14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ABD’li vekil: Esad’la görüştüm ABD Temsilciler Meclisi’nde Hawaii’yi temsil eden Demokrat vekil Tulsi Gabbard, geçen hafta Suriye’ye gidip Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüştüğünü açıkladı. “Suriye halkına bu denli acı veren savaşı bi tirecekse herkesle görüşmeye açık olmalıyız” diyen Irak gazisi kadın vekil, Esad diyaloğa dahil edilmeden barış anlaşmasının mümkün olmayacağını savundu. “Nusra ve IŞİD’le ‘ılımlı’ isyancılar arasında hiçbir fark yok” izlenimini aktararak “teröristlere desteğin” derhal kesilmesini istedi. Cuma 27 Ocak 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Trump ISkencesI 13 CIA’nın terör zanlılarını kaçırıp ‘waterboarding’ gibi işkencelerden geçirmesine dönüş isteyen Trump, ‘İstihbaratçılara sordum, işkence kesinlikle işe yarıyor’ dedi ABD Başkanı sıfatıyla ilk mülakatı ABC kanalına veren Donald Trump, 11 Eylül saldırılarının ardından Bush yönetiminin yürürlüğe Ankara: Güvenli bölgeyi bekle gör koyduğu, Obama yönetiminin ise kaldırdığı insan hakları bildirisi ve uluslararası hukuka aykırı uygulamalara geri dönme sinyali verdi. İmzalamaya hazırlandığı Amerikan demokrasisinin temel direklerini yıkabilecek kararnameler çerçevesinde CIA’nın yurtdışındaki gizli hapishanelere terör zanlılarını kaçırıp suda boğulma hissi yaratan “waterboarding” dahil ağır işkencelerden geçirmesinin yeniden değerlendirilmesini isteyen Trump, buna dair soruya “İşkence kesinlikle işe yarıyor” cevabını verdi. 45. ABD Başkanı “Daha 24 saat önce istihbaratın en üst düzeyindekilerle konuştum ve onlara şu soruyu sordum: İşkence işe yarıyor mu? Bana ‘evet, kesinlikle yarıyor’ yanıtını verdiler. Ben de işe yaradığını hissediyorum” dedi. Trump’ın Savunma Bakanı yaptığı “kuduz köpek” lakaplı emekli general James Mattis işkence karşıtlığı, CIA Başkanı yaptığı Mike Pompeo ise savunageldiği işkenceden Senato’dan onay alma sürecinde çark etmesiyle tanınıyor. Trump, “Bu konuda Pompeo, Mattis ve ekibime güveneceğim. Eğer bunu yapmak istemezlerse, bana uyar. Yapmak isterlerse sonuna kadar çalışacağım. Yasal sınırların izin verdiği ölçüde herşeyi KIYAMETE 2.5 DAKİKA ABC’ye “nükleer silah kodlarına sahip olma nın çok korkutucu olduğunu” söyleyen Trump’ın başkanlığı “kıyamet saatini” son 64 yılın en ileri seviyesine getirdi. Nükleer bilimcilerin sembolik saati 30 saniye ilerletmesiyle nükleer savaşa ilk kez 2.5 dakika kalan konuma gelindi. yapmak istiyorum” diye ekledi. ‘Ateşe ateşle karşılık’ “IŞİD yurttaşlarımızın ve başka insanların kafasını keserken, Ortadoğu’da Hıristiyan oldukları için insanların kafasını keserken, kimsenin Ortaçağ’dan beri duymadığı bu eylemleri yaparken waterbording’e karşı çıkar mıyım? Benin bildiğim kadarıyla ateşe ateşle karşılık vermeliyiz” çıkışı yapan Trump, ABD’nin dolaylı ya da doğrudan müdahalede bulunduğu ve 4’ünde bombardıman düzenlemeye devam ettiği 7 Müslüman ülkenin yurttaşlarına vize yasağı hazırlığını şöyle savundu: “Müslüman yasağıyla değil, çok fazla terör barındıran ülkelerle ilgili. Buralardan gelenler büyük sorunlara neden oluyor. Onlarsız da yeterince sorunumuz var.” Yasağın İslam dünyasında kızgınlığa neden olup olmayacağı sorusunu “Kızgınlık mı? Zaten yeterince var. Nasıl daha fazla olsun? Dünya bir kaos” diye yanıtladı. ‘Irak petrolü bırakılmaz’ Obama’nın Irak işgalini bitirmesine şu eleştiriyi getirdi: “ABD’nin Irak’tan petrolü kontrol edecek bir stratejiyle çekilmesi gerekirdi. IŞİD Irak’taki petrolü satarak kendini finanse ediyor. Eğer petrolü almış olsaydık IŞİD de olmazdı.” RUSYA’DAN Reuters haber ajansı, Trump’ın imzalayacağı taslak kararnamelerden birinde “Dışişleri ile Savunma Bakanları, bu kararnamenin yayımlanmasından sonraki 90 günde, evlerinden olan Suriyelilerin ülkelerine geri dönüş ya da üçüncü bir ülkeye kabul edilme gibi sabit yerleşim imkânlarını bekleyebilecekleri, Suriye ve çevresindeki bölgede güvenli bölgeler oluşturulması için bir plan üretmekle görevlendirildi” ifadesinin yer aldığını duyurdu. Ankara, 6 yıldır Suriye’de güvenli bölge talebiyle ilgili ABD’nin bu ilk somut adımına temkinli yaklaştı. Dışişleri sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, “Türkiye başından beri Suriye’de güvenli bölge oluşturulmasını savundu. Trump’ın bu konudaki çalışmasının neticelerini görmek lazım” dedi. Katar Dışişleri’nin Enformasyon Direktörü Ahmed Rumayhi, Trump’ın vaadinden memnuniyet açıklarken hem “güvenli bölge” hem “uçuşa yasak bölge” talep etti. Rusya Trump’ı uyardı Rusya’dan ise Trump’a uyarı geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Trump’ın güvenli bölgelerle ilgili Rusya’ya danışıp danışmadığı sorusuna “Hayır, Amerikalı partnerlerimiz bize danışmadı. Kendi aldıkları bir karar” yanıtını verdi. Peskov, “Bu planın, göçmenlerle ilgili durumu daha kötü hâle getirmemesi önemli. Fakat muhtemelen tüm olası sonuçların hesaplanması gerekiyor” diye ekledi. ANAYASA TASLAĞI ‘Suriye laik, Kürtler özerk olacak’ Rus Dışişleri, Astana’da Suriye hükümeti ile silahlı muhalefete dağıttığı anayasa taslağını basına sızdırdı. Savaş sonrası Suriye’sinin üniter, laik, demokratik bir devlet olmasını öngören taslakta bazı kaynaklara göre Kürtlere özerklik tanınması var, bazı kaynaklara göre yok. Federalizmi içermese de ademi merkeziyetçilik hedefleyen taslak şöyle: Washington, New York ve Los Angeles’ta Trump’ın Meksika’ya duvar, kayıtdışı göçmene sınırdışı kararı protesto edildi. ABD’nin Kaliforniya, Teksas, Arizona gibi eyaletlerinde sınırda kısmen duvar bulunuyor. gMöercelivsd, ebnaşaklaabniılir l Suriye Arap Cumhuriyeti isminin Suriye Cumhuriyeti olarak değiştirilmesi. l Arapça’nın resmi dil olması. Ama idari bölgelerin resmi dilin yanı sıra kendi dillerini kullanması. l Şeriatın yasamanın temeli olmaması. Devlet başkanının Müslüman olması şartının kaldırılması. l Devlet başkanının yedi yıllığına ve bir kez seçilmesi. l Devlet başkanının yetkileri azaltılırken parlamentonun çift kanatlı olması ve yetkilerinin artması. Parlamentonun savaş ilan edebilmesi, devlet başkanını görevden alabilmesi, anayasa mahkemesi üyelerini atayabilmesi. l Silahlı kuvvetlerin siyasete karışmaması, halk üzerinde baskı unsuru olarak kullanılmaması. PYD’ye Rusya daveti Rus Dışişleri sözcüsü Maria Zaharova, bunun kesin bir taslak olmadığını belirtirken “Suriyelilerin boş konuşmalar yerine ülkelerinin geleceğini tartışmaya odaklanmaları için çıkış noktası niteliğinde” dedi. Her şeyi halkın kararlaştıracağını, federasyona halkın karar vereceğini belirtti. Astana’ya davet edilmeyen PYD, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un bugün Moskova’da muhaliflerle yapacağı toplantıya çağrıldığını duyurdu. Esad’a Boris desteği Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson ülkesinin Suriye siyasetini değiştirmesi, Esad’ın seçime girmesine izin verilmesi gerektiğini söyledi. Mecliste “Esad gitmeli söylemi işe yaramadı” diye konuşan Johnson, Esad’sız Suriye’nin daha iyi olacağının net olmadığını belirtti. Meksika duvara öfkeli Yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın Meksika sınırına duvar kararını imzalaması, komşuda öfke dalgası yarattı. Halkından siyasetçilerine Meksikalıların öfkesini en net dışa vuran eski Devlet Başkanı Vicente Fox Quesada oldu. Twitter’da Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer’a seslenen Fox, “Daha önce Trump’a söylemiştim, şimdi de sana söylüyorum: O s...k duvarın parasını Meksika ödemeyecek” dedi. TrumpNieto zirvesi iptal Görevdeki Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto da “Defalarca söyledim: O duvarın parasını Meksika ödemeyecek” çıkışını yaptı. Nieto, 25 milyar dolara mal olması beklenen 3200 km uzunluğundaki duvar projesini ABD ile Meksika’yı birleştirme yerine bölme çabalarından biri olarak kınadı. Bunun üzerine duvarın masrafları nı “kesinlikle” Meksika’nın ödeyeceğinde ısrar eden Trump, “Maliyetini Meksika’dan bir şekilde alacağız, belki de karmaşık bir şekilde” diye konuştu. Ardından Twiter’da “Meksika duvarın parasını ödemek istemiyorsa gelecek haftaki görüşmeyi iptal etmek daha iyi olur” dedi. Resti gören Nieto “31 Ocak’ta Trump’la çalışma görüşmesine katılmayacağımı Beyaz Saray’a bildirdim. ABD ile iki ülkenin de çıkarına anlaşmalar yapmayı isteriz” açıklaması yaptı. 400 kent hedefte Trump’ın kayıtdışı göçmenlere göz yummakla suçlanan “sığınak şehirlere” milyarlarca dolarlık federal mali desteği kesme kararı da büyük tepki çekti. New York, Los Angeles, Boston ve Seattle dahil 400 kenti federal göç yetkilileriyle işbirliğine zorlayan karara karşı yerel yönetimler harekete geçti. New York Be lediye Başkanı Bill de Blasio “Yasalara uyan New Yorkluları sınırdışı etmeyeceğiz, aileleri parçalamayacağız, çocukları anne babasız bırakmayacağız” dedi. De Blasio, mahkemeye gideceğini söyleyip ülke çapında direniş çağrısı yaptı. Suçlu listeleri yayımı Trump’ın kararının şöyle bir unsuru da var: “Her hafta göçmenlerin işlediği suçların kapsamlı bir listesi çıkarılarak halka sunulacak, böylece göçmenlerin oluşturduğu tehdit gözler önüne serilecek.” Vincente