28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 3 Ağustos 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BETÜL BERİŞE haber 5 Bu kadar içkiyi 7 kişi mi içti? MMOB T Mimarlar Odası Ankara İlk çıplaklar kampı Garipçe’de Milyonlarca ağaca mal olan 3’üncü köprü güzergâhının geçtiği İstanbul’un 200 hanelik Garipçe köyünde deniz kıyısına ‘Mayo ve bikiniyle denize girmek yasaktır’ yazılı bir pankart asıldı. Pankartı görenler şaşırıp kaldı, şu yorumlar yapıldı: “Mayo ve bikini giymezsen, don da ayıp olacağına göre, denize çıplak girmekten başka çare yok.” Sosyal medya müjdeyi “Türkiye’nin ilk çıplaklar kampı Garipçe’de açıldı” diye duyurdu. Şubesi Başkanı, Ak Saray’ın kara listesinin en başında duruyor. Çünkü Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Erdoğan’ın Kaçak Saray’ının büyüklüğü ve maliyeti ile ilgili gizli tutulan ne kadar hesap varsa açığa çıkardı. Mesela, bin liralık bardakları da ondan öğrendik, milyonluk avizeleri de. Saray’ın 1200 odadan çok daha fazla odası olduğu da bu sayede ortaya çıktı. Bu yüzden “Havuz medyası” TMMOB Ankara Şubesi’ni her zaman büyüteç altına alıyor. Dün de Akit gazetesinde, “TMMOB’den milyonluk içki âlemi” başlığıyla bir haber vardı. Akit’in iddiasına göre şube yöneticileri bir çilingir sofrası kurmuşlar. Fotoğrafta sadece 7 kişi görülüyor. Gecede şişesi 84 bin lira olan 1945 Chateau Mouton Rothschild şaraplarından iki şişe içmişler. Kolilerle rakı aldırmışlar ve 5 bin lira ödemişler. (Restoranda bir 70’lik rakıyı 100 TL’den hesaplarsak 50 şişe’ 200 TL’den hesaplarsak 25 Pankarttaki imza da tuhaf. Sağa sola çekilebilecek türden: Garipçe S.K. ve G. Derneği. Aslında “Garipçe Spor Kültür ve Güzelleştirme Derneği”nin kısaltmasıymış. Her tarafı komedi yani... MHP lideri Devlet Bahçeli, “Şimdi bir artist, kalkmış TV’de reklam yapıyor, keçiler diye” diyerek Kadir İnanır’ı eleştirdi ya. Konuşmasının devamında, hem sosyolojik, hem sinematografik, hem de senaristik eleştiriler de var. “Türk sinema hayatında iki tane senarist vardır. Birincisi Bülent Oran, diğeri Sefa Önal’dır. Fakir kız, zengin oğlandan tut, köyden kente geçerken sorunlar hep bu senaristlerin oluş Bahçeli’ye göre Yeşilçam, Türk milletini yıllarca nasıl zehirledi? turduğu filmlerle sinema hayatı zenginleştirilmiştir. Bazıları vardır içlerinde iyi oğlan, bazıları vardır, fakir kız veya zengin kız şeklinde. İyi oğlanlar hep baş artist olarak, söz gelimi Ayhan Işık. Kötü adam da Ahmet Tarık Tekçe olmuştur. Bu senaryoların hepsi devam ediyor. Kim işine yarıyorsa Ayhan Işık, kim işine yarıyorsa Ahmet Tarık Tekçe olmuştur. İkisi de rahmetli oldu. Türk milleti böyle zehirleniyor.” Haksız mı? şişe eder.) Şişesi 520 lira olan iki şişe de viski içilmiş. Yani 7 kişi, kolilerce rakı, iki şişe şarap, iki şişe viski içmiş oluyor. Akit’in muhabirlerinin içkiyle arası olmadığı için, 7 kişi, kolilerce rakı, iki şişe şarap, iki şişe viski içer sanıyorlar. Haberde abartma olduğu her halinden belli başka satırlar da var. Mesela, “Tezcan Hanım’ın havyar düşkünlüğü gözden kaçmadı” deniyor. Ama fotoğraflara bakınca, bomboş bir masa. Bırakın havyarı filan, tabaklarda peynir bile yok. Haberde, TMMOB karalansın diye içtikleri şarabı üreten Rotschild ailesinin Siyonist olduğu bile yazılı. Karala da nasıl olursa olsun. TMMOB haberi ciddiye alıp yalanlama ihtiyacı bile duymadı. Cihangir savaşları nce Yeni Şafak yazarı Yasin Ö Aktay, “F16’lar Cihangir üzerinden alçaktan uçsun” dedi. Sonra da Gülse Birsel cevap verdi: “Bu Cihangirliler size ne etti? Ayağınızı denk alın, o mahalleyi size yedirmem!” Bu kavga daha çok su kaldırır. Hadi Cihangir, ses ver. Takvim: Şampanya patlatıp halay çektiler akvim gazetesi HDP An şıdı. “Sarayda düğün” başlıtanbul’daki düğününde bir T kara milletvekili Sırrı ğıyla verdiği haberde “Kürt araya geldi. Şampanya patlaSüreyya Önder’in kızının dügençleri ölüme gönderen tıp halay çekti. Doyasıya eğğününü dünkü manşetine taHDP’liler, Önder’in kızının İslendi” ifadelerini kullandı. cuz hesaplar ile bedeli çok pahalı bir fatura kesiliyor, Türkiye’de yaşadıklarımızın özeti bu. Ucuz hesaplar ile faturayı kesen iktidar bloku, ödeyecek olan ise bu ülkede yaşayan hepimiziz. Üstelik bu faturanın bedeli artık kanla ödenmeye başladı. Önderliğini Cumhurbaşkanı’nın yaptığı iktidar bloku, seçimlerden çıkan mesajı, yani ciddi bir siyasi restorasyon ve buna dayalı bir toplumsal barış gereğini ya kavrayamadı ya da umrunda bile değil. İyice belli oldu ki, siyasetten anladıkları mutlak güç sahibi olmak, bunu sürdüremedikleri sürece hiçbir denkleme akılları yatmıyor. O nedenle, mutlak gücü yeniden ellerine alabilecekleri ve bunu daimi hale getirecek düzeni; yani “Türk usulü başkanlık” sistemini kurabilecekleri hesaplar peşindeler. Aslında, bir yandan mutlak güc olmaya mahkumlar, zira hesap verebilir olmaktan kaçınmak durumundalar. Sadece yolsuzluk davalarının sıkıştırdığı köşeden söz etmiyorum, son yıllarda ülkeyi o denli babalarının çiftliği gibi yönettiler ki, sırlarını kimse ile paylaşma lüksleri yok. Suriye’de çevirdikleri işleri, Apaydın Mülteci kamplarına bile sokmaktan kaçındıkları CHP ile mi paylaşacaklar? Bir büyük muhasebeye akılları yatmadığı sürece bu olacak şey değil ve belli ki akılları yatmıyor veya yetmiyor. İnsan kanıyla yazılan fatura * U İnşallah çocukları yalnızca düğünle anılır der’den HDP’li Ön ünüyle ğ kızının dü lere tepki r ilgili habe Pespaye otoriterlik Akılları yetmiyor, çünkü güç paylaşımının sorumluluk paylaşmak, kendi yüklerini de hafifletmek olduğunu hiç kavrayamadılar. Akılları yetmiyor, çünkü siyasetten anladıkları, kendi kafalarındakini herkese dayatabilecek bir güç temerküzünü sağlamak. Demokrasiyi bir Batı oyunu bellemişler, pespaye otoriterliği “kadim gelenek” sanıyorlar. Tüm geleneksel toplumların siyaset etme biçimini “atalarının özgün deneyimi”, modern otoriter siyasetleri, o deneyimin yaşatılması, “ecnebi” modellere karşı, özgün siyaset zannediyorlar. Siyasetten anladıkları özetle budur ve bu bir toplum için tam bir felakettir. Felakettir, çünkü bu kafada olan, farklı olanı kabul edemez, zaten en baştan kavrayamaz. “Farklı”dan anladığı, olsa olsa, din, mezhep, cins farkı olur, oysa, farklılığa dayalı siyaset başka, farklı olanı tasnif ederek yönetme iddiası başka şeylerdir. Farklılığı kavramak ve kabullenmekten uzak bir siyaset kafası, farklı olanı “düşman”, “hain”, “bozguncu” beller. Bu kafaya göre “toplum” diye bir şey yoktur, kaderleri, özlemleri, kafaları bir “kütle” vardır, o kütlenin dışında kalan, toplumsal hayat ve siyasetten kovulur, “huzur” bulunur. Böylesi bir huzur arayışı, her toplumun başını mutlaka bir belaya sarar, sarıyor. Kürtler kütlenin parçası olmayı kabul ettikleri sürece “kardeş”, reddettikleri ölçüde “düşman”; Aleviler Sünniliğe yaklaştığı ölçüde veya mahcup bir şekilde dışında kalmaya razı oldukları sürece hoş görülecek bir güruh, yoksa “Sünni omurgayı” zayıflatacak muzır bir topluluk; iktidar aklına uyanlar “milletin öz evladı”, uymayanlar sindirilmesi ge HDP’li Önder, yandaş medyada 500 bin TL’ye yapıldığı öne sürülen kızının düğünü için 40 bin lira harcandığını açıklarken Demirtaş, ‘Eğlenmeye değil, şahitlik yapmaya gittik’ dedi MAHMUT LICALI reken “fitnefesat odakları”; bu kafanın özeti budur, neler yapabilecekleri ortadadır. Şimdi, bu kafa bize, ağır faturanın ilk kurbanları olan Anadolu çocukları; gencecik asker ve polislerin cansız bedenleri üzerinden giriştiği bir pazarlığı dayatıyor. Suçu bize yıkmanın yolunu her zaman bulurlar, buluyorlar; şimdilerde bu yol “PKK’ye, silahı tekrar eline alanlara karşı çıkmayışımız” ithamı. Kim bu karşı çıkmayanlar, sayıları ne, kimi, neyi temsil ediyorlar, önemi yok. Önemli olan bir suç kategorisi oluşturup iktidarlarını, o iktidarın başımıza açtığı belaları eleştirenlerin hepsini içine doldurmak, eleştiri tehlikesini savuşturmak. Bu iktidar eline silah alanlardan değil, en çok demokratik eleştiri ve sorgulamadan korkuyor, asıl derdi onlarla. Kürt siyasetinin de en çok demokratik zeminde gelişmesinden korkuyor, HDP’ye bunca yüklenmesinin nedeni bu. Kürt siyaseti çatışma siyasetine geri dönmeden çok önce, seçim boyunca HDP baş düşman ilan edilmedi mi? O zaman gerekçe neydi, izah eden var mı? Ayrıca, “barış müzakerecisi” Yalçın Akdoğan’ın, “Öcalan bunları sopayla kovar” lafının izahı nedir, çok merak ediyorum. Askeri harekât düzenledikleri PKK’nin lideri kimi, neden sopayla kovacak? “Öcalan direnebilseydi” ne demek? Çözüm sürecinden anladığınız “Öcalan ile başkanlık pazarlığı” idi, onu “başkaları” bozdu mu demek istiyorsunuz? Kim bu başkaları, ima edilen anlaşmayı nasıl bozuyor, Kürtler bu işe ne diyor, bir anlatsanız da anlasak. Hayalinizde de olsa, Kürt hareketi başkanlık sistemine yol verdiği müddetçe, çözüm adı altında meşrulaşacak, yoksa terörist ilan edilerek sıkıştırılacak, mesele bu muydu? Bırakın kuru gürültüyü, safsatayı, şunlara bir cevap verin, meselenin aslı nedir bilelim. Bizim üzerimize büyük fatura kesiyorsunuz, madem bedelini ödeyecek biziz, her şeyi bilmeye hakkımız var. Anadolu’nun fukara çocukları üzerinden, kanlı bir iktidar hesabı yapıyorsanız, o kanı ne kadar yıkamaya çalışsanız, ellerinizden çıkmayacak. Bırakın, Cihangir, Nişantaşı zevzekliğini, bu ülkeyi onlar değil, siz yönetiyorsunuz, siz isterseniz onlardan hesap sormaya devam edin, biz sizden hesap sormak durumundayız. “Liberal” teorisyenleriniz de bıraksın artık şu “solun şiddetle imtihanı” masalını, başımıza gelenlerin suçunu hâlâ “şiddet ile hesaplaşamayan bir avuç solcu”ya yıkma kurnazlığını. Tüm ülkeyi devasa bir güç tekeli ile yöneten iktidar bloku ile, ne gücü, ne tesiri onlar ile kıyaslanamayacak olanları eşitleme çabası, iktidarın sorumluluğunu hafifletmekten, sorgulanmasını dengelemekten, kısacası iktidara kıyak geçmekten başka bir anlam taşımıyor. Kurnazlıkla iktidar ile bağınızı tehlikeye atmaktan sakınmak mümkündür, ama kurnazlıkla “hakkaniyetli” gözükmek mümkün değildir. (*) Bu başlığı, rahmetli Tarık Zafer Tunaya Hoca’nın, “İnsan Kanıyla Yazılmış Anayasa” başlıklı kitabını hatırlayarak kullandım. BMM İdari Amiri ve HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in kızının düğünüyle ilgili AKP iktidarına yakın gazetelerde yer alan haberlerdeki iddiaların gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Önder, düğünün toplam maliyetinin 40 bin TL olduğunu belirterek, “Bu haberi yazanlara söyleyeceğim bir tek şey var: İnşallah onların çocukları yalnızca düğünleriyle anılırlar” diye konuştu. HDP’li Önder yaptığı açıklamayla söz konusu düğün organizasyonunun toplam maliyetinin 500 bin TL olduğu iddiasının yalan olduğunu belirtti. Önder, düğünün toplam maliyetinin 40 bin TL olduğunu ifade etti. Önder, “Bu haberi yazanlara söyleyeceğim bir tek şey var: İnşallah onların çocukları yalnızca düğünleriyle anılırlar” dedi. TBMM Genel Sekreterliği’ne bağlı Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nın “Milli Saraylara Bağlı Birimlerin Tahsisine İlişkin Yönetmelik” kapsamında söz konusu saray ve kasırlar farklı etkinlikler için kiralanabiliyor. Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan tarifeye göre Küçüksu Kasrı’nın Rıhtım bölümü 25 bin TL, mesire alanı ise 15 bin TL’ye kiralanabiliyor. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş da, şehit haberleri gelirken kendisinin düğünde eğlendiği şeklindeki haberlere tepki gösterdi. Demirtaş, “Sırrı Bey’in tek evladı var. Uzun süredir bu mevzulardan dolayı ertelediği bir nikâhtı. Biz de oraya eğlenmeye gitmedik. Nikâh şahitliği yapmaya gittik. Şahitliğimizi yaptık. Şehit haberleri gelirken, cenazeler kalkarken orada eğlendiğimize dair tek bir görüntü göstersinler biz de özür dileyelim. Hayat devam ediyor. Ölümler de var, doğumlar da var, düğünler de var” dedi. l ANKARA T İktidara kıyak Demirtaş, partisinin il başkanları toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. HDP’nin kapanma ihtimali sıfır DP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “devlet silah bıraksın” demediğini belirterek, “Devlet kendini koruyacak ama elini tetikten çekmek başka bir şey. Bu çağrı aynı zamanda PKK’yedir” dedi. Demirtaş, partisinin il başkanları toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ağrı’daki saldırının anımsatılması üzerine Demirtaş, “İktidar uğruna her gün anaların ağlatıldığı bir süreci yaşatmaya kimsenin hakkı yok” diye konuştu. TSK’nin hava harekâtında sivillerin hayatını kaybettiği iddialarıyla ilgili HDP bünyesinde bir heyet görevlendirileceğini kaydeden Demirtaş, “Bu sivil katliamların sorumlularının hem ulusal hem uluslararası düzeyde yargı önüne çıkması için elimizden geleni yapacağız” dedi. HDP’nin kapatılması için ça HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, asıl soruşturulması gerekenin yurtdışına silah göndererek IŞİD’i besleyen AKP olduğunu söyledi H Eğlenmedim DP’nin önceki gün toplanan Parti Meclisi toplantısının ardından sonuç bildirgesi yayımlandı. Cumhurbaşkanı ve Başbakanın kendi siyasi ikbali için halkın çocuklarını feda etmesinin kabul edilemez olduğu belirtilen bildiride, “Sarayın savaş hamlesine karşı topyekun Topyekun barış direnişi H barış direnişi yapılacaktır. Merkezi düzeyde yapılan barış mücadelesi hamlelerinin izdüşümleri bütün yerel örgütlerimizde de gerçekleştirilecektir” denildi. Bildiride, vicdani ret hakkının bu dayatmacı politikalar karşısında da savunulması gerektiği vurgulandı. T Parmak kıran AKP’li vekile para cezası BMM’nin 8 Şubat 2012 tarihli oturumunda CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ı darp ederek parmağını kıran AKP Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’ın yargılandığı davada karar çıktı. Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme Aksak hakkında tüm yargılama giderleri ile birlikte 97 bin 659 TL tazminata karar verdi. Henüz borcunu ödemediği belirtilen Aksak’ın iki aracı hakkında da Ankara 24. İcra Dairesi tarafından yakalama kararı çıkartıldı. Tanal, “Bunların ne kadar kanunları zorbalıkla geçirdiği, mahkeme kararıyla tescil edildi” şeklinde konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet AKP’li Kuzu’dan şaşırtan yanıt ski AKP milletvekili ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Burhan Kuzu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “HDP’nin kapatılması için hukuki hazırlık yapıyor” iddialarını haberleştiren Taraf gazetesine sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan yanıt verdi. Kuzu, Taraf’ın “Kuzu postunda kurt planı” başlıklı haberi için “Bu attığınız başlığı ispat edemezseniz,yapacağınız şey günlük gazetenizin o nüshasını olduğu gibi münasip yerinizde saklamanız” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet E lışma yapıldığını ifade eden Demirtaş, “Partimizin kapatılma ihtimali yüzde sıfırdır. HDP’yi hazine yardımından muaf tutacak bir ceza çıkarabiliriz diye amaçlıyorlar” dedi. Hakkında soruşturma açılacak partinin AKP olduğunu kaydeden Demirtaş, AKP’nin yurtdışına silah göndererek IŞİD’i beslediğini söyledi. Kandil’de görüşme yapmadığını ifade eden Demirtaş, “Ben, ‘Devlet silah bıraksın’ falan demiyorum. Karşılıklı ateşkes durumundan, birbirine ateş etmeme durumundan söz ediyorum. Bu çağrı, aynı zamanda ve acil olarak PKK’yedir.” l ANKARA / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle