28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 2 Ağustos 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 12 Yüreğimizin yandığı yeter arış Anneleri Meclisi “Kimsenin iktidar hırslarına çocuklarımızı, gençlerimizi ve barışı yedirtmeyeceğiz” diyerek çözüm sürecinin askıya alınmasına dair düzenledikleri toplantıda canlı kalkan olarak sınıra gideceklerini, savaş yaptırmayacaklarını duyurdu. Kiminin kızı canlı kalkan olarak dağa çıkmıştı kiminin oğlu... O anneler çocuklarının ardından barış için ses çıkarmaya başlamıştı. Anneler IŞİD ope Barış Anneleri Meclisi canlı kalkan olarak sınıra gideceklerini, savaşa izin vermeyeceklerini duyurdu Sizlere Demirtaş’ı yedirtmeyeceğiz elahattin Demirtaş bir sembol. Yazının başlığı “Demirtaşgiller” de olabilirdi. Neyin sembolü? Tutup “Barışın sembolü” demeyin. Kestirmeci, sıradan, klişeleşmiş bir cevap olur. Demirtaş’ı sembol kılan Kürt siyasal hareketinde 2013 Newroz’unda açıklanan ve benimsenen büyük dönüşümü salt sözüyle değil özüyle de kavramış, sindirmiş ve bunu kitleleri derinden etkileyecek hünerlerle dillendiren bir siyasal tavırdır. 2013 Newroz’unda Diyarbakır’da yüz binlik ve ekran başına kilitlenmiş çok daha büyük bir kitlenin bazen sevinç gözyaşları, bazen içten fışkıran alkışlarıyla karşıladığı o manifestonun can alıcı paragrafını hatırlayın: “Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun noktasına geldik. Yok sayan, inkâr eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türk’üne, Kürt’üne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor.” Kürt siyasal hareketi için bu yepyeni bir dönüşüm ve yepyeni bir siyasal çizginin özetiydi. Bu siyasal hareketin iki bileşeni, o günlerdeki yasal partisi BDP ve Kandil bu çok önemli dönüşümü bütün içeriği ile benimsediler. O günden bugüne Kürt siyasal hareketinin bu yeni çizgiyi terk ettiğine, “Koşullar değişti artık o çizgi geçerli değil” dediğine tanık olmadık. Demirtaş’ı, HDP içinde saf tutmuş Kürt, Türk, Ermeni, Süryani, Ezidi “Demirtaşgiller”i demokrasi, şiddetten arınmış siyaset ve kalıcı bir barış için önemli, anlamlı ve değerli kılan da bu çizgiyi inatla, sapmadan, eveleme gevelemeye getirmeden savunmaları... AKP nezdinde Demirtaş’n baş düşman, ilk halledilmesi gereken engel olarak görülmesi de tastamam bu nedenden... “Seni başkan yaptırmayacağız” cümlesinden tahrik olan zatın barış masasını devirmesinden sonra hedef tahtasının ortasına Demirtaş’ı oturtması boşuna değil. O kolay tahrik olan zatı daha da çileden çıkaran ise savaş naralarına karşı Demirtaş’tan gelen buluşlu bilişli cevap: Biz bu ülkede sizlere savaş yaptırmayacağız... Itibarsızlaştırarak, tırmanmakta olan terör eylemlerinden Demirtaş’ı sorumlu tutarak, dokunulmazlığını kaldırtmak için hukuk diploması taşıdığı söylenen kişileri harekete geçirmek, kısacası Demirtaşgilleri siyasetin dışına itmek için kolları sıvayanlara sözümüz olmalı: Sizlere Demirtaş’ı yedirtmeyeceğiz... HHH Demirtaş’giller’in yukarıda alıntıladığım cümlesine dikkatle bakın “Biz bu ülkede size savaş yaptırmayacağız” demiyor, “Biz bu ülkede sizlere savaş yaptırmayacağız” diyor. Haklı. Savaşmak tek yanlı bir eylem olamaz. Savaşta iki taraf olur. Bir taraf Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözmek gibi kanlı ve budalaca bir karar alıp dağı taşı bombalayanlar. Peki öteki taraf? AKP elebaşılarının 7 Haziran’da yitirdikleri tek başına iktidarı savaş, ölüm ve kan pahasına yeniden elde etme hesabındaki tuzağı fark etmeyip silaha silahla karşı koyup barış elde edileceğini umanlar. “Merkezi karar yok. Bu eylemler yerellerdeki inisiyatiflerin işi” deyip onları kınamaya, mahkum etmeye yanaşmayanlar. “Bu hareket bizden sorulur. Yapılması gerekeni biz belirler; yapılacak analizleri biz söyleriz, biz yazarız” diye yorumlanmaması mümkün olmayan cümleler kuranlar. Onlara da sözümüz olmalı: Sizlere Demirtaş’ı yedirtmeyeceğiz... B S rasyonu diye başlayıp çözüm sürecini askıya kaldıran yeni süreçten oldukça kaygılı. Barış Anneleri Meclisi dün askıya alınan çözüm sürecine ilişkin açıklama yapmak üzere Fatih Kadınlar Pazarı’nda buluştu. Analar el ele versin Çocuklarını kimseye kurban etmeyeceklerini belirten annelerden Ezine Dal Kürtçe yaptığı konuşmada, “Ben barış annesiyim. Ben polis, asker annesinin elini barış annesinin eline vermesini istiyorum. Polis de asker de bizim” diyerek “Biz niye savaşıyoruz?” diye sordu. Dal’ın ardından annelerden Bedia Gökguz de şunları kaydetti: “Bu barışı kimseye heba etmeyeceğiz. Sonuna kadar barış diyeceğiz. Kimseye savaş yaptırmayacağız. Çocuklar kimin uğruna gidiyor? Bir çocuk kolay mı büyütülüyor? Tahammülümüz kalmadı. Biz sınıra canlı kalkan gideceğiz. Asker anasını, polis anasını, bütün ana ları çağırıyoruz. Artık evimizde durmayacak, bu savaşı biz durduracağız. Gece rahat uyuyamıyoruz. Acaba bir cenaze nereden geliyor? Polis annesi ağlıyor, asker anası ağlıyor benim yüreğim yanıyor. Gerilla annesi ağlıyor benim yüreğim yanıyor. Yüreğimizin yandığı yeter, ana anadır. Gözyaşı aktığı zaman aynıdır. Hepsine yanıyor, hepsine üzülüyoruz.” Saray’a karşı barış İstanbul Barış Anneleri Mec lisi adına “Sana savaş yaptırmayacağız” başlıklı açıklamayı da Özgür Kadın Kongresi’nden Deniz Şimşek okudu. Açıklamada şunlar kaydedildi: “İktidarın savaş çığırtkanlığına karşı yan yana gelmenin, birlikte olmanın, buna direnmenin zamanıdır. Biz Barış Anneleri olarak, bombalara karşı, savaşa karşı, kaosa karşı barış diyeceğiz. Saray’ın ihtiraslarına karşı bu kadar kolay savaş başlatılmasına karşı direneceğiz.” l DAMLA YUR / İSTANBUL İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde buluşarak barış talebinde bulunan kadınlar arasında HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, HDP İstanbul Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Beyza Üstün de vardı. Fotoğraf: VEDAT ARIK bir t r ö d in ’n Türkiye barış r la ın d a k yanında eldi g a y a r a ir için b Barışa ses verdiler DAMLA YUR ilahlar sussun barışa ihtiyacımız var’ diyen kadınlar ellerinde tencere, tava, teflerle, ağızlarında düdüklerle yağmurun altında oturarak Taksim İstiklal Caddesi’ni isyan sesleriyle inletti. Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG) çağrısıyla dün binlerce kadın Türkiye’nin çeşitli yerlerinde sokağa döküldü. 14 ayrı kentte yapılan eylem çağrılarından biri de İstanbul Galatasaray Lise ‘S si önüneydi. Kadınlar slogansız, bayraksız, flamasız, yalnızca tek bir pankart önünde saat 17.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplandı. Ellerinde tencere, tava, tef ağızlarında düdük olan kadınlar zaman zaman zılgıt da çekerek dakikalarca savaşa karşı barış için ses çıkardı. Kadınlar adına Kürtçe ve Türkçe okunan basın açıklamasında bombalar ve yasaklarla bir savaş Asla susmayız sürecinin içinde bulunulduğu belirtilerek şunlar kaydedildi: “Kadınların kahkahalarından korkan ve savaşın susturup bastırdıklarına ‘sırtını dayama’nın güvencesiyle ‘IŞİD’e karşı neden söz söylemiyorsunuz?’ diye soran bir kadını sırf kadın olduğu için, sırf barış dediği için susturmaya çalışan Bülent Arınç’a ve erkek egemenliğine itaat etmeyeceğiz diyor ve hatırlatıyoruz: Bir kadın olarak susmayacağız, barış için ses çıkarıyoruz. ” Festivaller terör nedeniyle iptal edildi uruç’ta 32 kişinin yaşamını yitirdiği katliam ve artan terör olayları nedeniyle yurt genelinde festival ve şenlikler birer birer iptal ediliyor. Malatya’da Kayısı Fuarı ve Arguvan Türkü Festivali, Zonguldak’ta Gülüç Kültür ve Sanat Festivali, Tunceli’de 15. Munzur Kültür ve Doğa Festivali, İzmir Büyükşehir Belediyesi, düzenlediği 6 konserlik programı, Antalyı Konyaaltı Belediyesi, 20. Yaz Şenlikleri, Mersin’in Tarsus ilçesinde bu yıl yapılması planlanan Üzüm ve Kültür Festivali, Osmaniye Belediyesi, 19. Çocuk Şenliği, Sivas’ın Gürün ve Koyulhisar ilçelerinde düzenlenecek kültür ve sanat festivalleri iptal edildi. Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık, “Festivallerin iptali hele hele terör gerekçe gösterilip iptali turizmle hiç bağdaşmıyor. İptal ederseniz terörü ödüllendirmiş olursunuz” dedi.l Yurt Haberler S İzmir’de kadınlar silahların susmasını istedi. ANTALYA: Kazım Özalp Caddesi’nde toplanarak Cumhuriyet Meydanı’na yürümek isteyen kadınlara polis izin vermedi. Polisin barikat kurması üzerine kadınlar bir süre oturma eylemi yapıp slogan attı. Protestoya bazı kadınlar da ziller, düdük, tencere ve su bidonlarıyla ses çıkararak eşlik etti. Grup adına açıklama yapan açıklama yapan Özlem Yavuz, “Savaş kadınlar için göç demek, yoksulluk demek, tecavüz ve ölüm de Antalya’da kadınlara polis barikatı mek. Herkesi savaşa karşı sesimizi yükseltmeye çağırıyoruz” dedi. ESKİŞEHİR: Barış İçin Kadın Girişimi ve Eskişehir Demokratik Kadın Platformu üyeleri Porsuk Bulvarı’nda bir araya gelerek “Silahlar sussun, barış konuşsun”, “Kadınlar barış için ısrarcıyız” yazılı pankart açtı. Kadınlar düdükleri çalıp alkış temposu tuttu. Kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Nalan Kurunç “Kadınlar olarak barışın sesini yükseltmek, her ne olursa olsun silahların susması ve barış için ısrar ettiğimizi bir kez daha haykırmak için alanlardayız” dedi. Kadınlar, 15 dakikalık oturma eyleminin ardından dağıldı. İZMİR: Barış İçin Kadın Girişimi öncülüğünde Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan kadınlar tencere, tava, düdük ve davul çalarak bir süre yürüdükten sonra, Suruç katliamında hayatını kaybedenler anısına oturma eyleminde bulundu. Kadınlar silahların susmasını istedi. Antalya’da polisin engellediği grup oturma eylemi yaptı. encereği çatısı altında İZLENİM lerle, dü1996’da bir aradüklerle, ya gelen bir grup içine bozuk pakadın “Resmi lira doldurulmuş teratürde ‘düşük plastik su şişeyoğunluklu saleriyle kadınlavaş’ olarak adrın tutturdukları landırılan bu dukusursuz ritme rum, aslında bölPınar kayıtsız kalmak gede yarattığı Öğünç mümkün değildi. korkunç tahribat Kalabalık meyve bütün ülkedanlardan o esnada geçyi etkileyen trajik sonuçmekte olanların bazıları larıyla klasik bir savaşbelki bir eğlenti ümidiytır. Savaşın bir an önce sole kafasını uzattı. Teflon na ermesini, savaşla ilgitavaların ortasına Kürtçe li uluslararası hukuk ku“yaşasın barış”, “biji aşirallarının işlemesini tati” yazdığını görüp anınlep ediyoruz” diyerek yola da yoluna dönen de vardı, çıkmıştı. Arada kesintiler ama daha çok da kadınlar olduysa da sosyalist, femidurup oturarak, en azınnist kadın hareketleri ve dan alkışlarıyla destek ve muhtelif barış inisiyatifiriyordu. Galatasaray’da nin birikimiyle Barış İçin polis de köşede hazırdı, Kadın Girişimi İnisiyatidüdük satıcılarıysa birden fi 2009’da tekrar bir arabitiverdi. ya geldi. Geçen haftalarda tek Susmadılar tek eylemlerle başlamışlardı dünkü en büyüBİKG, özellikle çözüm ğü oldu. Barış İçin Kasürecine benzeri çok budın Girişimi’nin (BİKG) lunmayan, aktif, yapıcı çağrısıyla kadınlar Adabir sivil destek verdi. Bu na, Samsun, Erzincan, Ça nasıl bir destek? Oturduknakkale, Antakya, Bursa, ları yerden konuşmadıEskişehir, İzmir, Ankalar, “barış” fikrinin toplura, Kocaeli, Mersin, Muğma ne derece nüfuz ettila ve İstanbul’da Galatağini yerinde soruşturmak saray ile Kartal meydaniçin onlarca ziyaret gerlarındaydı. “Biz kadınlar, çekleştirdiler. Farklı kesavaşın göç, yoksulluk, te simlerden gelen kadınlar cavüzler, ölümler, yas ve Dersim’den Diyarbakır’a, acı demek olduğunu çok İzmir’den Bursa’ya giiyi biliyoruz; savaşa kardip kadınlarla görüştüler. şı sesimizin susturulmaO dönem Batı’da Kürtleya çalışıldığının da farkın ri neden bu kadar rahatdayız. Artık her yanımısız ettiği çok da anlaşılzı saran bu savaşa karşı mayan kalekol protestolabir kez daha ses çıkarmak rına katıldılar, Kandil’de için, barışı hiçbir iktidar kadınlarla kalıcı barış hırsına feda etmeyeceğiüzerine konuştular. Ramizi göstermek için hep porlar hazırladılar, atölyebirlikte sokaklardayız” ler, konferanslar düzenlediyorlardı. 13 şehirdeki diler, uluslararası müzameydanlara çıkamayankere örneklerini tartıştıları da bulundukları yerlar, gördükleri sorunları lerde savaşa karşı ses ver işaret ettiler. meye davet ettiler. Sosyal Seçim sonrası yaratılan medya kullanıcıları için bu savaş ortamında 90’lar bir adres de var: #Barışaarazlarına dönmek isteİhtiyacımVar etiketi. meyenler, tekrar demokratik çözüm yollarının 90’lardan bugüne aranmasını, barışı talep Herkesin 90’lı yıllara edenler, savaş çığırtkanmı dönüyoruz diye kayları arasında bağırmadan gılandığı, savaş taktik ve varlıklarını hatırlatamıreflekslerinin bir çırpıyor. İşte kadınlar bu yüzda uyandığı şu günlerde den seslerini yükseltmebu eylemi düzenleyen Ba ye karar verdiler. Üsterış İçin Kadın Girişimi’nin lik “bir kadın olarak suskökleri de 90’lara uzanımaları” salık verildiği zayor. İnsan Hakları Dernemanlarda. Kadınlar değil silahlar sussun T C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle