16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 16 Ağustos 2015 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY DEPREMDEN BETER ın Bakanlıklar like h ‘deprem terı’ haritala 10 bile farklı! 17 Ağustos’un yıldönümünde Prof. Haluk Eyidoğan’dan Cumhuriyet’e çarpıcı açıklamalar: 20 yaşındaki deprem haritası acilen yenilenmeli Adalardaki istasyonlar tek tek kaldırılıyor PIRES Projesi bu süreçten nasıl etkilendi? EYİDOĞAN Yassıada’nın “Tarihi Sit” özelliğini kaldıran, kültür ve turizm yatırımları için hem Yassıada’yı hem de Sivriada’yı imara açan “Uyanık Otorite” bu arada gazete ve TV’lerde Yassıada’yı “Demokrasi Adası” yapacaklarını ve bu vesile ile Sivriada’yı da turizme kazandırmak için bazı tesisler yapacaklarını açıkladılar. Takıye’ye ve mugalata teknikleri ve propoganda desteği ile bu adaların üzerinde aklınıza gelen her türlü ticari+turistik tesis ve bina inşa edilmesinin önü açıldı. Yapılan imar planlarına göre Yassıada’da yüzde 65, Sivriada’da yüzde 40 inşaat izniyle yapılaşmaya açıldı. Sözüm ona demokrasi havariliği ile göz boyanırken 5 yıldızlı oteller, bungalovlar, marinalar, lokantalar, fitness merkezleri, otoparklar vb yapılarak demokrasi getirilecek (!) olan bu adalara inşaat için TOBB devreye girdi. Hükümet Yassıada’yı “Demokrasi Adası” yapmaya kalkınca 2006’dan bu yana yürütülen PIRES projesinin o özel duyarlıkta bilim insanlarının özveriyle çalıştırdıkları deprem ve GPS istasyonları tamamen kaldırılmaya başlandı. Şu anda Yassıada’da 1 adet ve Sivriada’daki 5 İSTANBUL Ağustos Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden tam 16 yıl geçti. Ve Türkiye hâlâ ‘18 Nisan 1996’ tarihinde yürürlüğe giren; hem güncelliğini hem de işlevini yitiren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nı 20 yıldan bu yana yenilemedi. 17 Ağustos’tan AYKUT bugüne DüzKÜÇÜKKAYA ce depremi, Van depremi gibi büyük depremlerin yanı sıra, Çankırı, Akşehir, ÇayAfyon, PüHaluk lümür Tunceli, Bingöl, Eyidoğan Elazığ, BalaAnkara ve SimavKütahya gibi orta büyüklüklerde ve önemli hasarlar bırakan birçok deprem yaşandığına dikkat çeken eski İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan çarpıcı açıklamalarda bulundu. 17 Ağustos’u yaşayan Türkiye’de mevcut deprem bölgeleri haritası sizce yeterli mi? HALUK EYİDOĞAN Bu harita 20 yaşındadır... Deprem Şurası kararlarında önerilen ve bugüne kadar çözülemeyen önemli sorunlarımızdan biri de 18 Nisan 1996 tarihinde yürürlüğe giren ve artık güncelliğini ve işlevini yitiren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nın yenilenmemesidir. Dediğiniz gibi bu süre içerisinde Türkiye’de KocaeliGölcük depremi, Düzce depremi, Van depremi gibi büyük depremlerin yanı sıra, Çankırı, Akşehir, ÇayAfyon, Pülümür Tunceli, Bingöl, Elazığ, BalaAnkara ve SimavKütahya gibi orta büyüklüklerde ve önemli hasarlar yapan bir çok deprem yaşanmıştır. Üniversitelerimiz ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından son yıllarda yapılan Jeoloji, Jeomorfoloji, Jeofizik ve Deprembilim (Sismoloji) araştırmalarında bugüne kadar bilinen aktif (diri) faylara ek yeni faylar bulunmuştur. 2012 yılında yayımlanan Türkiye Diri Fay Haritası’na göre ülkemiz genelinde yaklaşık 150 tane olarak bilinen diri fay sayısı 326 olmuştur. Alt faylarla birlikte değerlendirildiğinde, yeni diri fay sayısının yaklaşık 485 adet olduğu anlaşılmaktadır. Bu sonuç, Türkiye’de her türlü yapılaşma ve planlama sürecinde deprem kökenli riskleri azaltmak için çok daha fazla duyarlı olunması gerektiğini göstermektedir. 17 İŞTE O HARİTA Güncelliğini yitirdi Kaçacak yer yok Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Fuat Oktay, iki gün önce İstanbul’da yapılan toplantıda, yine 20 yıl önce hazırlanmış Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nın önünde Türkiye Afet Müdahale Planı’nı açıklamıştı. Oktay, 17 Ağustos depremi gibi afetlerden dersler çıkardıklarını ifade ederek, büyük afetler yaşamamayı ümit ettiklerini, yaşandığında da az kayıp olması için çalıştıklarını söylemişti. (AA) Fuat Oktay Rant haritaları güncel! 150 diri fay sayısı 326 oluyor ve harita yenilenmiyor. O zaman büyük risk altındayız değil mi? EYİDOĞAN Türkiye Deprem Tehlike Haritası ne yazık ki yenilenmemiş, büyüyen şehirlerimizin ve sanayi alanlarımızın maruz kalacağı deprem tehlikesi ölçütleri güncellenmemiş. Bazı büyük şehirlerin ve yerleşmelerin deprem tehlikesinin artmış olmasına rağmen ne yazık ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) bu konuda bir harita çıkaramamıştır. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) sigortalılık oranını YÜZDE 40’a yükseltmesine rağmen halen bu eski haritayı baz alarak deprem sigortası yapmaktadır. Hal böyleyken, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DLH) inşa ettirdiği büyük mühendislik yapıları için mevcut deprem bölgeleri haritasının yetersizliğinin farkına varmış, yeni bir Deprem Tehlike Haritası yaptırmıştır. Bu harita için kullanılan diri fay seçimi ve tehlike hesap yöntemleri farklıdır. Bu skandal tablo önemli bir tartışma konusu yaratmaz mı? EYİDOĞAN Evet... AKP hükümetinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Başbakanlık AFAD Başkanlığı halkımızın yaşadığı konut, işyeri ve diğer yapılarla ilgili deprem tehlike haritalarını güncellemezken, aynı hükümetin bir başka bakanlığı kendi mühendislik yatırımları için ayrı bir deprem tehlike haritası kullanmaktadır. Tuhaf bir şekilde Türkiye’de iki ayrı deprem tehlike haritası vardır. Peki, 17 Ağustos Depremi’nin ardından afet yönetiminden “risk azaltma” anlayışına geçebildik mi? EYİDOĞAN Hayır. Depremden sonra bir çok üniversite ve kurum Marmara Bölgesi’nin deprem tehlikesini her ölçekte anlama amaçlı ve farklı yöntem ve yaklaşımlarla bilimsel araştırmalar başlattılar. Bu araştırmalardan biri de, bir aşamada benim de içinde yer aldığım, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Almanya Potsdam’dan Yer Bilimleri Araştırma Kurumu (GFZ) gibi birçok önemli kurumdan araştırıcıların katkısıyla geliştirilen Prens Adaları Gerçek Zamanlı Deprem Gözlem Sistemi’dir (PIRES). Proje 2006’da başlamış ve her iki kurumun işbirliği ile Kuzey Anadolu Fayı’na (KAF) en yakın olan İstanbul’un Prens Adaları’nda toplam 16 deprem istasyonu kurulmuştu. Bu bilimsel araştırma, gelecekte İstanbul dahil Marmara’da birçok şehri ve yerleşmeyi tehdit eden “Büyük Marmara Depremi”ni yaratacak KAF’ın Marmara Denizi içindeki ana kolu Marmara Fayı’nın deprem kimliğini tanımayı amaçlıyordu. Prens 150’ydi 326’ya çıktı Peki İstanbul? EYİDOĞAN İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2002’de İstanbul Deprem Tehlike ve Riski Etüdünü, 2003’te İstanbul Deprem Master Planını ve 2011’de İstanbul Sismik MikroBölgeleme çalışmaları yaptırmıştır. Bu araştırmalar, İstanbul’un jeolojikjeofizikjeoteknik bilgilerine dayanarak deprem tehlikesini, zemin hareketlerini, heyelan ve sıvılaşma durumunu ve tsunami tehlikesini ayrıntıları ile ortaya koymuştur. Bunu bildiği halde İBB, İstanbul’un kıyılarını kilometrekarelerce doldurmakta, zemin sorunu ve seltaşkın tehlikesi olan alanlar ile 17 Ağustos 1999 depreminden sonra acil tahliye ve barınma için ayrılan alanları imara açmaktadır. 20002010 yılları arasında İstanbul ve çevresi için yapılan bir çok ayrıntılı deprem tehlike ve risk çalışmalarından elde edilen önemli bulgular ve en riskli alanlar kentsel dönüşüm amaçlı planlamalarda ve uygulamalarda ne yazık ki dikkate alınmamıştır. Eski yerleşmelerdeki yoğun yapılaşmış riskli alanlar ve üzerindeki riskli konutlar öylece durmaktadır. İstanbul Valiliği, İSMEP Projesi BBileşeni işlerinde parasal bir sıkıntı olmamasına rağmen 1 milyar AVRO kredi alınmıştır okullar hariç birçok hastane ve diğer bazı afet görevli kamu yapıları depreme dayanıklı duruma getirilmeyi beklemektedir. Adalarda gözlem Adaları’na yerleştirilen deprem istasyonlarının sayısal dağılımı şöyleydi: Büyükada 2, Heybeliada 1, Kınalıada 1, Burgazada 1, Alendros 1, Yassıada 5, Sivriada 5. Ayrıca, TÜBİTAK Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü de bu projeye katkı sağlayan ve fay hareketleri nedeniyle adalarda oluşan konum değişme hareketlerini ölçen duyarlı ve gelişmiş birer GPS istasyonunu Sivriada ve Yassıada’ya kurmuştu. PIRES Projesi’nin Almanya nu da bu yle deprem gözlem istasyo Yassıada’daki proje nedeni değişimden olumsuz etkilenecek. İki ayrı tehlike haritası GFZ’ye ve Türkiye KRDAE’ye toplam maliyeti personel maaşları hariç yılda 80 bin Dolar civarındaydı. Proje günümüze kadar her iki ülkenin deprembilim uzmanları tarafından özverilerle sürdürülürken bir olumsuz gelişme oldu. 1973 yılından bu yana tarihi, doğal ve arkeolojik nitelikleri ile tescil edilmiş olan ve dünyanın önemli bir “Açık Hava Müzesi” özelliğindeki bu 9 adadan Yassıada ve Sivriada’nın imara açılması gündeme geldi. adet PIRES istasyonu çalışıyor ama proje önemli derecede sakatlandı. Eğer Sivriada için de çizilen “Turizm Projesi” uygulama aşamasına geçerse bu adadaki istasyonlar da kalkacaktır. Belki kalan biriki tane de oradaki gürültüden işe yaramaz duruma gelecektir. Şimdilerde önemli uzuvları parça parça kesilen PIRES Projesi bu gidişle ve anlayışla ortadan kaldırılacaktır. TEOG sonucu liselerde oluşan kontenjan açıklarının, özel okullara kayma nedeniyle yarından itibaren daha da artacağı düşünülüyor EOG yerleştirme sonuçlarının açıklanması, istedikleri okullara yerleşen öğrencileri mutlu etti ama binlerce çocuğun geleceği belirsizliğini koruyor. Hayallerindeki Anadolu Liseleri’ne puanları yetmeyen, meslek ve imam hatip liselerinde de öğrenim görmek istemeyen öğrenciler açık liseye mahkum oldu. Sonuçlara göre, 8. sınıf mezunu her 5 öğrenciden biri açık liseye yerleştirilmiş durumda! Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, “Öğrencilerin büyük kısmının açık liselere gidiyor 5 öğrenciden biri açık lisede T Boş kontenjanların daha çok Anadolu, İmam Hatip ve Meslek liselerinde olduğu tahmin ediliyor. olması, örgün eğitimin dırünüyor. İmam hatip liseşına çıkması, 4+4+4 sislerinin sayısı çok artırılteminin 3. ayağının çöktüdı. Geçen yıl çok sayıda öğğünü gösteriyor” dedi. renci, tercih etmediği halVelilerin ve öğrencilede sınav modeli üzerinden rin, dershanelerin kursa imam hatip ve meslek liseFİGEN dönüştürülmesi, temel lilerine yerleşmişti. Bu sene ATALAY selerin açılması karmaöğrenciler tercih etmemiş, şası içerisinde büyük bir öyle görünüyor. Zorlamayboşluğa düştüğünü söyleyen Kala bu sonuç oluyor. Bu durum, eğiraca, yerleştirme sonrası liselerde timin geldiği noktayı gösteriyor. oluşan 249 bin boş kontenjan için Eğitimin baştan aşağı yeniden dide şu yorumu yaptı: “Öğrenciler, zayn edilmesi gerekiyor. Sorunun, dershane talebinin karşılanmadıtüm liseleri anadolu liselerine çeğı, istemediği bir okula yerleşmek virerek çözülmediği bir kere daha yerine açık liseyi tercih etmiş göortaya çıktı. Aksine tabela değişi mi, yeni sorunlar yarattı.” Uğur Kariyer Merkezi Direktörü Nazik Kösegil, halen okullarda toplam 248 bin 908 boş kontenjan bulunduğunu hatırlatarak, “Bu sayı ilerleyen günlerde artacaktır. Sayısal verilere bakıldığında bir yanda açık kontenjanlar varken diğer yanda 71 bin 373 öğrencinin tercih yaptığı halde bir okula yerleşememesi tercihler sırasında bazı okul türlerinin tercih edilmediğini gösteriyor. 17 Ağustos tarihinde (yarın) boş kontenjanların açıklanması ile birlikte hangi okul türlerinin tercih edilmediği daha net görülecek. Açık lisede kayıtlı görülen öğrenciler içinde aslında özel okula kayıt yaptırmış ama resmileştirmemiş öğrenciler de bulunmaktadır. Nakil sürecinin başlamasıyla birlikte açık lisede olan öğrencilerin durumu netleşeceğinden bu durumda olan öğrenci velileri için önümüzdeki hafta önemli olacaktır” dedi. Öğrencilerin hangi lise türlerine yerleştiklerinin açıklanması gerektiğini vurgulayan Eğitimci Alaattin Dinçer de “Yerleşmesi kesin gibi görünen 1 milyon 36 bin öğrencinin Anadolu, mesleki ve teknik ile din öğretimi veren liselere dağılım sayı ve oranları açıklanmalıdır. Kontenjanları boş kalan okullar ve bu okulların taban puanları da mutlaka açıklanmalıdır” dedi. l İSTANBUL Veriler açıklanmalı C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle