24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pazar 19 Haziran 2016 Açıkhavada sanat şenliği “28. Yıl ENKA Kültür Sanat Açıkhava Buluşmaları” 11 Temmuz’da başlıyor. Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu’nda düzenlenecek etkinlikler Fazıl Say ve Genç Yetenekler konseri ile başlayacak. Etkinlikler 17 Ağustos’a kadar devam edecek. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Çöldeki Defne’ albümü Volkan Erdoğan’ın “Çöldeki Defne” adlı albümü çıktı. Yavuz Çetin’le yer aldığı gruplardan sonra müziğe ara veren Erdoğan, Eflatun Müzik etiketi taşıyan ilk albümü ile müzikseverlerin karşısında olacak. kultur@cumhuriyet.com.tr 17 ‘Hayır, Ağacın köklerinden biri belgeselde Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Mehmet Fatih Öktülmüş’ün yaşamı ve mücadelesini beyazperdeye taşıyan belgesel film “Kutup Yıldızı Ağacın Köklerinden Biri”nin ilk gösterimi bugün saat 14.00’te İstanbul Beyoğlu’ndaki Cine Majestic Sinemaları’nda yapılacak. Bel gesel, 2013 Haziran’ındaki Gezi Direnişi ile 1984 Haziran’ındaki ölüm orucu arasında ağaç ve kökleri gibi bir ilişki kuruyor. ‘68’den başlayan ve 12 Eylül’ün ağır yıllarına uzanan yoğun bir süreci, Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Mehmet Fatih Öktülmüş’ün yaşamı odağında anlatıyor. FÖKEV Fatih Öktülmüş Kültür ve Sanat Evi’nin yapımcılığını, Şaban Karabeli’nin yönetmenliğini üstlendiği belgesel, 12 Eylül öncesinin sınıf mücadelesine ve devrimci hareketine ışık tutuyor. Belgesel filmin senaryosu Özgür Nehir, müzikleri Özgür Demir, illüstrasyonları ise Levent Elpen imzalı. bin kere hayır’ İslam geleneğinden esinlenen çağdaş sanat çalışmalarını öne çıkaran 4. Jameel Ödülü’nün sergisi Pera Müzesi’nde İslam geleneğinden esinlenen çağdaş sanat çalışmalarını daha geniş kitlelere yaymayı amaç layan Jameel Ödülü’nün dördüncüsü nün sergisi Pera Müzesi’nde. İngiltere’de kapsamlı bir İslam sa natı ve tasarımı koleksi yonuna sahip olan Victo ria ve Albert Müzesi ile paydaşı Art Jameel’in iş birliğiyle düzenlenen 4. Jameel Ödülü’nün sahi CEREN ÇIPLAK bi bu yıl ilk kez Victoria ve Albert Müzesi dışında bir müzede, İstanbul’da ki Pera Müzesi’nde düzenlenen ödül töreniyle açıklandı. İki yılda bir düzenlenen ödülün bu yılki sahibi Ghulam Mohammad oldu. İstanbul’daki 4. Jameel Ödülü sergisi ise, Victoria ve Albert Müzesi, Londra ve paydaşı Art Jameel tarafından, Pe ra Müzesi işbirliğiyle düzenlendi. 11 sanatçının işleri Sanatta, zanaatte ve tasarımda İslam geleneğinden esinlenen çalışmaları öne çıkaran Jameel Ödülü sergisi, 11 sanatçının işlerini Pera Müzesi’nde bir araya getiriyor. Afganistan, Mali, Porto Riko ve Tayland gibi pek çok farklı ülkeden sanatçıların başvurduğu 4. Jameel Ödülü kapsamında seçilen 11 sanatçı arasında David Chalmers Alesworth, Rasheed Araeen, Lara Assouad, CANAN, Cevdet Erek, Sahand Hesamiyan, Lucia Koch, Ghulam Mohammad, Shahpour Pouyan, Wael Shawky ve Bahia Shehab yer alıyor. Jameel Ödülü’nün 11 sanatçısı, Victoria ve Albert Müzesi Direktörü Martin Roth’un başkanlığındaki seçici kurul tarafından belirlendi. ‘İslam değil sanat ön planda’ 4. Jameel Ödülü sergisinin küratörlüğünü Victoria ve Albert Müzesi Orta doğu koleksiyonunun küratörlerinden Tim Stanley üstleniyor. Stan ley ile Pera Müzesi’nde buluştuk. hirler büyük rol oynadı. Dolayısıy Stanley’ye bu ödülün ana amacının la orada çalışanlar çağdaş sanat pi İslam geleneğine yönelik önyargı yasasını şekillendiriyor. Bu yüzyılda ları kırmak mı olduğu soru ise biraz değişime uğradı. Baş sunu yönelttik. Stanley, ka yerler de çağdaş sanat “Ana amaç bu değil. Ana amaç, İslam geleneğinin çeşitliliğinin, ifa Sergide, 20112013 ta önemli hale geldi. Çağdaş sanat Ortadoğu’da, o sevilen şehirler dışında desinin, sanat eser Mısır ayaklanması da görünür hale geldi. lerinin değerinin ortaya konulması. Önyargıları kırmaktan ziyade sanat işlerinin değerinin ortaya konması amaçlanıyor, sırasında şehrin duvarlarına sprey boya ile farklı biçimlerde la (hayır) sözcüğünü yazan Biz de bu diyalog içinde yer alıyoruz ve bu diyaloğa katılıyoruz” yorumunu yaptı. Tim Stanley, ödül için aranan ana kriterin görsel ve es lslmkydlrnieiiaaaaelnSeşonmsrmseldtıaauaaalheistırğPrnniyıabidrrnalaolkleaiamrıterçydnih”rdipse,ımaa.yiddsoybSööeioal“aiydnandnmBçslnuileiaeua.emia,tnsçniytLılpiıedngüopidiieınzienydydğaiıyriylsşaöoainros.lıdnB“uBıuB.baabBeidhilunrlidçşıaK(eöeüiSkeşsirhityedteeoihünHs)krıraana.etklbdtyaiaal’ıminıotlrnliimaş”şkşrüaoıinsklktmiidenğmdamailiaknenissşmngiıi“ıt”oneİeçebseçllteıdğöimleeinrlriyiknirnyçaiyloieeşüodakselğvrnmıyeot..vienollvSaaelmireelsemo.eiraısnşBçl,dsbielaunİebıaasğinylegğlldeİiaguşelsnşaamirnlyşlianeailımdkçtslgıdıaıea Bu yılın ödülü kâğıt kolaj işine gitti. Dili sayfadan kurtarmak! Bu yılki Jameel Ödülü’nün sahibi, Ghulam Mohammad kâğıt kolajlar yaratmak için sözcükleri ve dili araç olarak kullanıyor. Dili sayfadan “kurtaran” bir iş yapıyor! Üzerinde Urdu dilinde yazıların bulunduğu kâğıt parçalarını alıp altın ve gümüş varak ve mürekkep ekleyerek kolajlarını tamamladığı beş yapıtının adı “İsimsiz”. Hem sanatçı, hem de Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde grafik tasarım profesörü olan Bahia Shehab’ın yapıtları eski Arap yazısına ve onun çağdaş tasarım sorunlarının çözümünde nasıl kullanılabileceğine odaklanıyor. Shehab, 20112013 Mısır ayaklanması sırasında şehrin duvarlarına sprey boya ile farklı biçimlerde la (“hayır”) sözcüğünü yazmıştı. “Bin Kere Hayır” (2010) adlı yapıtı, İslam tarihinde lamelif’in girdiği bin değişik şekli kullanarak bu harf formunun tarihini sunan pleksiglas bir camdan oluşuyor. Yapıtın adı, Arapça, “Hayır, bin kere hayır” deyimini yansıtıyor. Bu harfler aynı zamanda Arapçada “hayır” anlamına gelen “laa”yı oluşturuyor. Yapıtın yanında sergilenen kitap ise Shehab’ın farklı lameliflere dair yaptığı kapsamlı araştırmanın görsel bir dökümünü kronolojik olarak sunuyor. Bu proje, Arapça yazının geçirdiği evrimin zenginliğini gösteriyor. Sergi 14 Ağustos’a dek izlenebilecek. ‘Klasik’ gündemin kaynağı güncellendi Genel yayın yönetmenliği Serhan Bali’ye emanet “Andante” dergisi, 13 yılı geride bırakırken yenilenen tasarım ve içeriğiyle artık “Türkiye’nin müzik kültürü dergisi” olarak yoluna devam edecek. Bali, 44’üncü Uluslararası İstanbul Müzik Festivali ve 6. Donizetti Klasik Müzik Ödülleri özel ekleriyle renklenen Andante’nin yaşadığı bu değişimi aktarırken şu ifadelere başvuruyor: “Yaşanan son ekonomik gelişmelerin ardından ‘müzik dergisi’ diye bir olgunun artık maalesef kal madığı Türkiye’de, Andante’nin yenilenen yüzü ve içeriğiyle büyük bir boşluğu, güçlü kadrosuyla doldurabileceğine yürekten inanıyoruz.” Kapağındaki illüstrasyonda ‘Aptülika’ Abdülkadir Elçioğlu’nun imzası bulunan Andante’nin 116’ncı sayısında, Türkiye’de müzisyen olmak üzerine bir dosya öne çıkıyor. Gazetemiz yazarı Murat Beşer’in de yazılarıyla yer aldığı yayında, geçen aylarda yitirdiğimiz besteci ve icracı, telif hakları savunucusu Atilla Özdemiroğlu’nun ya nı sıra, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün Ankara İl Özel İdaresi’nden kiraladığı ve Leyla Gencer’in adını verdiği “sahne” girişinde sol tarafa Metin Yurdanur imzasıyla yerleştirilmiş olan büstün öyküsü de okunabiliyor. ‘Kulis’, ‘Ardından’, ‘Kayıt Masası’, ‘Müzisyen’ ve ‘Kaçırmadık’ gibi bölümleriyle okunan yayında yazarımız Egemen Berköz’ün metinleri de yer alıyor. www.andante. com.tr l Kültür Servisi Aydınlık ve karanlık Benim gençliğimde, daha güzel, daha eşitçi, sömürüden, şiddetten arınmış bir dünya hayali kurarken en çok kullandığımız slogan şuydu: “Böyle gitmeyecek: Bu düzen değişecek!” Evet, ülkemde düzen değişiyor. Ama iyiye, güzele, eşitliğe sömürüden ve şiddetten arınmış bir düzene doğru değil tam tersine doğru değişiyor. Şu son bir hafta içinde olanları alt alta sıraladığımızda, ülkenin nasıl bir karanlığa hızla yuvarlanmakta olduğunu görüyoruz! ODTÜ’deki gerici, dinci, dehşet verici İŞİD yapılanması... “Üniversite gençliğini dinle barıştırıyoruz” adı altında ODTÜ mescitlerindeki ayrıntılar Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianameyle ortaya döküldü. ‘Sizi diri diri yakarız’ Alperen Ocakları, LGBTİ Onur Yürüyüşü’nü tehdit etti, insanların yasal haklarını engelleyeceklerini açıkladı. Uygar bir hukuk devletinde yaşıyor olsak derhal soruşturma açılması gerekirdi bu tehditleri yağdıranlara. Oysa İstanbul Valiliği, Onur Yürüyüşü’nü güvenlik gerekçesiyle yasaklıyor. Yani devlet, açık açık yasaların tanıdığı hakları ben vatandaşıma tanıyamıyorum diyor, güvenliğimizi sağlayamayacağını açıklayıp aczini ortaya koyuyor. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın evi, hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın polis baskınına uğruyor. Cihangir’deki plakçı dükkânıkahvedeki Radiohead etkinliğine saldıran gericiler Ramazan’da ha diye gençlere saldırıp sizi diri diri yakarız tehdidiyle Sivas’a güzelleme yaptı. (Videosunu izlemek bile ürkütücü... Genç bir gazeteci arkadaşım Melis Alphan’ın deyişiyle: Böyle giderse, herkes kendi mahallesinde hendek kazarak kendini korumaya alacak... Belki o zaman Kürtleri daha iyi anlayacak...) Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz, okullarda yıl sonu etkinliklerde 10. Yıl Marşı’nı yasakladı... Elveda eğitim birliği TEOG sınavları sonuçları açıklandı: Öğrencilerin en başarılı olduğu alan din kültürü. En zayıf oldukları alan ise matematik. “Maarif Vakfı” Yasası, Meclis’te kabul edildi böylelikle anayasadaki Eğitim Birliği ilkesi ihlal edildi. Artık Milli Eğitim Bakanlığı “bypass” geçilebilir... Yeni anayasada Atatürk adı sadece “kurucu” olarak geçip ötesinden tırpanlanacağı tartışmaları sürdü ve sürecek... Bunlara daha yüzlercesini ekleyebiliriz. Kadınlar cephesinde “Kadın erkek eşit değildir” ile başlayıp “Örtüsüz kadın perdesiz ev gibidir, ya satılıktır ya kiralık” diye devam eden; günümüzde “doğurmayan kadın yarımdır”a ulaşan zihniyeti mi istersiniz yoksa “Namaz kılmayan insan hayvandır” fasıllarını mı?... Bu pazar sizlere yarım kadın ile hayvan arası eğlendirici bir yazı yazmayı istiyordum ama karanlığa sürükleniş öyle ciddi boyutlardaki içimden gülümsemek bile gelmedi. Liselilerin eylemi İşte bu ortamda liseli gençlerin gericiliğe geçit vermeme kararları çok önemli. Bugün 365 lise “Sırtımızı karanlığa, yüzümüzü aydınlığa döndük” diyor. Bu 365 lise arasında kimi imam hatip lisesinin de olduğu gözden kaçırılmamalı. Bu 365 liseyi bir araya getiren ise Atatürk ve Cumhuriyet ilkeleri. (Benim lisem İzmir Amerikan Lisesi neden aralarında değil hâlâ anlayabilmiş değilim. Ama bu başka bir yazı konusu.) Gelecek, ihtiras ve tutkuların peşinden çıkar hesapları içinde koltuklarına yapışanların değil, “Karanlıktan aydınlığa kızlı erkekli yürüyoruz” diyen bu gençlerin... Geleceğimize yön verecek olan, onlar. Bu nedenle onları gözbebeğimiz gibi korumalı ve yanlarında olmalıyız. muratbeser@muratbeser.com Esra Kayıkçı, ‘Bozgun Hatıra’, Kabak & Lin Records Masalsı bir aşkın filmi sanki Sepya tonlu Hollywood filmi hava bümü değil “Bozgun Hatısı var Esra Kayıkçı’nın ilk albümü ra”. Olması da gerekmiyor. “Bozgun Hatıra”da, o tutkulu aşkların Ercüment’in elinin değdiği her iş gibi yaşandığı, sigara dumanlı, alkol kokulu modern seslere ve anlayışlara açık; pop, salonların, ayrılık garlarının, sisli vapur rock, swing ve caz arasında... iskelelerinin... İstanbullu Esra, gitar ve bas çalmış, Albümün şanslarından biri harika so ama iş albüme gelince vokalde karar kıl loculara sahip olması; bunlar önceden mış. Bunda en önemli etmen kendi şar yazılmış etkili temaları, çalgılarına ku kılarını yazması. Sözlerini Mehmet Kara sursuz ifadelerle yansıtan usta müzis dağ ile birlikte yazdığı ve kendi bestele yenler: Gitarcı Cenk Erdoğan, trompet rinden oluşan albümdeki şarkılar baştan çi İmer Demirer, saksofoncu Engin Rece sona hüzün ve umut dolu masalsı bir aş poğulları, tromboncu Bulut Gülen gibi... kı anlatan film gibi akıyor. Onlar yer aldıkları parçaları sırtlıyor “Bozgun Hatıra”, sıkıcı hayatımıza ka lar. Ancak her şeye rağmen albüme dam tabileceğimiz minik bir mutluluk. Kredi gasını vuran kişi düzenlemeleri yapan kartı borcunuzu ödemenize yardımcı ol klavyeci Ercüment Orkut. Pür bir caz al maz, ama keyif verir. Nilipek, ‘Sabah’, Çınar Müzik O ayakkabı teki o ayağa uyacak Obir Külkedisi. Hayattan çok şey istemiyor, istedikleri de basit. Oysa zikte karar kılması da öyle. Adeta mırıldanarak söy dünyayı değiştirecek gücü yok, ama iste lüyor Nilipek şarkılarını, diklerini hak edecek kadar iyi bir kalbi yumuşak ve dinleyeni çabuk etkileyen sa var. Nilipek’in 10 şarkıdan oluşan ilk al kin, kırılgan sesiyle. Sesi ve minimal mü bümü “Sabah”ta hava yağmurlu, perde ziği Bel Canto’dan Suzanne Vega’ya, Coc ler kapalı, yalnız, elde tabii ki kahve, va teau Twins’ten Clara Luzia’ya muhtelif kit sabah ya da gece; aranan yegâne şey olumlu etkilerin altında. huzur. Akustik gitar veya piyano eşliğinde söy Masal yerine şayet bir resme benzet lenen bu duru şarkıların armonik zengin mek icap ederse, enteriyör sıfatı uygun. liğini, çalgısal sosunu arada bir görünen Şarkılar içine kapanık ve dışarıyı içerden synthe, elektrik gitar, mızıka ve trompet seyrediyor, en fazla verandaya çıkıyor. oluşturuyor. Geçmişinde piyano, biraz da bas ve gi O bir Külkedisi. Merak etmeyin, tüm tar var, ama şarkılarını yazmaya başlayın kurabiye dolu kavanozların, çörekotları ca kişiliğini ukulele’de bulması rastlantı ve poğaçaların arasında, o ayakkabı teki o değil. Psikoloji eğitimi aldıktan sonra mü ayağa uyacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle