21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 3 Ocak 2016 haber EDİTÖR: CAN DOKER Erdoğan’ın yargıdan sonra yasamaya da talimat vermesine hukukçulardan sert tepki: HDP’lileri ‘anayasa suçu’ işlemekle suçlayan Erdoğan TBMM’ye, talimat vererek anayasa suçu işliyor umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan gezisi dönüşünde, başta eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere HDP milletvekillerinin özerklik açıklamaları nedeniyle “dokunulmazlıklarının kaldırılması” talimatı, dokunulmazlık tartışmasını AYŞE bir kez daha siyasi günSAYIN deme taşıdı. Erdoğan’ın hedef gösterdiği HDP’nin hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Meral Danış Beştaş, Erdoğan’ın açıklamaları ile “kuvvetler ayrılığı” ilkesinin tamamen ayaklar altına alındığına dikkat çekti. Erdoğan’ın “başkanlık” sistemindeki yetkilerin çok üzerinde “tek adam” yetkisi kullandığını belirten Beştaş, en büyük anayasa ihlalini şu anda Erdoğan’ın yaptığına işaret etti. Beştaş, “Yeminine sadık kalmayan, hukuku her an kendisi çiğneyen, hukuksuzluğun liderliğini yapan şahsiyet olarak bu tavırları hukuk çerçevesinde izah etmek mümkün değil. Hukuk olsaydı, kendisinin hedef göstermesinin ardından gazetenizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilciniz Erdem Gül tutuklanmazdı” dedi. Erdoğan’ın HDP’yi hedef almasının yeni olmadığını, bu talimatın 7 Haziran seçimleri öncesinde başlayan “baskı, şiddet, özgürlüklerin askıya alınması” konseptinin uzantısı olduğu görüşünü dile getiren Beştaş, yaklaşık 2 yıl önce de dönemin BDP Eşbaşkanı ve milletvekilleri hakkında benzer talimatı Erdoğan’ın verdiğini anımsattı. Erdoğan’ın açıklamalarının “halkı karşı karşıya getirmek” için bir algı oluşturma amacı taşıdığına dikkat çeken Yüksekdağ, dokunulmazlıkların kaldırılmasının yüzde 70’i HDP’ye oy vermiş “bölge halkını cezalandırma” amacı taşıdığı gibi fiilen de “kapatma” anlamına geleceğine dikkat çekti. Beştaş, eş genel başkanları, MYK üyeleri, milletvekilleri hakkında soruşturma başlatıl Hem sorumsuz hem ‘bedel’ ödetiyor ’DAN N A Ğ O D ER LMAZLIK U N U K O D ! TALİMATI 4 Yiğit Okur evgili, 2016’nın ilk günü yitirdiğimiz Yiğit Okur, Galatasaray’da beş sınıf büyüğümdü. Şairdi. Gazetelerde, dergilerde yazıları çıkardı. Sahnede başarılı bir oyuncu, yakışıklı bir jöndü. Cep Tiyatrosu’nun kurucularındandı. Benim idolümdü (bugünlerde “rol modeli” diyorlar.) Yiğit Okur, okulu bitirdikten sonra adını duymaz oldum. Yıllar sonra öğrendim. İsviçre’ye gidip, Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni birincilikle bitirip avukat olduğunu. Mesleğinde başarılı olmuştu. Uluslararası bir avukattı. Ne olursa olsundu! İyi bir oyuncu ve yazar olmak varken sen kalk da avukat ol. Olacak iş miydi! Bizim mesleğin iyi tarafıdır, idolün olanlar zamanla dostun olabiliyor. Yiğit Okur ile de öyle oldu. Ve sonunda1999 yılı ile birlikte Yiğit Okur’un ilk romanı “Hulki Bey ve Arkadaşları” geldi. Yiğit Okur 45 yıl beklemiş, sonunda içindeki yazarın zincirlerini kırmış, onu serbest bırakmıştı. Bu parlak yazar zincirlerini kırar kırmaz romanlar ve öyküler ve ardından da ödüller birbirini izledi. Kısa zamanda kendini kanıtlayan ve tutkulu, tiryaki bir okur kitlesine sahip olan Yiğit Okur’un yazarlığını anlatmaya gerek yok. Aşağıya aldığım küçücük parça onun ne çapta bir usta olduğunu göstermeye yetiyor. HHH Evet söz bir kere daha Yiğit Okur’un: S C Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siyavuşpaşa Medresesi’nde açılışa katıldı. İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı Hilye ve Tesbih Müzesi’nin açılışını kırmızı kurdele ile yapan Erdoğan daha sonra müzeyi gezdi. Yoğun kar yağışı altındaki açılış sırasında bir görevli, Erdoğan’ın makam aracını ‘karsız’ bırakmaya çalıştı. mış bir partinin fiilen çalışmasının mümkün olamayacağı görüşünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yargının ardından yasama organına da “talimat” vermesine CHP’den de tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Erdoğan’ın tarafsız bir cumhurbaşkanı kimliği taşımadığını belirtirken, tüm kurumları da doğrudan “kendisine bağlı” görüp, emir yağdırdığına dikkat çekti. Erdoğan’ın, yargıya talimatı sonrasında Dündar ve Gül’ün tutuklandığını anımsatan Tanrıkulu, şimdi de yasama organı olan TBMM’nin görev alanına giren dokunulmazlıklar konusunda müdahaleci bir tutum sergilediğine dikkat çekti. Tanrıkulu, HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının, onları parlamento zemini dışına itmek, dolayısıyla Kürt sorununun TBMM zemininde çözüm arayışını engelleme anlamına geleceğine işaret ederek, “Böyle bir şeyin dillendirilmesi bile çok yanlıştır. Türkiye, geçmişte bu ‘Çözüm TBMM dışına itilir’ nun bedelini çok ağır ödedi. Ancak eğer yeniden dokunulmazlıklar kaldırılırsa, geldiğimiz noktada, bunun bedelleri geçmişten çok daha ağır olacaktır” diye konuştu. MHP, HDP’lilerin özerklik açıklamaları, milletvekili dokunulmazlığı kapsamına girmeyen “terör suçu” olarak değerlendiriyor. Bu nedenle de HDP’lilerin dosyalarının “dokunulmazlık” kapsamında değerlendirilemeyeceğini, terör suçu kapsamında yargılanmaları gerektiği görüşünü savunuyor. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, terörü öven ve destek verenlerin “dokunulmazlık zırhı” altına alınmasını yanlışlığını savunurken, ayrıca bu kişilerin içinde yer aldığı siyasi oluşumun da “siyasi parti” sayılmayacağını ve kapatılmaları gerektiği görüşünü dile getirdi. Sadece HDP’lilerin değil, “geçmişte HDP’lilere yol arkadaşlığı” eden herkesin soruşturulması gerektiğini belirten Vural, Erdoğan’ın bir yandan dokunulmazlık kaldırılsın derken, parti kapatmaya karşı çıkmasını da “ikircikli tavır” olarak nitelendirdi. ‘Erdoğan, Türkiye’nin Hitler’i olmak istiyor’ rdoğan’ın Türkiye’de kurmak istediği başkanlık sistemine örnek olarak Hitler Almanyası’nı göstermesi dünyada yankılanmayı sürdürüyor. Britanya’nın saygın gazetelerinden Times, “Türkiye’nin eşit oranda sevilen ve nefret edilen tartışmalı liderinin” Nazilere dair ilk gafının bu olmadığını belirterek, Erdoğan’ın ekimde Alman Başbakan Angela Merkel’in sığınmacı krizinde yardım talebine verdiği “Biz sizin toplama kampınız değiliz” yanıtını hatırlatıyor. Haberde Türkiye’nin 1930’larda Nazi Almanyası’nın en büyük ticari partnerlerinden biri olduğu, İkinci Dünya Savaşı’nda muğlak bir pozisyon aldığı, savaşın bitmesine 3 ay kala Almanya’ya savaş ilan ettiği vurgulanıyor. ABD’li siyaset profesörü John A. Tures ise Huffington Post’a yazdığı blog yazısında Erdoğan’ın sözlerinin gaf olmadığını savunuyor: “Bu demeç demokratik bir siyasiden gelseydi, bir gaf veya kötü bir espri olarak değerlendirilebilirdi. Ancak otoriter Erdoğan için bu, bir diktatörün duygularını gösteren ender bir dürüstlük anı.” MHP: Kapatılmalı E 1881 Madeleine Meydanı’nda Bir Güz Öğleni “Sağımda Madeleine Kilisesi, karşımda Cerruti Mağazası, önümde sıska bir akordeoncu, üstümüze eğilmiş güz çınarları. Boş bir kahve terasındayım. Sabahımsı duran, ıssız bir öğlen saati. Üstü kapalı bir kamyondan, kamyon büyüklüğünde kristal bir ayna iniyor. Dört kişi taşıyor aynayı. Madeleine Kilisesi aynaya düşüyor, Cerruti Mağazası aynaya düşüyor, güz çınarları aynaya düşüyor, yapraklar aynada uçuşup üşüşüyor, akordeoncu aynada, sesler aynaya yansıyor. Aynada tanıdık bir yüz... Kimdi, kimdi bu? Bilinç ürpertiyle geliyor. Ayna, aynadaki benle, benim aramda duruyor. Dört kişi, aynayı yandaki mağazaya sokuyor. Her şey yerli yerini buluyor. Güz çınarları toprağa dikey, güz yaprakları yerde, akordeoncu önümde. Şarkı sürüyor, sürükleniyor. Karşımda Cerruti Mağazası, taş yapı. Katları sayıyorum; bir, iki, üç, dört. Sıkılıyorum. Bir kez de, yukarıdan aşağı sayıyorum. Dört, üç, iki, bir... Birinci katta, pirinçten bir levha, üstünde bir tarih: 1881. Birden ilkokul çağıma kadar uzanan bir çağrışım! Şöyle bellemiştik: ‘Selanikte, bir gümrük memurunun oğlu olarak 1881’de doğdu. Adını Mustafa koydular. Küçük Mustafa, dayısının çiftliğinde kargaları kovalarken...’ Haa! Demek ki, aynı tarihte dede Cerruti, bu mağazada, siyah saten giydirilmiş silindir şapkalar, derin yırtmaçlı uzun jaketaylar, sapı gümüş, boyu kısa jokey kamçıları, kenarları dantelalı pantolon askıları satıyordu. Hey gidi Cerruti! Hey gidi Mustafa! Hey gidi bizler! Bir güz sonu, çınarların altında, Madeleine Meydanı’nda. 1996 Paris” Hey gidi Yiğit Okur!... ‘Erdoğan gaf yapmadı’ Yüksekdağ: Hodri meydan umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a yönelik söylediği “Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir” sözlerine Yüksekdağ’dan yanıt geldi. Yüksekdağ, dokunulmazlık tartışmasının 7 Haziran sonrası da yaşandığını hatırlatarak, “İlk dokunulmazlık tartışması yapıldığında 80 milletvekiliyle imzaladık dilekçeyi, Meclis Başkanı’nın masasının üstüne koyduk. Hodri meydan” dedi. Figen Yüksekdağ, HDP C Van il örgütünün düzenlediği parti konferansında yaptığı açıklamada esas bölücü Cumhurbaşkanı’nın kendisi olduğunu söyleyerek “Biz, onun siyaset yöntemiyle böldüğü halkı birleştiriyoruz. Esas bölücü Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. ‘Rejim fiili olarak değişmiştir’ demek, fiili olarak böyle davranmak mı anayasaya uygun? Bu sözler nedeniyle Cumhurbaşkanı hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı. Bizleri dokunulmazlığımızı kaldırmakla tehdit ediyor. Elinizdeki bu kadar güçle bu kadar acizleşiyor, hâlâ dokunulmazlıkları kaldırmak, siyasi yasak uygulamak gibi yön temlere icabet ediyorsanız, bu o Saray’da oturan şahsiyetin aczinin ifadesidir, bizim de şanımızdandır” ifadelerini kullandı. Rusya: Hitler söylemi her şeyi netleştirdi umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemiyle ilgili ‘Hitler Almanyası’ benzetmesine Rusya’dan da tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, “Reuters’ın haberine göre Erdoğan, Hitler yönetimindeki Almanya’yı etkili başkanlık sistemine örnek gösterdi. Şimdi her şey netlik kazandı sahiden” dedi. Moskova, Suriye sınırında Rus savaş uçağının düşürülmesinden bu yana Erdoğan aleyhine sert çıkışlar yapıyor. C MHP’de muhalefet imzaları tamamladı HP’de Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan’ın oluşturduğu muhalefetin, tüzük kurultayı için gerekli olan 500 imzayı topladıkları belirtildi. İmzaların, MHP’nin 8910 Ocak’ta düzenleyeceği kamp öncesinde genel merkeze ulaştırılacağı belirtildi. MHP’de muhalifler hazırlıklarını tamamladı. Tüzük kurultayı için delegelerden alınması gereken 500 imza hedefinin aşıldığı öğrenildi. Genel merkez, 8910 Ocak’ta parti kampı düzenleyecek. Adaylar arasında en yüksek imzayı Meral Akşener’in topladığı öğrenildi. Muhalif isimlerin topladıkları imzaları, kamp tarihinden önce, 6 Ocak’ta, genel merkeze iletmesi bekleniyor. Bu durumda Genel Merkez, tüzük kurultayı talepleri de kampta değerlendirmiş olacak. Genel başkan adaylarından Meral Akşener’in, delegelere gönderdiği yeni yıl kutlama mesajında, kısa sürede yeterli sayının çok üzerinde imza topladıklarını belirterek, “Olağanüstü kurultay talebi çalışmalarımız tamamlanma aşamasına gelmiştir. Bu aşamadan sonra diğer imza toplayan genel başkan adayı arkadaşlarımızla, kararlaştırabileceğimiz bir takvime göre, elimizdeki imzaları birleştirerek müracaat sürecini başlatabiliriz” ifadelerine yer verdiği belirtildi. l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) FİGEN YÜKSEKDAĞ ‘Anayasaya da yetkilerine de aykırı’ Hukukçular, HDP’lileri “anayasa suçu” işlemekle suçlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Yargıdan sonra, yasama organı olan TBMM’ye talimat” vererek bir kez daha “anayasa suçu” işlediği görüşünü dile getirdiler umhurbaşkanı kanının anayasayı ihlal anErdoğan’ın “yargıdan lamına gelen eylem ve söysonra yasamaya” da talimat lemlerinin “cumhurbaşkavermesine hukukçulardan nı sorumsuzluğu” kapsamıntepki geldi. da değerlendirilemeyeceğini Prof. Dr. İbrahim Kaifade eden Kaboğlu, şu görüboğlu, Cumhurbaşkanı şü dile getiriyor: Erdoğan’ın hem yargıya, “Sürekli anayasayı ihhem de yasama organına talal eden Cumhurbaşkanı ve limat vermesinin açık anaAKP kurmaylarının, HDP’yi yasa ihlali olduğuna dikanayasa ihlal etti diye köşekat çekerken, bunun sadeye sıkıştırmaları da çelişkili ce yargı bağımsızlığını düve ironik bir durum. ÖzerkİBRAHİM KABOĞLU zenleyen 138. maddeye delik konusundaki söylemler, ğil, aynı zamanda cumhuranayasaya göre şiddeti övbaşkanının yetkilerini düzenleyen hü mediği ve şiddete başvurmadığı sürekümlere ve güçler ayrılığı, kişi güven ce düşünce özgürlüğü kapsamında deliğine, düşünceyi ifade özgürlüğüne ğerlendirilir. Ancak Cumhurbaşkailişkin hükümlerine de aykırılık oluşnı, gerek yargının, gerekse yasamanın turduğuna işaret ediyor. Cumhurbaşyetki alanına müdahale ederek, anaya M C rılacaksa, sınırlanacaksa, bu konuda objektif olunmalı. Yani sadece belli partiden ya da belli suç isnatlarından değil, milletvekillerine dönük tüm suç isnatlarından kaldırılmalı” görüşünü dile ‘Doğru değil’ getiriyor. Tarafsız konumdaki cumhurbaşkanın bir siyaProf. Dr. Necmi Yüzbaşısi partiyi hedef alarak, dooğlu da dokunulmazlık kokunulmazlık konusunu günnusunun Türkiye’nin “drademe getirmesinin demokmı” olduğunu vurgularrasi açısından sıkıntılı olken, tarafsız olması gereken cumhurbaşkanının bu konu NECMİ YÜZBAŞIOĞLU duğuna işaret eden Yüzbaşıoğlu, “Dokunulmazlık koda talimat vermesinin doğru nusunda, tüm suç isnatları konusunolmadığını ifade ediyor. Dokunulmazda adil ve eşit uygulama olmadığı taklık konusunun Kürt sorunuyla ilgili dirde, bu muhalefet üzerinde bir baskı o siyasi hareketin temsilcileri aleyhiaracı haline gelir” diyor. ne hep işletildiğine dikkat çeken Yüzl ANKARA başıoğlu, “Eğer dokunulmazlık kaldısadaki yetkilerini çiğniyor. Dolayısıyla HDP’lileri anayasal suç işlemekle suçlarken, aslında kendisi anayasa suçu işlemiş konuma düşüyor.” C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle