19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Şubat 2016 haber EDİTÖR: CAN DOKER 4 Nazlıaka disipline sevk edilİYOR Atatürk portresi indirildi iddiasını gündeme getiren Nazlıaka için kesin ihraç isteniyor FIRAT KOZOK 134 yıl önce 134 yıl sonra ürkiye Kurumsal Sorumluluk Derneği’nin “Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması” anketini önce pazartesi gecesi TV’de Ahmet Hakan’ın programında izledim, ertesi gün de Cumhuriyet’in 4. sayfasında... Sonuçlara şaşırmamama rağmen yine de kanım dondu. Parçalanmanın, bölünmenin, birbirine karşıtlığın, birbirinden nefretin boyutlarının nerelere kadar vardığını görünce tüyleriniz diken diken oluyor. Ankete katılanların çoğunluğu bütün konuları sadece parti aidiyetleri açısından değerlendiriyorlar. Katılımcılar “vatansever” , “onurlu”, “cömert” gibi olumlu sıfatları kendilerine yakın hissettikleri partinin tabanına, “kibirli”, “ikiyüzlü”, “bağnaz”, “zalim” gibi olumsuz sıfatları da en uzak hissettikleri partinin tabanına uygun görüyorlar. Kendilerini en uzak hissettikleri parti taraftarıyla kızının evlenmesini istemeyenlerin oranı yüzde 83, iş yapmak istemeyenlerin oranı yüzde 78, komşu olarak istemeyenlerin oranı yüzde 76 ve çocuklarının arkadaş olmasını istemeyenlerin oranı da yüzde 74. Araştırma gösteriyor ki, ülkemizde insanlar, birbirlerine güvenmeyerek, birbirlerini hor görerek, partilere göre bölünmüş olarak yaşıyorlar. Ülkede egemen olan toplumsal barış değil, “toplumsal savaşmama hali”dir. HHH Fransız toplum bilimci Ernest Renan, 11 Mart 1882’de Sorbonne’da verdiği “Bir ulus nedir” konulu konferansta, ülkeleri ikiye ayırır ve bu ayrımın ölçütü olarak da toplumların birbirleriyle kaynaşmalarını gösterir. Ulusal birliğini yeni sağlamış olan İtalya ile sağlayamamış olan Türkiye’yi örnek alarak, şu gözlemi yapar: İtalya zaferlerinden olduğu kadar bozgunlarından da her defasında daha birleşmiş olarak çıkmakta, Türkiye’de ise ister zafer kazansın, ister bozguna uğrasın, toplum her zaman ilk günkü kadar ayrı olmakta, Türk, Slav, Rum, Ermeni, Arap, Suriyeli ve Kürt ilk günkü kadar birbirine uzak kalmaktadır. Bu durumda bozgunları bile İtalya’yı ilerletirken zaferleri bile Türkiye’nin kaybı olmaktadır. Çünkü İtalya bir ulustur, Küçük Asya (Anadolu) dışındaki Türkiye ise değildir. Bozgunlarıyla bile zafere yönelen toplumların sırrı birlik olmalarıdır. Renan’ın doğru gözleminden bu yana 134 yıl geçti. 134 yıl önce toplumsal kaynaşmayı beceremediğimizden başımıza gelmedik kalmadı. HHH Arada, Renan’ın da 1882’de vurguladığı Anadolu’da uluslaşarak, topraklar üzerindeki yabancıları kovduk, bozgunu zafere çevirdik, Cumhuriyeti kurduk, demokratik uzlaşma için kolları sıvadık. Ama “Türkiye’de Toplumsal Ayrışmanın Boyutları” araştırması gösteriyor ki, Türkiye 134 yıl önce neredeyse 134 yıl sonra da aynı yerdedir. Hatta daha da beter, uzlaşmayı, kaynaşmayı becermiş Anadolu da artık bölünmüştür. KürtTürk bölünmüşlüğünü, eşitlik temelinde, demokratik uzlaşma ile çözmeyi önerirken ona yeni bölünmüşlükler eklenmiş bulunuyor. Abdullah Öcalan’a “Bölücübaşı” diyorlardı. Bölücü görmek için yalnız Öcalan’a bakmaya gerek yok; sen asıl “baş bölücübaşı”na gel! 134 yıl önce toplum bölünmüş durumdaydı, 134 yıl sonra da hem de daha beter şekilde... Bu fena halde bölünmüş ülkede gerilim politikası uygulamanın sonu toplumsal felaket olacaktır. Ortadoğu’da sınırlar yeniden çizilirken Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikeyi Renan 134 yıl önce teşhis etti. 134 yıl sonra durum aynı! Bu durumda askeri zaferler bile bozguna dönüşecektir kaçınılmaz olarak... T ir milletvekilinin odasındaki Atatürk portresini indirdiği iddialarını gündeme getiren ancak partinin yetkili organlarına isim vermeyen Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, kesin ihraç istemiyle disipline sevk ediliyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla geçen hafta Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya ve Kocaeli Milletvekili Hay B dar Akar’dan oluşan 3 kişilik muhakkik heyeti atanmıştı. Heyet iddialarla ilgili adı geçenleri dinleyerek bir rapor hazırlamış ve parti grubuna iletmişti. Heyet raporunda Nazlıaka’nın olayı doğruladığı, ancak bir isim vermediği belirtilmişti. Rapor dünkü MYK’de masaya yatırıldı. Değerlendirmelerin ardından Nazlıaka’nın kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak  disipline sevki konusunda, dosyasının Parti Meclisi’ne gönderilmesine karar verildi. MYK kararı oybir liğiyle alındı. Nazlıaka hakkındaki kararı önce PM, sonra da YDK’nin vereceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, PM öncesinde konuyla ilgili kamuoyuna görüş beyan edilmemesini istedi. PM’nin olağanüstü olarak 7 Şubat Pazar günü toplanması kararlaştırıldı. Toplantıda Nazlıaka’nın dosyasının Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilip edilmeyeceği karara bağlanacak. l ANKARA Aylin Nazlıaka NAZLIAKA: İSİM VERMEDİM, VERMEM Kararın ardından yazılı açıklama yapan CHP’li Nazlıaka, ketum tavrını sürdürdü. Nazlıaka, şunları söyledi: “Konu; benim bir milletvekili arkadaşımın Meclis’teki odasına gittiğimde Atatürk resmini görmediğimde gösterdiğim hassasiyet üzerine onun resmi geri asmasından ve benim isim vermeden bu mevzuyu iki milletvekilimizle yaptığım özel bir sohbette paylaşmamdan, bu sırada orada bulunan başka bir milletvekilinin de duymasından ibarettir. Partimizde Atatürk düşmanları varmış gibi oluşturulan bu algıya karşı katı bir tutum izledim. İyi niyetinden şüphe duymadığım bir yol arkadaşımı kesinlikle ifşa etmem. Hele hele süreç bir linç kampanyasına dönüştükten sonra benim bir isim vermem artık hiç mümkün değildir.” Karar pazar günü CHP lideri Kılıçdaroğlu, Atatürk portresinin indirilmesi tartışmasıyla ilgili olarak “Dedikodudan beslenen bir siyaseti CHP’den tamamen temizleyeceğim” dedi. HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün portresinin indirilmesi tartışmasıyla ilgili olararak, “Atatürk üzerinden bir yıpratma çabası var. Böyle bir şeyi yapacak vekilin CHP’de olduğuna inanmıyorum, varsa da bir daha bu kapıdan içeri giremez. Dedikodudan beslenen bir siyaseti CHP’den tamamen temizleyeceğim. Atatürk üzerinden dedikodu yapılmaz. Gazetelerde çıkan iddialar üzerine bu soruşturmayı başlattık. Bizi rahatsız eden nokta şu anda bütün milletvekilleri töhmet altında. Aylin Hanımın çıkıp bildiklerini gerekli kurullara deklare etmesi lazım” dedi. ‘Atatürk’ü dedikodu malzemesi yaptırmam’ C berdar olmaması mümkün mü?” “Arınç çok şey biliyor, ‘O çınarın gölgesinde güneş görmemiş hakikatleri’ kendisi biliyor. Arınç’ın ‘Ben bakanlık yönettim, elim harama uzanmadı’ vurgusu çok önemli. Erdoğan’ın “O zat” diye Arınç’ı hedef göstermesi sonrası “açıklama yapacağım” demesi ve 17.25’de açıklama yapması anlamlı. Arınç, hakikatlerden bahsediyorsa konuşsun, yoksa o kadar büyük laflar etmesin.” l ANKARA / Cumhuriyet 17.25 anlamlı Başkanlık konusunda taviz vermeyeceğiz FIRAT KOZOK HUKUKÇULARLA ANAYASA TOPLANTISI ‘Yeni hareket çıkmaz’ (Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözleri) “Ben bunun örgütlü bir kalkışma olduğunu düşünmüyorum. Bir süre sonra eski tas, eski hamam anlayışına dönerler. Bunun yeni bir hareketi ortaya çıkaracağını düşünmüyorum çünkü AKP bir rant partisidir. Rant, ihale ve para dağıttığı sürece buradan yeni bir hareket çıkacağını beklemek doğru değil.” SİLAH DEPOLANIRKEN VALİ ‘DOKUNMAYIN’ DEMİŞ “AKP’nin kendi içinde derin bir vicdan sorgulaması var. Arınç, vicdan muhasebesi yapabilen bir siyasetçi. Bence Arınç’ın dediği doğrudur. Bunları rahatlıkla konuşabilseler iktidarın gerçek yüzünü görme imkânına kavuşmuş olacağız.” “İstanbul’daki kupon arazi için bana geleceksiniz diyen Erdoğan’ın (Dolmabahçe görüşmeleri) böyle bir gelişmeden ha ‘Arınç’ın dediği doğru’ “P ‘Erdoğan biliyor’ KK’li dağdan şehrin ortasına indirdiler. Açıkça hükümet PKK’ye hizmet etti. Şimdi oturmuşlar kahramanlık siyaseti yapıyorlar. Teröre karşı bütün siyasi partiler önyargısız karşı çıkmalıdır. Terörle mücadele yapılmalıdır. Silahlı kuvvetler silah bırakmaz, adı üstünde silahlı kuvvetler. Mücadele yapılmalıdır. O hendekler kazılırken, bu ülkeyi yönetenler neredeydi? PKK, 17 ilçeyi silah deposu haline getirirken neredeydiniz? Sur içinde silah depolanırken en az 400 ihbarın gittiğini biliyoruz. Bu bilgi bana geldi. Vali, ‘dokunmayın’ demiş. Sivil kayıpların olmaması lazım. Terörden masum insanların mağdur olmaması lazım.” HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun bugünkü ilk toplantısı öncesi “yol haritası”nı ve izleyeceği stratejiyi netleştirmek için Türkiye’nin ünlü anayasa profesörleriyle İstanbul’da buluştu. Kılıçdaroğlu’nun görüştüğü kişiler arasında AKP’nin 2007’de anayasa taslağı hazırlamak için kurduğu heyetin başkanlığını yapan Prof. Dr. Ergun Özbudun’un yanı sıra, Türkiye’nin ünlü anayasa hocaları Erdoğan Teziç, Ergün Özbudun, Necmi Yüzbaşıoğlu, Şule Özsoy, Bertil Emrah Öder ve Ekrem Akartürk de yer aldı. Edinilen bilgilere göre, hukukçuların tamamı başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemin güçlendirilmesi gerektiği yönünde görüş ortaya koydu. Bu çerçevede, başkanlık sistemiyle birlikte rejimin otoriterleşeceği vurgusu yapıldı. Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemi konusunda taviz vermeyeceklerini yineledi. Özbudun da Cumhurbaşkanı yetkilerinin “sembolik” olması gerektiği üzerinde durdu. Bu noktada Necmi Yüzbaşıoğlu ve Erdoğan Teziç, cumhurbaşkanının tekrar Meclis tarafından seçilmesine dönük düzenleme yapılması gerektiği C ne işaret etti. Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sözleri de gündeme geldi. Bu sözleri eleştiren Kılıçdaroğlu, “’Biz bunu 330’la geçiririz’ derken, acaba yeni milletvekili pazarları mı kurulacak, ne oluyoruz” dedi. Toplantıda süreçten bir uzlaşma çıkmayacağı görüşü üzerinde birleşen hukukçular, buna karşın masadan kalkan tarafın muhalefet olmaması gerektiği görüşü üzerinde durdular. Bu çerçevede bir davetli, “Başarısızlığın sorumluluğunu muhalefete yıkmaya çalışacaklar. Asıl karşı olduğunuz şeyin Erdoğan rejimi olduğunu vurgulayın” dedi.  Prof. Dr. Özbudun, Erdoğan ve AKP’nin yeni bir anayasa algısı yaratmak istediğini belirtirken, “Ama bu olsa olsa geniş kapsamlı bir anayasa olur. Yeni bir anayasanın şartları bellidir” dedi. Yüzbaşıoğlu ise bugün yürütülen tartışmanın “Erdoğan tipi bir sistem tartışmasıdır” dedi. “Hem 2002’den bu yana ülkeyi yönettiklerinden gururla bahsediyorlar, hem de anayasadan şikâyet ediyorlar. Hangi maddelerin kendilerine engel olduğunu samimiyetle açıklasınlar” diyen hukukçular “Davutoğlu, tirajik ve travmatik bir noktada. Belki de dünyada ilk kez bir başbakan kendi gereksizliğini oylatacak” mesajını verdiler.  l ANKARA ‘Erdoğan tipi rejim’ ‘Kendini oylatacak’ STÖ VE KANAAT ÖNDERLERİ KÖŞK’TE DAVUTOĞLU İLE BİR ARAYA GELDİ: Dilinizi yumuşatın! SİNAN TARTANOĞLU Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve kamuoyunda “fişleme yasası” olarak da bilinen “Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı”nın Adalet Alt Komisyonu’ndaki görüşmelerinde tasarı üzerinde sadece “teknik” düzenlemeler yapıldı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Alt komisyonda muhalefetin görüşleri dikkate alınacak” demesine karşın muhalefetin hemen hemen hiçbir önerisi kabul görmedi. l SELDA GÜNEYSU/ ANKARA AKP ‘kişisel verilere’ dokundurmadı! MHP Genel Merkezi, olağanüstü kurultay çağrısında bulunan muhalif hareketin açıklamalarına yanıt vermeme kararı aldı. Parti yönetimi, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin tavrı doğrultusunda sadece hukuki olarak müdahalelerde bulunacak. Parti içi muhalefet ise hafta sonuna kadar yargıya başvuracak. MHP’den muhalife yanıt yok aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun Çankaya Köşkü’nde ağırladığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelen sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleri, çözümün “HDP’siz düşünülmemesi” gerektiğini belirtirken yarın açıklanacak eylem planı konusunda “Paketle, planla olmaz, dilinizi yumuşatın” uyarısında bulundu. Hükümet hem terörle mücadele eylem planını değerlendirmek, hem de çözüm süreci için kurduğu istişare mekanizmasını işletmeye başladı. Başbakan Davutoğlu, hafta başından itibaren, bölgeden gelen sivil toplum kuruluşlarını, iş dünyası temsilcilerini, kanaat önderlerini ve hukuk dünyasından baro başkanlarını Çankaya Köşkü’nde ağırladı. Önceki gün kanaat önderleri B dıkları belirtildi. Edinilen bilgiye göre konuklar, “HDP’nin güçlendirilmesi gerektiğini, aksi halde siyaset kurumunun zayıflayacağını, bunun da hem çözüm sürecine hem de hükümete zarar vereceğini” dile getirdi. Davutoğlu, 4 saat süren toplantının 3 saatinde kendisi konuştu. ve baro başkanları ile bir araya gelen Davutoğlu’nun, konuklarına görüş ve düşüncelerini aktarma fırsatı vermediği belirtildi. Edinilen bilgeye göre, yaklaşık 4 saat süren toplantının 3 saatten fazla bir süresinde Davutoğlu kendisi konuştu. Kalan süre 46 konuk tarafından değerlendirilemedi. Baro başkanlarından sadece ikisi görüşlerini dile getirebilme olanağı bulurken onların da zaman kısıtlığı yönündeki uyarılar nedeniyle güçlük yaşa Davutoğlu’nun hafta başında iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldiği toplantıda da yöntem eleştirileri ile karşılaştığı öğrenildi. Yaklaşık 100 kişiden oluşan konuklarına terörle mücadele eylem planı ile ilgili beklentilerini soran Davutoğlu’nun, “Sürecin paketle, planla yürütülemeyeceği” yanıtını aldığı aktarıldı. “Kullanılan siyaset dilinin yumuşatılması, üslubun değiştirilmesi” eleştirilerinin dikkate alınmaması durumunda eylem planlarının da başarıya ulaşmayacağının ifade edildiği belirtildi. l ANKARA İş dünyası vurgusu İlk olarak partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Davutoğlu, Sur’a ilişkin yaptığı “Toledo gibi yapacağız” ifadesine gelen eleştirilere yanıt vererek muhalefete “Birinin aklına Franco diğerine özerklik geliyor. Şartlanmış zihniyet” dedi. Ardından Doğu ve Güneydoğu’da görev yapan mülki idare amirleriyle bir araya gelen Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘en az 3 çocuk’ söyleminin ardından o da ‘üreme’ konusuna değindi. Davutoğlu, “Bizim için doğum yapan kadın hem mübarek bir görev yapıyor hem de vatani bir görev yapıyor. Doğum yapan kadınların hizmeti vatani hizmet sayılmalıdır. Yarızamanlı ve tam ücretli çalışma hakkı tanıdık. Doktor mu olayım, anne mi olayım ikileminde kalmayacak” dedi. ‘Doğum yapmak vatani görev’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle