15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 17 Aralık 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Kepenkler bir bir kapandı ekonomi 9 Kapanan şirket sayısı kasımda bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 48 artarak 1073’e çıktı. Bir ayda 1073 şirket kapandı. Bu bir önceki ay da yüzde 52 artmıştı Ekonomideki kötü gidiş şirketleri de olumsuz etkiledi. Ülkede bir ayda bini aşkın şirket kapandı. Kasımda kapanan şirket sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 48’e ulaştı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), kasım ayına ilişkin kurulankapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre, kasımda kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1.28 artarak 5 bin 526 oldu. Geçen yıl aynı dönemde 5 bin 456 şirket kurulmuştu. Kapanan şirket sayısı ise yüzde 47.8 artarak bin 73 olarak belirlendi. Kapanan şirket sayısı geçen ay da yüzde 52 En çok artış eğitim öncesine ait Eğitim gideri yüzde 12 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ İK) verilerine göre, eğitim harcamaları yüzde 12.2 artarak 135 milyar 22 milyon TL oldu. TÜİK, 2015 yılına ilişkin eğitim harcamaları istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye’de eğitim harcamaları geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 12.2 artarak 135 milyar 22 milyon TL oldu. Türkiye’de eğitim harcamalarının, gayri safi yurtiçi hasılaya oranı 2014’te yüzde 5.9 iken, 2015’te yüzde 5.8 oldu. Türkiye’de öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2014’te, 5 bin 778 lira iken 2015’te 6 bin 472 liraya yükseldi. Eğitim düzeylerine göre değerlendirildiğinde, 2015’te öğrenci başına harcamanın en yüksek olduğu eğitim düzeyi 12 bin 259 TL ile yükseköğretim oldu. Eğitim harcamalarının 2015’te 2014’e göre en fazla artış gösterdiği eğitim düzeyi yüzde 25.4 ile okulöncesi oldu. Bunu yüzde 22.7 ile ortaokul izledi. l Ekonomi Servisi olmuştu. Açıklamaya göre, 2016 yılı ka sımında, kapanan şirket sayısı 2015’in aynı ayına göre yüzde 47.80, kapanan kooperatif sayısında yüzde 10.59 oranında ve kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 83.32 oranında artış oldu. 11 aylık dönemler gözönüne alındığında bu yılın 11 aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre kurulan şirket sayısı yüzde 2.79, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 12.50 ve kurulan kooperatif sayısında yüzde 14.56 oranında azaldı. Aynı dönemler için kapanan şirket sayısı yüzde 9.53, kapanan kooperatif sayısında yüzde 18.16 oranında azalış, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 1.68 artış gözlendi. Perakende daraldı Bu ay kapanan şirket ve kooperatiflerin 360’ı toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 157’si inşaat, 153’ü eğitim sektöründe yer aldı. Bu ay kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 1.000’i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 372’si inşaat, 248’i imalat sektöründe faaliyet gösteriyordu. Suriyeliler ilk sırada Kasımda kurulan 421 yabancı ortak sermayeli şirketin 148’i Suriye ortaklı, İran sermayeli 38 adet ve Irak ve Suudi Arabistan sermayeli 27 şirket kuruldu. 11 ayda kurulan yabancı ortak sermayeli şirket sayısı 4.155. Bu şirketlerin 1.642’si Suriye, 273’ü İran, 267’si Irak ortaklı. Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 89.08’ini yabancı sermayeli ortak payını oluşturdu. l Ekonomi Servisi Böke: Sanayi üretimi 29 yılın en kötüsü AKPhükümetinin 2003’ten beri ‘rantiye’ kapitalizminin temsilcisi olarak dış kaynağa bağımlı, ucuz dolar ile beslenen, inşaat ve tüketim temelli, ah bapçavuş ilişkileri üzerine inşa edilmiş dışlayıcı bir ekonomik düzen inşa ettiğini savunan Selin Sayek Böke, sanayi üretiminin 29 yılın en kötü noktasında olduğunu söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, şu anda Selin Sayek Böke Türkiye ekonomisinin en temel göstergeleriyle ilgili neyin doğru, neyin yanlış olduğunu kimsenin bilmediğini ifade ederek, “Türkiye, tarihinde ilk kez, yeni bir mali yıla, daha yasalaşmadan geçerliliğini yitiren bir bütçeyle giriyor” ifadesini kullandı. Kırılganlığa mahkum Türkiye ekonomisinin 27 çeyrek sonra ilk defa küçüldüğünü, 2016’nın üçüncü çeyreğinde GSYİH yüzde 1.8 daraldığını, imalat sanayi yüzde 3.2 daralırken, tüketim yüzde 3.2, ihracat yüzde 7, yatı rımların da yüzde 0.6 azaldığını hatırlatan Böke, “Kriz yılları hariç, son 29 yılın en kötü durumunu bu yıl yaşıyor” dedi. TOBB istatistiklerine göre, şirket kapanmaları hızla artarken, küçük işletmelerin kapılarına ise daha da hızla kilit vurulduğunun altını çizen Böke, TÜI·K’in milli gelir hesaplama yöntemlerinde yaptığı değişikliklerin de sağlıklı bir değerlendirmeyi imkânsız kıldığını ifade ederken, yeni hesaplamaya göre, geçen yıl Türkiye ekonomisinin meğer yüzde 6.1 büyüdüğünü, ancak bu büyümeye rağmen işsizlik yine de arttığını belirtti. Böke, “AKP’nin çarpık ve dışa bağımlı ekonomik düzeni Türkiye ekonomisini kırılganlığa mahkum etmeseydi, üretim odaklı bir kalkınma modeli ortaya koyabilmiş olsaydı, demokratikkurumsal reformlarını gerçekleştirseydi, FED kararından, dünyada en çok etkilenen ekonomilerden biri olmazdık” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Çinli turist çağrısı Çalışmalar, Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan torba yasaya kondu. KOBi’lere sicil affı geliyor Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, sicil affıyla ilgili çalışmaların tamamlanarak Başbakanlığa sunulduğunu belirtti. Bakanlık olarak sicil affıyla ilgili çalışmaları bitirdiklerini dile getiren Tüfenkci, “Başbakanlığa sunduk. Maliye Bakanlığı’nca hazırlanan torba yasa taslağına yetişmek üzere gönderildi. İnşallah bütçe görüşmelerinden sonra ele alınacak torbada sicil affına yönelik bir yasa da olacak” ifadesini kullandı. Tüfenkci, yapılan düzenlemeyi banka yöneticileriyle birlikte hazırladıklarına dikkati çekerek, “İşletmeler borçlarını yapılandırdığında veya tamamını belirlenen sürede ödediklerinde bu borçlardan doğan sicil kayıtlarının dikkate alınmaması yönünde bir çalışma yaptık. Çek, senet, kredi kartı veya bireysel kredilerin ödenmemesiyle oluşan banka kayıtlarının dikkate alınmaması hususunda bir düzenleme gerçekleştiriyoruz. İnşallah 2017 yılı için bir müjde olarak hayata geçmiş olacak” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Yurtdışına giden turist sayısının 5 yılda 600 milyonu bulacağını söyleyen TÜSİAD Başkanı Symes, ‘Bu yöndeki çalışmalar büyük katma değer yaratacaktır’ dedi İstanbul 3 milyon ziyaretçi kaybetti Bu yılın 11 aylık döneminde İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 26.4 azalarak 11.5 milyondan 8.5 milyona düştü. 2016’nın 11 aylık döneminde İstanbul, en büyük tu rist kayıplarını Almanya, ABD, Rusya, Irak, İtalya ve İngiltere pazarlarında gördü. Almanya’dan gelen turist sayısı yüzde 22 düşüşle 938 bin kişiye inerken, İranlı turist sayısında da yüzde 13’lük bin düşüş yaşandı. Öte yandan İstanbul, S. Arabistan, Ukrayna, Kuveyt, Cezayir, İsrail ve Ürdün gibi az sayıda pazarda gelişme gösterebildi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Symes, Çinli turist sayısının her geçen yıl arttığını belirterek, girişimciler için büyük fırsatlar bulunduğunu, Çinli nüfus, daha kaliteli ürün ve hizmetler arayışı içerisinde olduğunu söyledi. Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen BaşaranSymes, 5 yıl içinde yurtdışına giden turist sayısının 600 milyonu bulmasının beklendiğini, Çinlilerin de bu noktada başı çektiğini söyleyerek girişimcilere, “Turizmden pay almak için çok ciddi bir rakam. Hızla zenginleşen Çinli nüfus, daha kaliteli ürün ve hizmet arayışı içerisindedir. Bu alanlarda turist çekmek yönünde yapılacak çalışmalar 2017’de turizm sektörüne büyük katma değer yaratacaktır” önerisinde bulundu. TÜSİAD ve EAF (Koç Üniversitesi – TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu) işbirliği ile düzenlenen Dünya gazetesinin de medya sponsoru olduğu “Çin’i Anlamak & Çin ile İş Yapmak” konferansının dördüncüsünde Çin’le Türkiye arasındaki ticaret, turizm ve Yeni İpek Yolu Projesi gibi önemli birçok konu ele alındı. Konferansta, Çin ekonomisi, iş yapma ortamı, Türkiye için barındırdığı fırsat ve zorluklar masaya yatırıldı. l Ekonomi Servisi ‘Susarak bağırıyorum’ Ortadoğu bataklığında, işin içinden çıkılmaz haller tırmanışında, insanlık suçlarının insanın aklına gelemeyecek vahşet, insanlık dışı boyutlara taşkınlıklarında.. Son gelinen noktada BM’nin işlevsizliği gerçek veri, Irak’ta ABD, Suriye’de Rusya’nın son sözü söyleyebilecekleri, her ikisinde de İran’ın söz sahibi olarak kalacağı bir fiili sonuca ulaşılmış gibiydi.. Halep’teki acil durum, Musul sıcak çatışmaları gelişmelerini dünya medya gündeminin dışına taşırmıştı.. İnsanlık dışı hallerin dünyaya duyurulması adına çığlık, SOS içerikli haberlerde bile, canlı yayın, görüntülerde dahi, akıl almaz yöntemlerle bilgi kirliliği, yalanlar, gerçeklerin tersyüz edilmesi ön plana çıkınca, “Halep’te sivillerin 30 kilometrekarelik bir dar alanda 300 bin kişi olarak, 96 gündür en yaşamsal insani ihtiyaçları karşılanamıyor olarak, yıkıntılar arasında sıkışıp kaldıkları..” bilinen, ortak kabul gören tek gerçeklik olarak kaldı. Gerisi, Türkiye, BM’de devrede, Rusya, İran, Esad yönetimi onaylı varılmış Halep’in boşaltılması, yüz binlerin ölümden kurtarılması operasyonunun neden hızla gerçekleştirilemediği, hâlâ bomba, silah seslerinin duyulduğu, katliamların yaşandığı gerçeğinin canlı yayınları sunumları savında.. Sorumluları akıl almaz bir kirli savaşın bir o kadar tırmandırılmış bilgi kirliliği ile maskelenmekte. Kim kimi bombalıyor, kim hangi grupların ölümden kaçışlarının yolunu kesiyor, hangi ırkmezhepten siviller rehin, yeni insanlık dışı katliamların hedefi oluyorlar, kimler hangi kirli hesaplar peşinde hangi boyutlarda insanlık vahşetini tırmandırıyorlar?.. HHH Gazeteciliğin, etiğinin, basın özgürlüğünün yaşamsal önem kazandığı anlarda, Halep’in boşaltılması sürecinde, gerçekleri öğrenebilmenin, buna göre ülkemizde de en insancıl, en sağlıklı duruşu belirleyebilmemizin, provokasyon tuzaklara düşmememizin anlık haberlerle çok değer kazandığı şu anlarda.. Örnek mi istersiniz, biri bin para.. Halep’ten Türkmenlere, Sünnilere, yaşlı, çocuk katliamlarına ilişkin dayanılmaz acılı, çarpıcı, görüntülü yayınlar.. hem ana akım, hem de sosyal medyada çıkıyor.. Anında haberle ilişkili olarak sorumlu tutulan konsolosluklar önlerinde, camilerde protesto eylemleri yaşanıyor. Hükümet adına provokasyon yayınlara karşı halkın sağduyulu davranmaya çağırılması gereği ortaya çıkıyor.. Türkiye Ortadoğu bataklığı içindeki mezhepler, ırklar çatışmaları tuzağından uzak durmaya çalışırken, Türkiye içinde bataklığa çekilmek isteniyor.. Profesyonel gazetecilik kaygıları da eklenmiş olarak, herkes gibi Halep’te gerçekte nelerin yaşandığını öğrenmek için çırpınırken, elbette hem çok farklı kaynaklardan gelen çelişkili bilgileri akıl süzgecinden geçirmenin yanında, göreceli en güvenilir kaynak arayışları anlam kazanıyor.. Hüsnü Mahalli, Suriye kökenli, gelişmeleri yakından izleyen, kıdemli, profesyonel gazeteci, diyeceklerine kulak verilmeli.. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması ile gözaltına alınıyor, MS hastası olduğu gözaltında yaşanan ağır bir krizle ortaya çıktıktan sonrasında da tutuklanabiliyor.. Şu kritik günlerde ne olup bittiğinin kimi boyutlarını kamuoyuna ulaştırabilecek bir gazeteci, bir ses daha susturuluyor.. “dan başka ne düşünebilirim ki?” Haksız, hukuksuz, düşünce suçlarında yargılamada yargısız infaz niteliğinde gazeteci tutuklamalarında kara listemize bir arkadaşımız daha eklenmiş bulunuyor.. Hüsnü Mahalli’nin tutuklanması sızısı içimde, son zamanlarda birlikte yayın yaptıkları sevgili arkadaşımız Ayşenur Aslan’ın nasıl olabileceği hali gönlüme düşüyor. Sayısız Cumhuriyet operasyonları, yargısız infaz içerikli hukuksuz tutuklamalarında ne kadar da çok dayanışma içerikli, yürekli yayınlar yapmış, hep yanımızda durmuştu.. “Medya mahallesi” programı, güncel gündem ağırlıklı hep ilkeli duruşu ile, sadece gazeteciler arasında mı, ülke çapında insan hakları, basın özgürlüğü savunuculuğunda öncülük almış, gönüller tahtına oturmuştu.. Yıllardır çok profesyonel çalışmasındaki günlük titizliklerini hep şaşkınlık, hayranlıkla izlemişimdir. Her yeni haber, program, çalışmada amatör heyecan ve titizliğin olmazsa olmaz olduğunun öğretmenidir. Dünkü canlı yayına, kameralar önüne, “Susarak bağırıyorum” mesajı ile çıktı ve programının yayınına son noktayı koydu. Yahoo iki günde eridi Bir milyardan fazla kullanıcısının eposta ve kişisel bilgilerini verilerini çaldıran Yahoo’nun piyasa değeri iki günde 3 milyar dolar geriledi. Yahoo’nun ABD borsalarında işlem gören hisseleri yüzde 7’den fazla değer kaybetti. 14 Aralık değeri 39 milyar dolar olan Yahoo’nun piyasa değeri, 36 milyar dolara geriledi. New York Times’ın haberine göre Yahoo’nun son çalınan 1 milyar kullanıcı bilgisi Dark Web’de 300 bin dolara satıldı. Kişisel bilgileri çalınıp satılan kullanıcıların birkaç milyonunun asker ve sivil devlet görevlilerinden oluşturduğu belirtilirken, bu sayının 150 bininin ABD’li üst düzey asker ve devlet çalışanları olduğu iddia edildi. California merkezli şirket, eylül ayında da 500 milyon kişinin bilgilerinin çalındığını duyurmuştu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle