20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 22 Şubat 2016 yorum KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 14 Yaşatmak! eçen hafta Ankara yeni bir terör acısı yaşadı. Suriye’nin uzaktan ağır top ateşi altında tutulduğu sırada, o ateş kararının verildiği Genelkurmay karargâhının avlusunda patlayan terör, onca insanı yok etti; yaraladı; dahası topluma can korkusu saldı. Bu olaydan uzun soluklu dersler çıkarılması, kısa dönemde de ülkenin bir savaş çılgınlığına sürüklenmesinin engellenmesi gerekiyor. Terör, insanın gerçek değerini kavrayamamaktan kaynaklanıyor. Bu açıdan son olayı açıklamanın anahtarı ya da patlamanın sırrı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin Kuruluşu yıllarında Türkiye’nin gerçekten kalbi olan Ankara’nın nasıl olup da bu noktaya geldiğinde saklıdır. O yılların ezilen dünya halklarının umut ışığı olan Ankara’sında ulusun kurtuluşu için yapılmadıkça savaş cinayettir diyen bir dünya görüşü geçerliydi; “yurtta barış, dünyada barış” kararlılığı özümsenmişti; insanı aklını eğiterek özgürleştirmeye ve böylece insanın kendi alınyazısını yine kendisinin yazması için çabalayan; halkçı, yani, hak sahibi olmayı emek vermeye bağlayan; hukuk önünde hiç kimseye üstünlük tanımayan ve kadın erkek eşitliğini ilke edinen, özetle insana insan değeri veren düşünce ülkeyi yönetmekteydi. Temeli insan olan bu değerler yıllardır adım adım aşındırıldı; şimdiki Ankara’nın dünya görüşünde yer bulamıyorlar. Şimdiki Ankara’da geçerli dünya görüşünü bir din görevlisinin cenaze namazında 78 milyon şehit olmaya hazırdır sözleri özetliyor. Oysa ölüme övgü insan değerini hiçe saymanın bir başka adıdır. İnsan değeri hiçe sayılınca da yaşamın anlamı kalmaz; insana saygı doğmaz; yaşamı değersizleştirilen insanın da başka hiçbir şeyi, özellikle de düşüncesi önemsenmez; hiçe sayılır. Ülkenin bugün içinde bulunduğu terör ortamının kökeninde insanı ucuzlatan, yaşamın değerini sıfırlayan, ölüm sonrasının değerini yücelten bu anlayışın geçerliliği yatıyor. Bir hafta sonra 1 Mart, Irak savaşı henüz başlamadan ABD askerlerinin Türkiye’de konuşlanmasına olanak sağlayacak olan “tezkere”nin 2003’te TBMM’den onay alamadığı günün yıldönümüdür. O zamanki CHP Grubu’nun tek vücut olarak karşı çıkması ve onlara bir kısım AKP milletvekillerinin katılımıyla Türkiye’nin Irak savaşı bataklığına düşmesi engellendi; gerçekten tarihi bir sonuç alındı. Yeniden Ankara olayına dönersek; yıllardır terör cinayetlerinin üzerindeki karanlık, siyah örtü bir türlü aralanmıyordu; gerçek suçlular ortaya çıkmıyordu. Bu kez asıl suçlu ve ona yardımcı olanların olayın üzerinden daha 24 saat geçmeden yakalanmış olmaları, kimi istihbarat uzmanlarının açıkladığı gibi, kuşku duyulacak kadar şaşırtıcıdır. Geçen günlerde Cumhurbaşkanı “Sabrımız taşıyor, ben tezkerenin onaylanmasını istiyordum; tezkere geçseydi Irak savaşının sonucu çok farklı olurdu” diyordu. 1 Mart 2003’te doğru olan bugün de doğrudur; son Ankara olayı karşısında soğukkanlı kalmak; kaynağı belirsiz kışkırtmalara gelmemek ve olayın, ulusal yönetim yetersizlikleri ve olası uluslararası bağlantıları dahil, tüm yönleri sağlıklı bir biçimde ortaya çıkmadan bir delikanlılık değil, kesinlikle bir delilik olacak savaştan kaçınılması gerekir. Bu, yaşam ile ölüm farkıdır! Bu toplum barış içinde yaşamak ve Artvin halkının Cerattepe’de doğasına insanca sahip çıkmasının bir kez daha kanıtladığı gibi yaşatmak istiyor. Bu nedenle ülkenin Suriye’nin ölüm bataklığına sürüklenmesine karşı çıkılması gerekiyor. Bir kez daha, gün barışı savunmak, insanı öldürmek için değil, yaşatmak için savaşmak günüdür! Çocuklara adalet arama hakkı da yok FİGEN ATALAY G Türkiye çocukların adalete erişim hakkı açısından 197 ülke arasında 54. oldu. Hakları Uluslararası Ağı Çocuk (CRIN) “Çocukların Adalete Erişimi İnsan ucuzlayınca ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Raporu’’nu açıkladı. Çocukların bu haklarını kullanmalarını sağlayacak yasal düzenlemeler göz önüne alınarak yapılan sıralamada ise birinci Belçika, ikinci Portekiz, üçüncü de İspanya oldu. Türkiye bu sıralamada, 197 ülke içinde İsveç ve Peru ile 54. sırada yer aldı. Raporun Türkiye bölümünde, mevcut mevzuatta adalete erişim önündeki engeller şöyle sıralanıyor: l Çocuklarla ilgili mevzuat hayli parçalı durumda. Bu da çocukların adalete erişiminde güçlükler yaratıyor. l Yasal çerçeve çocuğu değil aileyi ve devleti korumaya yönelik. l Mevzuat, yaş temelinde çocuklara karşı ayrımcılık yapıyor. TCK 323 (2) maddesi, ebeveyne çocuğa disiplin uygulama hakkı veriyor. CRIN Yönetim Kurulu üyesi Adem Arkadaş, “Listenin en tepesinde Belçika, Portekiz, İspanya ve Kenya (Avrupa dışından tek ulke) listenin en altında Filistin, Eritre ve Ekvator Ginesi bulunmakta.” Kenya ilk 10’da 1 Mart duyarlılığının doğruluğu! Cevap Hakkının Kötüye Kullanımı Bu maddeyle, güvenlik birimlerinin kişilerle ilgili ‘fiş’ tutabilmesinin de önü açılıyor.” CHP Trabzon Milletvekili, Haluk Pekşen de yaptığı açıklamada yasada hükümetle Cumhurbaşkanı’nın atadığı bir kurula, 78 milyon vatandaşı fişleme yetkisi verildiğini öne sürdü. Pekşen, yasayla ilgili “MİT’ten biraz daha ileri; kural ve yasa tanımayan iktidara bağlı bir istihbarat örgütü kurulmasını öngörüyor. Mezhep, gen haritası, karıkocanın cinsel yaşamına dair bilgiler, çıplak fotoğraflarınız her şey dosyanıza girecek, ‘kişisel veri’ sayılacak, hâkim kararı olmaksızın yapılan telefon dinlemeleri, video kayıtları da mahkemelerde ‘delil’ sayılabilecek. Kişinin nüfus cüzdanı, kredi kartı, sürücü belgesi, lisansı, diploması, sertifikaları gibi her türlü yazılı görsel belgeler; el haritası, göz haritası, kan grubu, parmak izi gibi biyolojik bilgileri; mesleği, kariyeri, emeklilik bilgileri, yaşı, çocuk sayısı medeni durumu, akrabalık ilişkileri, gibi sosyal ve hukuki statüsü; kişinin kendisine ait olan kültürel değerleri mezhebi, dini gibi her türlü bilgiyi ‘veri’ kabul ediyor” dedi. Tasarıyı savunanlar benzer yasaların Avrupada da Kişisel verilerimiz bulunduğunu öne sürüyorlar. Ne var ki her zaman olkorunacak mı? duğu gibi çarpıtma, yanTürkiye Büyük Millet lış aktarma “temel kural”. Meclisi’nde Kişisel Verilerin Korunması yasa tasarısı gö Almanya’dan yazan okurumuz İbrahim Taşlı, bulunrüşülüyor. Belki siz bu yaduğu ülkede verilerin korunzıyı okurken yasalaşmış bimasının ihlalinin ağır bir suç le olabilir, çünkü ilk maddeleri kabul edilmişti. Tasarının oluşturduğunu, “DatenschutzVerilerin KorunmaAB normlarına uyma aması” yasasının sıkı bir denecıyla hazırlandığı belirtiliyor. tim öngördüğünü, belirli isDeğerli dostum, meslektatisnalar dışında kişinin onaşım Hürriyet Gazetesi Okur temsilcisi Faruk Bildirici, 31 yı olmadan resmi ya da özel bir kurumun bir diğer kuruOcak’ta köşesinde tasarıma kişisel bilgileri aktarma daki “devlet bakış açısını” hakkının bulunmadığını belireleştirmiş ve şöyle demişti: tiyor. Ülkede bulunan yaban“TBMM’de tartışılan tasarı, bireyin değil devletin ön cılarla ilgili bilgilerin de yalnızca yasada belirli kurumceliklerini esas alıyor. Kalar tarafınan zorunlu hallermu kurum ve kuruluşları, “suçun önlenmesi için ge de paylaşılabildiğini yazan okurumuz, AKP’nin son serekli olması” durumunda ve denetleme veya düzen çimlerde Almanya’daki tüm leme görevlerini yerine ge Türk seçmenlerin adreslerine tirirken, kişisel verileri işle mektup gönderdiğini ve koyebilecek. Bireyler, bu du nuyu araştıran Datenschutz Kurumu’nun, bilgilerin Alrumlarda kendilerine bilgi verilmesini, işlenen verile manya tarafından değil Türk rin düzeltilmesini ya da si makamlarınca paylaşıldığını açıkladığını belirtiyor. linmesini isteyemeyecek. on günlerde gazetemizde sıkça davetsiz misafirler görüyorsunuz. Gazetelerin sayfalarını işgal eden bu misafirler “cevap ve düzeltme hakkı”nı kullandıklarını öne sürerek, bir mahkeme kararıyla gazetelerin hukuk bürolarının kapısına dayanıyorlar. Gazeteler de yasa gereği bu “cevapları” yayımlamak durumunda kalıyorlar. Gönderilen “cevapların” gerçeklerle ilgisinin bulunmadığı, gazete yazıişlerinin ya da ilgili haberi yazan muhabir ve editörlerin haberlerinin doğruluğu, gerçeği yansıttığı gösterdikleri kanıtlarla ortaya çıkıyor. Cevapların “doğru”, “gerçek” olduğu kararını veren, teorik olarak konuyu, iddiaları araştırdıkları varsayılan hâkimlerin genellikle gazetelerin hukukçularının itirazlarını hiç dikkate almadıklarını da biliyoruz. Üstelik hâkimler gönderilen “cevaplardaki” çoğunlukla genel ahlak kurallarını hiçe sayan ifadeleri de görmezden geliyorlar. Buna karşı ne yapılabilir? Belki de meslek kuruluşlarımızın “cevap hakkı”nın kötüye kullanımı konusunda bir kampanya açmasında, bugüne kadar yürüttükleri hukuk mücadelesini gazetelerle dayanışarak hızlandırmalarında yarar var. S bid Abid adlı yeni bir okurumuzdan gelen içtenlikle kaleme alınmış iletiyi paylaşıyorum: Sayın editör, adınızı bilmiyorum inanın şu an isminize dahi hiç bakmadım, çünkü gazetenizi hiç okumadım, çünkü hep sizlerin ideolojik bir yanınız olduğunu düşündüm ve bence de öyleydiniz, hiç gerçek mümini (çalmayançıpmayanmilleti için canını verenverecek olan, adalet, demokrasi..... için her şeyi yapabileceğini) anlamadınız, anlamak istemediniz (yani yayın politikası olarak) kanaatindey(d)im, ama internetten zaman zaman bazı yazarları okudum tabii. Her neyse ben her gün belki her namazda cezaevindeki masumlara, yiğitlere, Can ve Erdem beyler de dahil olmak üzere isim isim dua ederim. Birkaç gün önce Can ve Erdem beyleri rüyamda gördüm, cezaevinden çıkmışlar, yüzü gülüyor, çok şık olmayan ama orta halli bir takım elbise giymiş Can Bey. Ancak sohbet ediyorken anladığım kadarıyla ülkenin yönetiminde üst düzey (konumunu seçemedim) bir durumda ama alçakgönüllü bir hali vardı. Ayrıntıları hatırlayamıyorum fakat yine de aktarmak istedim bu rüyayı. Bu arada bu bir rüya ama adaletli olduktan sonra isimlerin önemi yok yeterki adalet üzere olsun. Selam söyleyin... Yeni temiz, adil, hoşgörülü, bölünmemiş, sağcısı solcusunun birlikte yaşadığı........ mutlu günlerde buluşmak ümidiyle. Can’la Erdem’i rüyamda gördüm A Çocukların adalete erişiminde İLK 10 Ülkelerin, hukuk sistemlerinin çocukların adalete erişim hakkını garanti etmesine göre 261 puan üzerinden değerlendirildiği sıralama şöyle: 1 Belçika 213 6 Lüksemburg 197.5 2 Portekiz 201.5 7 Kenya 196.5 3 İspanya 201 8 İzlanda 194 4 Finlandiya 199.5 9 Litvanya 191.5 5 Hollanda 198.5 10 İngiltere 190.5 ‘SoloTürk’ ABD’de gösteri yapacak 22 ŞUBAT 2016 SAYI: 33010 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Yeni haber eski fotoğraf 19 ürk Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar, dünyanın en önemli askeri tatbikatlarından olan Red Flag (Kızıl Bayrak) Tatbikatı için Konya’dan dün havalandı. Amerikan Hava Kuvvetleri’nin ev sahipliğinde Nevada Eyaleti’ndeki Nellis Hava Üssü’nde gerçekleştirilen tatbikatta, kırmızı ve mavi kuvvetler oluşturulan senaryoya göre yeni nesil savaş taktiklerini deniyor. Ortak operasyon başta olmak üzere düşman sistemleri yere kurulan elektronik sistemlerle simüle edilerek gerçekçi tehditler oluşturuluyor. 9 Şubat’ta başlayacak tatbikat, 11 Mart’ta bitecek. Ardından SoloTürk ekibi, El Centro Üssü’ne geçecek. Bu üs, Amerikan Donanma Havacılığı’nın gösteri ekibi Blue Angels (Mavi Melekler) akrobasi takımının da merkezi. Tatbikatın ardından SoloTürk bu üste gösteri yapacak. l DHA T ORHAN ERİNÇ AKIN ATALAY İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni CAN DüNDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Şubat 2016 tarihli gazetenin 5. sayfasında “BÜYÜK GERİLİM” Başlıklı haberi inceledim. Fotoğraf 24. dönem parlamento çalışmaları sırasında çekilmiş bir fotoğraftır. Fotoğrafta yer alanlardan yalnızca AKP’nin hırçın saldırgan milletvekili Zeyit Aslan şu anda parlamentoda milletvekili olarak görev yapıyor. Tokat milletvekili artık Orhan Düzgün değil, Kadim Durmaz’dır. Yine Fotoğrafta Gökhan Günaydın ve eski Ardahan milletvekili Ensar Öğüt de gözükmektedir. Saygılarımla...Bülent Coşar İMO’da ‘Çağdaş’lar kazandı TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi 45. Dönem Genel Kurulu dün gerçekleştirildi. Seçimi, 2950 oy olan Çağdaş İnşaat Mühendisleri Grubu’nun Başkan Nusret Suna Adayı Nusret Suna’nın listesi kazandı. Değişim Grubu’nun Başkan Adayı Atilla Üstündağ 2393 oyda kaldı. l Haber Merkezi Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Gizli reklamın önüne geçilemiyor umhuriyet’te de ne yazık ki gizli C reklamların önü alınamıyor. Otomobil firmaları ve özellikle inşaat firmaları ile ilgili yayınlarda firma övgüsü artık zirveye çıktı. Yayın ilkelerinizdeki hüküm sanırım biraz geniş yorumlanıyor. Açtım baktım, şöyle demişsiniz: “Cumhuriyet yayınlarında reklam, sponsorluk vb. alanlardaki çalışmalarla editoryal alandaki çalışmalar kesin çizgilerle birbirinden ayrılır. Haberin ana ya da vazgeçilmez unsuru olmadıkça şirketler, ticari ürünler ve markalar yer alamaz, gizli reklam yapılamaz.” Haberlerinizi bir de bu açıdan gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum. Bir de söylemeden geçemeyeceğim, yazarlarınızın sayfaları sürekli değişiyor, ara ki bulasın. Yeni taşınmış ev hali var gazetede. Selamlar. Ahmet Çelebi ACI KAYBIMIZ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Meslektaşımız İSMAİL KOVACI 22 Şubat 2016 Pazartesi günü (bugün) Zincirlikuyu Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Mesleğe uzun yıllar hizmet eden İsmail Kovacı’nın ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz. Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.17 05.13 05.24 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.43 12.25 15.22 06.38 12.10 15.00 06.47 12.32 15.33 Akşam 17.53 17.29 18.05 Yatsı 19.13 18.48 19.21 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle