11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK Katırların çilesi Roboski’deki katır katliamının peşine düşen Yeryüzüne Özgürlük Derneği’ne bakanlıktan itiraf gibi yanıt: Vuruldular, çünkü çiftlik hayvanı değiller Roboskili köylülerin can yoldaşı, iş ortağı katırlar sistematik olarak katlediliyor. Aralık 2011 sabahı, “yukarıdan Ahmet mi Mehmet mi ayıramayan” savaş uçakları 34 genç insanı bombalarken aynı anda 59 katır da can vermişti. Parçalanmış bedenler battaniyelere sarılmış, köyden başka katırlarla taşınmıştı sonra. Katırlar köylünün can yoldaşı, iş ortağıydı aynı zamanda. Roboski Katliamı üzerinden geçen zamanda, hiçbir sorumlu yargı önüne çıkartılmadığı gibi Roboskili köy Pınar lülerin “cezalandırılması” Öğünç türlü biçimlerde sürdü. Bunlardan biri de sistematikleşen katır katliamı. Roboski’de yakınlarını kaybedenlerden, HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, Orman Su İşleri Bakanlığı’nın bu yıl başından beri otuza yakın Yeryüzüne Özgürlük Derneği’ne katırın güvenlik güçleri tarafınverdiği cevapta andığı 78 katırdan öldürüldüğünü söylüyor. 25 la ilgili karar şu an Uludere GıMart 2015’te askerlerin “Atış serbest” emriyle katırları kurşunlayı da Tarım ve Hayvancılık Müdürü şının görüntüleri DİHA tarafından Murat İnan’ın önünde. Açıklamanın tersine şimdiye kadar kendiyayınlanmıştı. 30 Haziran sabalerinin itlaf yapmadığını, arada ha karşı yine sekiz katırın askeri birlikler tarafından rastgele açılan kaldıklarını söylüyor açıkça. Bu konuda şimdiye kadar kulateş sonucu öldürülüdüğü haberi landıkları 2012/06 No.lu genelgeldi, ertesi gün dört katır daha... Sınır ticareti yasal bir geçinme yöntemi değil, fakat sınır köylüleridüştü” diyen Şırnak Valisi Ali İhrinin seçeneksizlikten dolayı küsan Su’yu yalanlıyor hem de katırçük paralar karşılığında canlarıların silahla “itlafını” kabul ediyor. nı riske atarak bu işi yaptığı, bölSilahla vuruldular gede görevli TSK birimlerinin de bildiği de bir hakikat. Hiçbir yaCevap şöyle: “...Uludere ilçesada kaçakçılık yapanların katırsi sınırlarında kaçakçılıkta kullalarının kurşuna dizileceğine danılan katırların 5996 sayılı Veteir hüküm de yok. Bu icraatın huriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıkuki dayanağını sorgulamak üzere da ve Yem Kanunu kapsamında; muhtelif girişim oldu. Bunlardan iş gücü amacı ile insanlar tarafınsonuncusu, daha evvel ilgili TSK dan yetiştirilen ve beslenen haypersoneli hakkında suç duyuruvanların çiftlik hayvanı olarak desunda da bulunan Yeryüzüne Özğerlendirilmesi ve gerekli uygulagürlük Derneği ve Hayvan Haklamaların Gıda, Tarım ve Hayvancırı Komitesi’nin, Orman ve Su İşlelık Bakanlığınca yapılmasının uyri Bakanlığı’ndan aldığı cevap. Ba gun olacağı mütalaa edilmiştir. Bu kanlık, hem “uçurumdan kendilekapsamda Uludere İlçe Gıda Tarım 6 28 Ya Davutoğlu koalisyonu kurulacak... Ya da RTE’nin erken seçim hükümeti TE Davutoğlu güç çarpışmasına doğru giderken... Dün demiştik ki “Ortada iki lider ve iki ayrı strateji var, çarpışıyorlar, farkında mısınız” ve RTE’nin bugüne kadar “mutlakiyetini” dayandırdığı Meclis’te çoğunluğu yeniden ele geçirmek için en uygun ve kısa zamanda seçime yönelik politikalar uygulayacağını yazmıştık. Bir nokta daha: Seçimlerde aldığı yenilgi aynı zamanda partisi içinde de “güçsüzleştirici etki” yapmak zorundadır. Bugüne kadarki sürekli “tek adam” inşası, sandıktan sürekli çoğunluk iktidarı çıkarması sayesindedir. Bunu da sürekli meydanlarda nutuk atmak, milleti birbirine düşürmek, günde beş posta konuşarak sağlamıştır. RTE bu sayede “alan hâkimiyeti” kurmuştur! Onca kurucu vb. “baba” adam, RTE’nin yanlış ve hatalı politik uygulamalarına rağmen suspus oldu, boyun eğdi, güçsüz kaldı, ona uydu, sesini çıkartamadı... Bu kötülüklerin birer parçası oldular. Çünkü RTE’nin kariyeri hep zirvedeydi. Onunla mücadele etmek zordu... Erken davranıp başkaldıranların nasıl dışlanıp silinip gittikleri biliniyor. Ama kendini seçim meydanlarına atmasına rağmen sandıktan yediği ilik çizikle birlikte, şimdi parti içinde de tartışılabilirliği gündeme geydi. Bir süredir Beştepe ile hükümet ve parti arasında ciddi bir gerilim yaşanıyor. Zaten Beştepe ve hükümet ve parti liderliği gibi ilk iktidar ayrımının ortaya çıkmasından itibaren, ayrılık kaçınılmazdı... Bu konuda ilk 3 seri yazımı 28 Aralık 2014’te başlattım: “RTEDavutoğlu ilk bilek güreşleri 1”. Sonra 15 Ocak’ta “Floş Royal kimin elinde” diye sordum. Ve sık sık burada gündeme geldi. Yazılara blogumdan veya gazete arşivimden bakın. R ‘Ben Uludereliyim, hayvan öldüremem’ geye göre kaçak ya da kaçak zannıyla yakalanan hayvanların itlaf edilmediğini, devletin zimmetine geçtiğini, açık artırmayla satıldığını anlatıyor İnan. Hastalık taşıma riski gözetilerek itlaf kararı çıktığında yapılan işlem de net: Acı çektirmeden, ilaçla öldürmek. Silahla öldürmenin yeri bulunmadığını söyleyen İnan, telefonda sesi titreyeve Hayvancılık Müdürlüğü ile yapılan yazışmalarda, Müdürlüğe intikal eden 15 adet dosyada 78 adet katır için tasfiye kararının bulunduğu, şu ana kadar sahipli 20 kadar katırın silahla vurularak öldürüldüğü, 10 adet katırın çıkan kargaşadan dolayı kayalıklardan düşerek öldüğü, 10 adet yaralı vaziyette kendilerine intikal eden katırın ise tedavisinin yine Uludere İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü veteriner hekimleri tarafından gerçekleştirildiğini, konuyla ilgili Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı talimatları ile Uludere Sulh Ceza Hakimliği’nin kararlarırek “Ben Uludereliyim, hayvan öldüremem” diyor. O 78 hayvanla ilgili karar elinde şu an, fakat işlem yapmadan müdürlük olarak bunun uygun olmadığına dair görüş bildirilmiş, cevap bekliyorlar. “Biz de arada kaldık. Memuruz, çok konuşamayız. Bu katırları sizin İçişleri Bakanlığı’na, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sormanız lazım” diyor. nın bulunduğu bildirmiştir.” Katır katliamının ardından o dönem CHP milletvekili Melda Onur, HAYTAP’la birlikte bölgeye giderek yetkililerle görüşmüştü. Bu toplantıda Şırnak valisi katırların çatışmada uçurumdan düşerek öldüğünü söylemiş, kurşun yaraları hatırlatılınca da “Seken kurşunlardır” demişti. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına, Orman ve Su İşleri Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, Milli Savunma Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığı’na ayrı ayrı soru önergeleri veren Onur, sadece Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan karşılık aldı. Onlar da ilgili kanunları sıralayarak kaçak hayvanların yaratacağı sağlık riskleriyle ilgili cevap vermişti. Onur, “Orman Su İşleri Bakanlığı’nın cevabına şaşırdım zira hayvan itlafının nasıl yapılması gerektiğini en iyi onlar bilmeli. Bu şekilde tasfiyenin yasada yeri yok” diyor. İlgili yasa ve yönetmelikler “hayvan refahı kuralları göz önünde bulundurularak itlaf ve imha”dan söz ediyor. Bakanlığın cevabında önemli bir nokta da “çiftlik hayvanı” vurgusu. Bir kez dahi kaçakçılıkta kullanılan katırların ‘çiftlik hayvanı’ olmaktan çıkacağı ve itlaf edilebileceği gibi bir anlam çıkıyor açıklamadan. Ferhat Encü, “Çiftlik hayvanı olarak kullanılmadıklarını kim, neye göre tespit ediyor? Şırnak bölgesinde 5 bin civarında katır var, bunun belki 23 bini ara ara kaçağa da gidiyordur. Ama katır çok amaçlı kullanılır. Yem taşır, ısınma ihtiyacını karşılar, yeri gelir ulaşım aracıdır. O zaman dünyadaki bütün katırlar potansiyel kaçakçı sayılıp katledilebilir. Böyle saçma şey mi var?” diyor. Suriye’ye gireceğimizi beklemesin diyerek, gazetecilere verilen brifingin esas kaynağını belli ediyordu. Kesin ve net bilgi: Beştepe ayrı Çankaya ayrı. Çankaya, Beştepe’yi sarayının içine itiyordu: “(Evet tamam anladık, lidersin, önemlisin vesaire ama) orada kal ve burnunu fazla çıkarma...” Davutoğlu, baştan beri hükümete (kendine ve parti liderliğine) RTE’ye karşı bir özerklik alanı inşa ediyor, etmeye çalışıyor. İpleri ele alma gayreti içinde. RTE savaş istemekle kalacak, hükümet (+Ordu) ise savaşa karşı. Rahat nefes alın lütfen! Davutoğlu gerçekten istiyor CHP Antalya Milletvekili? Deniz Baykal Davutoğlu ile politik ayrımlar keskinleşiyor Derken önceki gün gazetelere bir “üst düzey yetkili”nin Suriye ile savaş olmayacağı analizleri düştü. Davutoğlu’nun açıkça talimatıyla dış işlerinin “üst düzey” yetkilisi olduğu anlaşılan, tahminimce en üst düzey bürokrat, hükümetin politikasını anlatıyordu. Bu politika RTE ile 180 derece tersti. Zaten Davutoğlu da ondan bir gün önce, kimse yarın Analizimize dün, RTE en kısa sürede seçime gidecek dedik. Bu konuda Davutoğlu’nun politikası ise, gerçekten ve uzun vadeli (en az yıl) bir koalisyon hükümeti kurmaktır. Davutoğlu koalisyon görüşme ve kurma çalışmalarına hâkim olmaya çalışıyor. Türlü çeşitli söylentiler arasında, RTE’ye karşı da alttan alta çıkışını yapıyor: Benim ağzımdan çıkmayan hiçbir şeye inanmayın... Bunu başarırsa, partisi içinde liderlik gücünü pekiştireceğini düşünüyor. Haklıdır! Süreye ihtiyacı var! Bir Mursici, Müslüman Kardeşler örgütünün neredeyse üyesi, lideri gibi davranan, SünniSelefi karakterli bir Beştepe ile partisi ve hükümeti bir yol ayrımına gelmek zorundadır. Bu birbirini tamamen dışlamak şeklinde olmak zorunda değil. Herkesin yetki ve sorumluluk sınırlarına geçmek biçiminde... Şüphesiz ki bu güç kaybı olacaktır RTE için. Olmak zorundadır. Yoksa Davutoğlu, istemediği politikaları uygulayan bir şeklenemanetçi lider olarak ortada kalır ki, kişiliğine böyle bir politikacılığı yakıştırmayacağı da belli olmaktadır. Seçim sonuçları, Davutoğlu’na da lider olma yönünde güç verdi. Ya Davutoğlu koalisyonu kurulacak... Ya da RTE’nin erken seçim hükümeti... İkincisi gerçekleşirse, Davutoğlu’nun da dönemi bitmiş olabilir. Bunu kendisi de biliyor! Koalisyon görüşmelerinin Türkiye açısından böyle bir anlamı olacak! Diğer partilere de duyurulur! Ahmet Hakan’ın konuğu Deniz Baykal Stadyumu vermediler Sıhhiye ‘Yorum’la doldu Türkülerini stadyumlarda seslendirmelerine izin verilmeyen, Ankara Valiliği tarafından da yasaklanan ancak mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı ile başkentte sahneye çıkabilen Grup Yorum konserinde 4 TOMA, 15 otobüs ve yaklaşık 20 minibüslük polis görevlendirildi. Ankara’da Sıhhiye Meydanı’da “Tüm milletlerden, tüm inançlardan, yoksul ama onurlu, ezilen ama baş eğmeyen halkımız merhaba” denilerek başlayan konser, binlerce kişinin sloganlarıyla devam etti. 68 gençlik önderleri Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya’nın da unutulmadığı konserde Gezi Direnişi’nde Grup Yorum’un Ankara Sıhhiye Meydanı’nda düzenlediği “Tam Bağımsız Türkiye” konserini binlerce kişi dinledi. TARAFSIZ BÖLGE BU AKŞAM 21:00’DE Meclis Başkanlığı seçiminde neler yaşandı? Koalisyon ve erken seçim ihtimalleri için ne diyor? Deniz Baykal gündemin önemli başlıklarını yorumluyor. tv.cnnturk.com/tarafsizbolge twitter.com/CNNTURKProgram twitter.com/ahmethc R Hayvanlar için vicdani ret oboski’deki katır katliamıyla ilgili basın toplantısında, hayvan özgürlüğü aktivistleri Burak Özgüner, Barış B. Atal ve Neşe Dicle Akbaş vicdani retlerini açıkladı. Zorunlu askerliği ret beyanları, militarist zihniyetle birlikte hayvanlar ve doğa üzerinde kurulan tahakkümü, insan merkezci ve türcü bakışı da reddediyor. yaşamını yitiren gençler de selamlandı. Yorum’un Berkin Elvan için bestelediği türküye alandakilerin çoğu eşlik etti. Grup Yorum adına konuşan İnan Altın, konser için ilk tercihleri olan Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nu vermeyen Gençlerbirliği yöneticilerini kınadıklarını belirterek “Saraylar, stadyumlar sizin, meydanlar bizimdir” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle