02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 12 Ocak 2017 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY KUR Erdoğan’ı dinleyen 3.94’Ü GEÇTİ yüzde 12 zarar etti Siyasi ve ekonomik riskler nedeniyle dolar/TL 3.9415 ile yeni zirvesini gördü. TL, Erdoğan’ın döviz bozdurma çağrısından beri yüzde 12 eridi. Çağrıya uyan kaybetti Dolar/TL dün de 3.9415’e kadar çıkarak yeni tarihi zirvesini görürken, dolar bozdur kampanyalarından bu yana kur 41.95 kuruş yük seldi. Gün boyu rekor üstüne rekor kıran dolar, akşam saat lerinde 3.94 TL’yi geçerken, Av ro/TL’de yeni zirve 4.1108 ol du. Son dönemde gelişen ülke para birimlerin den negatif ay rışan TL’nin do lar karşısında ki değer kaybı PELİN ÜNKER gün içinde yüzde 3’ü aşarken, Avro karşısında ki değer kaybı da yüzde 2.5’i geçti. Sepet bazında TL de 4.0017’ye kadar yükseldi. Türkiye piyasasında ise dolar 3.8930, Avro 4.0900 TL’den gü nü tamamladı. Cumhurbaşkanı Recep Tay yip Erdoğan, 2 Aralık’ta ilk döviz bozdurma çağrısını yap mış, o tarihten sonra da çağrı sını pek çok kez yinelemişti. Birçok kamu kurumu dövizle rini bozdururken, kamu ihale lerinin ve malhizmet alımla rının TL ile yapılması yönün de adımlar atılmıştı. Yurttaş da döviz bozdurma kampan yasına katılmıştı. Alımlar hızlandı 2 Aralık’ta dolar kuru serbest piyasada 3.5220’den kapanmıştı. O tarihten beri dolar kuru yüzde 11.91 yükseldi. 2 Aralık’ta 1000 dolar bozduran 3 bin 522 lira elde ederken, aynı miktarda dövizi şimdi bozdursa 3 bin 941,5 lira kazanacaktı. Buna göre Tayyip Erdoğan’ı dinleyip dövizini bozduran 1000 dolar başına yakla İşte yükseliş nedenleri: Kurun artış nedenleri ise değişmedi. Artışta siyasi ve makroekonomik riskler etkili. Bunlar şöyle sıralanabilir: 1. Siyasi nedenler 4 Anayasa görüşmeleri ve siyasi sisteme ilişkin tartışmalar 4 Referandum ya da erken seçim belirsizliği 4 OHAL’in uzatılması 4 Jeopolitik riskler, iç güvenlik endişeleri 2. Ekonomik nedenler 4 Enflasyondaki artış beklentisinin yatırımcıyı ürkütmesi 4 Döviz borcu olan şirketlerin alım yapması 4 Merkez Bankası’ndan faiz adımı gelmemesi 4 Fitch’in Türkiye’nin notunu düşürme ihtimali 4 Fed’in faiz artırımının güçlenmesi şık bir ayda 419.5 TL zarar etti. Öte yandan döviz hesap lardaki düşüş yurttaşlar için iki hafta, şirketler için sadece bir hafta etkili oldu. Hesaplardaki yükseliş trendi hâlâ devam ediyor. Yurttaş, Cumhurbaşkanı’nın çağrısının aksine, değer kazanan paralara olan talebini artırdı. Çağrının ardından 9 Aralık ile biten haftada yerlilerin döviz mevduatları 451 milyon dolar azalışla 144.3 milyar dolar olmuştu. 16 Aralık haftasından bu yana ise üç haftadır üst üste döviz mevduatları artıyor. Merkez Bankası verilerine göre, 16 Aralık ile biten haftada döviz mevduatları 3.8 milyon dolar artışla 144.35 milyar dolar oldu. Ancak bu hafta bireyler dolar bozdururken, kurumlar dolar aldı. Bireylerin yabancı para cinsinden mevduat ve fonları 196.4 milyon dolar azalışla 88.7 milyar dolara gerilerken, kurumların ise 200 milyon dolar artışla 55.6 milyar dolara yükseldi. 23 Aralık ile biten haftada yurtiçinde yerleşiklerin döviz mevduat ve fonları 271.8 milyon dolar artışla 144.62 milyar dolar oldu. Bu haftayla bir likte bireyler de döviz alımına yöneldi. Bireylerin döviz mevduat ve fonları 88.75 milyar dolara, kurumların ise 55.875 milyar dolara çıktı 30 Aralık ile biten haftada ise mevduatlar 927 milyon dolar artışla 145.55 milyar dolar oldu. Bireylerin yabancı para cinsinden mevduat ve fonları 678.2 milyon dolar artışla 89.42 milyar dolara, kurumların ise 248.8 milyon dolar artışla 56.12 milyar dolara yükseldi. Bir buçuk yılda eridi Türk Lirası yılın ilk 8 işlem gününde dolar karşısında yüzde 11.7 gerileyerek, geçen yıl yaşadığı yüzde 20’lik kaybı sürdürüyor. TL, 2017’deki 8 işlem günün 6’sında yeni rekor seviyelere geriledi. Dolar/TL’deki soluksuz yükseliş sonrası gözler Merkez Bankası’na çevrildi. Genel kanı, kurdaki artışın sonlanması için Merkez Bankası’nın etkili bir adım atması gerektiği yönünde. Merkez Bankası 24 Ocak’ta faiz kararını verecek. Banka, önceki gün bankaların döviz rezerv zorunlu luklarını bir kez daha azaltarak piyasaya 1.5 milyar dolar enjekte edileceği tahminini yaptı. Merkez Bankası verilerine göre bankanın 2016 yılı sonun da 106 milyar dolarlık döviz rezervi bulunuyor. Fakat bunun 14 milyar doları altın ol makla beraber, ay Tim Ash Durmuş Yılmaz Gözler Merkez’de Döviz kurlarının üst üste rekor kırması üzerine piyasa oyuncularının gözü 24 Ocak’ta Merkez Bankası’nın alacağı faiz kararına çevrildi. JP Morgan, küçük bir faiz artışının çok küçük ve çok geç bir hamle olduğunu belirterek, TL’ye istikrar kazandırmak için 150200 baz puanlık bir faiz artışına gidilmesi gerektiğini kaydetti. Analistler buna rağmen Merkez Bankası’nın agresif bir sıkılaştırmaya isteği olup olmadığı konusunda temkinli olduklarını kaydetti. Rabobank Gelişen Piyasalar FX Stratejisti Piotr Matys, güçlü bir faiz artırımının Türkiye için “kaçınılmaz çözüm” olduğunu belirtti. Matys, “Türk Lirası’ndaki fiyat hareketleri, geniş çaplı bir güven krizine tanıklık ettiğimizi işaret ediyor” dedi. Ekonomist Tim Ash Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “Sanırım soru, TCMB’nin 24 Ocak’a kadar bekleyebilir bekleyemeceği ya da faiz oranını artırabi lecek mi yoksa faiz artırmaya mı zorlanacak” dedi. Ash bir sonraki tweet’inde, “Türkiye, 2014’te, erken ve kararlı biçimde hamle yapmaktaki başarısızlık hasar yaratmıştı ve nihayetinde çok daha yüksek faiz artışı yapılmasına neden olmuştu” diye yazdı. Çokseslilik kalkmalı Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz Bloomberg HT’ye yaptığı değerlendirmede “Şu an Merkez Bankası’nın yapması gereken şey hükümete gidip ekonomi politikalarıyla ilgili ortaya çıkan koordinasyonsuzluğa son verilmesini istemek. Çokseslilik ortadan kalkmazsa MB’nin piyasa müdahalelerinin faydası olmaz” dedi. Yılmaz, “Şu an Merkez Bankası Başkanı test ediliyor. Merkez Bankası kendi insiyatifiyle hareket edebilecek mi, alınması gereken kararları alabilecek mi piyasa bunu görmek istiyor” diye konuştu. rıntılara bakıldığında ve özellikle gelecek aylarda ödenmesi gereken dış borçlar göz önüne alındığında daha az memnuniyet verici bir görüntü ortaya çıkıyor. Rezervler düşük UBS’nin TCMB verilerine bakarak yaptığı hesaplamalara göre kullanılabilir döviz rezervi 35 milyar dolara yakın. Türkiye’nin gelecek yıl ödeyeceği borç miktarı toplam rezervlere yakın bir rakama işaret etse de kul lanılabilir rezervlerin üç katı. Buna bakıldığında Türkiye’nin rezerv yeterliliği Mısır ve Ukrayna gibi ülkelerin yeterliliğinin altında. S&P: Ciddi kur riski var Kredi derecelendir me kuruluşu S&P, küresel ekonomik görünüme dair açıklamasında, Türkiye’nin not değerlendirmesinin 5 Mayıs’ta yapılacağını belirtti. Açıklamada, Türkiye’nin ciddi bir kur riski bulunduğuna dikkat çekildi. S&P, Merkez Bankası’nın tam bağımsızlığının şu anda en önemli konu olduğunu vurgulayan kredi derecelendirme kuruluşu, Türk Lirası’nın daha da zayıflamasının ülke ekonomisi üzerinde ‘azımsanamayacak’ miktarda etkisi olacağının altını çizdi. Standard & Poors, Türkiye bankalarının TL’nin getirdiği risklere yönelik önlem aldığını da bildirdi. l Ekonomi Servisi Açık enerjiyle büyüyecek Cari işlemler hesabı Kasım 2016’da 2.27 milyar, 12 ay ise 33.65 milyar dolar açık verdi. Uzmanlara göre enerji ithalatı cari açığı daha da yükseltecek Gizemli 2.73 milyAr dolar Kaynağı belirsiz para giriş ya da çıkışını gösteren net hata noksan kalemi kasımda 2.73 milyar dolar oldu. Parasal olmayan altın kaleminde, Kasım 2015’te 131 milyon dolar net ithalat gerçekleşmişken, 2016’nın aynı ayında 141 milyon dolar net ihracat kaydedildi. Resmi rezervler 788 milyon dolar azaldı. Türkiye’nin cari işlemler hesabı, Kasım 2016’da 32 milyon dolar artarak 2 milyar 268 milyon dolar açık verdi. Bunun sonucunda, 12 aylık cari işlemler açığı 33.62 milyar dolardan 33 milyar 651 milyon dolar oldu. Uzmanlara göre yükselen enerji faturası ithalatla birlikte açığı daha da artıracak. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre cari açık kasımda turizm gelirlerinin beklentilerin altında azalması ve kâr transferlerinin beklentilerin altında gerçekleşmesi nedeniyle tahminlerden düşük gerçekleşti. Reuters’ın 15 ekonomistin katılımıyla yaptığı ankete göre kasımda 2.7 milyar dolar, yıl sonunda ise 34.5 milyar dolar açık bekleniyordu. Cari açık ocakkasım döneminde ise 28.58 milyar dolar oldu. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Muhalefet ve siyaset Laikliği savunmakla, terörizmi desteklemek eşitlenir, dinci totaliter bir rejim gerçekleşmeye başlarken bence vurgulanması gereken bir konu var: AKP liderliğinde siyasal İslam, en kritik anlarda, projesini, karşısındaki güçlerin biteviye tekrarladıkları bir hatadan başarıyla yararlanarak ilerletti. Bu “hatayı”, Jacques Rancière’in, Disagreement: Politics and Philosophy (Anlaşmazlık: Siyaset ve Felsefe) başlıklı çalışmasındaki düşüncelerden yararlanarak irdelemeye çalışabiliriz. HHH (1) A ve B bir duvara bakıyorlar. Biri beyaz diyor öbürü siyah. Bu durumda A ile B arasında bir uzlaşma umuduyla tartışma yürütmenin zemini yoktur. (2) İkisi de beyaz diyorsa, ancak B beyaz derken, beyazı değil de başka bir şeyi kast ediyorsa ve A bunu anlamıyorsa, iki taraf arasında anlamlı bir tartışma sürdürülemez. Bu saptamaları siyasete, duvarı toplum, beyazı da hakikat olarak transfer edersek, ikinci durumda, devreye felsefenin (düşüncenin) girerek “beyazlık” konusuna açıklık getirmesi gerektiğini söyleyebiliriz. A “beyazın” anlamını açıklığa kavuşturmadan tartışmayı devam ettirdikçe, B’nin “beyazlık” anlayışını egemen kılma sürecinin bir aracına dönüşür. Bu hatanın sonuçları ortaya çıkmaya başladığında A, “kandırıldım” derse, en azından, samimiyetsizlikle suçlanmaktan kaçınamaz. Ne CHP, ne de kentli orta sınıflar üzerinde belli bir etkiye sahip liberal entelijansiya, hatta Kürt siyasi hareketi, “demokrasi”, “vesayet”, “Laiklik”, “Kürt sorunu” dendiğinde AKP liderliğinin aslında neyi anladığını, bu kavramlara kendilerinin yüklediğinden farklı bir anlam yükleyip yüklemediğini düşün(e)meden, kendi arzularına uygun kanaatlerle davranmayı seçtiler. Sanki “beyazlıktan” aynı şeyi anlıyorlarmış gibi konuşmaya devam ettiler. CHP, AKP tabanını etkileme kaygısıyla, kendi laik demokratik tabanının kaygılarını, solunu ihmal etti, etkin bir muhalefet hattı kuramadı. Liberal entelijansiya, siyasal İslamın, en kritik anlarında, projesini ilerletebilmek için gereksinim duyduğu marjinal desteği, ona taşıyarak, aslında “intihar” etmekten kaçınamadı. HHH CHP, ülkenin geleceğine ilişkin, AKP’de temsil edilen siyasal İslamla arasındaki anlaşmazlığın, konuşularak aşılabilecek türden olduğu, kendi temsil ettiği dünya ile siyasal İslamın amaçladığı dünyanın uzlaşabileceği kanısını hâlâ koruyor. Böylece ne kendi amaçladığı dünyayı tanımlayabiliyor ne de AKP’nin projesine hizmet etmekten kurtulabiliyor. Kimi liberal entelektüeller de şimdilerde, AKP’nin gerçekten dindar olmadığını, İslam dininin ahlakına uymadığını anlatmaya çabalayarak “hatalarını” tekrarlıyor. “Uysalardı her şey bambaşka olabilirdi fantezisini” desteklemenin ötesinde, trajik olan şu ki, AKP’de temsil edilen siyasal İslam açısından, gerçek İslam dini lider ne diyorsa odur! Ve bu varsayım toplumda ekonomik artığa ulaşmalarının da aracıdır. Dolayısıyla bu eleştiriler hem o varsayımın, hem de maddi çıkarların “filtresini” aşamaz, aşsa da, siyasal İslamın liderliği, tabanı açısından, bir gürültü olmanın ötesine geçerek anlam kazanamaz. Dahası, tartışmayı siyasal İslamın “hakikat rejiminin” ve “dilinin” içine çekerek, bu “rejimin” gerçek bir eleştirisinin, karşısında tutarlı bir laik proje ve anlatının kurulmasını zorlaştırır. Şimdilerde, anlaşılan sıra, “bağımsızlık arzusu” üzerinden “ulusalcı” entelijansiyaya geldi. Bunlar, “‘Bağımsızlık’tan aynı şeyi mi anlıyoruz?” “Bugünkü dünyada ‘kapitalizm ve bağımsızlık’ birlikte olabilir mi?” gibi soruları sormadan, “bağımsızlık arzusunu” AKP ve Siyasal İslamla paylaştıklarını varsayabiliyorlar. Böylece, onlar da, Siyasal İslam’ın projesi açısından kullanışlı bir araca dönüşmenin ötesinde, laikdemokratik bir muhalefetin şekillenme şansını zayıflatıyorlar. VW, ABD ile anlaştı Volkswagen AG dizel emisyonu konusundan doğan sıkıntıların çözülmesi için ABD’li yetkililerle 4.3 milyar dolarlık anlaşmaya vardığını doğrularken, suçunu kabul etmeyi de planlıyor. Şirketin suçunu kabul etmesi, zarar gören küresel markasının toparlanması çabaları çerçevesinde gerçekleşecek. Volkswagen son cezayla beraber ödeyeceği toplam ceza miktarının köşeye ayırdıkları 18.2 milyar Avro’yu aşacağını belirtti. On yılda Avro kalmayabilir Fransa’da cumhurbaşkanı adaylarından Emmanuel Macron, Avro’nun eksik kaldığını, eğer Fransa ve Almanya desteklemezse, gelecek10 yılda para biriminin ortadan kalkabileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı François Hollande yönetiminde ekonomi bakanı olan Macron, geçen yıl istifa ederek kendi siyasi hareketini başlatmış ve bu yıl yapılacak seçimlerde bağımsız adaylığını ilan etmişti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle