25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Perşembe 19 Mayıs 2016 [email protected] EDİTÖR: EVRİM ALTUĞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 23 Tahran’dan tarihi fotoğraf hazinesi fışkırdı Tahran Güncel Sanat Müzesi’nin envanterindeki, 40 yıldır ülke dışına çıkarılmamış Şah Rıza Pehlevi dönemi sanat eserleri arasında yer alan fotoğraflar, uzmanları mest etti. Picasso, Warhol ve Pollock gibi imzalara sahip koleksiyondaki Fox Talbot, David Octavius Hill ve Robert Adamson gibi fotoğrafçıların işleri ile, Lewis Carroll’ın çektiği ‘özgün’ Alice Liddell karesi ve panoramik bir özgün örneği de Ömer M.Koç Koleksiyonu’nda yer alan James Robertson imzalı ‘Konstantinopolis’ karesi (aşağıda), bu yapıtlar arasında ‘parmakla gösteriliyor’. The Art Newspaper’a konuşan küratör Donna Stein, sayısı 100 civarındaki tarihi fotoğraf için “Son derece sıradışı” derken, koleksiyonda Fransız heykeltıraş Auguste Rodin’in Edward Steichhen imzalı, 1911 tarihli portre fotoğrafı da öne çıkıyor. l Kültür Servisi ‘Geceyarısı’ uyarıları‘GeceyarısıEkspresi’ninBIllyHayes‘i38yılsonrayineCannes’da Tahran Güncel Sanat Müzesi’nin koleksiyonunda, Edward Steichhen imzalı ve 1911 tarihli Rodin portresinin (üstte) yanı sıra, yazar Lewis Carroll’ın ‘Alice Harikalar Diyarında’ isimli kitabına ilham veren Alice Liddell’a ait bir kare ile, modern sanatçı Man Ray’in Gerthrude Stein tarafından çekilen bir portresi de bulunuyor. Koleksiyonda ayrıca, Arnold Gerthe’nin San Francisco depremi akabinde yakaladığı önemli manzara fotoğrafı da mevcut. Cannes’ın Türkiye standı boş kalmaz! Alan Parker’ın filmi ‘Geceyarısı Ekspresi’ne ilham kaynağı olan Billy Hayes anlattı: “Bugün ülkenizin başında bir diktatör var. Donald Trump ise, ondan da tehlikeli biri” Billy Hayes 38 yıl sonra yine Cannes’da. Bu kez, yaşamının özeti niteliğindeki “Midnight Returns” adlı belgeselin gösterimine katılmak için, o zamanlar burada tanışıp evlendiği eşiyle gelmiş. Alan Parker’ın çok ses getiren, mürekkep döktüren, sert tepkiler doğuran kült filmi “Midnight Express”i konu edindiği için “Cannes Classics” seçkisinde yer alan belgeselin altbaşlığı ise, “Billy Hayes’in Öyküsü ve Türkiye”... Kanadalı TV dizi yazarı ve yapımcısı Sally Sussman imzalı çalışmanın biçimi iddiasız; yoğun ve ilginç içeriğiyse bilmediğimiz birçok bilgi içeriyor. Güney’in koğuş arkadaşı Filmin, pek kalabalık olmayan tek gösterimi sonrasında, Atilla Dorsay ile Türkçe konuştuğumuzu duyan Hayes, “Merhaba, Türk müsünüz” diyerek sıcak ilgi gösteriyor bize. Türkiye’yi çok sevdiğini ve dönmek istediğini içtenlikle dile getiriyor. Yılmaz Güney’le İmralı’da değil, Sağmalcılar Cezaevi’nde aynı zamanda yattıklarını anımsıyor. İmralı’nın bugünkü konuğunun Abdullah Öcalan olduğunu çok iyi biliyor. Yine, “Kırk yıl sonra, Alan Parker yerine sanki siz, özür diler gibisiniz Türklerden” dediğimde, gözleri buğulanıyor: “Türkiye’yi, Türkleri çok seviyorum aslında. Parker’ın filmi gerçeğin bu yanını hiç göstermiyordu. Üstelik, Oliver Stone’un, kitabımı okuyup benimle birkaç gün konuştuktan sonra tek başına kaleme aldığı senaryo bittiğinde, bana okutup görüşümü bile almamışlardı. Örneğin, mahkeme salonunda, Türkleri kin dolu sözlerle domuzlar diye itham ettiğim söylev, tümüyle gerçek dışı...” ‘Cezam ağır olmamalıydı’ Oliver Stone, senaryoyu abarttığını, gençliğinde Meksika sınırını geçerken üzerinde esrarla yakalandığında yaşadıklarını anımsayarak kaleme aldığını bugün itiraf ediyor. Hayes, “Evet yakalanmadan önce de Türkiye’den iki kez uyuşturucu kaçırmıştım; cezalandırılmam doğaldı ama, herhalde ömür boyu Basutçu ‘Geceyarısı Ekspresi’nde Brad Davis’in (sağda) canlandırdığı Billy Hayes ve Sally Sussman’la konuştu. hapis olmamalıydı bu ceza” diyor... Belgeselde Hayes’in macerasına ko şut olarak, özellikle Amerika’da yaşayan Türklerin görüşlerine de yer veren Sussman, filmi için resmi Türk makamlarından herhangi bir istek, destek ya da engelleme görmediğini, özgürce yazıp gerçekleştirdiğini vurguluyor. ‘Bugünkü durum kötü’ İlk kez Ahmet Ertegün’ün girişimiyle Türkiye’ye dönme planları yapan Billy Hayes, Ertegün’ün ölümünden bir yıl sonra, beklenmedik bir telefon aldığını anlatıyor: “Türkiye Emniyet Müdürlüğü yetkilileri beni Türkiye’ye davet ediyordu! Kulaklarıma inanamadım. Uluslararası bir güvenlik toplantısına katılmam için özel bir vize vereceklerini ve beni yakın korumaya alacaklarını söylüyorlardı. Dostlarımın sakın gitme yollu önerilerine karşın, ‘evet’ dedim. İlginç bir durumdu; yüzlerce üst düzey polis yetkilisinin katıldığı bir toplantıya konuk oluyordum. Türk polisi de tepkilerin ne olacağını tam kestiremediği için tedirgindi. Ne mutlu ki, hem gazeteciler, hem de sokaktaki adam, Türk polisi tarafından korunan hapishane kaçağı Billy’yi hoş karşıladı. Türkiye’yi daha rahat koşullarda yeniden ziyaret etmeyi çok isterim ama, bugün durum kötü gözüküyor”. Sussman ise, “Billy’yi dokuz yıl önce davet eden emniyet yetkililerinin hepsi bugün görevlerinden alınmış durumda zaten!” diyerek, araya giriyor. Billy Hayes ise sözünü şöyle sürdürüyor: “Ülkenizin başında bir diktatör var. Atatürk’ün getirdiği kazanımları tek tek kırarak, Türkiye’yi geriye götürüyor. Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlandığını, doğru haber yapan gazetecilerin hapse atıldığını, ağır cezalar aldığını duyuyoruz. ‘Trump hasta bir adam’ Bütün bunlar kaygı verici. Devlet başkanını eleştirenlere binlerce hakaret davası açılmasına olanak tanıyan kanun maddesiyse, son derece gülünç!” 69’luk genç Hayes, “Donald Trump seçilirse ABD’nin durumu ne olacak?” dediğimde yanıtlıyor: “Hasta bir adam o ! Nükleer bombanın düğmesini elinin altına asla bırakmamamız gereken çok tehlikeli bir adam Donald Trump. Sizin ‘başkan’ınızdan daha tehlikeli biri...” Tam 10 yıldır festivaldeki Türkiye standımızı organize eden, Ankara Sinema Derneği’nden, nâmı diğer Gezici Festival’in sahipleri Ahmet Boyacıoğlu, Başak Emre ve Pınar Evrensoylu’yu burada görünce bir fotoğraf çekmek elzem oldu. Festival danışmanı Azize Tan, yardımcı yönetmen Bulgu Öztürk ve para ile yeteneği buluşturan Köprüde Buluşmalar’ın yöneticisi Gülin Üstün de burada. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın maddi katkılarıyla açılan standımız için kısası uzunu, en yeni filmlerimizin tanıtımını DVD ve katalog olarak hazırlamışlar. Cannes’ın meşhur ‘Film Pazarı’na katılım, bu yıl terör tehditlerinden olsa gerek yarıdan fazla azalmış ama bizi etkilemiyor. Soranı da, kahvesi de çok! Hasankeyf öyküsüne ödül Bu yıl Cannes’daki tek filmimiz olan “Albüm”ün ekibi burada. Ayrıca festivalin yeni projelere destek olmasıyla bilinen ‘Cine Fondation’ bölümüne girmeyi başaran iki projemiz var; “Sivas” ile büyük başarı kazanan Kaan Müjdeci’nin “Iguana Tokyo” ve “Sessiz” ile Kısa Film ödülünü alan Rezan Yeşilbaş’ın “Yatılı Okul” adlı filmleri. “Yemekteydik ve Karar Verdim’in yönetmeni Görkem Yeltan ve oyuncusu Mehmet Güreli, yapımcı Zeynep Atakan da burada. “Mustang”ın yönetmeni Deniz Gamze Ergüven’in, yeni filmi “Krallar/Kings”de Oscarlı Halle Berry’e başrol vereceği ve 1992’deki Los Angeles ayaklanmalarını anlatacağı yeni açıklandı. Ruken Tekeş’in yazıp yönettiği ilk filmi “Hevêrk / Çember ise ‘Diversity in Cannes’ Kısa Film Yarışması’nda İzleyici Ödülü’nü kazandı. Polis Diyarbakır’da yine kitap fuarı baskını yaptı Diyarbakır Sümerpark’ta düzenlenen Kitap Fuarı’ndaki Aram Yayınevi standına polislerce baskın düzenlendi. Paris’te 9 Ocak 2013’te suikast sonucu öldürülen üç Kürt kadın siyasetçiden Sakine Cansız’ın “Hep Kavgaydı Yaşamım” kitabı ile Özgür Gündem gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz’ün “Yüreğimi Dağlara Nakşettim” kitabının afişine savcılık kararı ile el konuldu. Polisin stand başına geldiğini gören okurlar ise Aram Yayınevi’ne stand önünde toplanarak destek verdi. Polis el koyma kararını gösterdikten sonra afişleri sökerken, stand başında toplanan okurlar duruma tepki gösterdi. Aram Yayınevi’nin geçen günlerde düzenlenen Van Kitap Fuarı’ndaki standı da polislerce iki kez basılmıştı. Yapılan baskınlarda 200’e yakın kitaba el konulmuştu. Aram Yayınevi Editörü Ferzende Taşan da İstanbul’da tutuklanmıştı. l Kültür Servisi Türkiye’nin en iyi yapıları seçildi Mimarlar Odası’nın (TMMOB) her iki yılda bir düzenlediği ve bu yıl 15. dönemi gerçekleştirilen Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri geçen pazartesi akşamı Ankara’daki Akün Sahnesi’nde düzenlenen törende sahiplerini buldu. ‘Yapı’, ‘Proje’ ve ‘Fikir’ dallarında verilen ödüllerde, Cengiz Bektaş’ın “Mimar Sinan Büyük Ödülü”, Maruf Önal’ın “Anma Programı”, İnci Aslanoğlu ve İhsan Bilgin’in “Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü” aldı. Sergi 21 Mayıs’a kadar Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ziyarete açık olacak. İstanbul’da ise 27 Mayıs ile 20 Haziran tarihleri arasında Mimarlar Odası İstanbul BK Şubesi Sergi Salonu’nda izlenebilir. Sergi Eskişehir, Konya, Adana, Kayseri, İzmir ve Samsun’u da gezecek. Gecede ödüller şu şekilde dağıtıldı: KAZANANLAR: 4 YAPI: Abdullah Gül Üniversitesi Sümer Kampusu, KocasinanKayseri / Emre Arolat 4 YAPI: Taç Sev Yeni Kampus, TarsusMersin / Kerem Erginoğlu, Hasan Çalışlar 4 YAPI: Şişhane Park, Beyoğluİstanbul / Murat Şanal 4 YAPI: T Evi, Mordoğanİzmir / Onur Teke 4 YAPI / KorumaYaşatma: Kılıç Ali Paşa Hamamı Restorasyonu, Beyoğluİstanbul / Cafer Bozkurt 4 PROJE: Akyazı Kültür Merkezi, AkyazıSakarya / Kerem Piker 4 PROJE / KorumaYaşatma: Şerefiye Sarnıcı giriş yapısı ve çevre düzenlemesi, Fatihİstanbul / Cafer Bozkurt 4 Fikir Sunumu: Dev Makina: Erdem Tüzün Bilgi: www.mo.org.tr/ulusalsergi T Evi, Mordoğanİzmir / Onur Teke C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle