18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 20 Mayıs 2016 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 5 CHP Ata’ya yürüdü‘Anıtkabir’e saldırı istihbaratı nedeniyle olağanüstü güvenlik önlemleri dikkat çekti. Herkes tek tek arandı, mobil jammer kullanıldı. Yürüyüşe valilik engel olmak istedi. CHP’nin kararlı duruşu üzerine yürüyüş gerçekleşti. Kılıçdaroğlu gençlerle kol kola Anıtkabir’e yürüdü, “yasak bize sökmez” dedi İKLİM ÖNGEL/SİNAN TARTANOĞLU Ankara Valiliği’nin güvenlik gerekçesiyle yürüyüşe izin verilmediğini açıklamasının ardından başlayan yürüyüş gerginliği, CHP’nin kararlılığı ve sonunda varılan uzlaşı ile sona erdi. CHP’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle özellikle gençlerin katılımıyla gerçekleştirilen “Diktaya Karşı Başlangıç Yürüyüşü”, dün olaysız şekilde düzenlendi. CHP Ankara İl Başkanlığı önünde erken saatlerde toplanmaya başlayan partililer, polisin “Basın açıklamanızı yapın dağılın” anonsları arasında, binlerce kişiye ulaştı. Polis, güvenlik gerekçesiyle Gazi Mustafa Kemal Bulvarı yerine Kumrular Sokak’tan yürünmesini istedi. Yürüyüş, Kumrular Sokak’tan ve Gençlik Caddesi üzerinden gerçekleşti. ‘Devrimci Kemal’ Türk bayrakları, Atatürk posterleri, ıslık ve alkışlarla yürüyüş için Kılıçdaroğlu’nu bekleyen gençler, CHP liderini, ‘Başbakan Kemal’, ‘Devrimci Kemal’ sloganlarıyla karşıladı. Gençlerin kollarına giren Kılıçdaroğlu, etten duvar arasında yürüdü. Kılıçdaroğlu, yürüyüş öncesi yaptığı açıklamada, “Bugün 19 Mayıs, Gençlik ve Atatürk’ü anma günü. Atatürk’ü, Cumhuriyetimizi, gençlerimizi seviyoruz. Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine hep beraber ulaşmak için mücadele ediyoruz. Çok mutluyum” dedi. Yürüyüşe, çok sayıda parti yöneticisi ve milletvekili katıldı. En önde CHP’nin bando takımının yürüdüğü kortejde; müzisyenler Onuncı Yıl, Gençlik, İleri, İzmir, Ankara, Gündoğdu marşlarını, binlerin katılımıyla çaldı. Dev “Gençlik Diktaya Karşı” pankartı açan gençler, yürüyüş sırasında “Ya istiklal ya ölüm, tam bağımsız Türkiye”, “Atam sana canım feda”, “Zıpla zıpla zıplamayan Tayyip”, “Katil ABD, işbirlikçi AKP”, “Diktatör baksana kaç kişiyiz saysana”, “Diktaya karşı omuz omuza”, “Başka bir gelecek gençlikle mümkün” “Hırsız, katil Erdoğan”, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları eşliğinde ilerledi. l ANKARA Anıtkabir’de neşe ve ümitÇiğdem Toker, Anıtkabir yürüyüşü sonrası buradaki gençlerle hatıra fotoğrafı çektirdi. ÇİĞDEM TOKER Sabah evden Güvenpark’a yürüyerek gittim. Bulvar’ın çılgın trafiği sıfırlanmış. Bakanlıklar hattında 3 TOMA arka arkaya dizili. Bir şeyleri caydırmak istedikleri kesin. Ama ne? Güvenlik ekipleri, geleni gideni süzüyor. Saat 10’da Güvenpark’ın içinden geçerek yürüyüşün başlayacağı noktaya ulaştığımda, manzara aniden değişiyor. Milli Müdafaa Caddesi ile Kumrular Sokak’ın keşiştiği yer kırmızıbeyaz bir deniz görüntüsünde. Gece otobüslerle Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş olan CHP Gençlik Kolları, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganı atıyor. Slogan, pankartlarda da yerini almış. Asıl dikkat çeken iki büyük pankartta “Gençlik Diktaya Karşı” ve “Durmamak Üzere Yola Çıkanlar Asla Yorulmazlar” yazıyor. Kalabalık her dakika gözle izlenir biçimde artıyor. Çankaya Belediyesi’nin sayısı sınırlı, ama nefesi ile yeteneği kuvvetli bandosu, İzmir Marşı’nı çalmakta. Valiliğin CHP yürüyüşüne güvenlik gerekçesiyle koyduğu engeli, gece telefonuyla kaldıran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bekleniyor. O sıra Umut Oran’la selamlaşıyoruz. Hemen sonra, Gürsel Tekin, Bülent Tezcan, Enis Berberoğlu, Levent Gök, Tekin Bingöl’ü görüyorum. HHH Pastacı, telekomcu, kuruyemiş çi, dönerci dükkânlarının yan yana sıralandığı Kumrular Esnafı’na bakıyorum. Kafalar sanki biraz karışık. AKP aleyhine atılan sloganlar eşliğinde, birazdan başlayacak yürüyüşün, kazançlarına nasıl yansıyacağından emin görünmeyen, tereddütlü bakışlar. Önümden bir satıcı rengârenk düdüklerin olduğu bir kutuyla geçiyor. Yavaş yavaş yürüme düzeni alan kortej, Kılıçdaroğlu’nun gelişiyle dalgalanıyor. Kemal Bey, çok sayıda korumaya rağmen, gençlerin arasında sıkışma tehlikesi geçiriyor. Futbol fanatiklerini andıran bir adam “Öl de ölelim” diye bağırırken kendimi kaldırıma zor atıyorum. (Adamın şişmiş boyun damarlarını bir saat sonra Anıtkabir yolunda bir kez daha göreceğimi henüz bilmiyorum.) Karanlığı delen sözler CHP’nin genç skalası epeyi geniş. Orta yaş üzeri “genç”ler arasında takım elbise kravatla gelenler çok. Kemal Bey, gençlerle yan yana ve ortalarda, arkada olmaya hep özen gösteriyor. Kortej bir yandan uzayıp bir yandan genişliyor. Bir ara çekim yapan habercilerin çokluğu nedeniyle, yürüyüşte kopmalar oluyor. Fakat yoldan katılım arttıkça, o o boşluk hızla doluyor. Anıtkabir’e dönen kavşaktan sonra Gençlik Caddesi üzerinde coşku artıyor. Cadde üzerinde sağlı sollu apartmanlardan çok sayıda salla nan bayraklar ve eller görüyoruz. Kalabalıkta farklı bir dalgalan ma...Yürüyüş başlarken “Öl de ölelim” diye bağıran fanatik görünüşlü adamı, bu kez birkaç polisin arkasında görüyorum. Elinde kırık bir çay bardağı. Birkaç kişi üzerine yürüyor. Gerginliğin nedeni konusunda rivayet muhtelif olsa da ortamın provokasyona ne kadar açık olduğu gerçeğiyle bir kez daha yüzleşiyoruz. Kıdemli CHP’liler, gençleri “İstedikleri zaten bu oğlum karışmayın” diye uyarıyor. Neyse ki, potansiyel tehlike, adamın bir dükkanda alıkonulmasıyla yatışıyor. 3.5 kilometrelik yürüyüşün son bölümünü, apartman bahçelerinden önümüze çıkan rengârenk çardak gülleri arasında tamamlıyoruz. Nihayet Anıtkabir. Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün manevi huzuruna çıkmadan hemen önce, Tandoğan girişine park etmiş parti otobüsünün üzerine çıkarak teşekkür konuşması yapıyor. Aslanlı Yol’a girdiğimizde kalabalık bir ırmağa dönüşüyor. “Ya yenge korkutmak için diyorlar onu Isid mişid./ E geldik işte Anıtkabir’e. /Tabii yenge, çok kalabalık.” Muhtemelen lise son öğrencisi bir genç kız. Genç kızın Anıtkabir merdivenlerini çıkarken duyduğum sözleri, 19 Mayıs tarihinin neden karanlığı deldiğini 97 yıl sonra bir kez daha anlatıyor. Çokça neşeli gence rastladığım Anıtkabir’den ümitle dönüyorum. hdp eş genel başkanı demirtaş’tan dokunulmazlık oylaması öncesi açıklamalar ‘Erdoğan’a o zevki tattırmayacağım’ MAHMUT LICALI HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, ikinci tur oylama öncesi önemli açıklamalar yaptı. Demirtaş’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: n İlk turda AKP’lilerin açık oyla ma yaptığına yöne lik görüntüler var. Nasıl değerlendiri yorsunuz? AKP’li milletve killerinin Başba kan dahil olmak üzere biat kültü Demirtaş rüne tabi olduklarını ve kendi irade lerinin hiçbir kıymeti harbiyesi ol madığını net olarak oylama sırasın da gördük. Çoğu açık oy kullandı lar. Birbirine güvenmeyen içte çü rümüş ve yozlaşmış bir parti. Oyla mada ortaya çıktı. Bu usule de, si yasi etiğe de aykırı. n İkinci turda bunun engellen mesi için girişiminiz olacak mı? Tedbir almasını istedik. Bir iki MECLİS’TE KRİTİK OYLAMA BUGÜN AKP’nin ilk tur görüşmelerinde 367’yi aşamayan dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisinin, ‘referandum’u belirleyecek ikinci tur görüşmeleri bugün yapılacak. Parti yöneticileri, “Artık dönüş mümkün değil, gerekirse referanduma gideriz” açıklamasına karşın özellikle bölge milletvekilleri kaygılı. Bazı mil letvekilleri, “Referandum çok tehlikeli. KürtTürk ayrışmasını daha da körükler” görüşünü dile getiriyor. Kulislerde “Son oylama öncesi öneri çekilebilir” başta olmak üzere çeşitli senaryolar konuşuluyor. Salı günü maddelere geçiş oylamasında 348, 1. maddenin oylamasında 350, 2. maddenin oylamasında ise 357 oya ulaşılabildi. yöntem önerdik: Kabinlerin giriş kısmı duvara çevrilebilir. Kabinlerin önünde yığılmanın olmayacağı şekilde sırayla oy kullandırılabilir. Bu da gizliliğin sağlanması açısından önemli olabilir. Ben şuna inanıyorum, çok sayıda AKP milletvekili vermek istediği oyu veremedi. n İkinci tura yönelik bir tahmininiz var mı? Ben 330’un altına düşebileceği kanaatindeyim. Birçok milletvekili rezaletin farkında. Özellikle CHP’deki milletvekilleri bunun çok daha ciddi şekilde farkında. Hatta MHP ve AKP’de ciddi rahatsızlıklar var. En makul olanı 330’un altında teklifin kadük kalmasıdır. Referandum aralığında olması da ciddi bir olasılık olarak görünüyor. 367’nin üstüne çıkacağını düşünmüyorum. n Dokunulmazlık kalkarsa hemen bir tutuklamaya yönelik bir girişim bekliyor musunuz? Hayır, zannetmiyorum. Normal prosedür şudur: Dosyalarımız mahkemelere verilecek. Mahkemeler de ‘Gelin ifade verin’ diye celp kâğıdı çıkaracaklar. Biz mahkemelere gitmeyince belki, zorla götürme, yakalama, tutuklama kararları çıkacak. n Gerçekten bir tutuklama bekliyor musunuz? Türkiye’de bağımsız bir yargı yok. Normalde bir partinin eşbaşkanının yaptığı açıklamalardan dolayı tutuklanmaması gerekir. Ama Kamuran Yüksek daha geçen hafta tutuklandı. Tutuklanmamız için Erdoğan’ın ve yargının önünde bir engel yok. Eline fırsat geçerse, kontrol ettiği yargı aracıyla yapmak isteyecektir. Ama o ömrü hayatında o duyguyu hissetmeyecek. Benden intikam aldığını, bana fatura çıkardığını ve hesap sorduğunu ömründe göremeyecek. O zevki ona tattırmayacağım. Eğer beni içeri attırırsa, beni çıkarmak için uğraşacak hale getireceğim onu. n AKP’nin Genel Başkan Adayı olarak Binali Yıldırım açıklandı. İlk mesajı ‘Terörü bitireceğiz’ oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Erdoğan daha güçlü bir şekilde rejime, sisteme müdahale edecek. ‘Terörü bitireceğiz’ diyerek hamasetle başlamış olması da çok ucuz bir yaklaşımdır. Erdoğan’ın artık yüzde 100 sözünden çıkmayacak, düşük profilli, atanmış bir Başbakancığımız var. l ANKARA 19 Mayıs, Eski Türkiye’den Yeni Türkiye’ye Dün Eski Türkiye’nin yerini, Yeni Türkiye’nin almasının en sembolik olaylarından birini daha yaşadık. 19 Mayıs Gençlik Bayramı, Eski Türkiye’nin en önemli sembolik günlerinden biri olarak geçiştirildi, Yeni Türkiye’nin kurucu partisinin yeni Genel Başkan ve dolayısı ile Başbakan adayının açıklanmasının fazlasıyla gölgesinde kaldı. Dikkatinizi çekerim, Eski Türkiye’nin o denli önemsediği bir bayramının karşısında, ‘Yeni’sinin sadece Genel Başkan ve Başbakan adayının isminin açıklanması, yani fazla söze hacet yok. Totaliter bir rejim Eski Türkiye’nin muhaliflerinden, sert eleştirenlerinden biriyim, benim için mesele Eski Türkiye’nin demokratikleşmeye direnmesi idi. Sonuçta, gidiş daha demokratik bir düzen adına Eski Türkiye’yi eleştirenlerin hedeflerinin tam aksine, daha az demokratik bir düzenin inşası oldu, ‘Yeni Türkiye’ denilen de bu düzenin yerleşmesi. Yeni Türkiye’nin düzeni henüz tam anlamı ile yerleşmiş değil, ama ne istikamette ilerlediği çok açık; lider merkezli totaliter bir rejim. Yeni Başbakan adayı, eski rejimin tanımladığı manada bir icra makamına aday değil, yeni rejimin inşasında, kendi tabirleri ile ‘sadece milletin değil ümmetin asıl lideri’nin, Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın deyimi ile ‘zatı devletleri’nin, talimatlarını yerine getirecek bir ‘idareci’. Bu tabir (idareci), Cumhurbaşkanı’na yakın milletvekili Aydın Ünal’a ait. Unutulacak şey değil ama, ‘Yeni Başbakan’a Açık Mektup’unda Ünal, hatırlatmadan edemiyor; “Sayın Başbakanım, bu hareketin bir tek lideri vardır... O liderle uyumlu olacağınıza dair en küçük bir tereddütümüz zaten yok”. Bizim de en küçük bir tereddütümüz yok. Dahası kimin lidere en çok itaat edeceği bizim ilgi alanımıza girecek bir konu değil, bu ülkede yaşayan ve Yeni Türkiye Projesi’ne inanmayan, beğenmeyen, itiraz eden bizler için önemli olan, yeni rejimin koşar adımlar ile nasıl kurulacağı ve sonrasında nasıl bir ülkede yaşayacağımız. Eski Türkiye’nin az derdini çekmedik, ancak onun hiç olmazsa sonu gelmiş, takatı tükenmişti, hiç kuşkunuz olmasın Yeni’sinin inşası çok daha sert koşullar yaratacak. Nitekim, efendi bir akademisyenden, Yeni Türkiye’de yer kapma telaşına kapıldığı için olsa gerek, Yeni Türkiye’nin teorisyenliğine geçiş yapan bir kardeşimiz, ‘Atatürk devri ve tek parti dönemi’ne ‘Başkanlık sisteminin uygulandığı bir dönem olarak’ gönderme yapmış, o dönemde de söz konusu olan, Başkanlık dediği ‘otoriter liderlik’ti, diyor. İyi de biz Eski Türkiye’yi tam da bu nedenle eleştiriyorduk. Az gittik, uz gittik, aynı noktaya geldik, üstelik yenisi ‘dini’ kisve ve meşruiyet çerçevesinde kurgulanıyor, yani itiraz eden artık bir de ‘din’ ile dövülecek. 21. yüzyılda, böyle bir rejimle, Türkiye gibi karmaşık bir toplum nasıl yönetilecek bilemiyorum, ama sopayla olacağı kesin. Zaten halihazırda olan bu, ya Yeni Türkiye’nin bir neferi olacaksınız ya da çoğunluğu teşkil eden ve ‘milli iradenin yegâne dayanağı’ olarak tanımlanan ‘kaynaşmış kütle’nin dışında, hiçbir güvenceniz olmadan sığıntı olarak yaşayacaksınız. Feci bir durum Eski Türkiye’nin bağlıları için ‘Goodby Lenin’ devri, demokratik bir ülke özlemi içinde olanlar için ise tüm umutlara veda devri gibi görünüyor. ‘Demokratik mücadeleye inananlar için küsüp eve çekilme zamanı hiç değil’ diyeceğim ama, söz konusu olan demokratik siyasetin ve hatta tümden siyasi zeminin çökmesi. Ana muhalefetin, dokunulmazlıkların kaldırılmasına bile karşı çıkamadığı, ‘teröriste destek’ ithamı ile tek ayak üzerinde tutulduğu, yüksek siyaset diye MHP’de muhalefete bel bağlanan, HDP’nin en yaratıcı muhalefet kozunun ‘kuzu kuzu cezaevine gitmemek’ olduğu, ufukta hiçbir umudun parlamadığı feci bir durum. Yani Yeni Türkiye’nin ve onun inşa edeceği rejimin önünde hiçbir ciddi engel yok. Özgürlük, hak, hukuk, demokrasi gibi derdi olanlar için hayat çok ama çok zor olacak ve unutmayın, Cemil Meriç’in dediği gibi ‘demokrasiyi ancak tehlikeli bir hayata göğüs gerebilenler sevebilir’. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saray’da 19 Mayıs nedeniyle davet düzenledi. ‘ÖNCE ADAM OL’ Davutoğlu’nun, Erdoğan’ın kızının düğününde bir gence verdiği tavsiyeyi anlatması dikkat çekti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda davet düzenledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da Çankaya Köşkü’ndeki son konukları gençler oldu. Erdoğan, gençler ve sporculara hitaben yaptığı konuşmada “2023 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilmek için zemini hazırlamaya çalışıyoruz. Asıl olan milletin gönlünde yer etmektir. Bunu başaramadıysanız tarihin tozlu sayfalarında kaybolmaya mahkum olursunuz. Siz gençlere de aynısını tavsiye ediyorum. Kendinizi geliştirin. Çalışın, üretin, kariyer yapın. Milletle beraber olmak, onun gönlüne girmek daima önceliğiniz olsun” görüşünü dile getirdi. Anlamlı tavsiye Davutoğlu, AKP Genel Merkezi’nde kendisinin yeri ne oturacak ismin Binali Yıldırım olarak açıklandığı saatlerde, Çankaya Köşkü’nde 81 ilden gelen gençlik temsilcilerini kabul etti. Davutoğlu konuşmasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın düğününden ilginç bir detay aktardı. Davutoğlu, düğünde bir gencin kendisinin yanına geldiğini ve “Sayın Başbakanım, ben de sizin gibi siyaset bilimi okuyarak siyasetçi olmak istiyorum” dediğini ifade eden Davutoğlu, kendisinin de gence “Önce adam ol, sonra hepsi faydalıdır” tavsiyesinde bulunduğunu söyledi. ‘Ne mala ne mülke’ Davutoğlu’nun, gençlere verdiği, “Hiçbir şeye feda etmeyeceğiniz değerleriniz olacak. Ne mala ne mülke ne mevkiye değişmeyeceğiniz değerleriniz olacak” tavsiyeleri dikkat çekti. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle