15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 17 Aralık 2016 6 ‘3 dönem kurnazlığı’ haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN CHP’li Toprak, AKP’nin anayasa teklifindeki çelişkili maddelerle, aynı kişinin 34 dönem cumhurbaşkanlığı yapabilmesinin önünün açıldığını söyledi Canlı bombanın kimliği belirlendi İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri, Maçka Parkı’nda geçen cumartesi akşamı kendini patlatan canlı bombanın Burak Yavuz olduğunu tespit etti. TEM ekipleri, belirlediği 3 aileden alınan DNA örnekleri sonucunda canlı bombanın 1996 doğumlu ‘Erdal’ kod adlı Burak Yavuz olduğunu belirledi. Yavuz’un babasından alınan DNA örneğiyle tespit edildiği öğrenildi. l Haber Merkezi CHP Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, anayasa değişikliği teklifinde pek çok tuzak madde bulunduğunu belirterek, teklifteki 8 ve 12. madde arasında çelişki olduğunu söyledi. Toprak, üstü örtülü hukuk kurnazlıkları yoluyla, bir kişiye üç dönem ve daha fazla başkan olma olanağı getirildiğini belirtti. AKP’nin değişiklik teklifinin 8. maddesinde; cumhurbaşkanı seçilme kriterleri sıralanırken bir kişinin beş yıllığına cumhurbaşkanı seçileceği, ikinci beş yıllık dönem için de aday olabileceğinin belirtildiğini söyleyen Toprak, bir kişi nin en fazla iki dönem üst üste cumhurbaşkanlığı yapabileceğinin yer aldığını kaydetti. Teklifin 12. maddesinde ise cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesine ilişkin düzenlemelere yer verildiğine dikkat çeken Toprak, şöyle konuştu: “Söz konusu maddede, şayet cumhurbaşkanının ikinci dönem görev süresi içerisinde, Meclis erken seçim kararı alırsa, aynı kişinin bir dönem daha, yani üçüncü dönem için, 15 yıllık süre için aday olabileceği hüküm altına alınıyor. Bu düzenleme ile aynı kişiye 15 yıl görevde kalma olanağı getiriliyor. Aynı yöntemle, bir sonraki görev dönemi içinde de Meclis tekrar erken seçim kararı alırsa, bu süreyi 20 yıla ve fazlasına uzatmanın amaçlandığı anlaşılıyor.” Düzenlemeyle cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Meclis seçimlerinin neden aynı tarihte yapılmak istendiğinin de ortaya çıktığını söyleyen Toprak, partili cumhurbaşkanı modeliyle Cumhurbaşkanı adayının, hem kendisinin başkanlık kampanyasını hem de partisinin milletvekili seçim kampanyasını birlikte yürütme imkânına sahip olacağını bildirdi. Toprak, “15 yıldır Türkiye’de koalisyon yok. Bu durumda cumhurbaşkanıbaşbakan, Meclishükümet çatışmasından, kavgasından söz edilemez. Tüm kamu ve ekonomi bürokrasisi kendi kadroları! Hâlâ siyasi krizden, ekonomik krizden, istikrarsızlıktan söz ediliyorsa, 15 yıl öncesi bahane edilerek, bir kişiye, 10 yıl 15 yıl ve daha fazla tek başına ülkeyi yönetme yolu açılmak isteniyorsa, o zaman AKP’nin kendi içinde kriz var demektir. Şu anda 15 yıllık tek parti iktidarına rağmen Türkiye, 2001’deki üçlü koalisyon döneminden daha ağır siyasi, ekonomik, diplomatik krizler yaşamaktadır. Terör, işsizlik, dolar kuru, dış politikadaki çöküş, 2001 krizinin, üçlü koalisyon döneminin de kat kat üzerindedir” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet İranlı bakan karanfil bıraktı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile İran İletişim ve Bilgi Teknolojisi Bakanı Mahmut Vaizi, Beşiktaş’taki terör saldırısının yapıldığı Şehitler Tepesi’ne gelerek patlama noktasına karanfil bıraktı. Vaizi, İran devleti ve milleti adına Türk milletine başsağlığı dileyerek, “Hiçbir zaman bu gibi eylemler Türk devletinin sarsılmaz iradesine darbe indiremez. İran her zaman zor günlerde Türk halkının yanında olmuştur ve olacaktır” dedi. Provokasyona suç duyurusu İzmir Barosu, 10 Aralık’ta İstanbul’daki bombalı saldırı sonrası sosyal medya üzerinden ‘Neden İzmir’de patlama olmuyor’, ‘Yoksa gâvur gâvura rahat rahat yaşıyorlar mı’ şeklinde paylaşımlarda bulunan E.Ş. hakkında suç duyurusunda bulundu. İzmir Barosu’nun suç duyurusu dilekçesinde “E.Ş. adında bir sosyal medya kullanıcısı açıkça halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekte, aşağılamakta ve nefret suçu işlemektedir” denildi. l DHA Konuk Evi’ne duvarlı önlem! Cumhurbaşkanları ve devlet başkanları tarafından yurtiçi ve yurtdışına gidiş ve gelişlerde kullanılan Devlet Konuk Evi’nin etrafı güvenlik duvarı ile çevriliyor. Koruyucu duvarın Devlet Konukevi’ni tamamen çevreleyeceği, karakol tarafının da kapatılacağı, araç ve personel giriş çıkışlarının tek bir kapıdan yapılacağı öğrenildi. Soru çalmak bile yetmemiş! Tokat’ta FETÖ mülkiye örgütlenmesine yönelik soruşturma kapsamında alınan ifadelerde, bazı kaymakam adaylarının sınavdan bir gün önce kendilerine sorular verilmesine rağmen başarılı olamadığı ortaya çıktı. “Kaymakam adaylarının imamı” Y.A. ifadesinde, “Başarısız olan 15 kaymakam adayına sorumlu imamları tarafından fırça atıldı” dediği öğrenildi. l DHA Cuntacılara ağır müebbet istemi 15 Temmuz darbe giriminde Astsubay Ömer Halisdemir’in de şehit edildiği Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmeye çalışan cuntacı askerlere istenen cezalar belli oldu. Şüphelilerden 38’i için 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42.5 yıla kadar hapis, 31 sanık için ise 3’er kez müebbet ve 22.5 yıla kadar hapis cezası istendi. İlk duruşma 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Şubat 2017’de. l ANKARA/Cumhuriyet Başkent’te hilafet çağrısı Ankara’nın en büyük camisi olan Kocatepe Camisi’nde bir araya gelen yüzlerce kişi ellerindeki Hizbut Tahrir örgütüne ait bayraklarla Halep’te yaşamını yitirenler için cenaze namazı kıldı. Ardından sloganlarla ABD Büyükelçiliği’ne yürümek isteyen grup, çevik kuvvet tarafından elçiliğe birkaç yüz metre kala durduruldu. Grubun ellerindeki dövizlerde, “Hilafet gelecek! Bu dertler bitecek”, “Ordular Halep’e, ordular Şam’a”, “Ey mücahitler birleşin” gibi ifadeler yer aldı. İstanbul’da ise ÖzgürDer ve İstanbul Üniversitesi’nden bir grup, Suriye rejiminin Rusya ve İran’ın desteği ile Halep’te gerçekleştirdiği operasyonları protesto etti. Cuma namazı sonrasında Babıâli Caddesinde toplanarak Cağaloğlu’ndaki İran Başkonsolosluğu’na yürümek isteyen gruba polis izin vermedi. l Haber Merkezi CHP’li vekillerden suç duyurusu CHP milletvekilleri Üsküdar Belediyesi’ne ait resmi plakalı araçtan hilafet çağrısı yapanlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. CHP’li 12 milletvekilinin imzasının bulunduğu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dilekçede “Halep Mitingi” adı altında düzenlenen etkinlik esnasında Üsküdar Belediyesi’ne ait aracın hoparlöründen yapı lan “halife seçme ve İslam Birliği” kurma çağrılarının açıkça ayrımcılığa davet oluşturduğunu belirtti. Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türmen, hilafet çağrısı yapanlar ve miting düzenleyiciler hakkında “görevi kötüye kullanma”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” ve “kanunlara uymamaya tahrik” suçundan dava açılması talep edildi. ‘Bu yol sürdürülebilir değil’ Yüksekdağ, cezaevinden yazdığı mektupta, ‘Emek ve demokrasi güçlerine dönük zulüme ve baskıya gösterilecek tepki çemberi parçalayacak’ dedi ‘eSmefreinriguöyrgeuvladı’ HgpTt‘hrnyşÖbrıeüBDa.iiıiekenşrznsMBPsâtmelgdleiisyyMilGügöasfgoakeer’öeneepidr’dl;rümünznitıesbeflkciş,aeaerağe,bü“mnmldzfCridsaMle’lesü,eieüsuikrahsfşeyımmtanlAigterededüvkohödytıneereçrouhkre.ıaseznbrrpa‘fSKliiabıvuın’,lnagşnasuamnlemenöBidraş,umştiiskrıbılölruışdlgtaasigrun”neınneiıdnanncdrylınaanda’ilmenaae,ydymakrıkpdeaneniiıi,ş. HDP’li Erdoğmuş serbest Diyarbakır’da geçen martta katıldığı cuma namazı sonrası yaptığı konuşma nedeniyle hakkında “Terör örgütü propaganda”sı yapmak suçlamasıyla dava açılan HDP Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, zorla getirilme kararı nedeniy le, Ankara’da önceki akşam gözaltına alındı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatıyla dün sabah Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesi alınan Erdoğmuş, ifadenin Diyarbakır’daki mahkemeye gönderilmesine karar verilerek serbest bırakıldı. l DHA ‘Ya ölürse’ tartışması TBMM Genel Kurulu’nda, 12 günlük bütçe maratonun son gününe ‘başkanlık’ ve ‘FETÖ’ tartışmaları damgasını vurdu. CHP’li İlhan Kesici, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret ederek “Sayın Cumhurbaşkanımız alınmasın. Allah korusun, bir emrihak vaki olsa, olur mu? E olur, emrihak bu Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, anayasaya sahip çıkacak insan var mı şimdi AK Parti Grubu’nda? Vallahi yok, olmaz yani” dedi. Başbakan Binali Yıldırım, Kesici’ye “Bu anayasanın arkasında 316 imzası olan AKP olacak, MHP olacaktır” yanıtını verdi. Genel Kurul’da, dün 2017 yılı bütçesi kabul edildi. Görüşmeler sırasında AKP’li Bülent Turan’a tepki gösteren CHP’li Levent Gök, “Biz FETÖ yargılansın dediğimiz zaman Turan çıktı, ‘Fethullah Hoca’yı AK Parti kurtardı’ de NECATİ SAVAŞ di” diye konuştu. HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilleri hakkında tutuklamanın yasama yılı sonuna bırakılması yönünde bir kararı olduğunu kaydederek, “Bir türlü gündemine almaya cesaret edemiyor” dedi. Önder, “Dün gece genel merkezimiz kurşunlandı. Bir hafta önce PM üyelerimiz genel merkezimize güvenlik nedeniyle giremiyordu. Ne hikmetse polis kontrolünden Bütçe görüşmeleri yapılırken dün HDP sıralarındaki tutuklu vekillerin fotoğrafları yer almadı. HDP’li Garo Paylan ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 20 dakika baş başa konuştu. HDP’li Celal Doğan’la ayak üstü sohbet eden MHP lideri Bahçeli’nin HDP’li Sırrı Süreyya Önder’e gülümsemesi, Önder’in de Bahçeli’ye başıyla selam vermesi dikkat çekti. saldırganlar geçiyor” dedi. Önder, HDP’lilerin cezaevi ziyaretlerinin engellendiğini belirterek Adalet Bakanı’nın “Ortak bildiriye imza atmadınız, görüş için bana gelmeyin” dediğini söyledi. Başbakan Yıldırım, ABD’nin PYD ve YPG ile iş tuttuğunu bildiklerini kaydederek “Bir terör örgütünü kullanarak bir başka terör örgütünü yok etmeye çalışmak olabilecek en büyük basiretsizliktir” dedi. l ANKARA HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden mektup aracılığıyla diha haberin sorularını yanıtladı. İktidarın yönlendirmesiyle kendilerine katı bir tecrit uygulandığını ifade eden Yüksekdağ, “Tutulduğumuz hiçbir hapishanede, mevcut sınırlı infaz uygulama yok. Bu bize özel bir intikam ve hınç alma hareketidir. Avukat görüşü kısıtlama, mahkeme kararıyla bize dayatılıyor. Avukatlarımızla kamera kaydı ve görevli nezaretinde görüşebiliyoruz. Evrak, dosya, not alışverişi yapmak yasak. Bir davanın dosya numarasını, herhangi bir telefon numarasını not alarak görüşmeden çıkarmak mümkün değil” ifadesini kullandı. ‘Mahkemeden önce karar açıklanıyor’ Haklarındaki davaların siyasi olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, “Bütün davalar tek siyasi merkezden yönetiliyor. Mahkemeden iki saat önce iktidar medyası karar açıklıyor” dedi. “Bu yol sürdürülebilir, gidilebilir bir yol değil. Sona çabuk dayanırlar” diyen Yüksekdağ, şu ifadeleri kullandı: “İktidarın yol açtığı siyasi baskı ve istikrarsızlık, toplumun en küçük hücresini bile haksızlık, güvencesizlik, yoksulluk çemberine almış durumda. Çemberin içindeki ezilenlerin gücü ve tepkisi çemberin dışındaki yönetenlerin hoyratlığa gizlenmiş zayıflığı kuşatmayı kıracak, çemberi parçalayacak.” l ANKARA/Cumhuriyet Einstein’ın Hitler değerlendirmesi Albert Einstein’ın yazılarından alıntılar ve özdeyişlerinden oluşan (geçen yıl Moskova’da aldığım) 2014 basımlı bir kitabı karıştırırken, Hitler üzerine bir değerlendirmesini gördüm…. 1935 tarihinde alınmış el yazması bir not olduğu belirtilen değerlendirmenin Rusçadan dilimize yaptığım çevirisi şöyle: “Entelektüel yetenekleri sınırlı, hiçbir yararlı işe yeteneği bulunmayan, koşulların ve doğanın daha cömert ödüllendirdiği kimselere karşı kıskançlık ve nefretle içi içini yiyen biri… Sokaklardan ve birahanelerden insan döküntülerini topladı ve o döküntülerle kendi örgütünü yarattı…” İnsanlık tarihinin en büyük bilim insanlarından biri, bu tarihin gelmiş geçmiş en lanetli kişiliklerinden birini bu sözlerle değerlendiriyor… HHH Yazıya başlamadan önce Hitler’in yaşamöyküsüne, özellikle de çocukluk ve öğrencilik dönemlerine daha yakından bakmak istedim. Orta halli memur ailesi çocuğu. Babası onun da kendisi gibi memur olmasını istiyor. O ise resim sanatına eni konu meraklı. Ressam olmak istiyor. Siyasete atılmadan önce iki bin kadar çizimi olduğu söyleniyor. (İnternette gördüğüm bir Meryem tablosu, doğrusunu söylemek gerekirse hiç fena değil.) Fakat akademiye başvurusu, lise eğitimini tamamlamadığı ve ressamlığa yeteneği olmadığı gerekçesiyle iki kez reddedilmiş. (İnsanın, keşke reddedilmeseydi diyesi geliyor…) Bir çocukluk fotoğrafında, arkadaşları arasında soğuk, sevimsiz, kendini öne çıkaran görünümüyle dikkat çekiyor… Gönüllü olarak katıldığı 1. Dünya Savaşı sırasında çekilmiş onbaşı üniformalı fotoğrafında da yüzü ceset gibi soğuk… Gerçekten de birilerine hınç duyan, fakat bunu dile getiremeyen, nefretini şimdilik içinde tutan birinin irkiltici yüzü… Daha çok sevimsiz bir gardiyana benzeyen kişinin bütün bir Alman ordusunun ve dahası devletinin başına geçeceğini düşünmek, tahmin etmek mümkün değil… HHH Toplumsal olguları kişisel (öznel) etkenlerle değerlendirme yanlısı değilim… O dönemin Alman toplumunun böyle birine gereksinimi olmasa, ya da daha doğrusu bu koşullar böyle birini hazırlamasa; (hiç evlenmediği, çocuğu olmadığı bilinen) bu soğuk suratlı onbaşının hükmü zavallı ailesine, çocuklarına geçmekle kalırdı… Fakat öyle olmadı. Bu kişinin öznel varlığı sadece Alman toplumuna değil, bütün dünyaya tarihin en büyük yıkımlarından birini yaşattı… Böyle baktığımızda, kendisine karşı düzenlenen kırk iki suikast girişiminin hiçbirinin başarılı olmaması ne yazık! Bu öznel, kişisel etken yok edilmiş olsa, tarihin akışı başka türlü de olabilirdi… HHH Sokaklardaki, birahanelerdeki insan döküntüleri (çöpleri, tortuları) etkileyici bir tanım… Savaş sonrasının yıkılmış, çökmüş, Almanya’sını da anlatıyor… Bu döküntüler, onbaşı eskisinde kendi benzerlerini buldular… Onunla özdeş olduklarını hissettiler… Yüceltilmeye, övgüye gereksinimleri vardı… Hitler nefret kusan söylemiyle her türlü “öteki”yi aşağılarken kendi benzerlerini yüceltiyor, onların hırs, öfke, haset, kıskançlık, öç alma duygularını körüklüyor, kışkırtıyordu… 19 Ağustos 1934 tarihli halkoylamasında yüzde doksana yakın (89.93) bir oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi böyle oldu… Dünya kültürüne, sanatına, bilimine dâhiler kazandırmış bir milletin, böyle birini böylesine ezici bir çoğunlukla kendine “führer” (reis, başkan) seçmesi, bütün bir insanlık tarihinin herhalde en şaşırtıcı, en talihsiz olgusudur… HHH Einstein, Hitler’in adamlarını (ve kadınlarını) çöpler, döküntüler olarak tanımlıyor… Ne yazık ki Hitler’in yandaşları sadece onlar değildi… Hiçbir toplumun yüzde doksanı döküntü olamaz… Bu yandaşlar arasında Martin Heidegger gibi büyük düşünürler, Gottfried Benn gibi büyük şairler, Marlene Dietrich gibi efsane aktristler, Almanya dışında da seçkin yazarlar, önemli kişilikler vardı… Bu ise iyiliğin gücü kadar kötülüğün de bulaşıcı olabileceğini gösteriyor… Hitler’in yükselişi ve hem kendisi hem kendi ulusu ve bütün bir dünya için neden olduğu felaketler, bütün uluslar ve bütün zamanlar için çok öğretici olmalı… Anlı’ya 2 kez müebbet talebi Tutuklu bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı’nın da aralarında bulunduğu 7’si tutuklu 51 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, Anlı için 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 121 yıla kadar hapis cezası istendi. Öte yandan Siirt’te terör soruşturması çerçevesinde dün sabah Baykan ilçe ve Veysel Karani belde belediyeleri ile belediye eşbaşkanlarının evlerine eşzamanlı operasyon düzenlendi. Veysel Karani Belediyesi Eşbaşkanı Enes Cengiz ve Baykan Belediyesi Eşbaşkanı Selva Erdoğan gözaltına alındı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle