21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 3 Ocak 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: SERPİL ÜNAY haber 7 Aleviler: Bizim kırmızı çizgimiz de bu görüşler Diyanet İşleri Başkanı Görmez ‘Cemevlerinin inanç mabedi gibi gösterilmesi kırmızı çizgimiz’ demişti Sevgili Can, Sevgili Erdem ahpuslar ve onları bekleyenlerin hikâyeleri her zaman hüzünlü, her zaman can sıkıcıdır. “Neresi daha iyi” edebiyatı dışarıdakiler biraz daha kendilerini iyi hissetsinler diye, içeridekiler azıcık rahatlatsınlar diye uydurulmuş, romantik, hisli sözcüklerle süslenmiş şiirsel bir bahaneden başka bir şey değildir. Bizim de dışarıda özgür olamadığımız doğrudur, ama bunda bir abartma, kendini aklama çabası, azıcık eli kolu serbest olma haline bahane arama niyeti var. Biz ne kadar sinik cümlelerle huzur bulmaya çalışsak da, boşunadır; siz dışarıda özgürlüğü solumalı, güneşli ya da kara bulutlu havaya çıkmalısınız; gökyüzünün altında, berbat trafikte, küfür ve sinirden birbirini boğazlayacak hale gelmiş insanlar arasında olmalısınız. HHH Tamam herkes biliyor; şimdi sokaklar da, denizler de tekin değil. Ölüm her yerde; can havliyle uzak ülkelerde hayat arayanların çürük takalarında, memleketin ışıkları iyice karartılmış, sokakları yasak kentlerinde kol geziyor. Çocuklar, o “sabiler”, o hayatın hiçbir suçuna bulaşmamış olanlar, hiçbir şey anlamadan mavi siyah bir karanlığın içine düşüveriyorlar. Büyük şairin yazdığı gibi “büyüyemez artık o ölü çocuklar.” Onları koruma derdiyle ellerinde beyaz bayraklarla yürüyen yaşlı, yaşadıklarının ağır yüküyle ihtiyar dedeler de çekip gidiyorlar o mavi siyah karanlığa; küskün, umutsuzdular. Bizse kötü bir filmin çaresiz seyircileriyiz. Dışarıdayız evet, ama ne kadar dışarıda. HHH İşte yine kendimizi kenara çekme, içeridekilerin daha şanslı olduğunu söyleme boş umuduyla hayata karışma, ne kadar kalmışsa ondan tat alma çabasındayız. Her an elimizden alınabilecek özgürlüğümüze bahaneler uydurmak için sözcüklerden medet umuyoruz. İyi değiliz aslında. Hiçbir şey iyi gitmiyor. Çözemediğimiz sorunları tartışabilmek için başvurduğumuz yöntemlere alıcı çıkmıyor; cümlelerimiz kırık, inatlarımız inat; sözcüklerimize yüklediğimiz anlamlardan emin değiliz; yine de onlarla giriştik birbirimize. Çıkıp da ne yapacaksınız bu bunalımlı dünyada. Yok siz çıkın yine de, neden biz bu alacakaranlıkta eksik kalalım ki! HHH İçerisi ve dışarısı üzerine karaladığım bu mektupta bir anlam aramayın, yoktur. Ankara’da öldürülenler, Suruç’ta hızla unutulanlar, Sur’da, Nusaybin’de, Cizre’de hendeklerin iki yakasında silah sesleri arasında ışıkları sönenler yüzünden yok artık sözcüklerin anlamı. Çıkın bir an önce. Belki çıkınca kısa bir süreliğine sizin dışarıda olmanızın sevinciyle daha kolay unuturuz unutmak istediklerimizi. Ya da daha beter oluruz; acılarımız tazelenir, üstümüze kirli bir kar yağar, yağmur karanlığı çöker üstümüze. HHH Sevgili kardeşlerim, içim daralıyor, ne yazacağımı bilemedim bu yeni olduğuna dair hiçbir şey bulamadığım, göremediğim yılın başında. Affedin. Ama geçer, biliyorum. Biliyorum, çünkü Proust’un çok sevdiğim o cümlesindeki gibi, “... insanlar, yıllara dalmış devler misali, yaşamış oldukları, sayısız günlerden oluşan, birbirinden uzak dönemlerin hepsine aynı anda değerler.” Zaman ve uzam içinde yaşadıklarımızı önemsizleştiren ve aynı anda devleştiren başka ne olabilir ki zaten... M levi dernekleri temsilcileri, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in cemevlerine ibadethane statüsü verilemeyeceği yönündeki açıklamalarına sert tepki gösterdi. Cemevinin ibadethane olduğunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla kesinleştiğini anımsatarak, “Bizim kırmızı çizgimiz de Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamaları” dediler. A iyanet İşleri Başkanı Mehmet D Görmez, dün Milliyet’te yer alan habere göre, cemevlerinin ibadet GÖRMEZ NE DEMİŞTİ? hane statüsüne alınmasına ilişkin görüşünü şöyle açıkladı: “Biz dini statü veremeyiz, statüyü ancak bu yolun bizatihi sahipleri belirleyebilirler... Bizim daima iki kırmızı çizgimiz olmuştur, bundan hiçbir zaman vazgeçmedik. Bir tanesi; Aleviliğin İslamın dışında bir yol olarak tarif edilmesi. İkincisi de cemevlerinin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi...” tek isteğimiz, gölge etmesinler başka bir şey istemiyoruz. ” Hubyar Ocağı Dedesi Murat Kantekin ise şöyle konuştu: “Nihayetinde Alevilerin başka bir dinle kıyaslanma gibi bir talebi yoktur. İbadethane hakkı demokratik bir haktır. İnsan haklarından biridir. Aleviler her inancın kendi ibadethenesi olmasını istemektedir. Sünni islamın Alevilere ibadethane ölçme yetkisi yoktur. Her ibadethane o inança mensupları tarafından belirlenir. Laik sosyal bir devlette, devlet ibadethane belirleyemez. Türkiye zaten laik bir ülke değildir. Yumuşatılmış bir din devletidir.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Demokratik bir hak Görmez Kenanoğlu: Gölge etmesin yeter Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Kurucu Başkanı, eski HDP milletvekili Ali Kenanoğlu, Görmez’in açıklamalarını değerlendirerek, “Bu açıklamalar yeni değil. Tür kiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri, hükümetler, Diyanet’in görüşünü alarak Alevi politikası belirliyorlar. Diyanet, ‘Alevilik İslamın içinde bir tarikattır. İbadethanesi cami olabilir’ görüşünü başından beri sürdürüyor. Aleviler ise tersini söylüyor. Dinler, inançlar beyan esasına dayalıdır. Bunu tartışmak, red detmek ne Diyanet’in ne de başka bir kurumun haddine değildir” dedi. Türkiye’de özgürlükçü bir laiklik anlayışı olmadığı için, Alevi inancının değerlerinin yok sayıldığını söyleyen Kenanoğlu, bu anlayışın Aleviliği ülkede bir sorun haline dönüştürdüğünü de vurguladı. Alevilerin ibadethanesi olan cemevlerinin önünde sonunda ülkede yasal güvenceye kavuşacağını ifade eden Kenanoğlu, şöyle devam etti: “Bizim kırmızı çizgimiz de bu görüşlerdir. Ülkenin bir tarafı kan gölüne dönmüş. Diyanet’in öncelikli olarak savaşın durdurulması, silahların susturulması konusunda gayret göstermesi gerekir. Ancak sesi çıkmıyor. Diyanet’ten Alevi Bektaşi Federasyonu ÖLÜMLER DURSUN DİYE SÜRESİZ AÇLIK GREVİ levi Bektaşi Federasyonu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki çatışmalar ve sokağa çıkma yasaklarının son bulması için 3 gün önce başlattıkları açlık grevine süresiz ve dönüşümlü olarak devam edeceklerini duyurdu. Federasyon Genel Başkanı Baki Düzgün, “Açlık grevimizi var olduğumuz her yerde devam ettirme kararı aldık” dedi. Düzgün, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki çatışmaya dikkat çekmek için 29 Aralık’ta başlattıkları 3 günlük açlık grevine “süresiz ve dönüşümlü” olarak devam edeceklerini duyurdu. Düzgün, “Süre içinde, savaşı ve bu ölümleri durdurmak yerine daha çok savaşı yükseltmeye dayalı çağrılar yapan bir yönetim gördük. Açlık grevimizi burada sınırlı tutmayıp yaşadığımız topraklarda, var olduğumuz her yerde devam ettirme kararı aldık” dedi. İki IŞİD’li tutuklandı Yılbaşı kutlamalarını kana bulamak için keşif yaparken yakalanmışlardı nkara Kızılay’daki yılbaşı kutlamalarında eylem yapacakları belirlenen iki IŞİD üyesi çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı. Zanlılar Emniyet’teki ifadelerinde, “Sadece bomba düzeneklerini hazırlamak için talimat aldıklarını, bombaları kimlerin patlacaklarını bilmediklerini” söylemişlerdi. Yılbaşı gecesi Ankara Kızılay Meydanı’nda eylem yapacakları belirlenen IŞİD üyesi Musa Canöz ve Adnan Yıldırım Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından dün sabah saatlerinde adliyeye getirildi. Zanlılar, A A SINIRDA 3 IŞİD’Lİ DI YAKALAN S yasadışı uriye’den iye’ye rk yollarla Tü an çalış e y e m ç e g ruklu 3 yabancı uy ı güvenlik n IŞİD milita yakalandı. güçlerince ay Genelkurm dan Başkanlığı’nlamada, ık yapılan aç nmayan la adları açık nının ta ili m İD 3 IŞ Gaziantep Suriye’den çmeye e ve Kilis’e g akalanıp y çalışırken lındığı gözaltına a bildirildi. l DHA IŞİD üyesi Canöz ve Yıldırım’ın Kızılay AVM ve Sakarya Caddesi’nde biri türkü bar olmak üzere iki barda keşif yaptıkları belirlenmişti. Düzenlenen operasyonda zanlıların evinde, canlı bomba yelekleri, bu yeleklerin içinde patlamaya hazır, çelik bilye ve çubuklarla güçlendirilmiş bomba düzenekleri ele geçirilmişti. Bombalarda 20 kilo TNT kullanıldığı belirtilmişti. Ayrıca, sırt çantası içinde hazırlanmış bir bomba düzeneği de bulunmuştu. ‘Başkası patlatacaktı’ lılar hakkında, “terör örgütü üyesi olmak” ve “patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından tutuklama karar verildi. Zanlılar, Sincan Cezaevi’ne gönderildi. Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi’ndeki sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemede hâkim karşısına çıkan zan Zanlıların Emniyet’teki ifadelerinde, “canlı bomba olmadıklarını, sadece keşif yapmak ve bomba düzeneklerini hazırlamak için talimat aldıklarını, bombaları kimlerin patlatacağını bilmediklerini” söyledikleri öğrenildi. l ANKARA F Şentürk, babasını uğurladı ox TV Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk’ün babası Ayhan Şentürk (75), son yolculuğuna uğurlandı. Prostat kanseri nedeniyle uzun süredir tedavi gören ve geçen perşembe günü yaşamını yitiren Ayhan Şentürk’ün cenaze namazı, Üsküdar Şakirin Cami’nde kılındı. SAHTE PASAPORT OPERASYONU stanbul Fatih’te sahte pasaport, kimlik ve çeşitli belgeler basan Suriyeli bir kişi gözaltına alındı, şüpheli Emniyet’teki ifadesinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Yapılan tespitlerin ardından Suriyeli şüphelinin evine baskın düzenlendi. Evde yapılan aramada 60 adet değişik ülkelere ait pasaport, 26 adet İtalya’ya ait oturum belgesi, 151 adet değişik ülke vatandaşlarına ait kimlik kartı bulundu. Polis, 16 pasaport ve 27 kimlik kartının kayıp veya çalıntı olduğunu tespit etti. Gözaltına alınan şüpheli serbest. Diyanet’ten solcu yazarlara ambargo Diyanet’in ansiklopedisinde solcu yazarlara ambargo: Türk şiiri başlığında Necip Fazıl var, Nâzım Hikmet yok iyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’nde Türk şiiri ile ilgili maddede, solcu olduğu bilinen şairlerin yer almadığı ortaya çıktı. Taraf’taki “Bir ‘seçmecilik’ örneği” başlıklı yazısında “yeni Türk şiiri” üzerine bir kitap yazmaya başladığını dile getiren Murat Belge, Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’nde Necip Fazıl gibi “İslamcı” şairlere yer verilirken Cemal Süreya ve Nâzım Hikmet gibi ‘“İslam’la pek ilgisi bulunmayan” isimlerin yok sayılmasını eleştirdi. “Ahmet Muhip üstüne yazarken bu ansiklopediye bakmak geldi aklıma. ‘Dranas’ diye yok, ‘Dıranas’ diye de yok... Anladığım kadarıyla Ahmet Muhip bu ansiklopedide yok. Olmaması tuhafıma gitti. ‘Acaba edebiyatçıla İ D NECİP FAZIL NÂZIM HİKMET gittikçe ilginçleşiyor. Nurullah Ataç yok, Fazıl Hüsnü Dağlarca yok” diye yazdı. “Şimdi bu ‘İslam’ ansiklopedisi olduğuna göre, İslamla pek işi olmayan yazarları, edebiyatçıları almamış diye düşünebilir miyiz?” görüşünün pek de doğru olmayacağını vurgulayan Belge, “Nâzım gibi, kendisi ateist, şu bu olabilir. Ama bunlar ansiklopedide yer vermeme nedeni olmaz, bence. EdeOrhan Veli de yok biyatçıları böyle süzerek, seçerek almak gibi bir politikaları mı Belge, “Alacak tabii. Önemli bir var? Bakıyorum, Enis Behiç Koryüşair. Ayrıca düşünce dünyasında etkileri var. Nâzım Hikmet’in ansik rek de, Vasfi Mahir Kocatürk de, lopedide olmadığını gördüm. Şimdi Orhan Şaik Gökyay da orada. Orbu biraz düşündürücü. Dranas yok, han Seyfi Orhon da hazır ve nâzır. Nâzım yok; başka kimler yok? ‘Ga Arif Nihat Asya da var. Bunlar, şiirrip Kuşağı’na bakayım’ dedim: Or sel yetenek bakımından, demin olmadığını söylediğim şairlerle pek han Veli, Melih Cevdet, Oktay Riyarışamayacak kişiler, ama onlar fat. Üçü de yok. Allah Allah! Bu iş rı, şairleri almamışlar mı?’ diye düşündüm. Bu sefer başka şair adlarına bakmaya başladım. O zaman şaşırtıcı durumlarla karşılaştım” diyen Belge, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hemen hemen her konuşmasında atıfta bulunduğu “İslamcı” şair Necip Fazıl Kısakürek’in uzunca bir maddeyle ansiklopedide yer aldığını belirtti. var, ötekiler yok. Neyin nesi bu” ifadelerini kullandı. Belge, “Benim geçenlere bir sözüm yok tabii. Cahit Zarifoğlu iyi bir şair, orada bulunsun tabii. Ama Cemal Süreya niçin yok? “Zındık” diye mi? Zındık mındık, bu Türkiye’de yaşamadı, iz bırakmadı mı” diye sordu. Bu durumun “sansür”ün genel anlamına uyduğunu belirten Belge, şunları yazdı: “Bu ansiklopediye kimin alınacağına, kimin alınmayacağına karar verenler de sanki olmasını istedikleri Türkiye’nin sınırlarını çizmişler. Bunu yapmakla, bu aynı eylemle, tabii, istemedikleri Türkiye’yi de dışarıda bırakmışlar.” l Haber Merkezi Zındık diye mi? C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle