16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 10 SURİYE Merkel 2017’de yarışacak Almanya Başbakanlığını 2005’ten beri yürüten Angela Merkel’in 4. kez aday olmaya karar verdiği ve 2017 seçimi için hazırlıklara başladığı basına sızdı. 16 yıl başbakanlık rekoru olan Helmut Kohl, 5. adaylığında kaybetmişti. TASARIM: BETÜL BERİŞE Latinler ‘soykırım’ dedi Latin Amerika Parlamentosu Parlatino, 1915’te yaşananları oybirliğiyle “Ermeni Soykırımı” ve “insanlığa karşı suç” olarak tanıdı. Avrupa Parlamentosu benzeri Parlatino’ya Orta, Güney Amerika ve Karayip ülkeleri üye. Pazar 2 Ağustos 2015 EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ Efrin’de YPG’ye savaş ilan ettiler Türkiye’nin PKK’ye saldırılarına paralel olarak, Ankara destekli 5 cihatçı örgüt Suriye’de Rojava’yı oluşturan üç kantondan en doğudaki olan Efrin’e saldırıyor. Kaide’nin Suriye kolları Nusra Cephesi ile Ahrar’uş ve Şam Feylak Eş Şam, Fecr Er Şam, Suvar Eş Şam, ortak bir yazılı açıklama yaparak, YPG’ye savaş ilan etti. Kararın gerekçesi olarak Efrin’in güneyinde YPG’nin bazı tepelere hakim olması gösterildi. Nusra Afrin’e giden yolları ele geçirmek için saldırırken, kentin güneyi, güneydoğusu ve AzezEfrin arasında ise 5 cihatçı örgüt ile YPG arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Diğer yandan YPG ile Suriye ordusu Cizir Kantonu’na bağlı Haseke kentinde IŞİD’i tamamen atarken, Suriye ordusu ve milis güçleri Şam’ın sahil bölgelerinin korunması açısından elzem olan Sahl el Ghab ovasında ilerleyen Nusra ve Ahrar’ı geri püskürttü. Gözlemevine göre 4 günde 270’den fazla kez düzenlenen hava saldırıları eşliğinde hükümet güçleri ovadaki bir dizi köyü ve Zeyzun elektrik santralini Nusra’dan geri aldı. Aaa, n’aptın Nusra? BD’nin Ankara’nın vazgeçmediği talebini yerine getirerek Türkiye’de eğitdonat programına aldığı “ılımlı muhaliflerin”, Suriye’ye gönderilir gönderilmez savaş dışı kalması büyük tartışma kopardı. Tartışmayı derinletiren mesele, çoğunluğunu Türkmenlerin oluşturduğu 30. Bölük’ün yine Ankara ile Suud’un desteğiyle İdlib’i alıp Halep’e saldıran Nusra Cephesi tarafından kaçırılması ve öldürülmesi. ABD, cuma günü Halep’in kuzeyindeki Azez’de bulunan 30. Bölük’ün üssüne saldıran Kaide’nin Suriye kolu Nusra’yı havadan bombalayarak, ağır kayıplar verdirdi. Bu, Pentagon’un IŞİD’e karşı eğittiği muhaliflere Suriye’de verilen ilk hava desteği oldu. New York Times’a konuşan Obama yönetiminin hem eski hem görevdeki üst düzey yetkilileri, Nusra saldırısının ABD’yi gafil avladığını ve büyük bir istihbarat yanlışına işaret ettiğini belirtti. ABD’li askeri eğitimcilerin 30. Bölük’ü IŞİD’den korumaya yönelik her önlemi aldığı ama Nusra’dan saldırı beklemedikleri vurgulandı. Hatta yetkililer, Nusra’nın IŞİD’le savaşta müttefik diye 30. Bölük’ü memnuniyetle karşılamasını beklediklerini itiraf etti. Kısa süre öncesine dek Suriye üzerinde çalışan eski bir üst düzey yetkili, istihbarat değerlendirmelerine bakarak, “Bunun böyle olmaması gerekiyordu” dedi. Pentagon’dan [email protected] nilgun@ Türkiye’de eğitilen Türkmenlerin Ankara destekli Nusra’nın saldırısına uğraması ABD’yi şoke etti: Bunu hiç beklemiyorduk! A ‘İstihbarat hatası’ Nusra liderliğindeki koalisyon, İdlib vilayetini aldı, Halep’i almak için saldırı başlattı. üst düzey bir yetkili “Tehdidi yanlış muhakeme etmişiz. Nusra’nın niye eğitdonatçılara saldırdığını anlamaya çalışıyoruz” diye konuştu. ABD ile Türkiye’nin sınırda IŞİD’den arındırılmış bölge planlarının ilk piyonları olan 30. Bölük’ün Nusra ile savaşma hazırlığı yapmadığından savunmasız yakalandığı belirtildi. İslamcı grupların IŞİD’den yeğ tuttuğu Nusra, İdlib’de Fetih Ordusu, Halep’te Şeriatın Destekçileri adı altında diğer gruplarla işbirliği yapıyor. Görgü tanıkları, Azez’deki diğer “ılımlı Suriyeli muhaliflerin” Nusra saldırısı karşısında 30. Bölük’ün yardımına koşmadığını belirtti. Ankara’nın himayesinde olan ve İdlib ile Halep’te Nusra ile aynı cephede yer alan Ahraruş Şam’ın parmağını kıpırdatmadığı vurgulandı. Tek istisna Arap ve Kürtlerden oluşan Devrim Ordusu (Ceyş el Tuvar) oldu. Bu grup, kendisinin de Nusra saldırısına uğradığını ve 30. Bölük’ün yardımına gittiğini duyurdu. Müdahil olmayan grupların, eğitdonatın ana unsurunu yani sadece IŞİD’e karşı olması, Esad’ı hedef almamasını kabul etmediklerini gösterdikleri yorumu yapıldı. Ya da en azından kimsenin IŞİD’den sonra en güçlü ve en paralı cihatçı örgüt olan Nusra’yı karşısına almaya cesaret edemediği dile getirildi. 30. Bölük’ün Pentagon’un eğittiği 54 savaşçısının büyük bölümü Nusra’ya ‘yem olsa’ da toplamda 1200 adamı bulunuyor. ABD ordusu sözcüsü Patrick S. Ryder, bu saldırının Suriyelileri eğitdonata katılmaktan caydırmayacağına emin olduklarını söyledi. Nusra ise, 30. Bölük’e “ABD için ajanlık yapmayı bırakıp doğru yolu bulma” çağrısı yaptığı açıklamada “Suriyeliler 4 yıllık savaşta yaptıkları fedakârlıkları, yüz binlerce insanın mezarı üstünde kendine bir üs kurabilsin diye Amerika’ya altın tepside sunacak değil” dedi. ‘ABD’ye sunmayız’ IRAK Annesinin kafasını kessin diye eğitim ‘Ahrar seyretti’ Irak’ın Duhok kentine kaçan Ezidi mülteciler içinde 4 yaşındaki bir erkek çocuğa, annesinin kafasını kesmesi için IŞİD’in ‘eğitim verdiği’ ortaya çıktı. IŞİD kampında aile idrar içirme, cam parçaları katılmış yemeği zorla yedirme gibi işkencelere maruz bırakılırken, Ezidilerin ‘kâfir’ olduğuna, kendi halkının yok edilmesi gerektiğine inandırılan çocuğa bir kılıç verilerek kendi annesinin başını nasıl keseceği öğretilmiş. 35 yaşındaki annesi “Eline büyük bir kılıç verdiler ve ona ‘bu anneni öldürmen’ için dediler” diye anlattı. ülent Arınç “cav cav” konuştukça dünyanın kadın düşmanı listelerinde namı yürüyor… Belki hatırlayacaksınız. “Kadın iffetli olacak. Mahremnamahrem bilecek. Herkesin içersinde kahkaha atmayacak. Nerede öyle yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe kızarabilecek, boynunu öne eğebilecek kızlarımız” sözleriyle yedi düvele haber olmuş; İngiltere’den Independent gazetesi 2014 sonunda yaptığı “yılın en kadın düşmanı siyasetçiler” listesine 3. sıradan Arınç’ı yerleştirmişti. İlk sırada kadın meslektaşına “Elini çabuk tut da evlen!” diyen bir Japon siyasetçi vardı… İkinci sırayı “Asansöre bindiğinizi ve bir kadının üzerinize geldiğini düşünün. Sutyenini ve eteğini çıkarıyor, sonra dışarıya bağırarak çıkıp onu taciz ettiğinizi söylüyor” diye konuşan İspanya’dan Valladolid kentinin densiz belediye başkanı Leon de la Riva almıştı. “2014 yılında bu siyasetçiler bu cinsiyetçi şeyleri gerçekten söylediler!” başlığıyla yapılan “ibretlik listeye” Arınç’ı da 3. sıradan dahil etmişlerdi. Sonuçta dünyanın kadın konusunda dehşetle izlediği sayılı siyasetçilerden biri oldu Arınç. Ancak umuru mu? “Bir kadın olarak sus!” sözüyle bu yıl anlaşılan 1. sırayı kapmayı düşünüyor. Çünkü yaptığı son çıkış her açıdan skandal. Sırf bir “kadın”ı değil aynı zamanda bir “azınlık muhalefet milletvekilini” susturmaya çalışıyor. Kadını konuşturma, muhalefeti sustur, dokunulmazlıklarını kaldırarak icabında rakiplerini hapse tık. Bu dikensiz gül bahçesinde sonra seçim yap! Adı “ileri demokrasi” olsun. Oh ne âlâ! Herkesi kör, âlemi sersem sanıyorlar. Ama dünya izliyor. Ne ki Ankara’nın umru bile değil. Arınç ‘cav cav’ konuştukça B Ruhani kadar yoklar ABD Türkiye Hillary’nin kapsama alanında Çapları bu, bu kadar. Baksanıza Arınç “bütün kadınlardan özür dileyeceğine”, üste çıkıp üstüne şimdi “Cav cav konuşan bir kadına had bildirdim” diye boy ölçüşüyor. Bu noktada artık dünyanın “kadına karşı ayrımcılık” standartlarından haberdar olmadıklarını düşünüyorum. “Evrensel standartları” bırakın; yanıbaşımızdaki komşu İran’da “Biz cinsiyet ayrımcılığı kültürünü kabul etmiyoruz. Toplumun yarısını köşeye kıstırıp onları marjinalleştirmek mümkün müdür? Kadınlar eşit fırsat, eşit koruma ve eşit sosyal haklara sahip olmalı!” diyen Hasan Ruhani kadar olamıyorlar. “Dahi” diyorum… pratikte İran da şüphesiz dünyanın en kadın düşmanı ülkelerinden biri. Ama topluma bir çıta getirmek adına böyle çağla barışık söylemleri dillendiren Ruhani tipi liderleri var. Batı ile yakınlaşmak “oportünizmi” uğruna dahi olsa, “fıtrat edebiyatı”na sardırmıyorlar. Bu en azından… Ruhani kategorisindeki ekibin “cinsiyet ayrımcılığı kültürünün çağdışı, kötü, ayıp bir şey olduğunu” bildiğini gösteriyor. Arınç ve... “Elinizi çabuk tutup evlenin!” tavsiyesi yapan “cinsiyetçilik şampiyonu” Japon politikacıyla âşık atan Erdoğan’dan şimdiye değin “zevahiri kurtarmak için” dahi olsa hiçbir “cinsiyet ayrımcılığına karşı söylem” işittiniz mi? Kadınları öyle büyük sıklıkla, öyle büyük rahatlıkla “küçümseyen, aşağılayan” söylemlere başvuruyorlar, bunu öyle doğal yapıyorlar ki; dünyada “cinsiyet ayrımcılığı karşıtlığı” diye bir davanın varlığından haberdar olduklarından ciddi kuşku duyuyorum. Bu konuda en küçük bir hassasiyet olsa Uğur Işılak gibi biri AKP vekili olmazdı. Arınç ve Nursel Aydoğan arasındaki ibretlik olay yaşandığında Meclis sıralarında uyuyakalan “Dombracı” Işılak; “adaylığı” gündeme geldiğinde tam… “kadının fıtratının kölelik olduğunu!” söylemişti. “Kadını köle gören” bu şahsı AKP çekinmeden “vekil” yaptı. Sonuç ortada. Tam yerine rast geldi ve Işılak “manzara koymuş oldu!” Kadını ‘köle’ sayıyor ABD’de 2016 başkanlık seçiminin Demokrat favorisi Hillary Clinton’ın dışişleri bakanlığı döneminde kişisel eposta hesabından yaptığı tüm yazışmaların gruplar halinde yayımlanması yönündeki yargı kararı uyarınca 3. posta açıklandı. 37’si ulusal güvenlik gerekçesiyle kısmen sansürlenen1300’den fazla yazışma içinde yine Türkiye ile ilgili belgeler var. Birinde Ekim 2009 TürkiyeErmenistan protokolleri öncesi Clinton ve ekibinin “Davu” dediği dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Erivan üzerindeki yönlendirmeleri var. Diğeri, Türkiye’deki dini azınlıklara ilişkin 20019 arasında çıkan haberleri derliyor. 30 sayfalık “Türkiye’den kaynaklanan tehditler sınırları aşıyor” başlıklı belgede farklı medya organlarında Trabzon’da İtalyan rahip Santoro’nun öldürülmesi, Malatya’da Zirve Yayınevinde 1’i Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesi ve Fener Rum Patriği Bartholomeos’a yönelik protestolar konularında ülkücülerin saldırıları, Bartholomeos’un canına kast eden çok ciddi tehditler, Hıritiyanlığın tehdit altında olduğu, aşırılıkçılığın teşvik edildiği gibi başıklar taşıyan haberler yer alıyor. Ali bebeğin yakılmasını protesto eyleminde 16 yaşında bir genç öldürüldü. Cenazede annesi ve kız kardeşi fenalaştı. cuma akFilistinli çocuklar hedef lürken, şamı İsrail ordusuBatı Şeria’da radikal Yahudi yerleşimciler olduğu sanılan saldırganların Filistinli bir ailenin evini kundaklayıp 18 aylık bir bebeği öldürmesini protesto edenler de İsrail saldırısına uğradı. Filistinliler Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te sokağa döküyıda Filistinli de yaralandı. Yanarak ölen Ali bebeğin vücudunun büyük bölümü üçüncü dereceden yanan anne babası ve 4 yaşındaki erkek kardeşi Ahmed’in yaşam mücadelesi verdiği belirtildi. Ailenin kaldırıldığı İsrail’deki hastaneler, baba Saad’ın durumunun “kritik”, anne Riham ile Ahmet’in ise “hayatlarının tehlikede” olduğunu söyledi. nun “molotof” attığı iddiasıyla öldürdüğü 16 yaşındaki Halidi dün gözyaşları içinde toprağa verildi. Annesi Samar Hayat “Çok kızgınım. Onu büyütmek için yıllarımı verdim. O şehit oldu, Allah’ın yanına gitti, ama ben çok kızgınım” dedi. Çatışmalarda çok sa Mansur siftah yaptı, Taliban karıştı aliban’ın Molla Ömer’in öldüğünü doğrulayıp yeni lider ilan ettiği Molla Aktar Mansur’ın ilk mesajı “birlik ve direnişe devam” oldu. Örgüt içinde Mansur’a ciddi muhalefetin olduğu, iç çekişmenin Kâbil yönetimiyle barış görüşmelerine olumsuz yansıyabileceği yorumu yapılıyor. 33 dakikalık ses kaydında, Mansur “hedefimiz ve sloganımız şeriatı, İslami sistemi uygulamak. Bunu gerçekleştirene dek cihatımız sürecek” dedi. Mansur’un “örgüt içinde T bölünmüşlüklerin sadece düşmanları sevindireceği, kendi içlerinde daha çok sorun yaratacağı, buna son verilmesi gerektiği” sözleri ise liderliği konusunda Taliban içinde görüş birliğinin olmadığı yorumlarını güçlendirdi. Afgan gazeteleri tek gözlü lider Molla Ömer’in yerine Molla Mansur’un gelmesini manşetlere taşıdı. Mansur Pakistan yapılanmasına daha yakın bir isim olarak tanınıyor. Örgütün Pakistan kanadının, Taliban’la Afgan hükümeti arasındaki barış görüşmelerini destekle Ya Ömer’in oğlu? diği, daha militan kanadın ise buna muhalefet ettiği belirtiliyor. Mansur ise ses kaydında “düşmanların kampanyası” diyerek barış görüşmelerini dışlama yoluna gitti. Mansur’a Molla Ömer’in oğlu Yakup’un da karşı çıktığı konuşulurken, Taliban sözcüleri yeni liderin Taliban Yüksek Şurası’nın oylamasına başvurulmadan belirlenmesinin huzursuzluk yarattığını aktardı. Bazı grupların Molla Yakup’u liderliğe getirmek istediği söyleniyor. Obama ile Putin düşman değil 2016 ABD başkanlık seçiminin Cumhuriyetçi favorisi Donald Trump’ın “Obama ile Putin birbirinden nefret ediyor. Ben Putin ile çok iyi geçinirdim” sözlerine Beyaz Saray’dan yanıt geldi. Sözcü Josh Earnest “Obama, Putin’le ilişkilerini, iş ilişkileri olarak tanımlamıştı. Putin’in pervasızca konuşabildiğini de ifade etmişti. İki lider pek çok uluslararası konuda farklı görüşlere sahip. Yine de Ruslarla oldukça etkili çalışabildiğimiz alanlar var. İran’la nükleer anlaşma için uluslararası çaba bunlardan en önemlisi” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle