkeme başkanını da atıyor. Bu rejim değişikliğini savunanlar, sevmediği bir kişinin başkan olduğunu düşünsünler, evet oyu verecekler mi?” diye konuştu. ‘Gülen başkan olurdu’ MYK üyelerinin de söz aldığı toplantıda “2010 referandumunda böyle bir sistem getirilseydi muhtemelen Gülen cumhurbaşkanı seçilecekti. Başkan kim olursa olsun, sisteme karşıyız. Kılıçdaroğlu olsa da karşıyız” ifadelerini kullandıkları belirtilirken, Yıldırım’ın ikbal sözlerine de “Siyasi gelecekleri bir kişinin iki dudağı arasında olanlar ikbal beklentisi içinde olurlar, görmeden imza atanlar ikbal beklentisi içinde olurlar” dedikleri öğrenildi. MYK üyelerinin, Erdoğan’ın Afrika gezisine ilişkin olarak, “Cumhurbaşkanı Madagaskar, Mozambik ve Tanzanya’ya gitti. Üçü de başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Eskiden Türkiye, demokrasinin geliştiği yerlere yüzünü dönüyordu. Şimdi yüzünü Tanzanya’ya, Afrika’ya dönüyor” ifadeleri kullandıkları belirtildi. CHP’li Veli Ağbaba ‘Cübbeli bakan olursa şaşırmayın’ SELAHATTİN GÖKATALAY CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM’de kabul edilen anayasa değişikliğinin referandumla kabul edilip yürürlüğe girmesi halinde Türkiye’de geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratacağını belirterek, “Bütün Türkiye bir kişiyi seçiyor, o bir kişi bütün Türkiye’deki atananların hepsini seçiyor. Cübbeli Ahmet Hoca’yı Diyanet’ten sorumlu bakan yaparlarsa şaşırmayın” dedi. Saddam, Esad ve Kaddafi rejimlerinden örnek veren Ağbaba, “Bu kadar yetkiyi babanız olsa akrabanız olsa kimseye vermezsiniz” diye konuştu. Ağbaba, Malatya’nın Akçadağ ilçesinde mahalle muhtarları ve ilçe örgütü ile bir araya geldi. TBMM’de kabul edilen anayasa değişikliğini eleştiren Ağbaba, “1923’te padişahtaki yetki alınıp halka verildi. Bu değişiklikle Meclis’in yetkisi tekrar saraya verilmek isteniyor. Yapılmak istenen Türkiye’nin dokularıyla oynamaktır. Bakanlar Meclis’te seçilmeyecek. Meclis bakanları denetleyemeyecek. TBMM bütçe yapamayacak. Meclis’in anlamı kalmıyor” dedi. l MALATYA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle