Katalog

Pazar 21 Şubat 2016 DUNYA Yayınla yayınla bitmiyor ABD’de başkan aday adayı Hillary Clinton’ın, dışişleri bakanı olduğu dönemde özel eposta adresi üzerinden resmi yazışma yaptığının ortaya çıkması üzerine başlayan skandal devam ediyor. Dışişleri Bakanlığı Clinton’ın 562 epostasını daha yayımladı. Trump [email protected] TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Teröre karşı domuz kanı ABD başkanlık seçimlerinde ırkçı söylemleriyle öne çıkan aday adayı Donald Trump, yine manşetlerde. Cumhuriyetçi aday islami terörizmin ‘domuz kanına daldırılmış mermiyle’ bitirilebileceğini savundu. Clinton 11 2 B ‘Avrupa’da en az 3 bin cihatçı var’ Avrupa Birliği istihbarat ve güvenlik servisi Europol, “Avrupa’da terör tehlikesi son on yılın en üst seviyesinde” uyarısını yaptı. Almanya’da yayımlanan Nue Osnabrücker Zeitung’a mülakat veren Europol direktörü Rob Wainwright, Irak ve Suriye’deki IŞİD kamplarında eğitim gören 3 ila 5 bin ‘yabancı savaşçının’ Avrupa’ya döndüğünü söyledi. Wainwright “IŞİD ve diğer dini terör gruplarının Avrupa’da bir yerde sivil nüfusta büyük kayba yol açacak saldırılar planlamasını bekliyoruz” ifadesini kullandı. Suriye’den gelen mültecilerin AB için tehlike oluşturmadığını vurguladı. [email protected] nilgun Aydınlığın yazarı Eco u sabah Umberto Eco’nun ölüm haberiyle uyandım. 84 yaşında o kadar enerjikti ki onu hiç yaşlı olarak düşünmediğimi fark ettim. Umberto Eco’yu Boğaziçi Üniversitesi’nde Orhan Pamuk’la bir konferans vermeye geldiğinde tanımıştım. Şunu söyleyebilirim. Eco ile konuşmak, Pamuk’la konuşmaktan çok daha rahat ve kolaydı. Şimdi ölümü ardından İtalyanlar nitekim Eco’yu “dünya çapında snob bir edebiyat starı” olarak değil de gayet “erişilebilir bir aydın” olarak anlatıyorlar. Yakın zamana değin ders verdiği Bologna Üniversitesi’nde odasına çat kapı giren öğrencileriyle diyaloğunun güçlü olduğunu aktarıyor, “hoca”lığından büyük haz duyduğunu belirtiyorlar. Yazar, düşünür, profesör, gazeteci, yorumcu ve çok insanın onunla keşfettiği bir göstergebilim uzmanı… Umberto Eco, bunların hepsiydi. BM ve IOM verilerine göre bu lü y e lden iz n e d yana Ak a d n rı sula an her gün c k u c veren ço ı. ıs say B Yunanistan’ın başkenti Atina’da Pire limanında bebeğiyle bekleyen bir sığınmacı önceki gün AFP kameralarına böyle yansıdı. Avrupa Birliği’ni terk etmeyi değerlendiren Britanya, Brüksel zirvesinden ‘özel statüsünü kuvvetlendiren’ anlaşmayla ayrıldı. Cameron, AB’de kalmak için kampanya yürütecek rüksel’de toplanan Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nde, uzun pazarlıklar sonunda Britanya’nın birlikten ayrılmamak için talep ettiği reformlar üzerinde uzlaşma sağlandı. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, 28 üyenin onayıyla Britanya’nın AB’deki ‘özel statüsünü kuvvetlendiren’ bir anlaşmaya vardıklarını açıkladı. AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker ise “herkesin iyi niyet ve esneklik gösterdiğini” vurguladı. Anlaşmaya göre, AB ülkelerinden Britanya’ya gelen göçmenler, sosyal yardım sisteminden faydalanmak için 4 yıl bekleyecek. ‘Emniyet freni’ uygulaması 7 yıl geçerli olacak. Göçmenlerin alacağı çocuk yardımları kendi ülkelerindeki seviyede olacak. Avro Bölgesi dışındaki ülkeler, ayrımcılığa maruz kalmayacak. AB’nin yetkilerini artıracak yeni düzenlemeler Britanya için geçerli olmayacak. Londra’da kameraların karşısına geçen Britanya Başbakanı David Cameron, “tüm kalbi ve ruhuyla” AB’de kalmak için kampanya yürüteceğini duyurdu. Referandum tarihi olarak belirlenen 23 Haziran’a dek, anlaşmanın tatmin edici olduğuna halkı ikna etmesi gerekecek. AB ‘gitme kal’ dedi ‘Tüm kalbimle’ uriye’de ateşkes için Münih’te belirlenen tarih sessizce gelip geçerken ABD ve Rusya’nın kısmi ateşkes müzakereleri sürüyor. Rus ve Amerikan üst düzey askeri yetkililer önceki gün Cenevre’de ilk kez görüştü. ABD’nin ateşkes kapsamına El Nusra Cephesi’ni geçici olarak alma teklifini Rusya’nın reddettiğini belirtildi. Bu arada muhalif Çoğulcu Toplum Hareketi Başkanı Randa Kassis, Cenevre’de yapılması beklenen Suriye müzakerelerinin ikin Ateşkes ümidi yine başka bahara kaldı S Avrupa paramparça Brüksel’de Britanya’nın kaderini belirleyen zirve sabahın ilk saatlerine kadar sürdü. (Soldansağa: Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel, Polonya Başbakanı Beata Szydto, İrlanda Başbakanı Enda Kenny, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Belçika Başbakanı Charles Michel, Çek Cumhuriyeti Başbakanı Bohuslav Sobotka) ci tur görüşmelerinin Montrö’ye alındığını açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Amerikalı mevkidaşı John Kerry ile yaptığı telefon görüşmesinde Lavrov, Türkiye’yi “Suriye’nin toprak bütünlüğünü ihlal eden provokatif eylemler” yapmakla suçladı. Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun dün Cenevre’de gerçekleştirmesi planlanan toplantının ertelendiğini açıkladı. SoldanSağa: Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Romanya Başbakanı Klaus Iohannis Britanya Başbakanı David Cameron Britanya ve sığınmacı krizleri, AB’nin siyasi ve ekonomik entegrasyonda inişe geçtiğini gösteriyor Eco, ölümsüz yazarlar arasına 1980’lerde kaleme aldığı “Gül’ün Adı” kitabıyla girdi... Uzmanlık alanı olan “ortaçağı” konu aldığı romanında karanlığa karşı aydınlığın çatışmasını polisiye bir örgüyle konu eden yazar; bir dizi keşişin bir ortaçağ manastırındaki gizemli ölümünü anlatır…. Keşişler; manastır kütüphanesinde gizlenen ve okunması engellenmek istenen bir kitaba (“aydınlığa”) erişmek istedikleri için zehirlenmişlerdir. Ortaçağda, kitap herkesin eline alabileceği bir şey değildir. Bilginin erişilebilir hale gelmesi dogmaları yok edeceğinden bu, kilise otoritesini sarsacaktır. Bu nedenle işte Eco öyküsünü “yasak alan” olarak tarif ettiği bir kütüphane etrafında inşa etmiştir. Dünya çapında “en çok satan 100 kitap” arasına giren “Gülün Adı”ndan sonra Eco’nun yazdığı her kitap yalnız İtalya’da değil, hep dünya çapında ses getirdi. Claudio Magris’le birlikte İtalya’nın yaşayan en büyük iki çağdaş yazarından biri olan Eco’nun ölümü bu nedenle doldurulması imkânsız bir boşluk bıraktı. Eco’nun özgünlüğü sırf romanlarının başarısından kaynaklanmıyordu. Eco, İtalyan kültürünü fikirleriyle sürekli yenileyen, gençleştiren, diri tutan bir düşünce adamıydı aynı zamanda. Çizmede popüler kültürü örneğin daha ’60’larda masaya yatıran ve entelektüel analizini yapan ilk kültür insanı o olmuştu. Türkiye’de de her gün TV’lerde onlarcasını gördüğümüz cehaletle prim yapan popüler kültür kahramanlarının kitlelerce bunca yüceltilmesinin sebebini yıllar önce Eco, “vasatların bu kahramanlar sayesinde aşağılık komplekslerini yenmesiyle” açıklamıştı. Eco, medyada iki cilalı lafla yer tutan aydınlarından değildi. Buna rağmen çok popülerdi. Biraz bizim İlber Ortaylı gibi; etkinliği bilgisini geniş kitlelere başarıyla aktarabilmesinden kaynaklanıyordu. Umberto Eco, L’Espresso dergisinde “Bustina di Minerva” adlı köşesini ölümüne dek yazmayı bırakmadı. 2000’lerde kaleme aldığı bu yazılar şimdi ölümü, ardından “Pape Satan Aleppe” adıyla bir kitap olacak. Mayısta çıkacak son kitabı için seçkiyi bizzat kendisi hazırlayan Eco bu yazılarında, “ideolojilerin çöküşü, toplumsal bellek ve değerlerin yitirilişi, görünmek tutkusu gibi yeni akışkan toplumun sorunsallarını” irdelediğini söylemişti. Eco’nun yayımlanan son romanı da modern zamanlar gazeteciliğini anlattığı “Sıfır Sayı”. Son romanında “gazeteciliğin haberleri yaymak için değil haberlerin üzerlerini örtmek için yayımlandığı” temasını irdeleyen yazar; hiç çıkmayacak ancak şantaj aracı olarak kullanılan bir gazeteyi konu ediyor. Bütün bu fikirlerinden anlaşılabileceği üzere Berlusconi ve Berlusconiciliğe kökten karşı olan yazarın son girişimi de, bağlı olduğu yayınevinin Berlusconi grubuna geçmesiyle buradan ayrılıp yeni bir yayın evi kurmak oldu. “Teseo’nun Gemisi” adıyla vaftiz edilen çiçeği burnunda bu yeni bağımsız yayınevine verdiği emek ve geç yaşında kattığı enerjiyle hep hatırlanacak olan yazar, son jestiyle de büyük hayranlık topladı. Popüler kültürü çözümledi Akışkan toplumu anlatıyor Moskova, BMGK’de aradığını bulamadı ürkiye’nin Suriye’ye kara operasyonu düzenleme ihtimalini öne sürerek önceki gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) acil toplantıya çağıran Rusya, beklediği desteği alamadı. Karar taslağında “Türkiye’nin YPG mevzilerine düzenlediği saldırıların ve Suriye’ye karadan girme planlarının sona erdirilmesi” istendi. Ancak ABD ve Fransa’nın da desteğiyle tasarı reddedildi. Otu T rum öncesi konuşan ABD’nin BM Büyükelçisi Samantha Power, Rusya’nın karar tasarısıyla dünyayı oyaladığını söylemişti. Fransa’nın BM Büyükelçisi ise Rusya’nın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a desteğinin “bir çıkmaz sokak” olduğuna dikkat çekti. BMGK kararının ardından Kremlin’den yapılan açıklamada “Taslak çözümün reddedilmesine dair sadece üzüntülerimizi ifade ediyoruz” denildi. BD’nin saygın gazetesi Wall Street Journal’e göre, son birkaç yılda yaşananlara bakılırsa, AB entegrasyonunun zirve noktası artık geride kaldı. Vatandaşları referandumda ne derse desin, Britanya’nın üyelik koşullarını yeniden müzakere etmesi, Avrupa Birliği’nin (AB) giderek zayıflayacağına işaret ediyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporunda, Britanya birlikte kalsa dahi, diğer üye ülkelerin de vatandaşlarına benzer seçenekler sunmak durumunda kalacağına vurgu ya A pılıyor. Zirvede sığınmacılar konusunda yaşanan şiddetli tartışmalarsa Yunanistan krizinde bile görülmemişti, deniliyor. AB entegrasyonunun doruk noktası olarak görülen Avro ve Şengen bölgeleri, şimdi fırtınalara dayanıksız yazlık kulübeler gibi görünüyor. Britanya’nın bakış açısına göre, ortak para birimi ve sınırsız seyahat isteyen Avrupalı liderler, bunların işe yaramasını sağlayacak kadar ulusal egemenliklerinden taviz vermedi. ‘Yazlık kulübe gibi’ Avro ortak hazine ya da kredi garanti fonu olmaksızın, Şengen ise ortak sınır gücü olmaksızın kuruldu. Bankacılık sisteminde kaygılar giderek derinleşiyor, sığınmacı akını da sınır kontrollerinin yeniden başlamasına yol açıyor. Brüksel zirvesi, Avrupalı liderler ve bürokratların ‘daha yakın birlik’ hayalinin tabutuna bir çivi daha çakmışa benziyor. Ancak kimilerine göre, “herkese tek beden elbise” yaklaşımının sona ermesi, AB’nin hayatta kalmasını sağlamanın en iyi yöntemi. Rus savaş jetleri Ermenistan’da Rusya, Ermenistan’daki Erebuni hava üssüne dört adet MiG29 savaş jetiyle bir helikopter gönderdi. Rusya Savunma Bakanlığı, gönderilen uçakların önümüzdeki mart ayından itibaren test uçuşlarına başlayacağını açıkladı. Erebuni üssünde halen 9 MiG29 bulunuyor. Güney Osetya’da referandum Rus müdahalesiyle Gürcistan’tan ayrılan Güney Osetya’da, bölgedeki gelişmelerden duyulan endişeler nedeniyle Rusya’ya bağlanmak için referandum kararı alındı. “Kadim bir rüyayı gerçekleştirecek” referandumun yol haritası bir yıl içinde tamamlanacak. ABD saldırısında Sırplar da öldü ABD’nin Libya’da IŞİD’e karşı düzenlediği saldırıda 2015 yılında kaçırılan iki Sırp elçilik görevlisinin de öldüğü açıklandı. Rehineleri kurtarmak için girişimlerde bulunduklarını ifade eden Sırp hükümeti ABD ve Libya hükümetlerinden açıklama isteyeceklerini söyledi. YMK: Geçici ateşkese hazırız Riyad destekli Suriyeli muhalifler, ‘geçici bir barış ihtimalini değerlendirmeye açık’ olduklarını belirtti. Yüksek Müzakere Komitesi (YMK) Rusya, İran ve Suriye devletine yakın grupların operasyonları bırakmasının garanti edilmesini, kuşatmaların kalkmasını ve insani yardım ulaşmasını şart koştu. Hollande gözünü ‘35 saat’e dikti Fransa’da Cumhurbaşkanı François Hollande’ın çalışma saatlerini artıracak yeni yasa tasarısı tartışma yarattı. İşverenlere 35 saat çalışma süresini düşük fazla mesai ücretiyle esnetebilme imkânı tanıyan tasarı yasalaşırsa işten çıkarılanların tazminatlarında kesinti yapılabilecek. Otuz yıllık koltuk rahat geldi Afrika’da en uzun süre liderlik koltuğunda oturanlar arasında bulunan Uganda Devlet Başkanı Yowerini Musevini, son seçimleri de kazandı. 30 yıldır devlet başkanlığı koltuğunda oturan Musevini, ilk sonuçlara göre oyların yüzde 61’ini aldı. Yüzde 35’te kalan muhalefet sonuçlara itiraz etti. C M Y B