25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Tarihe tanıklık etmiş bir bina asla sadece Başka bir bina değildir, binlerce duygu, düşünce, anıdır, kişisel ve toplumsal hafızadır. Bertolucci’den ev artık Antonioni’ye, Kiesloswski’den Greta Pazar 3 Nisan 2016 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN bBaaKşÜyalçaadütrıı’nklıanöcnü2yr4’CdeHezuikmadizaheinruvasrinnbini2anş0şaak1a4raat’ntızeısisCüyinreıükdlaıyelalonr. Scacchi’ye yüzlerce yönetmeni ve yüz binlerce seyirciyi ağırlayan Emek Sineması’nın nasıl yenisi olamazsa, Bayar ailesinin kişisel ve siyasi anılarla dolu evinin de yenisi olamaz. Oraya tıpkısının aynısı da kondurulsa başka bir ev olacak. Bazen itaat cinayettir, kentsel dönüşüme bu toplu itaat de taammüden anılarımızı katletti. 19 UĞUR DEMİR Yıkılan tarihi binaların enkazındaAAYTİÇKAOĞLU anılarımız var Tarihe tanıklık etmiş bir bina asla sadece bina değildir, binlerce duygu, düşünce, anıdır... Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan Bayar ailesinin kişisel ve siyasi anılarla dolu evinin de yenisi olamaz Önünden geçerken “Bu kışı da komünizm gelmeden atlattık!” sözlerini gülümseyerek hatırladığım üçüncü Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ın Çiftehavuzlar’daki evi de kentsel dönüşüm adı altında yerle bir edildi. İçi de dışı gibi sade Reşide Bayar’ın aldığı, eşi ile sadece bir öğle yemeği yiyebildiği, Celal Bayar’ın yaşamının sonuna kadar oturduğu ev, 1950’li yılların mimari özelliklerini taşıyan, iki katlı taş bir binaydı. Bahçe de ev de çok temiz olmakla birlikte şıkır şıkır bir zenginlik sergilemiyor, sade ve ağırbaşlı duruyordu. Kırk yıl önünden geçtikten sonra Bayarların kızı Nilüfer Gürsoy ile söyleşi yapmak için içeri adım attığımda bu ‘dönem hali’nin evin içine de hâkim olduğunu görmüştüm. Art Nouveau tarzında döşenmiş ev son derece sadeydi. Parkeler bile ilk halinde korunmuştu. Atatürk süslüyor Merdivenin şıklık kattığı ana salonda bej ren gi kanepeler, üzerinde gümüş şamdanların yer aldığı ceviz bir dresuar, iki küçük kitaplık ve büyük bir Atatürk fotoğrafı yer alıyordu. Fotoğraftaki imza soyadı kanunundan önceki döneme ait ti ve Mustafa Kemal diye atılmıştı. Kütüphanedeki kitapların tümü ciltli, bir kısmı İngilizce ve Fransızcaydı. Antikomünist olması bağlamında mı seçilmiş bilemem, Soljenitsin hemen dikkat çekiyordu. Onun yanında Asturias’ın Monsieur Le President’ı duruyordu. Gümüş takımların şıklık kattığı yemek odasında Celal Bayar’ı araştıran bir grup öğrenci çalışıyordu. Ben oturma odasına alınmıştım. Duvarların tek süsü yine Atatürk’tü... Tek bir öğle yemeği Reşide Bayar, 1950’li yıllarda eşi henüz Reisicumhur iken kocasından izinsiz almış bu evi. Evin hikâyesini Nilüfer Hanım şöyle anlatmıştı: “Ben Cumhurbaşkanı iken ne bir şey alınacak ne de bir şey satılacak’ demişti Celal Bayar. Ama annem Ankara’dan ayrılacağımız yılları düşünerek onu dinlemeyip bu evi almıştı. Tabii ki de babam bu duruma kızmıştı ve küsmüş lerdi. Yine de babam bir taraftan annemin gönlünü almak istiyordu. Yaveri Faik Bey’i çağırıp ‘Bir tablo alalım, sen kendi hediyenmiş gibi götür’ demişti. Doğal olarak yaver cesaret edememişti. Annemle babam bu evde sadece tek bir öğle yemeğini birlikte yiyebilmişlerdi.” Yassıada süreci Bunu izleyen süreç malum, Yassıada duruşmaları ve alınan idam kararı. Bir kadının Cumhurbaşkanı eşinin idam kararını nasıl karşıladığını hep çok düşünmüşümdür. O anı da Emine Gürsoy Naskali şöyle anlatmışt: “Bu evde, merdivenlerin köşesindeyiz. Avukat Güntekin Bey geldi, anneannem merdivenlerden indi. ‘Hoş geldiniz Güntekin Bey. Ne karar alındı?’ diye sordu. Avukat ‘Maalesef’ dedi ve kaç idam olduğunu belirtti. Anneannem sadece ‘Teşekkür ederim’ dedi ve yukarıya, odasına çıktı.” Reşide Bayar’ın alıp eşi ile sadece bir öğle yemeği yiyebildiği 2 katlı taş ev, 1950’li yılların mimari özelliklerini taşıyordu. Hafızamız yerle bir edildi CelalReşide Bayar’ın kızı ve torunu; Nilüfer Gürsoy (sağda) ile Emine Gürsoy Naskali Bayarlar’dan girdik ama beş nesildir bu ülkede görsel, toplumsal hafızamız taammüden yok ediliyor. Annemin nişanlı iken gittiği Park Otel’den mi dem vursak, Pera Palas’ın yepyeni gıcır gıcır tahtaları ile bambaşka bir hale ge tirilmesinden mi, çocukluğumun en kıymetli anılarını paylaşan Galatasaray Postanesi’nin yerle bir edilip pek şık yapılmasının beni, bizi nasıl kahrettiğine mi değinsem... Emek Sineması, AKM, Tarlabaşı, İnci Pastanesi vb. bu liste yi alabildiğine uzatabiliriz ve ne kadar uzatırsak uzatalım, Cumhuriyet tarihi ile birlikte başlayan, AKP döneminde şaha kalkan yıkımları aktarmaya bu sütunlar değil, sayfalar yetmez. Bayarİnönü büstleri Oysa hafıza ruhtur, insanı insan yapandır, görsel ve kişisel hafızanız sıfırlanırsa kişisel ve toplumsal kültür arşiviniz de biter. Bizimki de bitmek üzere.Bayarlar’ın bahçe kapısına gelince Celal Bayar’ın ikinci kez çalınan büstünün boş kaidesine bakıp ‘Hırsızlar mı?’ diye sormuştum. Annekız ‘İnönü’deki de çalındı’ demişlerdi, Maçka’daki İsmet İnönü’nün evinin önünü kastederek... Karşılıklı yaşanan bu soğuk savaşı bile bir gün özleyebileceğimi hiç düşünmemiştim. eCafsnokBierGntireaoyoşezykğaeçiadarreraitan’nıfnnşdts8iaerekmMvCyeiaeüatdkirklnaetes’iltnetrBaielnpaesçiyannmeankByreo’iaüıldsnenyuinıleünmnvkbddiihşuanaa.innlı C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle