21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Mersin’de bir Terapilerde Erdoğan’a ailede iki anne geçen bir ömür hakarette zirve n Mersin’de 4 kişilik bir çekirdek aile ve o ailede iki anne yaşıyor. Diyarbakırlı Zerrin ile Belçikalı Adelynn Türkiye’de eşcinsellerin aile kurmalarının zorluklarını anlattı. l Mesut Arslan 2’de n Çocukluğunda ensest ilişkiye tanık olup 35 yılını psikiyatristlerin peşinde koşarak geçiren Eyüp Turan Reyhan, mağduriyetinin kitabını yazdı. l Damla Yur 3’te n Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret davalarının suyunun çıktığının en belirgin örneği, tehditçi eski sevgilisinin onun adıyla attığı tweet yüzünden davalık olan Burcu yaşadıklarını anlattı... l Günel Cantak 4’te Pazar 3 Ocak 2016 EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Ofke kontrolü ve şeffaflık CEREN ÇIPLAK METİN AKPINAR’DAN ERDOĞAN’A YENİ YIL HEDİYESİ: gün yılın ilk karı İstanbul’a yağdı... Hâlâ da yağıyor.... O gün Ankara’da iki canlı bomba yakalandı. O gün haber sitelerinde Erdoğan’ın umrede olduğu haberi dönüyordu. O gün ilkokul öğrencilerine ‘yılbaşı yasağı’ yazısı yollandı... Öyle bir günde, yani 30 Aralık’ta, Metin Akpınar’la buluştuk. Çünkü geçen günlerde sosyal medyada Metin Akpınar imzalı “Bu ülkeden utanıyorum” başlıklı bir yazı dolaştı. Akpınar, gazetemiz aracılığıyla yazının kendisine ait olmadığını açıkladı. Biz de “Bu ülkeden mi utanıyor yoksa ülkede yaşananlardan mı?” diye sormak üzere karlı bir günde yola düştük.. Akpınar, bana, “Hazırlanma, doğaçlama konuşuruz en güzeli bu” deyince öyle yaptım ve doğaçlama bir sohbetin içinde buldum kendimi. Ancak nereden bilebilirdim Metin Akpınar’ın baskın bir karakter olduğunu... O anlatmak istediklerini anlattı, aramızda “soğuk savaş” da oldu ve sonunda anlatmasını istediğim konulara da konuk oldu... O Geçen günlerde sosyal medyada Metin Akpınar imzalı “Bu ülkeden utanıyorum” başlıklı bir yazı dolaşmıştı. Metin Akpınar, o yazının kendisine ait olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Ama Türkiye’de utanılacak şeyler yapıldığı da bir gerçek” n O makale sonrası sosyal medyadan ne gibi tepkiler aldınız? O yazıyı benim yazdığımı sanan bir AKP yandaşı “Bizim şehitleri görmüyor musun lan gavat” dedi, zarif bir şekilde. Herhalde aynı zarafetle utanmıştır yazanın ben olmadığımı öğrenince. Buna karşın ben yazmadım deyince de “Metin Akpınar utanmıyormuş” diyen de oldu. n Bugün yılın ilk karı İstanbul’a yağdı... Bugün Ankara’da iki canlı bomba yakalandı. Bugün haber sitelerinde Erdoğan’ın umrede olduğu haberi dönüyor. Böyle bir güne bakınca siz neler söylemek istersiniz? Gerçek demokrasinin mutlaka işlemesi lazım. Dikkatimizi, demokrasimizi, bireysel hak ve özgürlüklerimizi bu doğrultuda kullanmalıyız, daha doğrusu kullanmalısınız. ‘Artık iş gençlerde’ n Kim kullanmalı? Ben 75 yaşındayım artık, unumu eledim eleğimi astım. Bayrak açın, koşun sokağa deseler 10 dakika yürüyemem. Artık iş gençlerin. Biz artık ancak masa başında anlatırız meramımızı. n Sizin demokrasi tarifiniz nedir? Ben inanç özgürlüğüne demokrasi diyorum öteki etnik kimliğine demokrasi diyor. Diğeri eşcinsel evliliğe özgürlük diyor, bir diğeri de 4 kadınla evliliğe özgürlük diyor ve bunu dayatıyorsa demokrasi bu değil. Burada güzel laf şudur; demokrat olmayana demokrasi basamakları kullandırılmaz. Bunu kim yapar, devlet yapar. Devlet kimdir? Ordudur, bürokrasidir, yargıdır. Hükümet ise icra organıdır. Devletin vatandaşla ya da vatandaşın devletle anlaşmazlığını yargı çözer, bağımsız yargı çözer. Böyle bir şey varsa demokrasi var demektir, yoksa kar yağıyor... ‘Tutuklu gazeteciler kahramandır’ n Can Dündar ile Erdem Gül için ne söylemek istersiniz? Sanat nasıl özgür olmak zorundaysa basın da mutlaka özgür olmalıdır. Basınla uğraşılmaz, silahı kalem, düşünce olan insanla uğraşılmaz. Yaprağın üzerine yazar yine gönderir. Onlar birer kahramandır. Sürekli içeride kalmayacaklar elbet. Herkesin bildiği ama kimsenin uygulamadığı bir durum var. Tutuklama işlemi hukukta belli nedenle yapılır. Savcı iddianamesini hazırlar ancak Türk milleti adına hakim karar verir, savcı karar vermez. Artık polis bile karar veriyor, alıyor, götürüp tutukluyor. n Hatta eve girip vuruyor... Eve girmeden de vuruyor, o zaman ne oluyor, polis devleti oluyor. O zaman kar yağar... Vedat ARIK ‘Partiler demokrat değil' n Bu ülkeden, bu ülkede yaşanan çatışmalardan, kaoslardan, kutuplaşmalardan, olup bitenlerden utanıyor musunuz? Bunları yapanlar utansın, ama utanılacak şeyler yapıldığı da bir gerçek. İnsan hakları anlamında uluslararası sıralamada yetmişinciyiz. Bu sevinilecek, yüz akı olacak bir şey değil. Utanılacak bir şey. Adalet ve hukuk sistemine baktığımızda çok sağlıklı gitmeyen bir sistemle karşı karşıyayız. Laik anti laik savaşı, Türk Kürt savaşı belki yarın karşımıza çıkacak başka bölünme projeleri oldukça önümüz çok açık değil. Önümüz bu kadar açık değilken yapılması gereken işlemekte olan parlamenter sistemin onarılması, düzeltilmesi iken Sayın Cumhurbaşkanı’nın başkanlıkta ne olacağı çok belli olmayan bir başkanlıkta ısrar etmesi, buna karşın HDP’nin de özerlik gibi yönetim şekillerinde ısrar etmesi bizi zorlayacak gibi duruyor. Bence doğru yol parlamenter sistemi ihya etmektir. Siyasi partiler kanununu değiştirmemiz lazım. Bak bu lafı söylemekten utanıyorum artık, 30 senedir söylerim: Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler kendi içlerinde demokrat değil. Benden önce söylenmiş bir laftır, ancak ben de sahiplenip sürdürüyorum... İşte şu saydıklarımı yapanlar utansın. Ben neden utanayım. Öfkelenebilirim, ancak 75 yaşındayım ve öfke kontrolünü öğrendim. Öfke kontrolüm, öfkelendiğim, kızdığım insanlar için üzülmek. Bunu başarmaya çalışıyorum. metin AKPINAR NOEL BABA OLSAYDI... n Biliyorsunuz, doğuda çocuklar ölüyor... Siz Noel Baba olsaydınız heybenizden çocuklar için ne çıkarırdınız? İlle beni konuşturacaksın, şimdi buraya Noel Baba gelse ancak naylon ceset torbası dağıtır... Ben, akıl, bilgi, pozitif bilim çıkartırdım çocuklar için. n Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeni yılda ne hediye ederdiniz? Kaanatkâr olmayı, öfke kontrolü yapabilmeyi ve şeffaflık hediye ederdim. n Kılıçdaroğlu’na? CHP’nin ‘bagaj’ıyla barışmasını ve onu güncellemesini isterdim. Ayrıca bir ricam seçmenini paylamamasını, ‘lütfen’ diye istemesini önerirdim. ‘Bunun adı cici demokrasi’ Bir seçim yapılabildiğine göre, parlamenter sistem işlediğine göre biraz demokrasiden söz etmek mümkün. Bunun adı cici demokrasidir. Uzun yıllardır biz buna cici demokrasi diyoruz. Cici Baba vardır ya, devlet baba burada cici babadır... Evet, kar meselesi de böyle. Ondan sonra gelelim kar yağınca İstanbul ne hale geliyor.... n Peki ‘demokrasi’ye kar yağıyor mu? Metin Akpınar gençlere şu sözlerle sesleniyor: “Gerçek demokrasinin mutlaka işlemesi lazım. Dikkatimizi demokrasimizi, bireysel hak ve özgürlüklerimizi bu doğrultuda kullanmalısınız. Ben artık 75 yaşındayım...” ‘Her devirde eleştirilebilir’ n Bugün politik hiciv pek yazılmıyor, yapılmıyor. TV’de sulu zırtlak komediler izliyoruz. Elbet baştan sona politik olsun demiyoruz ama mizahın harcında politika, toplumsallık vardır, bunu da görmek istiyoruz. Siz, sahnelerde yıllarca siyasi taşlamalar yaptınız. Bu anlamda neler söylemek istersiniz? Hiciv bizden çok önce de vardı. Öğrencilerime, her devirde her şey eleştirilebilir diyorum. Bir kabarecinin önce entelektüel olması lazım. Empati kültürüne hâkim olması lazım. Kabare tiyatroları dünyada çok olumsuzluklar yaşandığı dönemlerde çok daha kuvvetli gelişmiştir. Hitler Almanyası’nda da kabare tiyatrosu vardı. n Ama artık taşlama yapmaktan çe nlık s e tartışılabil istemi önerilip iy sistemi d orsa özerklik e önerileb tartışılabil ilmeli ve m Tartışıldık eli parlamentoda n İstanbul’un havası soğuk... Sizde . t bağlanma an sonra karara havalar nasıl? lı. HDP’nin yanlışı Hep iğneliyorum, 75 yaşındayım. 4 ya da, baştan ila şından beri olayları hafızama kaydediyo ‘Ben böyle y n etmesi oldu. a rum. 71 senedir her şey benim gözümün istersen gel pıyorum, is tersen gelmezse önünde cereyan ediyor. Bunun için Aln orada k gelme, avga lah dayanma kuvveti veriyor. Yoksa be çıkarırım’ tarz ında konu Böyle olm nim havam çok fırtınalı bir hava. Genç ştu. az. Bu tav ır yanlış.” olsam fena eserdim, artık genç değiliz o yüzden işi gençlere veriyoruz. zyönetim “ Ö mi? Değil. yanlış bir şey Bu ülked başka ‘Özyönetim tartışılabilm eli’ ‘Yılbaşı Türk geleneğidir’ n Çaycuma ilçesinde Milli Eğitim Müdürlüğü okullara gönderdiği yazıda yılbaşı etkinliğinin kutlanmamasını istedi. Yılbaşı yasakları da geliyor diyebilir miyiz? Yeni yıl, Orta Asya geleneğidir çünkü Türk mitolojisine baktığınız zaman orada yeni yılı kutlarlar, çünkü orada güneşle gecenin bir kavgası vardır. Güneşle gecenin kavgasını 21 Aralık’ta güneş kazanır. Günler uzamaya başlar, onun kutlamasıdır bu. Yeni yıl o zaman gelir. Doğayla ağaçla kutlarlar. Ağacın dibine birbirini mutlu edecek yiyecekler koyarlar, bugün konulan hediyeler gibi... Ağacı, süslerler çaputla, boncukla. Yılbaşı Türk geleneğidir aslında. Yılbaşını kurup da yılbaşını kutlayanlara kızmasınlar. İsteyen namazını kılsın, duasını etsin, portakalını yesin. İsteyen tombalasını oynasın. Buna kimsenin bir şey diyeceği yok. Bırak biri de sokakta bağırsın, şampanyasını içsin. Biri kırmızı don giysin biri de uzun evliya donuyla sevişsin ne yapayım canım. kiniliyor... Sosyal medyanız var, sonsuza kadar gidiyor maşallah... Mizah dergileriniz de var. Anlatıcılar ve dinleyiciler olduğundan beri tiyatro vardır. n Tiyatro var ancak tiyatrodaki muhalif isimler susturulmak isteniyor, mesela Şehir Tiyatroları bunun kavgasını veriyor. Siz olan biteni nasıl görüyorsunuz? Yanlışlıklarla, olumsuzluklarla kavga edilecek en iyi yer tiyatrodur. Tiyatro insan oldukça var olacak. O yüzden kimse kendini yırtmasın. Boşuna metabolizmalarının sonuna zarar vermesin! Tiyatro, kapısına kilit vursan bacasından söyler, ama söyler. Tiyatro Zeki’yle yine oynayacağız empati kültürünün mabedidir. İnsanlar burada karşı taraf gibi düşünebilmeyi, karşı taraf gibi anlamayı öğrenir. Kendini sorgular, kendini sorgulayan insan vicdanlı insandır. Bugün vicdan diye herkes bağırıyor. Vicdan budur. Kendini sorgulamaktır. Geçmişe baksınlar görsünler. 5 bin yıllık bir öykü bu. Bir bağnaz beyin gelip bunu yok edemez, imkânı yok, hiç kimse korkmasın. Olmazsa bizim ruhlarımız gelir yine tiyatro sahnesinde oynar. Niye bıraktık o kadar malzemeyi? Zeki Alasya gelecek, ben geleceğim yine tiyatroda olacağız. n Zeki Alasya daha naif, çocuksu bir komik siz ise daha muzip, cinfikir, şeytanın arka bacağı komiğisiniz... Temelde bu kadar zıtlık varken seyirci neden sizi karıştırıyordu? Teşekkür ederim hakkımda çok iyi şeyler düşünüyorsun Ceren, sağ ol! Cin, fırlama bir herifim demek (gülüyor). Kontraslar birbirini çeker. Zaman zaman ben kavuklu olmuşumdur, zaman zaman da Zeki olmuştur. O yüzden seyircinin kafası karışıyordu. Evet, bizi karıştırırlar. Zeki Akpınar, Metin Alasya derler çoğu kez. Eee haklılar bizde değiştiğimiz için... Bir ara ben zayıftım o şişmandı sonra ben şişmanladım, o zayıfladı, seyirci iyice karıştırdı. n Zeki Alasya’nın ardından ‘keşke’leriniz çok oldu mu? Keşke Kabare Tiyatrosu’nu kapatmasaydık derim. Ama keşkeleri sevmem. Keşke kötü bir laftır. Merzifon’da yapılır keşkek, bak o güzeldir. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle