19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 7 Temmuz 2016 TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Rusya da diz çöktü Türkiye’nin tepesini attıracak eylemlerde bulunma konusunda birbiriyle yarışan İsrail ile Rusya nihayet yaptıkları hataların başlarına getireceği felaketleri kavrayıp hizaya gelmişlerdir. Bu iki ülke ve tabii ki küçüklü büyüklü daha bir sürüsü, bir süredir bizimle barışmak için araya yüzlerce aracı koyarak girişimde bulunmaktaydı. Sonuçta önce Rusya, ardından İsrail şu mübarek bayramda affımıza mazhar olmuşlardır. Bugün bu ülkelerle imzalanan yeni mutabakatların ana hatlarını açıklıyoruz: Rusya ile: 1. Türkiye’nin cumhurbaşkanları istedikleri zaman boks, atletizm, eskrim vb. herhangi bir spor dalında dünya şampiyonu olmuş Rus sporcuların cenazesine katılabileceklerdir. Yanlarında Diyanet İşleri başkanını götürmeleri isteğe bağlıdır. Rus tarafı, ölmüş sporcularının madalyalarının dopingle elde edilmiş olmadığını garantilemez. Buna karşılık, Türk tarafı da Rusya’nın çarlık zamanından beri süregelen “sıcak denizlere inme” idealinin özellikle Antalya sahillerinde gerçekleşmesine göz yumacaktır. 2. Türk tarafı bundan böyle Deli Petro’ya “deli” değil “Akıllı Petro” demeyi kabul etmiştir. Buna karşılık Ruslar da Deli İbrahim’e “Akıllı İbrahim” yani “CMapT Ibrahim” diyeceklerdir. 3. Rus uçaklarına Türk ulusal hava sahasına 17 değil 19 saniye taşma şansı tanınacak, 19 saniyeyi aşanlara önce “Trafik kurallarına uyalım Uymayanları uyaralım” mesajı yollanacak, hatada ısrar edenler, kanlarında kaç promil votka bulunduğuna göre ceza puanı alacaklardır. İsrail ile: 1. Mavi Marmara’nın kaptanı, mürettebatı ve yolcuları bundan böyle Gazze’ye ya da başka bir yere yardım götürmeye kalkmadan Cumhurbaşkanı’na mutlaka, “Ne dersiniz başkanım, gidelim mi” diye soracaklardır. 2. “Türkiye’nin Türkiye’den başka dostu yoktur” sloganı, “Türkiye’nin İsrail’den, özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın dört yıllık yüksekokul bitirdiğini söyleyen tek sınıf arkadaşı Tel Aviv’li Rafael Sadi’den başka dostu yoktur” şeklinde düzeltilecektir. 3. Bundan böyle herhangi bir Türk ya da Rus genelkurmay başkanının Ağlama Duvarı’na gidip gözyaşı dökmesi engellenmeyecek, ağladığında taraflarca kınanmayacak ya da internet andıcı vb. gibi davalarda sorgulanmasına neden olmayacaktır. Görüldüğü gibi, Rusya tepemizden, İsrael böğrümüzden bizi yiyip kılçığımızı paylaşmayı tasarlarlarken işte gerçekleştirdiğimiz dâhiyane manevralar sonunda her ikisini de dize getirmiş bulunmaktayız. Pek yakında size mutabakat konusundaki son pürüzlerin de giderildiğinin, Putin, Netahyahu ve sakın şaşmayın Beşşar Esad ile bir araya gelinip belki de ailelerin de katılmasıyla, piknik yapılacağı konusunda da anlaştığımızın müjdesini vereceğiz: Yer olarak Faluja, Mınbiç ve Cerablus’tan hangisinin yeğleneceği konusunda henüz tam bir fikir birliğine varılmış değildir. Eren Erdem’e 700 saat ‘kamuya hizmet’ cezası Atatürk Havalimanı’nda uçaktan indirilen CHP Milletvekili Eren Erdem’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 26 Eylül 2013’te 7 bin lira para cezasına çarptırıldığı ortaya çıktı. Erdem’in cezasının 700 saat süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırılması cezasına çevrildiği öğrenildi. Haberin ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter’dan “Bence Eren Erdem ceza olarak Cumhurbaşkanlığının önünü 700 saat paspaslasın...” mesajını paylaştı. Erdem de “Kamu hizmeti diyor Melih’cim Faşist diktatöre hizmet değil :) Anladın sen onu” yanıtı verdi. l DHA 7 Temmuz 2016 SAYI: 33146 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.34 03.26 03.57 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı 05.32 13.16 17.13 20.47 22.36 05.20 13.01 16.56 20.28 22.13 05.47 13.23 17.15 20.47 22.27 yorum 13 Yandaş medyanın “Küçük Kandil” diye adlandırdığı Lice, Hazro ve Kocaköy ilçeleri kırsalında 11 gün süren “sokağa çıkma yasağı”nın ardından TSK “başarıyla” sonuçlandırdığı operasyonun bilançosunu yayımladı: Operasyona 7 bin 500 güvenlik görevlisi katıldı. 67 milyon hintkeneviri imha edildi. Toplam 15.414 kg esrar maddesi imha edildi. 14 BTÖ mensubu etkisiz hale getirildi. Yakalanarak gözaltına alınan 305 işbirlikçiden 43’ü tutuklandı. Teröristler tarafından kullanılan 43 sığınak ve mağara, yaklaşık 5 ton ağırlığında muhtelif yaşam ve giyim malzemesi bulunarak kullanılmaz hale getirildi. Patlayıcı yapımında kullanılan 20 ton amonyum nitrat ile 64 el yapımı patlayıcı bulundu. BTÖ mensubu teröristler tarafından farklı bölgelerden gasp edilerek Lice kırsalına getirilen ve bombalı araç yapımında kullanılacağı tespit edilen 22 araç ele geçirildi. Gelelim bu “operasyonu” havuz medyasının nasıl sunduğuna. Güneş gazetesi “Küçük Kandil” temizlendi manşetiyle haberi veriyordu: “24 tabur askerin Diyarbakır ve Bingöl kırsalında gerçekleştirdiği operasyon tamamlandı. PKK’ye ağır darbe vuruldu. 16 milyar liralık uyuşturucu ve sığınak imha edildi. Bombalı saldırı için hazırlanan 22 araç ile 20 ton patlayıcı ele geçirildi. 2530 kişilik 3 terörist grup nokta operasyonlarla dağıtıldı.” Neresinden başlamalı. Patlayıcı dedikleri amonyum nitrat’ın gübre olduğundan mı? 14 “terörist”in Lice’deki ‘Küçük Kandil’in öbür yüzü saklandığı 43 sığınak ve mağaradan mı? Yoksa 14 teröristin kullandığı 5 ton yaşam ve giyim malzemesinden mi? Yoksa “büyük darbe vurulan” uyuşturucu miktarından mı? 2013 yılında çözüm süreci sürerken 500 güvenlik görevlisiyle yapılan operasyonda bile daha çok esrar imha edilmişti; 23 ton... Nerden baksan tutarsızlık, bununla da sınırlı değil. Lice’nin Mehle mezrasında gözaltına alınan 34 köylüden 30’unun soyadı Kocakaya’ydı. Hepsi birbiriyle akraba köylülerdi. Sadece 4’ü farklı soyadı taşıyordu ama onlar da aynı köyde yaşıyordu. Aralarında 6 da çocuk vardı. Bunlardan 15’i tutuklandı. Biri 16 yaşındaki bir çocuk. Sadece ikisinin soyadı farklı. Onlar da Veysi Gökhan ile Halise Balkaç. Avukat İmran Gökdere, tutuklanan köylülerin örgüte üye olmak, canlı kalkan olmaya çalışmak ve yangın çıkarmaya çalışmakla suçlandığını söylüyor. Tabii bunların hiçbirinin doğru olmadığının altını çiziyor. Köy sakinlerinden Mehmet Şirin Kocakaya’nın ölümüne ilişkin şüpheler ise ortada duruyor. Köylüler, Kocakaya’nın işkenceyle öldürüldüğünü söylüyor. Avukat İmran Gökdere, JÖH üyelerinin ifadelerindeki, “Örgüt mensubu olarak bizim elimizdeydi. Karmaşadan yararlanıp elimizden sıyrıldı. O sırada havaya ateş açtık. Düştü ve kafasını taşa çarptı. Biz de olay yerinden tahliye ettik” dediğini söylüyor. Ne kadar tanıdık değil mi? Otopsi raporu ise bilinmiyor. Çünkü savcılık avukatların otopsiye girişine bile izin vermedi. Mehmet Kocakaya’nın kardeşi Erdal Kocakaya da tutuklular arasında. Özel Harekât’ın Erdal Kocakaya’ya işkence yaptığını iddia ediyor köylüler. Ağabeyini korumaya çalışan kız kardeşi Rojda Kocakaya’nın da “Gel ağabeyini gösterelim, denilerek dipçikle darp edildiği”ni söylüyor avukat Gökdere. Bayram sonrası tutuklamalara itiraz edilecek. Sonuç çıkar mı şüpheli ama işkence gören köylüler de şikâyetçi olacaklar. Her şeye rağmen köylerini, mezralarını terk etmeyen halk ise yok olan bağlarına, bahçelerine, ağaçlarına, hayvanlarına rağmen Mehle’yi küllerinden yeniden doğurmaya kararlı. İşte Erdoğan’ın, AKP sözcülerinin, Saray medyasının sakladığı: Genelkurmay’ın, Diyarbakır Valiliği’nin yaptığı resmi açıklamalarda yer vermediği Lice ve kırsalında yaşanan gerçeklerin öbür yüzü de bu! Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA [email protected] ‘Soğanın cücüğü’ operasyonu Av. MUHARREM ERKEK CHP Çanakkale Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Bu düzenleme, ülkemizde başlatılan hukuksuzlaştırma ve anayasasızlaştırma döneminin bir sonucudur. Anayasanın fiilen askıya alındığı ve “hukukun kuvvetinin” değil “kuvvetlinin hukukunun” devreye sokulduğu bir dönemde otoriterleşme her alanda kendini açıkça hissettiriyor. Demokrasi ve özgürlüklerin güvencesinin bağımsız yargı olduğu çoktan unutulmuş gözüküyor. Anayasanın 154 ve 155’inci maddeleri uyarınca; Yargıtay’ın ve Danıştay’ın kuruluşu, işleyişi, tüm başkan ve üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri; mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre düzenlenmek zorundadır. Yine anayasanın 68/5 ve 76/3 maddelerinde yüksek yargı mensuplarının, hâkimler ve savcılardan ayrı vurgulanması gözden kaçırılmamalıdır. Hâkimlik teminatını ortadan kaldıran, yani yargı bağımsızlığını temelinden sarsan böyle bir düzenlemenin bırakınız yasayla, anayasa değişikliği ile dahi yapılabilmesi mümkün değildir. Venedik Komisyonu’nun, AİHM’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararları son derece açıktır. Unutulmasın ki hukuk bir bilimdir, temel prensipleri evrenseldir ve tüm insanlığı da bağlamaktadır.Yüksek yargının teşkilat yapısında sık sık yapılmak istenen değişikliklerin, daha iyi bir hukuk ve adalet arayışı amacıyla olmadığı açıkça ortadadır. Yargıyı ele geçirme amacıyla yapılan değişiklikler sistemi tümüyle çökertecektir. Unutulmamalıdır ki, devletin gerçek hazinesi adalet Hâkimlik teminatını (yargıç güvencesini) ve yargı bağımsızlığını tümüyle yok eden; yargıyı, yasamanınyürütmenin iradesine bağlayan 400 sıra sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın görüşmeleri geçen hafta tamamlandı ve tasarı kanunlaştı. Yüksek yargının teşkilat yapısında sık sık yapılmak istenen değişikliklerin, daha iyi bir adalet arayışı amacıyla olmadığı açıkça ortadadır. tir. Hukuk havuzuna bir damla siyaset bulaştırılırsa artık o havuza girilemez. AKP döneminde yargının ve adalete güvenin getirildiği nokta hukukun üstünlüğüne inanan herkesi derinden üzmektedir. AKPcemaatyargı Bugün yüksek yargıda görev yapan hâkimler ve savcılar; AKP’nin atadığı muhafazakârlar, cemaatçiler, ülkücüler ve sosyal demokratlar olarak ayrışmışlardır. Bu tablonun sorumluları AKP ve yol verdiği cemaattir. “Cemaatin imamından talimat alan hâkim ile Saray’dan talimat alan hâkim arasında bir fark var mıdır?” Benzer eleştirileri, 2010 yılında da yapmıştık. Çünkü AKP, 2010 yılında gerçekleşen referandumda büyük bir takıyyeyle Prof. Andrew Arato’nun soğana benzettiği paket ile “soğanın cücüğü” dediği Anayasa Mahkemesi ve HSYK’yi ele geçirme planlarını halktan gizlemiş; bugünün temellerini 2010 referandumu ile atmıştı. Yüksek yargıyı sıfırlamak AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanı’nın siyasi literatüre kazandırdığı önemli kavramlardan biri “sı fırlamaktır”. Paraları sıfırlarken yakalananlar, çok korkmuş olacaklar ki yüksek yargıyı da sıfırlayarak kurtulmak istiyorlar. Yasa uyarınca Yargıtay Başkanı, Başkan Vekilleri, Daire Başkanları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcı Vekili dışındaki tüm üyelikler sıfırlanacak ve Yargıtay’ın mevcut 516 olan kadrosu önce 310’a, üç yıl içinde de 200’e düşürülecektir. Sonuç olarak, Yargıtay için 200, Danıştay için de 90 üyeli bir sisteme geçilmiş olacaktır. Yalnızca Yargıtay’da sürecin sonunda (halen görevde olan 476 üye içerisinden) 276 yüksek yargı mensubu tasfiye edilecektir. İşin ilginci AKP’nin terör örgütü olarak tanımladığı cemaat yapısına bağlı hâkimler de tasarı uyarınca dağıtılacakları adli ve idari yargıda, yerel mahkemelerde adalet dağıtmaya devam edeceklerdir! CHP’nin itirazı CHP olarak, yasa Resmi Gazete’de yayımlanmadan “yok hükmünde” olduğunu ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne itiraz ettik. Yasanın, Resmi Gazete yayımı sonrasında da itiraz edeceğiz. Maalesef Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümediği için yürürlüğü durdurma ya da iptal kararı verilene kadar, Saray istediğini gerçekleştireceğinden sonuç değişmeyecektir. 2010’dan beri öz olarak bir şey değişmemiştir. Kod adı “soğanın cücüğü” olan yargının ele geçirilmesi operasyonu devam etmektedir. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] [email protected] KEMAL AVCI’NIN DURUMU Bakanlık: Bayram geçsin bakarız CANAN COŞKUN Cezaevinde olduğu sırada mide kanserine yakalandığı için tahliye edildikten sonra nisan ayında yeniden tutuklanan Kemal Avcı için CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a haziran ayının sonunda mektup yolladı. Bakanlık, konuyla bayram sonunda ilgileneceği cevabını verdi. Cezaevinde olduğu sırada mide kanserine yakalandıktan sonra tahliye edilen Kemal Avcı, tedavisi sürerken hakkındaki davanın sonuçlanması nedeniyle tekrar tutuklandı. Avcı tutuklanmadan önce ilerleyen hastalığı nedeniyle kemoterapi tedavisi görüyordu. Avcı şu an tedavi göremediği gibi ceza erteleme için gitmesi gerektiği Adli Tıp Kurumu’na dahi gönderilmiyor. CHP’li Yarkadaş da konuyla ilgili haziran ayının sonunda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan Avcı’nın tahliye edilmesini veya Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini talep etti. Bozdağ da Yarkadaş’a konuyla bayramdan sonra ilgileneceğini ifade etti. Yarkadaş öte yandan konunun TBMM İnsan Hakları Komisyonu gündemine de getirileceğini belirtti. Yarkadaş, Bozdağ’ın bu insani durum karşısında sessiz kalmayacağını düşündüğünü kaydetti. ŞANS TOPU 10, 20, 21, 24, 32 + 05 5+1 BİLEN: 493 bin 393 TL (1 kişi) 5 bilen: 2 bin 902’şer TL 4+1 bilen: 300.85’şer TL 4 bilen: 29.25’er TL 3+1 bilen:16.55’şer TL 3 bilen: 3.75’şer TL 2+1 bilen: 5.35’şer TL 1+1 bilen: 3.20’şer TL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle