14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 24 Ocak 2016 EDİTÖR: CAN DOKER haber 5 Anıtkabir’de saygı duruşu PM i s önce sert tu ş konu CHP’nin 35. Olağan Genel Kurulu’nda 990 oy alarak yeniden genel başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, yeni PM ve YDK üyeleriyle Anıtkabir’i ziyaret etti. Heyet Aslanlı Yol’dan yürüyerek önce Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakıp saygı duruşunda bulundu. Ardından Misakı Milli Kulesi’ne geçildi ve Kılıçdaroğlu, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Uğurlar olsun... ulanık akan ırmaklar, mavisini yitirmiş denizler... Acılar içinde hüzün topluyorduk geçen yıllar içinde. Kim söylemişti, ne zaman yazmıştı anımsamıyorum: “Zaman geçmiyor biz geçiyoruz...” Öğle saatlerinde kar bastırdı dün. On dakika sonra hava açtı. Masmavi gökyüzü altında yürüdüm bir süre. Gazeteye doğru yürürken, zamanın mı bizim mi geçip gittiğimizi düşündüm. Önceki gün iki haber geldi... Önce Türk dili ve edebiyatının emekçisi Tahsin Yücel’in ölüm haberi geldi, bir süre sonra tanınmış siyasetçi Kamer Genç’in... Yılların içinde geçip gidiyorduk... Yazı masama oturduğumda zamanı düşündüm, hayatı. Bugün günlerden 24 Ocak 2016... Kaç yıl olmuştu Sevgili Uğur Mumcu alçakça katledileli? 23 yıl... 1993’ten 2016’ya varıncaya dek insanlık baş döndürücü bir hızla yaşadı, dünya küreselleşti, hayatımız vahşi kapitalizmin sarmalında bir süreci yaşadı. Terör tırmandı, Ortadoğu kan gölüne dönüştü, ABD ve AB’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk adımı olan “Arap Baharı” yarım kaldı... Biz ise 40 yıldır terörle birlikte yaşıyoruz.... Cavit Orhan Tütengil... Abdi İpekçi... Muammer Aksoy... Bahriye Üçok... Çetin Emeç... Musa Anter... Onat Kutlar... Uğur Mumcu... Ahmet Taner Kışlalı... Gaffar Okkan... Necip Hablemitoğlu... Hrant Dink... HHH Faili meçhul cinayetlerle Cumhuriyet yazarları, bilim insanları, barış güvercinleri birer birer öldürülürken elimiz kolumuz bağlı kaldı... Salt çığlıklarımız vardı, acılarımız, gözyaşlarımız, hüzünlerimiz... Yaşanan bir rüya mıydı? Eğer rüya olsaydı yıllar sonra gözlerimizi açar yaşananlara bakardık! Yaşananların hepsi gerçekti... Uğur Mumcu bugün yaşasaydı ne yazardı? Bana sorarsanız oğlu Özgür Mumcu’nun yazdıklarını! B CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU’NDAN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A REST Davutoğlu’na özgürlükçü demokrasi için 10 maddelik çağrı yapan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “Karın ağrısı çekme, açıkla. Yoksa salı günü cevabını alacaksın” dedi HP’nin 35. Olağan Kurultayı’nda seçilen yeni Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının başında konuşan Kılıçdaroğlu sözlerine “Demokrasiyi kendi evimizde olabildiğince oluşturmaya çalıştık, hep beraber seçildik ve buraya geldik. İşimizin zor olduğunu benim kadar eminim sizler de biliyorsunuz. Önemli olan kolay işleri değil, zor işleri başarmaktır” dedi. Ardından Mustafa Koç, Kamer Genç ve yazar Tahsin Yücel’in ölümlerinden duyduğu üzüntüyü dile getiren, 24 Ocak 1993’te katledilen Uğur Mumcu’yu da unutmayan Kılıçdaroğlu, “Acılar, kuşkusuz düşündüğümüz kadar kısa sürede gelip geçici bir süreç değil. Bazen derinden de yaşayabiliriz. Yineleyerek farklı anlamlar katabiliriz. Uğur Mumcu’nun katledilişi gibi. O da törenlerle anılacak, onu da hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu. Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sert eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu, PM öncesi de Erdoğan’ın kendisi hakkında söylediklerine yanıt vererek eleştirilerini sürdürdü. Kendisi için muhtarlarla düzenlediği toplantıda “Aslında bu zatın asıl karın ağrısını da ortaya dökerim, ama inanın bana ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a elindeki bilgi ve belgeleri açıklaması için grup toplantısının yapılacağı salı gününe kadar zaman verdi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Benim karnım ağrımıyor, ama senin karnının ağrımasını da istemem. Açıkla, ben salı günü sana tek tek cevabını vereceğim. Açık ve net bütün belgeleriyle ortaya koyacağım. Karın ağrısı çekme, salı gününe kadar açıkla, biz de Salıya kadar açıkla yoksa cevabını alırsın! C öğrenmiş olalım. Ama açıklamazsan salı günü cevabını alacaksın.” Türkiye’nin demokrasi açısından hızla kan kaybettiğini, bu durumun artık sadece Türkiye için değil, uygar dünya için de sorun haline geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Biden’in Türkiye ziyaretine değindi. CHP lideri, “Bir ülkenin eğer başkan yardımcısı gelip, büyükelçiyi de alıp demokrasinin erdeminden söz ediyorsa oturup düşünmemiz lazım. O zaman soru neydi? ‘Kendi içinde demokrasi olmayan bir siyasal parti ülkeye getirebilir mi?’, hayır bu kadar açık.” Suriye konferansı düzenleneceğini anımsatan Kılıçdaroğlu, konferansta Türkmenlerin yer alıp almayacağını merak ettiklerini söylerken de “Silah gönderiyor, ilaç gönderiyor, Türkmenlere gönderiyormuş. Rus uçağı düşürülüyor, ‘Türkmenleri bombalıyordu’ diyorlardı. O zaman bunların hiçbirisini yemeyeceksin, yutmayacaksın. Türkmenler o masada olacak biz bekliyoruz bunu” dedi. Kılıçdaroğlu’nun gündemindeki bir diğer konu da Diyarbakır’da karne günü bir okulun bahçesine atılan el yapımı bombaydı. “Bunlarda vicdan, ahlak yok. Terörün acımasızlığını görmek istiyorsanız, okulun bahçesine atılan el bombasına bakacaksınız” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Hangi ahlak, hangi inanç, hangi amaçla bir okulun bahçesine el bombası atıyorsunuz. O nedenle diyoruz ki terörü lanetliyoruz, terör insanlık suçudur. Terörün amacı, kimliği, inancı ne olursa olsun hep beraber karşı durmak zorundayız. Çocuklardan ne istiyorsunuz siz? Okulun bahçesine bomba mı atılır?” l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Biden göndermesi Davutoğlu’na 10 maddelik çağrı K ‘Cevabını alırsın’ onuşmasında Türkiye’nin büyük mücadelelerle kurulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, buna karşın Türkiye’nin hâlâ özgürlükçü demokrasiyi oturtamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bunu kendi ülkenize getiremezseniz, asla ve asla uygar bir dünyanın parçası olamazsınız. Bizim hedefimiz neydi, çağdaş uygarlığı yakalamak değil, aşmaktı. Nasıl aşacağız? İçeride kavga ederek, birbirimizin gözünü oyarak mı, birisi hak talep ettiği zaman ağzına bant çekip, ‘etme’ diyerek mi. O zaman özgürlükçü demokrasiye dönük bir devrime ihtiyacımız var.” Kılıçdaroğlu, konuşmasında özgürlükçü demokrasinin sağlanması için Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da 10 maddelik bir çağrıda bulun du. “Bu ülkeye demokrasiyi birlikte getirelim. Neden birileri bedel ödesin, neden birileri dayatsın?” diyen Kılıçdaroğlu bu maddeleri, “hukukun üstünlüğüne inanan devletin oluşturulması”, “darbe hukukunun temizlenmesi”, “yargı bağımsızlığının sağlanması”, “Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası’nın değiştirilmesi”, “ifade özgürlüğünün sağlanması”, “medyanın anayasada dördüncü güç olarak tanımlanması”, “Kürt sorununun TBMM’de çözülmesi”, “din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması”, “insan odaklı, hak temelli sosyal devletin kurulması” ve “akademik özgürlük” olarak sıraladı. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’na “Bu ülkeye demokrasiyi birlikte getirelim. Neden birileri bedel ödesin, neden birileri dayatsın?” diye seslendi. Terörü lanetliyoruz PM toplantısında liste rahatsızlığı Uğur Mumcu, ölümüne dek hep şöyle dedi: “Terörün dini, dili, ırkı, inancı olmaz... Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur...” Terör bugün küreselleşti, sınırımızın yanı başına yerleşti... Biz sadece onları seyrediyoruz... Suruç’ta, Ankara’da, Sultanahmet’te karşımıza çıkıyor zaman zaman. Zaman geçmiyor, biz geçiyoruz... Uğur yaşasaydı, Güneydoğu’da yaşananlara, kör teröre, iki ateş arasında kalıp kaçmaya çabalayan insanlara çok üzülürdü... Uğur, hayatı boyunca teröre karşı dik durdu... Bedelini canıyla ödedi... Derin devlet Abdi İpekçi, Çetin Emeç gibi Uğur’u seçti... Uğur kendi yüreğini koydu teröre karşı ve hep insanlığı savundu... Uğur hiçbir zaman TürkKürt düşmanlığı yapmadı. Uğur’un yaşam rotası barıştan, demokrasiden, kardeşlikten yanaydı hep... Üniter devlet çatısı altında birlikte yaşamak... Hayat onun için Hayyam’ın dizelerinde olduğu gibiydi: “Özgürlük yoluna girmezsen,/ bu yolda koşmazsan vargücünle,/ yıkamazsan yüzünü kanında yüreğinin,/ yarın avucunu yalarsın./ Er dediğin kendini yok bilmedi mi,/ cayır cayır yanmadı mı yürek dediğin,/ haydi öyleyse uğurlar olsun.” HHH 23 yıl önce karlı bir Ankara sabahında, Karlı Sokak’taki evinin önünde otomobiline binerken uzaktan kumandalı bombayla öldürüldü. Duvardaki tuğlalar çekilmedi... Tetikçiler bulundu, içeriye atıldı... Zaman geçmiyor dostlar, biz geçiyoruz... Edebiyat ustası Tahsin Yücel ölüyor, televizyonlarda haber yok doğru dürüst. Yücel, bilim adamlığını sanatçı kişiliğiyle birleştirmiş adam gibi adamdı... Anadolu aydınlanmasının bir savaşçısı, dil devriminin savunucusuydu Tahsin Yücel, Uğur Mumcu gibi. Tarihin sayfalarında akan bulanık ırmak, mavisini yitirmiş bir deniz gibi hayat. O hayatın içinden zaman geçmiyor biz geçiyoruz... 3 5. Olağan Kurultay’da belirlenen Parti Meclisi ilk toplantısını dün yaptı. Yaklaşık 3 saat süren toplantıda Kılıçdaroğlu üyelere önemli mesajlar verdi. İlk toplantıda Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinin delinmesinden duyduğu rahatsızlık hissedildi. Toplantının başında sıraladığı özgürlükçü demokrasi için 10 maddelik öneri listesini kurultay konuşmasında da anlattığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ama herkes kendisine oy peşindeydi. Telefonlarla delegelerle konuşuyorlardı, beni dinlemediler bile. Demek ki çarşaf değil blok yapmak lazım. Belki de doğ rusu budur. Böylece insanlar delege peşinde koşmazlar” mesajını verdi. Mersin Milletvekili Fikri Sağlar’ın tarımdan sorumlu bir genel başkan yardımcılığı oluşturulması yönündeki görüşü üzerine de Kılıçdaroğlu, “İki tane arkadaş vardı, dışarıda kaldı” dedi. Toplantıda yeni döneme ilişkin de çarpıcı mesajlar veren Kılıçdaroğlu, “Oyumuzu artıramamızın gerekçelerinin farkındayız. Halkın farklı kesimleriyle iletişim zorlukları çekiyoruz” derken, daha fazla çalışan bir PM istediğini söyledi. l FIRAT KOZOK /ANKARA Faili meçhul avukatına 301’den dava açıldı KEMAL GÖKTAŞ Bildiriden AKP’nin kurucusu da çıktı Barış İçin Akademisyenler, hedef gösterilen bildirinin 2112 imzayla sonlandığını açıkladı. Listede, AKP’nin kurucularından Fatma Bostan Ünsal da bulunuyor artışma yaratan ve Güneydoğu’daki çatışmalardan devleti sorumlu tutan akademisyen bildirisi sonlandırıldı. “Barış İçin Akademisyenler” adına yapılan açıklamada 2112 imzaya ulaşıldığı duyurulurken imza listesinde bir AKP kurucusunun olması da dikkat çekti. Listenin 816. sırasında yer alan Fatma Bostan Ünsal, AKP’nin 64 kurucu üyesinden biri. “Barış için Akademisyenler” adıyla yapılan açıklamada günlerdir iktidarın hedefinde olan bildirinin 2112 imzayla sonlandırıldığı belirtildi. Grup adına yapılan T açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Barış İçin Akademisyenlerin ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlığıyla, 11 Ocak 2016’da 1128 imzayla kamuoyuna duyurduğu metni, 20 Ocak 2016 22:00 itibariyle, Türkiyeli 2212 akademisyen ve araştırmacı imzalamış, metne yurtdışından da aynı tarih ve saat itibariyle 2279 akademisyen ve araştırmacı destek vermiştir. Barış İçin Akademisyenler olarak, savaştan ve ölümden değil, barıştan ve yaşamdan yanayız. Yaşanan her ölüm için derin ‘Barıştan yanayız’ bir üzüntü duyuyoruz. Barış koşullarının sağlanmasını, vatandaşı olduğumuz devletten talep ediyoruz. Ülkemizde herkesin kendini güvende hissettiği koşulların yerleştiği güne kadar bu yönde çaba harcamaya devam edeceğiz.” Bildiride AKP kurucusu Fatma Bostan Ünsal’ın imzasının yer alması da dikkat çekti. AKP’nin kurucularından, Muş Alparslan Üniversitesi öğretim görevlisi Fatma Bostan Ünsal listede 816. sırada yer aldı. Bostan, AKP’nin 64 kurucu üyesinden biriydi. l Haber Merkezi AKP’nin kurucularından biri olan Ünsal da imzacılardan. ir dönem aydınların ve gazetecilerin yargılanmaları için sık sık işletilen ve Türkiye’nin AİHM’de defalarca mahkum olmasına neden olan Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesi yeniden devreye sokuldu. Akademisyenlerin açıkladığı barış bildirisiyle ilgili savcılıkların 301. maddeden soruşturma açmalarının ardından gazete dağıtımcısı Kadri Bağdu cinayetinin faillerinin bulunmamasını eleştiren avukat Tugay Bek de 301. maddeden hâkim karşısına çıkacak. Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı, Adana İl Emniyet Müdürlüğü’nün suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma sonunda Tugay Bek hakkında, Türk Ceza Yasası’nın 301/2. maddesinden dava açtı. Başsavcılığın iddianamesinde, Tugay Bek’in 14 Ekim 2014 tarihinde Adana’da öldürülen Azadiya Welat gazetesi dağıtımcısı Kadri Bağdu’nun ailesinin avukatı olarak takip ettiği Adana Başsavcılığı’ndaki soruşturmaya ilişkin olarak yaptığı açıklamalara yer verildi. İddianamede, Bek’in 8 Ocak 2015 tarihinde Evrensel Gazetesi’ne verdiği demeçte “faillerin hem polis, hem B yargı tarafından korunduğu” şeklinde, aynı tarihli Güneydoğu Ekspress isimle gazeteye ise “Savcılığın ve emniyetin ellerindeki imkânları kullanmadığı, polisin failleri yakalama konusunda geri durduğu, polisin Kobane eylemleri sırasında yaşanan IŞİD sloganları attığı göz önünde bulundurulduğunda bu düşüncenin haksız olmadığı, polisin çeteci zihniyet ile meseleyi değerlendirdiği, polisin çeteleri halkı sindirmenin bir aracı olarak gördüğü, çetecilerin karıştığı cinayetlerin gizlenme ve üstünün örtülmesi çabası içerisinde hareket ettiği” şeklinde beyanda bulunduğu belirtildi. İddianamede, avukat Bek’in Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçunu işlediği ileri sürülerek Adalet Bakanlığı’nın da Bek hakkında dava açılmasına izin verdiği belirtildi. Tarsus Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk imzalı iddianame mahkemece kabul edildi. Bek’in yargılanmasına 28 Ocak Perşembe günü Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. l ANKARA Bakanlık izin verdi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle