24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 4 Şubat 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU/ASLAN YILDIZ TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 3 190 /10 0 190 /6 0 120 /50 160/1 2 0 140 /6 0 70 /70 20 /90 140 /10 17 0/9 0 13 0/30 16 0 /10 170 /1 0 0 70 /40 210 /1 1 0 130/1 0 40 /10 100/20 130 /30 8 0/6 0 140 /5 0 80 /00 80 /0 0 Tüpraş’ta yangın Tüpraş rafinerisinde dün yangın çıktı. Fue oil dönüşüm ünitesinde çıkan yangına ilk olarak Tüpraş’ın itfaiye ekipleri müdahale ederken, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri de takviye olarak geldi. TARTIŞTIĞI SÜLÜŞOĞLU’NU ÖLDÜREN EMNİYET MÜDÜRÜ YILMAZ’A CEZA VERİLMEDİ O müdürü akladılar rafikte tartıştığı motosikletli, Ahmet Sülüşoğlu’nu (33) 3 kurşunla öldüren Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz, ceza HİLAL verilmesine yer olmadığı KÖSE na karar verildi. Yılmaz, dün gece Üsküdar Paşakapısı Cezaevinden tahliye oldu Sülüşoğlu’nun yakınları kararı duyunca sinir krizi geçirdi. Halkalı’da 17 Ağustos gecesi Sülüşoğlu’nu önce darp eden, daha sonra da silahıyla vurarak öldüren Yılmaz, “haksız tahrik altında kasten adam öldürme” suçundan yargılandı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dün sonuçlandı. Duruşma savcısı, öldürme olayının 7 saniyede gerçekleştiğine dikkat çekerek, “Sanığın ateş etme anına kadar maktülün sanığı fark ettiğine dair bir tepkisi kamera kayıtlarında gözükmemektedir. Sanığın maktülün kafasına doğrulttuğu tabancanın tetiğine bastığı ve merminin patlamaması nedeniyle tabancasını yeniden kurup ateş ettiği sırada maktü AKP dili ve edebiyatı aşbakan memleketimizde sistemin aslında işlemediğini şayet bugün sistem işliyorsa bunun kendi siyasi ahlaklarından kaynaklandığını söyledi. Herhalde burada siyasi ahlaktan kastedilen, parlamenter sistemi Cumhurbaşkanı’yla sorun çıkmayacak şekilde işletmek. Yani Erdoğan’la uyum. Hükümet ile Cumhurbaşkanı arasındaki “kardeşlik hukuku”. Zira bahsedilen bilindiği anlamıyla siyasi ahlak olsaydı, herhalde Sayın Davutoğlu haklarında yolsuzluk iddiası olan bakanlar için Meclis’te yapılan Yüce Divan oylamasında farklı davranırdı. Hele partisinin il kongresinde “Harama uzanan elleri kopartırız” dedikten ve söz konusu bakanlara “Yüce Divan’a gitmeyi kendiniz isteyin, bunu kamuoyuna da kendiniz açıklayın” dediği haberleri medyada yer aldıktan sonra. Yolsuzluk iddialarının hakkıyla soruşturulup soruşturulmaması herhalde siyasi ahlak ve şeffaflık konusunda en önemli turnusol kâğıtlarından biri. Gelgelelim, Davutoğlu liderliğindeki AKP’nin bu konudaki tavrı ortada. Hiç yolsuzluk olduğunu düşünmediklerinden mi? Pek değil. Bakan Müezzinoğlu’nun Yüce Divan tartışmaları zamanında, geçen sene söylediklerini hatırlayalım: “Toplum vicdanı, Yüce Divan vicdanından çok daha değerli. Bu anlamda toplum vicdanını rahat ettirecek şekilde gereğini yaparız. Bize düşen, çürük dişin dolgusunu yapmak ya da çekmek. Ama ben bana kastedene tekrar kendimi teslim etmem... Yüce Divan’ı bize tuzak kuran sistemin ana unsuru olarak görüyorum.” Demek ki çürük bir diş mevcut. Bu kabul ediliyor. Ancak Yüce Divan’a güvenilmediği için AKP bunu kendi içinde kendi usulünce çözmeye tercih etmiş. Bu siyasi ahlakla bağdaşır mı? Anlaşılan, siyasi ahlak denince AKP çevrelerinin aklına gelen birbirleriyle bozuşmadan gemiyi yüzdürmek. Kaldı ki, geminin yüzmesi de biraz buna bağlı. “Davaya ihanet etmemek”, gerektiğinde yolsuzluk iddialarına Yüce Divan yolunu kapatmak, kırılan kolun yen içinde kalmasını sağlamak. Tabii buna siyasi ahlak demek güç. Dense dense, parti disiplini ya da davaya sadakat denebilir. Öncelik kamunun parasının hesabının sorulmasında değil, partinin zarar görmemesinde. Davutoğlu’nun bu sözleri, Arınç’ın açıklamalarından sonra söylediğini de not etmek gerek. Belki Saray’a hem sadakat bildiriliyor hem de reis vesayetinin artık sistemi zorlamaya başladığı uyarısı yapılıyordur. Aynı konuşmada Başbakan’ın yeni sistem olarak başkanlık sistemiyle yetinmemesi ve “hür başkanlık sistemini ya da parlamenter sistemi konuşalım” demesi dikkat çekici. Hür başkanlık sistemi esir başkanlık sistemine karşı mı ileri sürülmekte? Bu durumda kim hür olacak? Başkan mı yoksa başkana karşı hükümet mi? Davutoğlu, seçimlerden önce arzuladığı başkanlık sistemini şöyle tarif etmişti: “Başkanlık sistemini yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü bir yönetim şekli olarak tasavvur ediyoruz.” Bu herhalde Erdoğan’ın aklındaki başkanlık sistemi değil. Muhalefete, başkana Erdoğan’ın aklındakinden daha az yetki veren bir başkanlık sistemi mi teklif edilecek? Şayet böyle bir teklif gelirse, bu otoriter başkanlığa giden yolda bir tuzak mı yoksa Erdoğan’a karşı Davutoğlu’nun güçlenme çabası olarak mı anlaşılmalı? Siyasi ahlaktan kastedilen tek parti içindeki güç ilişkilerinin düzenlenmesi olunca, zamanında Sovyet Komünist Partisi’ndeki iktidar kavgalarını mimiklerden çözmeye çalışan Kremlinologlara dönmek kaçınılmaz. Ağızda gevelenen siyasi sistemler, manidar açıklamalar ve en önemlisi şimdilik “çınarların gölgesinde” bekleyen hakikatler. Üniversitelerde “AKP dili ve edebiyatı” bölümleri kurulsa yeridir. B Mahkeme, oyçokluğuyla sanığın cinayeti, meşru müdafaa sınırlarını mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşarak gerçekleştirdiğine hükmetti. Sülüşoğlu’nun yakınları kararı duyunca sinir krizi geçirdi. T lün elindeki tabancanın namlusu yere dönük ve beli hizasında bulunmaktadır” dedi. Sanığın öldürme kastı dışında maktülü ikaz, ikna ve caydırma adına hiçbir seçeneği aklına dahi getirmediğini belirterek, meşru müdafa şartlarının oluşmadığını söyledi. Mahkeme ise sanığın “kasten öldürme” suçunu, TCK’nin 25. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen meşru savunma sınırlarını, aynı yasanın 27. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ‘mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaş’ nedeniyle aşarak gerçekleştirdiği sonucuna vardı. Sanığa CMK’nin 223/3c maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi. Mahkeme başkanı, muhalefet şerhinde, “Sanığa yönelik bir haksız saldırı olmadığı gibi, sanığın ‘haksız tahrik altında kasten öldürme’ suçundan cezalandırılması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum” dedi. AR KAR Yİ AİLE TI YIK ‘AİHM’ye kadar gideceğiz’ ilenin avukatı Halis Yıldırım “Adaletin durumu zaten içler acısı... Bir kez daha ortaya çıktı. AİHM’ye kadar gideceğiz” dedi. Yargılama sırasında, yerde bulunan dolu fişekte iğne izinin tespit edildiğine dikkat çeken Yıldırım, şöyle konuştu: “Bu ne anlama geliyor? İlk ateş ettiğinde fişek patlamıyor. Maktül sanığı görmeden hamle yapıyor. Maktüle 2 mermi arkadan giriyor. Tamamen hukuka aykırı bir karar. Bundan sonra çok rahatlıkla zaten yetkileri olan polisin artık hiç duraksamadan tereddütsüz silah kullanmasının da önü açılmış oldu. Baskı altında verilen bir karar olduğunu düşünüyorum.” Ahmet Sülüşoğlu A Heyecanlanmış! Kararı öğrenince sinir krizi geçiren Ahmet Sülüşoğlu’nun yengesi hastaneye kaldırıldı. ‘POLİS BASKISI VARDI’ Celal Yılmaz Ahmet Sülüşoğlu’nun abisi Mecnun Sülüşoğlu kararı Cumhuriyet’e değerlendirdi: “Şok olduk. Bütün deliller suçlu olduğunu gösteriyordu... İlk mermiyi sıktığında kardeşimin elinin yerde olduğu Adli Tıp raporuyla kesinleşti. Mahkeme bize ‘haklısınız ama ben üzerimden sorumluluğu atayım’ dedi. İlk duruşmadan beri mahkeme salonunda bir polis baskısı vardı.” Hâkim, Gezi dayağına ‘işkence’ dedi ezi Direnişi sırasında polisler tarafından tekme tokat dövülerek bagaja kapatılan üniversite öğrencisi Tevfik Caner Ertay’a yönelik muamelenin işkence boyutunun da değerlendirilmesine karar verildi. Ertay’ın darp edilip alıkonulmasının faili polis memurları Adem Arslan ve Ahmet Kızıl için “kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama” suçundan en az sekiz yıl hapis cezası istenmişti. Polis memuru İzzet Erkan içinse suça yardım ettiği gerekçesiyle dört yıl hapis cezası talep edilmişti. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Hakkı Aydoğan, fiilin yaralama olmadığını, işkence boyutunun da değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek görevsizlik kararı verip dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti. G 17 yaşındaki kıza tecavüz eden 3’ü korucu 6 sanık iyi hal indirimiyle 12.5 yıl ceza aldı. Tacizde bulunan karakol komutanı astsubay ise 2.5 yıl cezaya çarptırıldı iyarbakır’da 2009 yıçıktı ve onu Diyarbakır’da otuKarısını öldürüp lında korucu kızı 17 ran ablasının yanına gönderyaşındaki Z.M’ye tecadi. Şikâyet üzerine soruşturma ağladı vüz eden 3’ü korucu 6 sanık başlatan savcılık Z.M.’nin do Yine iyi hal indirimi D SOKAKTA ÇİFTE İNFAZ 12.5’ar yıl, cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen karakol komutanı astsubay M.Y. de 2.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklara “iyi hal” indirimi yapılırken, mahkeme başkanı karara muhalefet şerhi koydu. Diyarbakır’ın bir köyünde oturan 17 yaşındaki Z.M., 2009 yılında geç kaydedildiği ilköğretim okulunun 6. sınıfında okurken iddiaya göre okulda güvenliği sağlayan korucu F.B’nin tecavüzüne uğradı. Bir yıl boyunca aralarında korucu akrabalarının bulunduğu 6 kişinin tecavüzüne ve dönemin Jandarma Karakol Komutanı M.Y.’nin de bulunduğu 2 kişinin de cinsel tacizine uğradığı iddia edilen Z.M., olanları babasına anlattı. Hamile olduğu ortaya çıkan Z.M’ye babası sahip ğurduğu bebeğin DNA testini yaptırırken, testte bebeğin babasının, şüphelilerden H.M. olduğu belirlendi. 2011 yılında savcıya ifade veren Z.M. 6 sanığın değişik zamanlarda tehdit ve silah zoruyla 23 kez kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi sanıklardan F.B., H.M., F.M., İ.M., H.M. ve M.T.’yi önce 15’er yıl hapis cezasına çarptırdı, ardından “yargılama sürecindeki olumlu davranışları” nedeniyle bu cezayı 12.5’ar yıl hapse indirdi. 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Eyüp Mergen’in yerine geçici olarak duruşmaya çıkan Başkan Hâkim Ahmet Doğan, ceza indirimine muhalefet şerhi koydu. l DHA Adana Yüreğir’de 2014’te 2 çocuk babası Şahin Yıldız’ın elindeki tüfekten çıkan saçmalar nikâhsız eşi Leyla Sabuncu’yu öldürdü. Şahin Yıldız, sinir krizleri geçirdi. Ömür boyu hapsi istenen Yıldız “Olay kazaen oldu” diye savunma yaptı. Adli tıp raporu da Yıldızı doğrulayınca mahkeme 7 yıl hapis cezası verdi. Adana’nın Güneş Kuşak Bulvarı’nda dün Sabri U., yaya olarak birlikte yürüyen Murat Uygun ile Yıldız Tongul’a kurşun yağdırdı. Uygun olay yerinde Tongul ise hastanede öldü. Yıldız Tongul ile Murat Uygun’un sevgili olduğu, aranan Sabri U.’nun ise kadının ağabeyi olduğu ortaya çıktı. Öte yandan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre erkekler ocak ayında 36 kadını öldürdü. Şahin Yıldız sinir krizi geçirdi. AKŞAM EVE DÖNMEYİNCE FACİA ORTAYA ÇIKTI Elazığ’da ava giden 3 çocuğu çığ yuttu Elazığ’da avlanmaya giden çocukların cansız bedenlerine ulaşıldı. H. Yıldız Ö. Güngör H. Gülateş Yaşam hakkı için nöbet tuttular Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, Bağdat Caddesi’nde cinsel saldırıya uğrayan kadının ardından yapılan tartışmaları protesto etmek için dün gece 00.0002.00 saatleri arasında, İstanbul Küçükçekmece’deki Atakent’te ‘yaşamak’ için nöbet tuttular. “Yaşam Hakkımız İçin Nöbetteyiz” pankartı açan kadınlar adına konuşan platformun İstanbul Temsilcisi Fidan Ataselim, “Biz geceleri de sokaklarda olacağız. Kadın cinayetlerini durdurmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Kadınların evlerinden dışarı çıkması, o ya da bu şekilde giyinmesi ya da hayatına dair bir karar alması; saldırıya uğraması veya öldürülmesi için bir sebep sayılamaz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kartal’da rehine dehşeti İstanbul Kartal’da 9 yaşındaki bir çocuğu bıçakla rehin alan şahıs polis tarafından vurularak yakalandı. Topselvi Mahallesi’ndeki bir arazide, Emre T, (23) erkek çocuğunu bıçakla rehin alarak, Liman Sokak’taki evine götürdü. Müzakerede uzman polisler, uyuşturucu ve yaralama suçundan sabıkası olduğu öğrenilen Emre T’yi uzun süre ikna etmeye çalıştı. Çocuğun ailesi de endişeyle bekledi. Ancak ikna edilemeyen saldırgan özel harekat polisleri tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. Çocuğun yakınları, hastaneye götürülen zanlıya saldırdı. Polis havaya ateş ederek öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. lazığ’ın Palu ilçe merkezine 40 kilometre mesafede bulunan Kırkbulak köyünde yaşayan 1416 yaşları arasındaki Hüseyin Yıldız, Ömer Güngör ve Hamdullah Gülateş, dün köydeki evlerinden yanlarına tüfeklerini de alarak avlanmak için ayrıldı. Üç çocuğun akşam saatlerine kadar evlerine geri dönme E meleri üzerine köylüler, aramaya çıktı. Çocukların kardaki izlerini takip eden köylüler yaptıkları aramada köye 1.5 kilometre mesafede çığ altında kaldığını belirledi. Köylüler çığ altında yaptığı aramada 3 çocuğun cesedini çıkardı. l DHA 1.5 km uzaklıkta C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle