23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Mayıs 2016 14 Gezi’den ne kalmadı, ne kaldı? Her yıldönümünde Gezi Direnişi hakkında yazmaya kendimi mecbur hissediyorum. Gezi’den bana kalan da işte bu: Birçok anına tanık olduğum tarihsel önemdeki bir toplumsal hareketin mirası hakkında düşünmek, yarattığı dönüşümün bugünkü ve yarınki durumu hakkında kafa yormak... Bu bir mukayese çabası ve “Ne kalmadı, ne kaldı” diye sormayı gerektiriyor. “Ne kalmadı” sorusunun bendeki cevabı şu: Gezi’den geriye kalmayan, Gezi’nin yerleşik parlamenter siyaset kültürüne yaptığı olumlu etkidir. Etki şuydu: Kendiliğinden oluşmuş bir dinamiğin sonucu olarak Gezi, geniş yelpazedeki grupların aralarındaki farklılıkları göz ardı ederek demokrasi değerleri zemininde ortaklık yapabileceklerini kanıtladı ve bu bakımdan muhalefet partilerinin üzerinde müspet tesirlerde bulundu. Bunun ilk somut neticesi, 2014’teki iki seçimde görüldü. Gerek yerel seçimlerde CHP’nin İstanbul ve Ankara’da yapmış olduğu aday tercihlerinde, gerekse de cumhurbaşkanı seçimine CHP ve MHP’nin ortak adayla katılmasında Gezi’nin siyasi kültüre etkisi önemli pay sahibi olmuştur. İkinci netice de 2015’teki iki genel seçimde bir kısım CHP seçmeninin barajı aşması için HDP’ye verdiği destektir. 2016’daki üçüncü yıldönümünde ise Gezi’nin yerleşik parlamenter siyasete yaptığı bu olumlu tesirden geriye pek bir şey kalmadığını görüyoruz. Savaşla yürütülen siyaset mühendisliği sadece kaybedilen tek parti iktidarının geri alınması sonucunu doğurmadı, siyasi yelpazenin muhalif kanadındaki Türk ve Kürt seçmen arasında inşa edilen köprüleri de yıktı. HDP bir Türkiye partisi olma hedefiyle ileri çıkabildiyse, bu çatışmasızlık ortamı kadar Gezi’nin de sonucuydu. Savaş, HDP’yi aslına rücu ettirdi. Gezi’den HDP’ye hayal kırıklıkları kaldı. CHP ise Gezi’nin ortaya çıkardığı yüksek kalitedeki genç insan kaynağından faydalanmayı ya istemedi ya da istedi ama başarılı olamadı. Neticede, parlamenter siyasetteki “Gezi” sona erdi. Ya Gezi’den geriye ne kaldı? İşte park yerinde duruyor hâlâ. Park kaldı. Bir de Gezi Direnişi boyunca 80 ilde sokağa indiği söylenen milyonlarca genç kaldı. Gezi’nin Türkiye’ye armağan ettiği, demokrasiye, kadınerkek eşitliğine, hak ve özgürlüklere çoğulcu ve dayanışmacı bir anlayışla sahip çıkan bu toplumsal sermayedir. Bir nesil Gezi’nin değerleri etrafında politize oldu. Bu nesil henüz bir politik hareket çıkarmadı kendi içinden ama içimizdedirler. Oylarımızın hilesiz ve hurdasız sayılmasını temin etmek için Gezi’den sonraki her seçimde on binlerce insanı mobilize eden Oy ve Ötesi’ni de unutmayalım. Oy ve Ötesi deneyimi de Gezi’nin bakiyesidir. Gezi bir direniş olarak geçmişte kaldı; yarattığı sosyal ve politik dönüşüm ise benzersiz biçimde politikleştirdiği bir neslin ruhunda, zihninde ve davranışında sürecek. Lakin yeni bir Gezi olmayacak. Bir öfke birikiminin sonucunda kendiliğinden patlak veren toplumsal direnişlerin kaderi kendilerini tekrar etmemektir. Diğer taraftan Gezi’ye yol açan öfke yine birikiyor... Hem de 2013’tekinden çok daha fazla. Kapalı rejimle yönetilen Türkiye’nin ısısı yükseliyor. Ülkenin acil çözüm bekleyen hiçbir sorununu çözemeyen rejim, hem mevcut olanları daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor hem de bunlara yenilerini ekliyor. Toplumdaki derin rahatsızlık, güvensizlik, düzene yabancılaşma, yöneticilere karşı hoşnutsuzluk artıyor. Bu, faydasız siyasi ve toplumsal enerji birikimidir. Rejim ise kullanabileceği faydalı enerjiyi, başka bir deyişle çözümleri üretemiyor. Sorunumuzun adı “Erdoğan entropisi”dir. Rejimin, neden olduğu düzensizliğin daha da artmasını önlemek için uyguladığı baskı, daha fazla entropiye neden oluyor. Bu sistemin nihayetsiz sürdürülmesi imkânsızdır. Hal böyle iken, intikamcılığın, kibrin ve toplumla inatlaşma güdüsünün sonucunda Gezi Parkı’na kışla görünümlü AVM yapılmasına mahkeme marifetiyle açılan yoldan gidilmesi, entropiyi sadece artırır. Bu gidişin sonucu belki ikinci bir Gezi olmaz; ama ne olacağını da kimse bilemez. Cirit ve Güngör’e soruşturma başvurusu MUSTAFA ÇAKIR Ankara Barosu’na kayıtlı avukat Sedat Vural, Cumhurbaşkanı’nın Rize ve Kırşehir programlarına katılan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ile Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’e disiplin soruşturması açılması için Yargıtay ve Danıştay’ın yüksek disiplin kurullarına başvurdu. Vural dilekçelerinde, “Nasıl ki daha önceki yıllarda Genelkurmay’ın düzenlediği toplantılara katılan yargıçlar kurumsal ve mesleki bağımsızlık ve tarafsızlıklarını ihlal etmişlerse bugün de Cumhurbaşkanının toplantı ve söylemlerine alkışlarla katılan başkanlar da bağımsızlık ve tarafsızlıklarını ihlal etmişlerdir” dedi. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Kurtulmuş: Yargı kurumları Saray’a bağlı Hükümet sözcüsü, anayasaya göre yargının bağımsız olması gerektiğini ‘unuttu’ Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, dün yapılan Bakanlar Kurulu’nun ardından nihayetinde son olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin ğildir. Cumhurbaşkanı ne onların yargı faaliyeten üst makamı olan Cumhurbaşkanlığı’na bağ lerine müdahale etmiştir, ne de bu insanlar çay açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş’a yargı ku lıdır. Yargı mensupları başkanları herhangi bir toplama faaliyetlerine katıldıkları zaman yar rumları başkanlarının Cumhurbaşkanı Tayyip şekilde Cumhurbaşkanı çağırdığı zaman toplan gı bağımsızlıklarını ihlal etmişlerdir. Son dere Erdoğan’ın gezilerine katılmasıyla ilgili eleştiri tıya katılırlar. Yargı başkanlarının Cumhurbaş ce normal, insani bir durum vardır. Ortada yargı ler anımsatılarak Yargıtay Başkanı Cirit’in dava kanımızın bulunduğu bir toplantıya katılması ya bağımsızlığını ihlal eden mesele yoktur. Bunun açacağı açıklaması soruldu. Kurtulmuş, “Türki da Cumhurbaşkanımızla sivil bir ortamda bulun siyaseten bu kadar büyütülmesini doğru bul Cirit tehdit ettiKurtulmuş ye Cumhuriyeti’nde yargı kurum ve kuruluşları ması hiçbir şekilde yadırganacak bir husus de mam” açıklamasını yaptı.l ANKARA Cumhurbaşkanı’nın Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini alkışlarken görüntülenen Yargıtay Başkanı “Yurt müjdesini alkışladım, haberler devam ederse yasal yollara başvururum” dedi Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Rize’de çay toplamasını ve muhalefetin eleştirildiği konuşmayı alkışladığı Kırşehir gezisine katılmasını “Devlet protokolü gereği” sözleriyle açıkladı. Cirit, Erdoğan’ın “kız yurdu müjdesini” alkışladığını, fakat bunun saptırıldığını öne sürdü. Oysa görüntülerde Cirit’in Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik sözlerini alkışladığı açıkça görülüyor. Cirit, ziyaretlere ilişkin “haber ve yorumların devam etmesi halinde yasal yollara başvuracağını” da bildirdi. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, dün yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde bir kısım yazılı ve görsel basında yer alan haber ve yorumlarda, şahsıyla ilgili gerçek dışı iddialarda bulunulmasını üzüntü ile karşıladığını kaydetti. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu savunan Cirit, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı gezilerle ilgili çıkan haberlere tepki gösterirken çay toplamasını “devlet protokolü gereği” sözleriyle açıkladı. Cirit, şu ifadeleri kullandı: “Bilinmelidir ki, yapılan asılsız ve gazetecilik etik ilkeleriyle bağdaşmayan haber ve yorumlar şahsımdan çok devletimizin üç temel organından biri olan Yargı kurumunu yıpratmaktadır. Asılsız haberlerde konu edilen gezilere ve toplantılara katılmam, resmi kurum ve kişiler tarafından, temsil ettiğim makam nedeniyle devlet protokolünün gereği olarak şahsıma yapılan davetlere icabet etmekten ibaret olup, bu gezi ve toplantılara yönelik haber ve yorumlar insani ve vicdani olmaktan uzaktır. Bu resmi gezi ve programlarda devletimizi ve milletimizi temsil edenlerle bir Yargıtay Başkanı İsmail Cirit Danıştay Başkanı Zerrin Güngör Sayıştay Başkanı Recai Akyek Yargıtay, Sayıştay ve Danıştay Başkanları’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefeti eleştirirken alkışlaması büyük tepki çekti. Cumhuriyet, 28 Mayıs günü gelişmeleri manşetine taşıdı. likte olmak son derece doğal karşılanmalıdır.” “Gezi ve programlarda gurur ve onurla temsil ettiğim Yargıtay’a zarar verici herhangi bir hareketin olması da söz konusu değildir” iddiasında bulunan Cirit, Erdoğan’ın sözlerini alkışlamasının nedenini ise “Kırşehirli olan Danıştay başkanımızın çok arzu ettiği kız yurdu müjdesinin Sayın Cumhurbaşkanı tarafından verilmesinde Danıştay başkanımızın sevincine ortak olmayı bu derece saptırmayı anlamakta zorluk çekmekteyim” sözleriyle açıkladı. Cirit, açıklamasını “Kurumumuzu yıpratma ve kamuoyunda algı oluşturma amacını güden bu neviden haber ve yorumların devam etmesi halinde Yargının saygınlığını korumak amacıyla gereken yasal yollara başvuracağımı tüm kamuoyunun bilgilerine saygıyla sunar, asılsız haberlerin takdirini kadirşinas halkımızın yüksek öngörüsüne bıraktığımı belirtmek isterim” sözleriyle tamamladı. Görüntüler ortada Oysa Erdoğan’ın Kırşehir konuşmasının videosu izlendiğinde Cirit’in ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün CHP’ye yönelik sözleri salondakilerle beraber alkışladığı görülüyor. Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde de yer alan görüntülerde, Erdo CHP: Biz de bekleriz CHP’den Cirit’in açıklamasına sert tepki geldi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, meselenin “devlet protokolü” denecek kadar basit olmadığını belirterek, “Bu Yargıtay başkanının cumbaşkanıyla artık özdeşleşen tutumuna tipik örnektir ve çok vahimdir” dedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise yakında CHP’li belediyelerin fakir kız öğrenciler için yapılan yurtların açılışını gerçekleştireceğini belirtti. Cirit’e protokol daveti yapacaklarını söyleyen Özel, “Onu alkışlamaya mutlaka bekliyoruz. Pirincin taşını da şimdi o ayıklasın” çağrısında bulundu. l ANKARA ğan şu sözleri söyledikten sonra Cirit ve Güngör’den alkış alıyor: “Bakın ne diyor? ‘Kan dökülür’ diyor. Şimdi ‘bizim kanımızı dökmeleri lazım’ diye çevirmeye başladılar. Çünkü manevra yapmayı çok iyi biliyor; akşam başka, sabah başka. Her türlü insanlık dışı yolu göze almalarının temel sebebi budur. Ancak biz buna izin vermeyeceğiz, milletimizin yeni 27 Mayıslar, yeni acılar yaşamasına razı olmayız. Gençlerimizin iktidar hesaplarının piyonu olarak kullanılmalarına müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Geleceğimizin teminatı olan büyük Türkiye’nin neferleri olan tek bir evladımızın bile kan tutkunu siyaset vampirleri elinde heba olmasına göz yummayacağız.” l ANKARA / Cumhuriyet İsmail Rüştü CiriT Erdoğan’ın yargılandığı dosyayı kapattı Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde, Tayyip Erdoğan’ın da yargılandığı 37 sanıklı Akbil davasına baktı. Erdoğan, Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Gündoğan’ın hazırladığı iddianameyle sanık sandalyesine oturmuştu. Erdoğan, Akbil’den kayıt dışı gelir sağlamakla, 2.5 trilyonluk yolsuzlukla suçlanıyordu. Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna hakkında, “görevi başında zimmetine para geçirmek veya mal edinmek” gerekçesiyle 14’er yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası talep ediliyordu. Mahkeme, 2003’te 29 sanığı beraat ettirdi. Erdoğan ve 3 AKP’li vekil Mustafa Açıkalın, İdris Naim Şahin ve Mikail Arslan’ın yargılanması durduruldu. Cirit, 2004’te Yargıtay üyeliğine, 2011’de Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanlığı’na, 2015’te Yargıtay Başkanlığı’na seçildi. Cirit, evli ve üç çocuk babası. Tepki çeken yakınlık Cirit’in Erdoğan’la yakınlığı, daha önce de konuşuluyordu. Cirit, “HSYK’nin halka hesap verebilecek bir sisteme geçmesi gerekir. Örneğin bazı ülkelerde Adalet Bakanı veya Cumhurbaşkanı HSYK üzerinde etkilidir” diyerek tepki çekmişti. Cirit, Yüce Divan görevinin Yargıtay’a verilmesi gerektiğini de söylemişti. 2015 adli yılı açılış töreninde konuşan Cirit, “Bizim ülkemizde birden fazla yüksek mahkeme vardır. Ve üstünlük sıralaması da yoktur” dedi. 1725 Aralık operasyonu sonrasında, savcı Zekeriya Öz, Erdoğan’ın yolsuzluk operasyonunu durdurması için Cirit’i gönderdiğini ileri sürmüştü. l Haber Merkezi Davetiye gitti ama Arslan gezilere katılmadı ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Yargı tay, Danıştay ve Sa yıştay başkanları nın da katılması nedeniyle eleşti Zühtü Arslan ri konusu oldu ğu Rize ve Kırşehir gezilerine davetli olmasına karşın gitmemeyi tercih ettiği öğrenildi. Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ve Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la önce Rize’de çay hasadına çıktı. Bu hafta sonu da Kırşehir’e giden yüksek yargı başkanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’yi eleştiren konuşmasını alkışla masıyla bir kez daha tepki çekti. Can Dündar ve Erdem Gül kararı nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve havuz medyasının hedefe koyduğu Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, her iki ziyarette de yoktu. Alınan bilgiye göre Saray’dan Rize ve Kırşehir ziyaretleri için diğer yüksek yargı başkanlarında olduğu gibi Zühtü Arslan’a da davetiye gitti. Ancak Arslan iki ziyarete de katılmadı. Edinilen bilgiye göre Arslan’ın bu tercihinde, yargı bağımsızlığı konusundaki titizliği etkili oldu. Arslan’ın “Bu tür ziyaretlerle gündeme gelmek ve basının önünde tartışılmak istemediği” kulislere yansıyan bilgilerden. Bu kapsamda davetiye gelmesine karşın Rize ziyaretine katılmayan Arslan’ın, Erdoğan’ın Kırşehir gezisi sırasında ise Azerbaycan’da olduğu öğrenildi. l ANKARA Mülakatta skandal sorularAile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın personel alımı için yaptığı mülakattaki sorular sosyal medyada yayımlandı l Cumhurbaşkanımızın cemaate karşı tutumunu beğeniyor musun? l ‘Dünya 5’ten büyük’ kimin sözü? l 3. çocuğu düşünüyor musun? l Başkanlık sistemi ülkemiz için iyi olur mu? İKLİM ÖNGEL Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) kapsamında sözleşmeli personel alımı için il müdürlüklerinde yapılan mülakatlarda adaylar, kendilerine sorulan soruları sosyal medyada kurdukları ASDEP Türkiye adlı grupta paylaştı. Adayların beyanlarına göre paylaşımlar arasında; “2., 3. çocuğu düşünüyor musun?”, “Cemaate karşı Cumhurbaşkanımızın tutumunu beğeniyor musun?”, “Başkanlık sistemi ülke miz için iyi olur mu?”, Dünya 5’ten büyük, kimin sözü?” şeklinde sorular yer aldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği ASDEP kapsamında, projede sözleşmeli olarak çalışacak personel, sosyal yardım ve hizmete ihtiyacı olan aileleri, ailelerin talepleri olmadan hane hane gezerek bulacak. İhtiyaca göre destek verecek personel, ihtiyaç sahiplerini gerektiğinde başka kurumlara yönlendirecek. Eski bir proje olmasına karşın bu yıl ilk kez alım gerçekleştiricek projede, KPSS ve mülakat puanına göre seçim yapılıyor. Aile ve Sosyal Politikalar İl müdürlükleri tarafından yapılan mülataklar, adayların kurduğu site ve sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. Mülakata gider birçok aday sonuçların geç açıklanmasından şikayetçi olurken, mülakatta sorulduğu iddia edilen sorular ve paylaşımlar şöyle: “Ben evliyim bana da 2nci 3ncu çocuğu düşünüyor musun?”, “Cemaate karşı Cumhurbaşkanımızın tutumunu beğeniyor musun?”, “Başkanlık sistemi ülkemiz için iyi olur mu?”, “Sakal okutma nedir”, “Türkiye’nin Suriye politikası doğru buluyor musunuz?”, “Herhangi bir partiye üye misin?, Dünya 5’ten büyük, kimin sözü?” www.asdep.com sitesinde mülakatın neler paylaşıldığına ilişkin olarak ise şu bilgiler yer aldı: “Kendimi tanıttım. Başka illere de başvuru yapıp yapmadığımı sordular. Siyasetle ilgilenip ilgilenmediğimi sordular. Dün hangi kandili kutladık diye sordular. Şu an gündemdeki en büyük sorunumuz nedir dediler. Müracaatçının etnisitesi senin için önemli midir? Dünya 5’ten büyüktür, kimin sözü? Dünya 5’ten büyüktür, sözündeki 5 hangi ülkeleri temsil ediyor?” l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle