Katalog

Cuma 4 Eylül 2015 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 MARDİN’DE ŞEHİT OLAN POLİSİN CEBİNDEN HÜKÜMETE MESAJ ÇIKTI: Cenazeme gelmeyin! Mardin’de PKK’liler 4 polisi şehit etti. Şehit polisin cebinden çıkan vasiyetnamede “Devlete kızımı emanet etmiyorum. Cenazeme devlet yetkilisi gelmesin..” yazıyordu ardin’in Dargeçit ilçesinin girişindeki Bahçeci Mahallesi’nde bulunan ve inşaatı süren Mardin Artuklu Üniversitesi Dargeçit Meslek Yüksek Okulu’nda çıkan yangına müdahale eden itfaiyenin rahat çalışması ve çevre güvenliği sağlamak için olay yerine gönderilen polis zırhlı aracının geçişi sırasında dün sabah saat 06.50’de PKK’lilerin yola önceden döşedikleri patlayıcı uzaktan kumandayla infilak ettirildi. Patlamayla birlikte havaya fırlayan zırhlı araçta bulunan Dargeçit İlçe Emniyet Amiri evli ve 2 çocuk babası 45 yaşındaki İbrahim Halil Aksoy, polis memurları 29 yaşındaki Akif Hatunoğlu, 31 yaşındaki Mehmet Hüseyin Balta ve 22 yaşındaki Ahmet Akalın şehit oldu. Şehit polisler Ahmet Akalın ve Akif Hatunoğlu sosyal paylaşım sitelerindeki hesaplarında kısa süre önce “ Sessiz olun..!!! Polisler Şehit oluyor!!! Vicdanı Olmayanlar!! Huzur içinde uyumaya devam edin!!! Siz bilmezsiniz ama bizler sizler için şehit olmaya devam ederiz!!!” yazılı paylaşımda bulunmuştu. Şehit polis Akif Hatunoğlu’nun sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki son paylaşımı ise, görev yaptığı Dargçeit ilçesindeki Şehit Ozan Demirkollu Polis Merkezi Amirliği’nin tabelası ve Türk bayrağı önünde çektiği fotoğraf oldu. Uyuyunca geçmeyecek korkunç görüntü bilgisayar ekranına düşmeden az önce, o gün yayımlanan yazıma gelen itirazları okuyordum. Çoğu küfürlü, çoğu sövmeli, hepsi sitemli... Askerliğin ve vatan için savaşmanın ve sınırların ne anlama geldiğini bilmediğimi; tarihi doğru okuyamayan aptal bir aydın olduğumu söylüyorlardı. Birisi “Aslında iyi kalpli de bir insansın, neden böyle şeyler yazıyorsun” diyordu. İşte onlar tam bu cümleleri kurarken denizde boğulan o mülteci çocuğun küçücük uslu bedeni, yaşadığım yerin çok yakınında bir sahilde karaya vuruyordu. Bu dehşetengiz görüntünün anlattığı gerçekle yüzleşmek bile, biliyorum, geniş kitleleri savaşlardan zerre kadar soğutmayacak. Herkes o an o fotoğrafa bakıp kendi çocuğuna sıkıca sarılacak... Ama kimse sınırların ve askerlerin ve savaşların ve ülke bütünlüklerinin dünyadaki enerji kaynaklarını ele geçirme ihtirasıyla gözü dönmüş sisteme kulluk etmekten başka bir işlevi olmadığı gerçeği ile o an arasında bir bağ kurmayacak. Hayaller gerçeklerden daha etkileyicidir. Ama gerçekler de hayallerden daha korkunçtur. O yüzden tarihi, gerçeği gösteren o sert ve net fotoğraflardan değil, vahşeti aklayan hamasi bir savaş edebiyatından okuturlar çocuklara. Ve o edebiyat bizi bu korkunç dünya düzeninde, kendi sınırları içinde, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaya ve kurulmuş düzeni korumaya terbiyeler. Bu sayede yakın bir ülkeden gelip uzak ülkelere kaçmaya çalışan yığınla insan, kucaklarında sıkı sıkı sarıldıkları çocuklarıyla hayatlarımızın üzerine basa basa denizlerden denizlere, topraklardan topraklara, ölümlerden ölümlere göç ederler. Biz kör oluruz. Bizim gündüzleri derin nefesler alarak keyifle yürüdüğümüz kırçıl patikalardan, gece yarısı nefeslerini tutup korku içinde koşarak geçerler. Biz kör oluruz. Bizim altında seviştiğimiz yıldızlara son bir kez bakarak kadere küfrederler. Biz kör oluruz. Gündüz huzurlu kulaçların denizi, ay karanlığında korkulu çırpınışların kâbusu. Biz o denizde yüzüyoruz; onlar aynı denizde ölüyorlar. Savaştan kaçmanın kaderiyle, savaşı kanıksamanın aymazlığı bir olmuş insanlığı dört bir koldan boğuyor. Bu gece de, biz yakamozlara bakıp gülüşürken sadece birkaç kilometre ötemizde doğduğu toprakların yangınını içinde taşıyan ve o yangının aleviyle birlikte aslında bizim insanlığımızı da yakan yığınla can, ölümüne bir yolculuğa çıkacak. Ayaklarında plastik sandaletler, sırtlarında birer küçük çanta, ceplerinde az para, yanlarında biraz su, biraz bisküvi, hayallerinde hiç bilmedikleri bir ülke, kucaklarında çocukları, kâbuslarında doğdukları toprak... Bir daha hiç geçmeyecekleri dikenli bir patikadan denize doğru yürüyecekler. Boş pet şişeleri mezar taşı gibi arkalarında bıraka bıraka kayalıklardan denize inecekler. Bir ihtimal tekinsiz göç yolunda sulara devrilip çırpınarak ölecekler. Onların ölmesi doğal, uzaktan gelen müzik sesi olağan. Gece onlara başka, bize başka. Aslında her şeyi biliyoruz. Ama susuyoruz. Herkes kendi gecesini yaşar. Ne zaman ki... Bir mülteci çocuk boğulur. Onun ufak ve uslu ve cansız bedeni karaya vurur. Anca o zaman, o da bir an, durup hep birlikte biraz ağlarız. Sonra geçer. Oysa Pavese şöyle der: “Kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçecekmiş gibi gelecek. Kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçmeyecek.” M Polisin son mektubu Akalın Balta Aksoy Hatunoğlu O ‘Bizde mektup yok’ Şehit polis Hatunoğlu’nun amcasının oğlu süden “Emanetin emanetimizdir” diye konuşma yapmasını istemedi. Mehmet Hatunoğlu, “Şehit Akif Hatunoğlu’nun cebinden çıkan vasiyet diye yazdıkları şeyin aslı yok. Babası başında öyle bir şey yok diyor” dedi. şım sitesi Facebook’taki son paylaşımı ise, görev yaptığı Dargçeit ilçesindeki Şehit Ozan Demirkollu Polis Merkezi Amirliği’nin tabelası önünde çektiği fotoğraf oldu. 6 yıllık polis Hatunoğlu’nun hesabından paylaştığı siyah zemin üzerinde polis ambleminin bulunduğu “Sessiz olun...!!! Polisler şehit oluyor!!! Vicdanı olmayanlar!! Huzur içinde uyumaya devam edin!!! Siz bilmezsiniz ama bizler sizin için şehit olmaya devam ederiz!!!” ”yazılı bir başka bir kolaj dikkat çekti. Mardin’de yaşanan olay nedeniyle Adana, Konya, Diyarbakır ve Antalya’daki şehit ailelerinin evlerine ateş düştü. Acı paylaşım.. Şehit polis Ahmet Akalın, sosyal paylaşım sitesindeki sayfasında Astsubay Üstçavuş Dursun Taştiken’in şehit düşmesi ardından 15 Ağustos günü 5 şehidin fotoğrafını paylaştı. Şehit Akalın, aynı sayfada polis armasıyla birlikte “Sessiz olun..!!! Polisler Şehit oluyor!!! Vicdanı Olmayanlar!! Huzur içinde uyumaya devam edin!!! Siz bilmezsiniz ama bizler sizler için şehit olmaya devam ederiz!!!” yazılı mesajı paylaşması dikkat çekti. Şehit polis Akif Hatunoğlu’nun sosyal payla Emanet etmiyorum .... Şehit polis Akif Hatunoğlu’nun cebinden çıkan vasiyetnamesi yürekleri dağladı. Yanından ayırmadığı vasiyetnamesinde. Hatunoğlu, hükümete veryansında bulunarak, hiçbir hükümet temsilcisinin cenazesine katılmasını istemediğini belirtti. Hükümetin uyuduğu için bunca şehidin verildiğini ve kızını devlete emanet etmediğini yazan Hatunoğlu, kimsenin çıkıp kür Eğer birgün yaban ellerde şehit düşersem eğer, Hiçbir hükümet temsilcisi gelmesin cenazeme (Vali, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı vb...) Niye diye sormayın... Çünkü onlar, UYUDUĞU İÇİN; Bunca şehitler verildi... Allah’tan dileğim aileme ve ülkeme yaşattıkları acının binlerce MİSLİNİ yaşasınlar... Anneciğim, babacığım ellerinizden tekrar tekrar öperim Haklarınızı helal edin, size layık bir evlat olamadım, İhtiyaçlarınız karşısında yanınızda bulunamadım... Haklarınızı helal edin... Haklarınızı helal edin... Kızım benim, tatlı meleğim seni çok seviyorum... Mis kokulum benim, Kızımı önce Allah’a emanet, sonra annesine, sonra annem ve babama emanet ediyorum. Sabişim benim biricik tatlı meleğim... Hiçbir suretle devlete kızımı emanet etmiyorum... Çıkıp kürsüden sakın ha konuşmasınlar, ‘Emaneti, emanetimizdir’ diye... Devlet ite, köpeğe göz yumup, bizlerin elini kolunu bağladıysa Benim zaten zerre kadar güvenim yok bu hükümete, devlete... Silah arkadaşlarım, yoldaşlarım, kardeşlerim hepiniz Allah’a emanetsiniz... Devlet uyuduğu için bizler öldük... Türk devleti sizler uyumayın ki diğer Mehmetçikler ve polislerimiz yaşasın, ulusumuz yaşasın, boyun bükmeyin... Naaşıma gelince, babam uygun görünce Pozantı Tekir’deki yayla evimizin bahçesine gömün Yok derse de, nereyi uygun derse ondan izin alınsın istediği yere defnedin.   Yük trenine bombalı saldırı Gaziantep’ten Hatay’ın İskenderun ilçesindeki demirçelik tesislerine maden cevheri taşıyan 29 vagonlu yük treni, dün aat 11.30 sıralarında ilçeye bağlı Yarbaşı Beldesi’nde bulunan iki dağ arasındaki asma demir köprüye geldiği sırada teröristlerce önceden döşenen bomba patlatıldı. Lokomotif köprüden geçtikten sonra meydana gelen patlamanın şiddetiyle trenin 2 vagonu yaklaşık 100 metre yükseklikten dereye uçarken, 2 makinist hafif yaralandı. Köprünün de hasar gördüğü patlama nedeniyle hat üzerindeki tren seferleri iptal edildi. Osmaniye Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan 63303 Sefer Sayılı Yük Treni’nin makinistleri 56 yaşındaki Cemalettin Avşar ile 45 yaşındaki Mehmet Duma, tedavilerinin ardından taburcu edildi. akkâri’nin Şemdinli ilçesinde çıkan çatışmada şehit olan sözleşmeli piyade er Batıkan Avcı için dün Erzurum’un Narman ilçesinde tören düzenlendi. Ev ve işyerlerinin Türk bayraklarıyla donatıldığı ilçede binlerce vatandaş, ellerinde Türk bayraklarıyla cenaze töreninin düzenleneceği ilçe meydanına akın etti. Törene, şehidin annesi Melehat Avcı ile akrabaları da boyunlarına Türk bayrağı asarak katıldı. Törende güçlükle ayakta duran şehidin babası Köksal Avcı’ya, 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Şeref Öngay sarılarak başsağlığı diledi. Acılı baba Avcı, Korgeneral Öngay’ın başsağlığı dileği üzerine, “İki oğlum daha var, onları da vatana feda etmeye hazırım” yanıtını verdi. Şehit yakınları, HDP’ye tepki gösterdi. Şehidin naaşı, kent meydanında öğle vakti kılınan namazın ardından Taşburun Mahalle Mezarlığı’nda defnedildi. Şehidin sosyal paylaşım sitesindeki “Zengin birisi ne asker olabilir ne de şehit” paylaşımı yürekleri burktu. İki oğlum daha var onları da feda ederim ŞEHİTSI BABA H Şehit babası Köksal Avcı, oğlunu öperek uğurladı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak baba Avcı’yı cep telefonuyla arayarak başsağlığı dileğinde bulundu. Avcı, bu görüşmede de “Vatan sağ olsun, sizler sağ olun” ifadelerini kullandı. Şırnak’ta eşi ve çocukları yanındayken PKK’liler tarafından durdurulan jandarma uzman çavuş ve ailesini vatandaşlar kargaşadan yararlanarak bölgeden kaçırdı ırnak Jandarma Özel Harekât Tabur Komutanlığında görev yapan ve ismi açıklanmayan bir jandarma uzman çavuş, çocuklarını da yanına alıp, rahatsızlanan eşini hastaneye götürdü. Şırnak Asker Hastanesi’ndeki muayenenin ardından ailesiyle birlikte şehir merkezine dönen uzman çavuşun yolu, Ömer Kabak Meydanı’ndan geçerken, 4 PKK’li tarafından kesildi. Bu sırada silahına davranan uzman çavuş, ailesini düşünerek elini silahtan çekti. 4 PKK’li uz Halk askere siper oldu Ş man çavuşu arabadan indirdi. Araçtan inip kocasının yanına gelen uzman çavuşun eşi, “Öleceksek beraber ölelim” diyerek, PKK’lilere direndi. Uzman çavuşun çocukları ise olan biteni korku dolu gözlerle arabadan izlediler. Bu sırada Ömer Kabak Meydanı’nda yaşananları izleyen vatandaşlar, uzman çavuş ve ailesini korumak için müdahale etti. Ailenin etrafında toplanan bir grup va İngiliz gazeteciler 3 gün sonra serbest iyarbakır’da IŞİD ile bağlantılı oldukları yönünde ihbar üzerine gözaltına alınan PKK, YDGH ile de irtibatlı oldukları iddiasıyla “makul şüphe” gerekçesiyle tutuklanan Vice News muhabiri Jacop Philip John GingellHanrahan ve kameraman Philip John Pendlebur, avukatlarıın itirazı üzerine 3 gün sonra serbest bırakıldı. Iraklı terücamanları Mohammed İsmael Rasool’un ise tutukluğunun devamına karar verildi. Gazetecilerin avukatı Erhan Ürküt, serbest bırakılan gazetecilerin sınır dışı edileceklerini söyledi. Ürküt, “Tarcümanın bilgisayarında IŞİD ile bağlantılı olduğu öne sürülen bir takım deliller bulunduğu iddia ediliyor. Fakat bu soruşturma sırasında ona sorulmadı” dedi. l MAHMUT ORAL D Çocukları korkuyla izledi tandaş, PKK’lilere direnmeye başladı. PKK’liler vatandaşların dağılması için havaşa ateş ederken, vatandaşlar, bu kargaşadan yararlanarak uzman çavuş ve ailesini, bir araca bindirip meydandan uzaklaştırdı. Şırnaklı vatandaşlar sayesinde kurtulan asker, bölgeden uzaklaştırılırken PKK’lilerin arkadan ateş açması sonucu, hafif şekilde yaralandı. l ŞIRNAK / AA PKK ateşiyle yaralandı C M Y B