Fox Gazetecilere gözaltı Trump’ın yemin töreni sırasında kopan protestolarda gözaltına alınan 230 kişi arasında en az 6 gazetecinin olduğu ortaya çıktı. Hepsi muhabir ya da belgeselci olan Evan Angel, RT’den Aleksandır Rubinstein, Jack Keller, Matthew Hopard, Shay Horse ve Aaron Cantu hiçbir şiddet eylemine karışmadıkları, gazeteci olduklarını açıkladıkları halde saatlerce gözaltına alındıklarını söyledi. “İsyan karşıtı yasalara muhalefetten” mahkemeye çıkarılıp tutuksuz yargılanmalarına karar verilen gazeteciler, 20 yıl hapis ve 25 bin dolar para cezasına çarptırılabilir. Shia LaBeouf Aktör Shia LeBeouf da Trump karşıtı performansı sırasında Hitler’i öven bir adama fiziksel müdahalede bulununca bir süre gözaltına alındı. NySeUndi sakvaansıdnadla Almanya’da 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün davasında yeni skandal yaşandı. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’ndeki davada NSU üyelerine yardım ve yataklık suçlarından yargılanan Ralf Wohlleben’in avukatının sunduğu dilekçe şok etkisi yarattı. Wohlleben’in avukatı Olaf Klemke, “kitlesel bir şekilde ülkeye gelen Alman olmayan kişiler yüzünden” Alman halkının “yok olma” tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belgelemek için “demografi” konusunda bir uzmanın tanık olarak dinlenmesini talep etti. 13 avukat protesto için mahkemeyi terk etti. Trump’ın Avrupalıları Trump’lı ‘belirsizlik dönemi’ dünyanın geri kalanında tedirginliklerle karışık beklentiler yaratıyor. Amerikan hegemonyasının düşüşe geçtiği bir dönemde, sağ muhafazakâr, popülist ve korumacılıkla örülmüş bir ABD yönetiminin üreteceği reaksiyoner dalga, pek çok gelişmeyi etkileyecek, tetikleyecek nitelikte. Donald Trump göreve başlar başlamaz Beyaz Saray’ın internet sitesine “Amerika öncelikli…” diye başlayan metinler konuldu. Trump’ın Meksika sınırına aslında Obama döneminde eyaletler bazında zaten örülmüş olan duvarı pekiştirmekten, çok taraflı ticaret anlaşmalarını feshe ve işkence ile kürtaja uzanan mevzularda bir haftalık icraatlarıyla liberal dünyayı şimdiden ‘hafakanlar bastı’. Özellikle de İkinci Dünya Savaşı sonrası neoliberal düzeni birlikte tesis etmiş ‘Yaşlı Kıta’da... AB egemenleri, liberal demokratik değerleri, kurumları, ticaret ve yatırım ortamını birlikte yaydıkları ortaklarındaki yönelimden sıkıntılı. Avrupa’daki siyasi güç merkezinde olası kaymaları hesaplıyorlar. Ben karambolde atlamışım, meğer ABD’nin AB büyükelçisi Anthony Gardner, asıl bombayı ocak ortasında “Trump’ın geçiş ekibinin AB liderlerini arayarak birlikten bir sonra ayrılacak ülkenin hangisi olacağını sorduklarını söyleyerek” bırakıvermiş. HHH Asıl memnun cenah ise AB projesinin ‘yeminli düşmanları’, radikal sağ. Kendilerini ‘altsağ’ (alternatif sağ) diye anıyorlar. Bu cenah doğalarına aykırı biçimde toplaşıyorlar. Nitekim Trump’ın yemininin ertesi günü Ren Nehri kıyısındaki tarihi Koblenz’de ‘Yarının Avrupası’na dair mesajlarını vermeleri tesadüf olmadı. Hepsi AP’de 40 vekilleri bulunan Uluslar ve Özgürlükler Avrupası (ENF) grubunun dokuz ülkeden üyeleri. Fransa’da Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen, Almanya için Alternatif’in lideri Frauke Petry, Hollanda Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, İtalyan Kuzey Birliği’nin lideri Matteo Salvini ile Avusturya Özgürlük Partisi’nin lideri Harald Vilimsky, Brexit’le enerjikleşmiş bir ‘karşıt zirve’ düzenledi. Ana temaları ulusçuluk, korumacılık, göçmen ve siyasal İslam karşıtlığı oldu. Ortak para birimi Euro’yu ‘başarısız suç eylemi’ ilan ettiler. Trump’ın “Amerika’yı tekrar büyük yapalım”ına atıfla ‘ÜlkelerimiziYenidenBüyükYapacağız’ hashtag’ı açıp, ‘kader birliği’ni vurguladılar. HHH Fransa’da nisandaki seçimin yıldızı Le Pen, kısa süre önce ABD’ye gidip Trump’ın danışmanlarıyla görüşmüştü. Le Pen, Koblenz’de Brexit ve Trump’lı ABD’ye atıfla “2016 Anglo Sakson dünyanın uyanışıydı. 2017 Kıta Avrupası’nın uyanışı olacak” dedi. ‘Bağdaşma’ yoluyla farklılıklarını aşabileceklerini savundu, “Halklarımızın kendi evlerinin sahipleri olmalarını istiyoruz. Herkes için tek politikaya yönelmek istemiyoruz. Bizi birleştiren bu. Her birimiz egemenlik ve özgürlüğe adanmışız. Bu bizi AB’nin ‘bırakınız yapsınlar politikalarının’ reddine götürecek” vurgusu yaptı. Ona göre Trump’ın başkanlık yemininde ‘ortak aksanları’ vardı. Hollanda’da 15 Mart’ta ilk sınavında partisini birinci çıkartması beklenen Wilders, “Dünya değişiyor. Amerika değişiyor. Avrupa değişiyor” saptaması eşliğinde “Cin şişeden çıktı, bir daha sokamazsınız. Beğenin yahut beğenmeyin Batı’nın halkları uyanıyor. Politik doğruculuğun boyunduruğunu atıyorlar” söylemini tutturdu. Almanya’da eylülde eyaletlerin dışında federal parlamentoya yüzde 1115 oranlarıyla girmesi beklenen AfD’nin lideri Petry, “Kendi kaderimizi tayin etmeliyiz. Bizler vatansever ve iyi Avrupalılarız. Avrupa’daki farklı kültürleri çeşitliliğin parçası gören bizler bunun ancak ulus devletlerle güçlendirilebileceğini biliyoruz” mesajını verdi. HHH Liberal demokrat kurumsal yapının bu vizyonu salt ‘aşırı sağ’ sıfatı ile etkisizleştirebildiği dönem geçiyor. Serbest piyasanın üstünlüğünü reddedip muhafazakâr sosyal politikalar öneren altsağ’a alternatif üretecek nitelikli bir Avrupa solu da ortada görünmüyor. AB ‘varoluşsal krize’ girerken, liberal sosyal kontrat işlemez hale gelirken, bu toplaşmanın tehlikelerini daha iyi idrak edebilen ‘solun’ bulunmaması tüm dünya için büyük sorun. Ahrar’a iltica ettiler Suriye’de “Şam’ın Fethi Cephesi” adını alan Nusra Cephesi’nin Astana sürecini destekleyen Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bünyesindeki gruplara taaruza geçmesinin ardından 6 silahlı grup Ahraruş Şam’a katıldı. Nusra’nın kardeş örgütü olarak bilinen ama son dönemde Nusra ile iktidar savaşına ve şiddetli çatışmalara tutuşan Ahrar’a katılan gruplar şunlar: Sukurel Şam, Fastakim, İslam Ordusu İdlib Kanadı, Mücahitler Ordusu, Şamiye Cephesi Batı Halep Teşkilatı, Şam’ın Devrimcileri. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle