24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 21 Şubat 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN Bombacı bilmecesi ALİCAN ULUDAĞ / SELİN GÖRGÜNER haber 13 Ankara’daki saldırıyı YPG üyesi Salih Neccar’ın mı yoksa TAK’ın açıkladığı Abdülbaki Sönmez’in mi gerçekleştirdiğini belirlemek için DNA testi yapılacak. Rojava’daki Sönmez 60 yaşında çıktı aşkentte 28 kişinin öldüğü intihar eylemini TAK’ın üstlenmesi ve saldırıyı Abdülbaki Sönmez’in gerçekleştirdiği açıklaması soru işareti yarattı. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eylemi YPG üyesi Salih Neccar’ın mı yoksa Abdülbaki Sönmez’in mi yaptığı konusundaki şüpheleri ortadan kaldırmak için DNA testi yapacak. Bu nedenle Sönmez ile Neccar’ın birinci derece yakınlarından DNA örneği alınarak, Ankara’da kendisini patlatan kişi ile karşılaştıracak. Saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı ise 22’ye yükseldi. Savcılık kaynakları, TAK’ın açıklamasını, hedef şaşırtma olarak nitelendirdi. PYD/YPG’ye olan tepkiyi hafifletebilmek için saldırıdan 3 gün sonra bu açıklamanın yapıldığına dikkat çeken kaynaklar, yine şüpheleri gidermek için DNA yöntemine başvuracak. Savcılık kaynakları, saldırıyı gerçekleştiren YPG’li Sa B Müdürlüğü’ne başvurarak, fotoğrafın kendisine ait olduğunu ve fotomontaj yapılarak değiştirildiğini kaydetti. İnan, sorumlular hakkında şikâyetçi oldu. Dicle Haber Ajansı’nda yer alan habere göre saldırıyı 1989 doğumlu “Zınar Raperin” kod adlı Abdülbaki Sönmez’in gerçekleştirdiğini belirten TAK, Sönmez’in kimlik bilgilerini de açıklayıp yeni fotoğrafını paylaştı. Rojava’nın Amude köyünde yaşayan Necar ailesi ANHA Haber Ajansı’na yaptıkları açıklamada, Salih Neccar isminde sadece bir kişinin bulunduğunu, onun da 60 yaşında olup Bibo adlı başka bir köyde yaşadığını belirtti. DBP Gürpınar İlçe Eş Başkanı Metin Öner, “İlçemiz 3840 bin nüfuslu küçük bir ilçe. Abdülbaki Sönmez adında birinin varlığı konusunda bilgimiz yok” diye konuştu. İlçe dışında yaşayan Sönmez soyadı taşıyan bir kişi ise ailelerinde bu isimde bir kişi bulunmadığını söyledi. l ANKARA / İSTANBUL Türkiye’ye gİTMEYİN Yeni fotoğraf geldi A Sönmez Neccar Sönmez’in ilk fotoğrafının (üstte solda) montaj olduğu iddiası üzerine TAK yeni fotoğraf (üstte sağda) yayımladı. lih Neccar’ın, ilk gün parmak izinden tespit edildiğini belirterek, Sönmez’in 2014 Temmuz’da Türkiye’ye bu ismi beyan ederek giriş yapıp yapmadığının da araştırıldığını kaydetti. Sönmez denilen kişinin DNA’sı bu kapsamda incelenecek. Öte yandan TAK’ın servis ettiği ve Abdülbaki Sönmez olarak gösterdiği fotoğrafla ilgili montaj tartışması başladı. chpgundemi.com’un Genel Yayın Yönetmeni Şafak İnan, Avcılar Emniyet Montaj iddiası nkara’da 28 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı üstlenen Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) adlı örgüt, turistik bölgelere saldırı düzenleyeceğini belirterek Türkiye’ye gelecek turistleri ikaz etti. AFP’nin haberine göre TAK’ın internet sitesindeki İngilizce açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Türkiye’ye seyahat etmeyi planlayan tüm turistleri uyarıyoruz! Turizm, bu kirli ve özel savaşı besleyen en önemli kaynaklardan bir tanesi, bu sebeple de bizim yok etmeyi amaçladığımız en önemli hedeflerden biri olacak. Yerli ve yabancı turistleri, Türkiye’deki turistik bölgelere gitmemeleri konusunda uyarıyoruz. Bu bölgeleri hedef alacak saldırılarda ölecek kişilerden biz sorumlu değiliz. Türkiye ne kendi insanlarını ne de sizi kurtaracak güce sahip değil, hiçbir zaman da olmayacak.” l Dış Haberler Unutmayın, Biz Unutmayacağız lümlerin doğal karşılandığı bir tuhaf zaman içinde boş bakışlarla konuşuyor, sayıların anlamsızlığına sığınıyoruz. Tarih kitaplarının soğuk dili ile yazıyor, o dille konuşuyoruz. Hikâye öldü, destan sustu, ağıtlar ağıt değil. Morg önünde sıkıntılı zamanlar çabucak geçsin diye telaş içinde dolaşıyor küçük görevliler, azametli bürokratlar. Büyük törenlerin merasim kıtalarının önüne dizilmiş devletlilerin hızlı geliş gidişleri arasında “bir namazlık saltanatın” ve geride kalanların tarifsiz kederi, anlatılmaz çığlıkları arasında yitip gidiyor hikâyemiz. HHH Oysa biz ölülerimize ağıt yakmak, şiir yazmak, hikâyelerini okumak, destanlarını anlatmak, dengbejlerini söylemek istiyoruz. Neden öldüklerini, neden yaşamak, yaşatmak varken ölüler ülkesine gönderildiklerini bilmek istiyoruz. Biliyoruz, öyle olmayabilirdi; başka türlü yaşamak mümkündü. Ne oldu da ölüm haberleri arasında boş bakışlarla, kararmış yüzlerle bir gölgeye dönüştük; ne oldu da yaşadığımız için utanarak dolaşıp duruyoruz sokaklarda. Ne oldu bize? İtiraz etmeyi nasıl oldu da bu kadar hızlı unuttuk? HHH Caddeler tekin değil artık. Alışveriş merkezlerinin, metroların ölüm tuzağına dönüştüğü, oralardan uzak durmak gerektiğini, mümkünse kenti, ülkeyi terk etmenin daha güvenli olduğunu söylemeye başladı yaşlı analar, babalar. “Biz buralarda kalırız, zaten yaşadık yaşayacağımız kadar” diyenlerin sayısı arttı. “Uzak” yerlerde, savaşın tuzağına düşmüş kasabalarda, kentlerde adına kutsallık yakıştırılmış ölümler iyice ucuzladı. Av kim, avcı kimdir iyice karıştı birbirine. HHH Ölüler ülkesinin tanrısı Hades’in Lethe ırmağından bir damla su içmemiz, her şeyi hemen unutmamız; yine, hemen, en kısa zamanda unutulması gerekecek yeni acılara koşmamız isteniyor. Yakınmak yok, sormak yok, yargılamak yok. Söylenenlerin “gerçekliğine”, nasıl söylenmişse, cümle hangi kelimelerle kurulmuşsa ona inanacak, onu tekrar edeceğiz. İtiraz etmenin, kuşku duymanın yasak olduğu bu âlemin parolası; “o her şeyi biliyor, sus ve boyun eğ ona”dır. HHH “Unutun, diyorlar, unutun.” Çünkü unutmazsak söyledikleri yalanların ortaya çıkacağından korkuyorlar. Burnumuza dayadıkları sürekli değişen “gerçekleri”, talana, soyguna daha geniş bir alan açabilmek içindir. “Barış” dedikleri, “çözüm” dedikleri zaman duyduğumuz kuşkunun gerçek çıktığını söylediğimizde nasıl kızıyorlarsa, savaşın insan doğasına aykırı olduğunu söylediğimizde de aynı öfkeyle üstümüze yürüyorlar. “Ölümler olmasın” diye haykırınca biz, aynı utanmazlıkla “vatan haini” ilan etmelerinin nedeni budur. HHH Ne yaparsanız yapın; o sudan, Hades’in cehennemine giden yoldaki unutuş ırmağından, Lethe pınarından su içmeyeceğiz. Ne söylerseniz söyleyin, ne kadar küfrederseniz küfredin, bildiği halde susanların utancıyla yaşamayacağız. Sokaklarda üstümüze yürüyebilir, zindanlarınızı bir harfine bile yaklaşamayacağınız aydınlarla doldurabilir; bilmediğiniz kelimelerle kurduğunuz cümlelerle yalanlarınızı süsleyebilir, “bildiğinizi okuyabilir”, ölümlerle, zulümlerle hedeflerinize doğru ilerleyebilir; belki de bir zaman için egemen olabilirsiniz. Ama yaptığınız, ettiğiniz hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi, hiçbir suçu, hiçbir günahı unutmayın. Unutmayın, çünkü biz unutmayacağız... Ö İl il özel OHAL ilan edilecek KATLİAM KURBANLARINA VEDA Davutoğlu, yeni güvenlik eylem planı hazırladıklarını söyledi Baba bizi bırakma A nkara’daki saldırıda yaşamını yitiren Milli Savunma Bakanlığı’nda şoför 49 yaşındaki Mevlüt Öksüzoğlu, Kayseri’de toprağa verildi. Eşi Türkan, kızları Ayşegül, Büşra ve Gönül ile yakınları da cami avlusuna gelerek, Türk bayrağına sarılı tabut başında gözyaşı döktü. Büyük kızı Ayşegül, “Baba bizi bırakma” diye feryat etti. Cenaze sırasında törene katılanların ve şehidin tabutunun fotoğraflarını çeken Suriyeli bir kişi gözaltına alındı. ‘ABD’den beklenti amasız dayanışma’ Davutoğlu’nun daha önceki açıklamasında bakanların yer almaması eleştirilmişti. Dün bakanlar tam kadroydu. Yılmaz Büyükerşen Evine hasret gittin M emur Mustafa Küçük de Trabzon’da toprağa verildi. Küçük’ün ablası Nilgün Kahraman da, “Kardeşim, evine ve ailene hasrettin. Çocuklarına kavuşamadın” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Tabuta sarılan şehit eşi Bennur ile oğlu Selim Küçük gözyaşı döktü. Memur Muammer Kosacı için Eskişehir’de tören düzenlendi. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen şehidin annesi Müzeyyen Kosacı’ya (84) başsağlığı diledi. H Bugün ağlamak yok ava Astsubay Üstçavuş Mehmet Koray Pınar için Bursa’nın Gemlik ilçesi Solak Subaşı Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Şehidin annesi Ayten ve babası Mehmet Pınar metanetini korudu. Güçlükle ayakta durabilen Mehmet Pınar, “Bugün ağlamak yok. Ağlamayacağız” dedi. Şehidin cenazesi, daha sonra top aracına konulup Gemlik Şehitliği’ne getirilerek burada toprağa verildi. aşbakan Ahmet Davutoğlu, 28 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara saldırısının ardından, her il için yeni güvenlik anlayışının geliştirileceğini, değişen şartlara intibak edecek yeni bir güvenlik konseptinin yerleştirileceğini, tedbirlerin kapsamlı bir şekilde değiştirileceğini ve ek tedbirlerin alınacağını açıkladı. Davutoğlu, Ankara’daki terör saldırısı ile ilgili olarak Ankara Valiliği’nde güvenlik yetkililerinden 4.5 saat brifing aldı. Davutoğlu’nun toplantının ardından verdiği mesajlar özetle şöyle: Yeni güvenlik konsepti: Son dönemlerde tertip ettiğimiz birçok güvenlik toplantısında değişen şartlara intibak edecek güvenlik konseptinin yerleşmesi ve Türkiye genelinde alınacak tedbirlerle ilgili kapsamlı değişimlere ve ek tedbirlere gidiyoruz. Türkiye geneli ile yaptığımız değerlendirmeleri, şimdi il bazında her ilimizin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaya dönük çalışmalar yürütüyoruz. Kritik alan tanımlaması: Ankara’ya has, başkent güvenlik anlayışı ve konsepti bağlamında bir çalışmayı, bugün ele aldığımız prensipler etrafında şekillendireceğiz. Bir eylem planı hazırlanacak. Ankara’nın jandarma ve polis bölgeleri olarak taşıdığı özellikleri, kritik, önemli alanların tanımlamasını yaptık. Mekânlarla ilgili alınması gereken özel tedbirlire gözden geçirdik. Kritik bütün mekânları, binaları masaya yatırdık. Transit geçiş önlemi: Ankara’nın bütün arterlerin, karayolu, havayolu, hızlı tren hatlarının kesiştiği alan olması itibarıyla, B transit geçişler üzerinde önlem alınacak. Her bir insanın geçişini ele alacak bir sistem kuracağız. Yol kontrolleri ve görünür güvenlik tedbirleri bağlamında gerekli adımları atmaya kararlıyız. Özel uzmanlık eğitimi: Personel ve teçhizat takviyesi yapılacak. Özel uzmanlık gerektiren güvenlik alanları söz konusu ise bunların eğitimleri de yapılacak. Vatandaşların görevi: Yeni güvenlik anlayışı kesinlikler özgürlüklerden taviz anlamına gelmiyor. En büyük desteği halkımızdan bekliyoruz. Şüpheli bir durum söz konusu olduğunda, gördükleri her risk unsuru konusunda iletişime geçecek şekilde, kendileri de tedbir alacak. Çelişki yok: (Ankara’daki saldırı) İlk tespit ettiğimiz bilgilerle bugün ulaştığımız bilgiler arasında çelişki söz konusu değildir. Ortada PKKYPG işbirliği ile gerçekleştirilen bir terör eylemi vardır. Zafiyet değerlendirmelerini yapıyoruz: (İstihbarat zafiyeti var mı, sorusuna) Bu değerlendirmeleri yapıyoruz. Bir parmak ve bir kesik el: Parmak izinden daha güçlü bir delil daha keşfedilmedi. Bir parmak ve bir kesik el bulundu. TAK, PKK’den ayrı değil: (Saldırıyı TAK’ın üstlenmesi) Niye 3 gün bekleme ihtiyacı hissettiler. TAK, PKK’dan ayrı bir örgüt değil. Fail TAK olsaydı bile bu YPG bağlantısını ortadan kaldırmazdı. YPG demeseydik böyle bir üstlenme yapar mıydı? Bu, YPG’nin TAK’ın da emir aldığı yeri Kandil’i gösteriyor. 3 gün gecikme ile üstlenilmiş olması, YPG’yi açığa çıkarmamak için bir faaliyettir. (Erdoğan – Obama görüşmesi) Suriye içinde YPG’nin DEAŞ’a karşı mücadele edip etmediği konusunda tartışabiliriz, konuşabiliriz. Ama iş Türkiye ise, Türkiye’ye saldırı ise müttefik ülkeden beklediğimiz tek şey Türkiye’yi savunmasıdır. ABD’den beklediğimiz tek şey; amasız, belkisiz bir dayanışmadır. YPG’ye dönüp, “Türkiye’ye dönük her saldırıyı bize dönük saldırı addederiz” demesidir. Parmak izi gösterildi, kimlik bilgileri verildi, nereden geldiği anlatıldı. Hâlâ “açık bir konudur” deniyorsa, bizim için konu kapanmıştır. Ortada açık bir konu yok, açık bir tehdit var. ‘Artvinlilerle konuşmaya hazırız’ (Cerattepe direnişi) Türkiye petrol ve doğalgaz anlamında doğal kaynak bakımından zengin kaynaklara sahip bir ülke değil. Ama maden bağlamında zengin bir ülkeyiz. Teknoloiji o kadar gelişti ki çevreye zarar vermeden de yapılabiliyor. Hepinizle konuşmaya hazırız. Yerin altından çıkaracağız ama yerin üstüne de zarar vermeyeceğiz. Burada olmaması gereken şey, nasıl olsa bir hassasiyet var kamu düzenini yok sayarak hükümeti suçlayalım. Fırsat vermeyiz. Ala: Tedbir görünecek İçişleri Bakanı Efkan Ala “Güvenlik tedbirleri vatandaşı rahatsız edecek bir husus olmayacak” dedi. Dün akşam A Haber’de konuşan Ala “Bir kere gönülleri rahat olsun. Onları daha da rahatlatacak tedbirler. Önceden vatandaş rahatsız olmasın diye tedbirlerin görünür olmasını engelliyorduk. Şimdi görünecek. Vatandaş da hissedecek buralarda bu tedbirler alınıyor” dedi. ‘Tepkiler umurumuzda değil’ Erdoğan, “Nefsi müdafaada karşımıza kim çıkarsa çıksın onu terörist kabul ederiz” dedi umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye gelen tepkilerin umurlarında olmadığını söyledi. Çırağan Sarayı’nda düzenlenen “UNESCO Gastronomi Kenti Gaziantep” programında konuşan Erdoğan “Suriye’de yarım milyona yakın insanın katledilmesi hakkında kılını kıpırdatmayanların Türkiye’nin verdiği tepkiye söz etmeleri umurumuzda değildir. Türkiye, angajman kurallarını sadece kendisine yönelik fiili saldırılarla sınırlı olmaktan çıkarıp PYD ve DAEŞ başta olmak üzere her türlü terör tehdidini kapsayacak şekilde genişletme hakkını kullanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hiçbir vatandaşının canı, dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşayan vatandaşlarının veya insanlarının canlarından daha az değerli değildir” diye konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehditlerle mücadele noktasında, Suriye’de ve terör örgütlerinin yuvalan Emekli Tuğamiral Ertürk: Türkiye’yi Suriye’ye sokmak isteyenlerin işi nkara’da 28 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyı değerlendiren emekli Tuğamiral Türker Ertürk, eylemin, “Suriye’ye askeri müdahalede isteksiz olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ikna etmek” amacıyla yapılmış bir saldırıya benzediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetinin Suriye konusunda bugüne kadar yaptığı yanlışları kapatmak için Suriye’ye müdahale etmek istediğini söyleyen Ertürk, Suriye’ye müdahale edebilmenin hukuki altyapısının olmadığını, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı olmadan, Suriye’ye müdahaleye yanaşmadığını vurguladı. Ertürk şu görüşlerini dile getirdi: “Suriye’ye müdahale edilmesini isteyen kimler varsa, son Ankara saldırısının arkasında çok kuvvetle muhtemel, onlar var. Hükümetin daha araştırmadan; ‘Saldırının arkasında YPG var’ açıklaması yapması, Suriye’ye müdahale için TSK’yi ikna operasyonu olduğu kanaatini güçlendirmektedir” dedi. l AHMET ŞEFİK / TRABZON C A Arkadaşları oradaydı Erdoğan, sanat, siyaset, iş dünyasından katılımcılara seslendi. Y aşamını yitiren 28 kişi, çalışma arkadaşları tarafından anıldı. Ölenlerin isimleri okunurken çalışma arkadaşları birbirlerine sarılara gözyaşlarına boğuldu. Tören, askeri işyerlerinde örgütlü bulunan sendikalar tarafından düzenlendi. “Terörü lanetliyoruz” pankartı açıldı. Katliam yerine karanfil bıraktı. dığı her yerde gerekli gördüğü her türlü operasyonu yapma hakkına sahip olduğunu söyleyerek, “Şundan emin olunuz, Türkiye kendisine yönelik her tehdide ve saldırıya karşı cevabını katbekat fazlasıyla veriyor, vermeye de devam edecek. Geldiğimiz yer artık meşru müdafaa durumudur. Kimse meşru müdafaa durumunu kullanmamıza engel olamaz. Suriye’de ve terör örgütünün yuvalandığı her yerde operasyon hakkımız vardır. Saldırıları gerekirse kaynağında yok ederiz. Dünyanın diğer tarafından gelip sözümona DAEŞ ile mücadele edeceğini söyleyenler Türkiye’yi sınırlarına hapseder. Nefsi müdafaa durumundayken karşımızda kim çıkarsa çıksın onu terörist kabul ederiz” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle