16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 2 Ağustos 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK haber 15 Derhal silahlar susmalı ‘Akil insanlar’ toplantısına 10 kişi katıldı, hazırlanan metni 20 kişi imzaladı kil İnsanlar Heyeti’nin bazı üyeleri, son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere dün bir araya geldi. Heyet adına ortak bildiriyi açıklayan Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, “Derhal silahlar susmalı, mutlak çatışmasızlık haline dönülmeli” dedi. Heyetten bir grup, Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, sinema sanatçısı Kadir İnanır ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın çağrısıyla, Arnavutköy’de bir balık restoranında toplandı. Basına kapalı yapılan toplantıya, 63 kişilik heyetten belirli bir grubun davet edildiği öğrenildi. Bayramoğlu, İnanır ve Türkdoğan dışında gazeteci Oral Çalışlar, hukukçu Kezban Hatemi, KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in de aralarında bulunduğu sadece 10 kişinin katılması dikkat çekti. Gazeteci Çalışlar, restorana girmeden gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ülkede olaylar ve bu olaylarla ilgili bizim de sorumluluklarımız var. Bu sorumluluklar açısından ‘Neler yapabiliriz?’ diye aramızda konuşmaya geldik” dedi. Gazetecileri gören İnanır ise “Siz nereden haber aldınız? Toplantı biraz uzun sürer, isterseniz beklemeyin. Karmakarışık bir heyet” ifadelerini kullandı. Yaklaşık 2 saat süren toplantı çıkışında Bayramoğlu, yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Ortak fikir olarak çözüm sürecinin bitmemiş olduğunu umut ediyoruz. Bize yönelik kimi beklentileri yerine getirmek için bu adamı attık. Adım karşılık görürse yeni bir adım atarız. Bu gerginlik çatışma ve ölümler devam ederse bizim dışımızdaki insanlar da bu tip girişimlerde bulunacaktır. Diyalog ortamı oluşturmalı ve diyalog kurulmalıdır. Derhal silahlar susmalı, mutlak çatışmasızlık haline dönülmelidir. Bu bir akiller heyetinin genel toplantısı değil. Metinde de olduğu gibi bir grup insanın bir araya gelerek aldıkları bir insiyatif. Burada çağırmama, dışlamadan çok hızlı hareket A Umudun gücü Stratejiye kafa yoran tüm uzmanların üzerinde birleştiği şöyle bir değerlendirme vardı; mücadeleyi kazanmak istiyorsanız önce rakibinizin iradesini ve umudunu esir alın! Bunu başardığınızda yolu çoktan yarılamışsınız demektir. İrade, bir güç, kararlılık ve sarsılmaz bir hedef duygusu ise umut da onu motorudur. İçine umudu katmadığınız hiçbir mücadele başarıya ulaşamaz. Umudun hemen kendisiyle birlikte büyüttüğü bir başka önemli değer ise moral gücüdür. Bu güç olmadan yol alamazsınız. Umut bir bakıma çok sıfırlı büyük bir sayının en başındaki 1 gibidir. Baştan o biri çıkardığınızda elinizde bir sürü sıfır kalır. Ama yan yana dizilmiş sıfırların en başındaki 1 durursa gücünüzü rakamlarla tarif etmek gerekirse milyondur, milyardır... Gerçi atalarımız umut fakirin ekmeğidir, “ye Mehmet ye” demiştir ama bunda da bir olumsuzluk yoktur. Umut, salt beklemek ve istemekten ibaret de değildir. Her şeyden önce umut emek ister. Umut, verdiğiniz emek kadar büyür ve hiçbir zaman nankör değildir. HHH Peşrevi biraz uzattık ama umudun siyasetten toplumsal yaşama kadar her alanda yeniden önem kazandığı ve onu yok etmek, köreltmek isteyenlerin arttığı bir dönemden geçiyoruz. 7 Haziran seçimleri Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Eline Kuran’ı, arkasına devlet gücünü, cebine hazineyi koyan Erdoğan, nihai hedefi başkanlık gücüne ulaşamamıştır. Bu tür dengesiz, orantısız güçle seçimlerin yapıldığı Ortadoğu ülkelerinde Erdoğan tipi gücü elinde bulunduranlar seçimlerden yüzde 80 90’lık oy oranlarıyla çıkmışlardır. Örneğin Beşşar Esad, son devlet başkanlığı seçimine üç aday ile birlikte katılmış, yüzde 90’ın üzerinde oy almıştır. Türkiye bir Ortadoğu ülkesi olmadığını, her şeye rağmen bir demokratik birikiminin olduğunu dosta düşmana ve Erdoğan’a göstermiştir. Türkiye 7 Haziran seçimlerinden sonra 6 Haziran’dan daha demokratik ve özgürlükçü bir ortama girdi. Erdoğan’ın yayın organları Baykal görüşmesine dek başlık bile bulamadı. Ancak kabul etmek gerekir ki Meclis Başkanlığı seçiminin ardından Erdoğan ve partisi fiilen tek başına iktidarı elde etmiş gibi davranmaya başladı. Lafı eğip bükmeden Erdoğan’ın elde ettiği bu başarının altını çizmek ve bundan sonraki süreci ona göre değerlendirmek gerekir. HHH Erdoğan, yazının başında vurguladığımız gücü kendisi açısından tesis etti, muhalefet karşısında göreceli bir üstünlük sağladı. Ancak bu kabul edilemez. Seçmen nasıl Erdoğan’a Türkiye’nin bir Ortadoğu ülkesi olmadığını gösterdiyse, şimdi aynı şeyi siyasiler yapmak görevindedir. Erdoğan, 7 Haziran sonuçlarını resmen tanımıyor. Yıllarca diline doladığı milli iradeyi hiçe sayıyor. Seçim öncesinde yüz yüze geldiğimiz pek çok yurttaş bize şunu söylemişti: “Bunlar sandıkta kaybetseler bile gitmezler. Boşuna uğraşmayın!” Yurttaşların bir bölümünde yerleşmiş olan bu kabullenmişlik demokrasimizi en hafif anlatımla yozlaştıracaktır. Erdoğan’ın dayattığı iklim sürerse önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak seçmen sayısı azalabilir. Kimi seçmenler, oyumuz işe yaramıyor, duygusuna kapılabilir. Buna kesinlikle meydan vermemek gerekiyor. 7 Haziran, Erdoğan’ın saltanatının bitirileceğini göstermiştir. Bunun arkasını getirmek gerekiyor. Bunu başarmanın yolu umudu yeniden yeşertmekten, “yapabiliriz” duygusunu güçlendirmekten geçiyor. Gün, AKP’nin yalanlarına, oyalamalarına, tehditlerine meydan okuyup halkın 7 Haziran’da yeşerttiği umudu güçlendirme günüdür. ‘Karmakarışık bir heyet’ Toplantı sonunda katılımın düşük olmasının nedenini ‘hızlı hareket etmek’ olarak açıklayan gazeteci Ali Bayramoğlu ayrıca milletvekili seçilen akil insanların özellikle toplantıya çağrılmadığını belirttti. (Fotoğraf: AA) Kadir İnanır, Ali Bayramoğlu, Öztürk Türkdoğan, A. Tarık Çelenk, Kezban Hatemi, Oral Çalışlar, Zübeyde Teker, Vahap Coşkun, Lami Özgen, Celalettin Can, Beril Dedeoğlu, Fuat Keyman, Levent Korkut, Ahmet Faruk Ünsal, Cemal Uşşak, Emin Ekmen, Tarhan Erdem, Fehmi Koru, Abdurrahman Kurt, Yılmaz Ensaroğlu. İŞTE O 20 İSİM ‘Erdoğan’ın akilleri’ imzalamadı cine dönülmesi noktasınkiller heyetinin bada elini taşın altına koyarış çağrısıyla sonuçbilecek çekirdek bir kadlanan toplantısı basına ro oluşturulmak istendi. “akiller heyetinde yer alan Toplantıya 10 kişi katılbir grup insanın inisiyatifi” dı. Metnin altında ise 20 olarak duyuruldu. ToplanAkil İnsan’ın imzası vardı. tının yeri ve saati basınE AYŞ Öğrendiğimize göre, topdan gizlendi. Ancak ArnaIM IR YILD lantıya katılamayan akilvutköy’deki Sur balık lolere telefon açılarak kakantısında yapılan toplantı başlamadan gazeteciler lokanta muoyuna açıklanacak metin okunnın önündeki yerini aldı. 2 saat sü du ve imzalayıp imzalamayacakları ren toplantının ardından kamuoyu soruldu. 10 Akil’den olumlu yanıt alındı. Onların isimleri de metnin na yapılan açıklamada kapıya gealtına yazıldı. 8 isim ise açıklamalen savaşı durdurmak için “derhal yı “HDP çizgisinde” bulduğu için silahlar susmalı” çağrısı yapıldı. imzalamak istemedi. “HDP hatalı. Akiller grubunun yaptığı toplantı için özel olarak seçilen 28 kişiye PKK silah bırakmalı” diyerek doğrudan Erdoğan ve AKP hükümekatılım çağrısı yapılmıştı. Bunların arasında AKP’den aday olan ya tinin sözleriyle metne karşı çıktılar. İşte o 8 kişiden 3’ü Can Paker, da milletvekili seçilen isimler yoktu. Abdurrahman Dilipak gibi isim Hilal Kaplan ve Yıldıray Oğur’du. Erdoğan’ın akilleri ‘barış’tan yana lere de çağrı yapılmadı. Akan kaolmadıklarını açıkça ortaya koydu. nın durması, yeniden çözüm süre A etmek için kurduğumuz hızlı bir grup. Katılmak isteyenler katılacaktır. Dikkat ettiğimiz tek husus milletvekilleri olan arkadaşlarımızı çağırmadık.” Akil insanlar tarafından dağıtılan ortak bildiride ise “2014 sonbaharından itibaren çeşitli gelişmeler, karşılıklı eksiklik ve hatalar, güvensizlik ve sürece dahil olan yeni dinamiklerin” iklimi tersine çevirdiği belirtildi. Bildiride “Bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki çözüm süreci ölümcül bir kopuş yaşamaktadır. Silah ve şiddet perdesi yeniden açılmış, savaş kapımıza tekrar gelmiştir” denildi. l İstanbul/Cumhuriyet C. Paker Çözümde ölümcül kopuş H. Kaplan Y. Oğur CHP’liler olayları araştırmak için gittiler Enis Berberoğlu ve Utku Çakırözer de Diyarbakırlı esnafla buluştu. (DHA) BÖLGE STK’LERİ ENDİŞELİ: 90’lı yıllara dönüyoruz EMİNE KAPLAN Diyarbakır’a Gürsel Tekin başkanlığında sekiz kişilik heyet gönderen CHP: Barış, kardeşlik için buradayız oğu ve Güneydoğu’daki olayları araştırmak için CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin başkanlığında oluşturulan heyet Diyarbakır’da incelemeler yaptı. CHP heyetinin görüştüğü yurttaşlar, çatışmaların sonlandırılmasını ve barış gelmesini isterken Gürsel Tekin de “Barış, kardeşlik için buradayız. Yangını söndürmek için buradayız. HDP’nin kapatılmasını kabul etmemiz ise mümkün değil” dedi. Bölgedeki olaylarının araştırılması için TBMM’ye verdikleri önergenin AKP ile MHP oylarıyla reddedilmesinden sonra Tekin başkanlığında Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Ankara Milletvekili Şanal Sarıhan, İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek’ten oluşan heyet Diyarbakır’a gönderildi. CHP İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, toplumsal barış için çalışacaklarını vurguladı. HDP’nin kapatılması tartışmalarına da değinen Tekin, 1980 ve 1990’larda yaşananları anımsatarak, “Bütün bunların yeniden tartışılması bile demokrasi ayıbı. Bunu kabul etmemiz mümkün değil ve CHP olarak elbette bunu sonuna kadar ret edeceğiz” dedi. Basın toplantısının ardından Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin bir grup milletvekiliyle, Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu ise bir başka grup milletvekiliyle Dağkapı semtinden tarihi Hasanpaşa Hanı’na kadar esnafı ziyaret etti. Tekin, Hasanpaşa HDP’nin kapatılması kabul edilemez D HP’nin artan terör olaylarını araştırmak üzere oluşturduğu heyetin Diyarbakır’da biraraya geldiği sivil toplum örgütleri, AKP’nin politikalarıyla ilgili endişelerini dile getirirken, “90’lı yıllara dönüyoruz. Eğer 90’lı yıllara geri dönülürse çok daha kötü şeyler yaşanabilir. Savaş henüz başlamadı, böyle giderse 67 Ekim’in çok daha ağırı yaşanır. AKP, artık burada bir tabela partisi olma noktasına gidiyor” dedi. CHP’nin Diyarbakır heyeti, Güneydoğu Genç İşadamları Derneği, KESK, TTB, Diyarbakır Ticaret Odası, 78’liler Girişimi, Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği, İnsan Hakları Derneği, Eczacılar Odası, Mazlum Der’in aralarında bulunduğu 30’a yakın sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcisiyle biraraya geldi. STK temsilcileri, CHP heyetine özetle şu değerlendirmeleri yaptı. l Savaşla örtbas CHP, hem PKK’ye hem de askere ateşkes çağrısında bulunmalı. AKP, seçimi kaybedişini savaşla örtbas etmek istiyor. Erdoğan’ın bu gidişi ülkeyi kaosa götürecek. Kirli bir savaş var bu kirli savaşı önlemek için CHP’ye büyük rol düşüyor. l CHP Kandil’e gitsin Meseleyi AKP’nin Erdoğan’ın tekelinden almak lazım. CHP’nin muhataplarıyla konuşmasında fayda var, silahın durması için gerekirse Kandil’e gidebilmeli. 13 tane YPG’li cenazesi var sınırda. İçeri almıyorlar. 19’a çıktı cenaze sayısı. Onun alınması için yardım edin. l Henüz savaş başlamadı Bu savaşı durdurun. CHP’deki değişimin hakkını vermek lazım. Savaş henüz başlamadı, ama böyle giderse 68 Ekim’in çok daha ağırıyla karşılaşabiliriz. l ANKARA C DİSK’ten barış çağrısı Gürsel Tekin büyük bir çuvalı yerde sürükleyerek çöp toplayan 6 yaşındaki Hasan Fidan’ı yanına çağırarak sohbet etti. (Fotoğraf: DHA) Hanı’nda, Enis Berberoğlu ise Tarihi Ulu Cami’nin önünde yurttaşlarla bölgedeki olaylarla ilgili konuştu. Bir esnaf “Son olaylardan sonra size umut bağlamaya başladık. Bölgede size karşı bir sıcaklık var bunu değerlendirin” demesi üzerine Tekin, “Umut olmak için buradayız. Bizim için bu coğrafyanın önemi çok büyük. Biz CHP yöneticileri olarak içimizde barışı öyle bir içselleştirmişiz ki, çocuklarımızın adı barıştır, özgürlüktür. Barışın ne kadar anlamlı olduğunu biz çok iyi biliriz. Ama belki biz kendimizi anlatamadık. İnşallah elbirliğiyle bu belayı ortadan kaldıracağız” dedi. Gürsel Tekin ve beraberindekileri yolda durduran bir yurttaş ise “Hepimiz sıkıntılıyız. Bu yangını söndürün, bu insanların ölmemesi için. Polisler de yurttaştır, fakir ailelerin çocuklarıdır, bizim insanlarımızdır. Gençlere acımıyorlar mı” dedi. Tekin ise yangını söndürmek için Diyarbakır’da bulunduklarını vurguladı. ‘Bu yangını söndürün’ ‘Kendimizi anlatamadık’ nkara’da önceki gün Genelİş Sendikası Genel Merkezi’nde toplanan DİSK Başkanlar Kurulu, son dönemlerde Türkiye’de yaşananlara ilişkin görüşerek kamuoyuyla barış çağrısını yeniledikleri 8 maddelik bir açıklama paylaştı. İktidara ve karşısındaki güçlere şiddete derhal son verilmesi çağrısının yapıldığı açıklamada şöyle denildi: “Sandıkta kaybeden iktidarın, tek adam diktatörlüğüne dayalı bir rejim inşa etme hevesini savaş ve sıkıyönetim politikaları ile hayata geçirmesine izin vermemek için tüm demokrasi ve barış güçlerini ortak mücadeleye çağırıyoruz. Meşru olmayan hükümetin kalıcı yaralar açtığı gerçeğinden hareketle, barıştan, demokrasiden yana partileri yaralar daha da derinleşmeden daha aktif bir tutum almaya çağırıyoruz” l Haber Merkezi A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle