12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Temmuz 2015 yorum TASARIM: ZARİFE SELÇUK 18 Sera gazlarını azaltın Yeni Akdeniz koridoruna doğru Nobel Ödülü kazanmış 65 bilim adamı, 650 genç araştırmacı ile Almanya’da buluşarak 5 günlük bir beyin fırtınası gerçekleştirdi. Almanya’nın Mainau Adası’nda gerçekleşen 5 günlük buluşma sonunda 65 Nobel Ödüliz aşağıda imzası bulunan Nobel Ödülü verilmiş bilim insanları, dünyanın her yerinden gelen bizim gibi gelecek vaat eden genç araştırmacılar ile anlayışımızı paylaşmak için Konstanz Gölü kıyılarına, güney Almanya’ya geldik. Yaklaşık 60 yıl önce, burada Mainau üzerinde Nobel Ödüllü bilim insanları, benzer bir toplantıda bir deklarasyon yayımladılar ve temel bilimlerin gelişmesiyle bulunan yeni bir teknolojinin doğasında yatan tehlikelerden nükleer silahlara dikkat çektiler. Hâlâ bir tehdit olmaya devam etmesine rağmen şimdiye kadar nükleer savaştan kaçındık. Bugün dünyamızın benzer büyüklükte başka bir tehdit ile karşı karşıya olduğuna inanıyoruz. Nesiller boyu bilim insanları daha müreffeh bir dünya yaratmaya yardımcı olmuştur. Bu refah, dünya kaynaklarının tüketiminde hızlı bir artışa mal oldu. Eğer denetlenmezse, bizim sürekli artan gıda, su ve enerji tale nOBEl ÖDüllü BİlİM ADAMlARı DEKlARASYOn YAYıMlADı: lü bilim adamı küresel ısınma ve sera gazı salımı konusunda ortak bir deklarasyon yayımladı. Türk basınına yansımayan toplantı ve deklarasyonun tam metnini, Cumhuriyet okurları için yayımlıyoruz. “B ınırımızda, IŞİD ya da PYD kullanılarak Akdeniz’e açılacak koridorlar kimin işine gelir? Suriye’deki gelişmelere karşı Türkiye’nin çıkarına en uygun tavır ne olmalı? Emekli Tuğgeneral Ali Er ile bu kez bu soruların yanıtlarını arayacağız. Ali Er’e göre, PKK bırakın sınırlarımızın dışına çıkmayı, yurtiçinde siyasi ve silahlı örgütlenmesini güçlendiriyor. Hatta, Türkiye’nin bir bölümünde adeta ilan edilmemiş egemenlik iddiasında. IŞİD’e gelince... Sınıra yakın il ve metropollerde rahatça faaliyet gösterebiliyor. Bu risk ve tehditlerin, AKP’nin Suriye’ye yönelik atmayı planladığı adımlarda göz ardı ediliyor. Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nin alınmış bir kararı olmaksızın Suriye’ye yapacağı her türlü sınır ötesi harekâtın sonuçlarını Ali Er, şöyle sıraladı bize: Suriye’ye kendini savunma hakkı verilecek. TSK’nin bölgeye girmesi halinde IŞİD’in manevra alanı daralacak ve güç kaybına uğrayacak. Bu ise IŞİD tarafından Türkiye’nin her noktasında katliam boyutlarında terör eylemlerine davetiye olacak. “Kobani ve Rojava” üzerinden Türkiye’ye karşı oluşan güvensizlik ve hassasiyet nedeniyle PKK, iki yıldır bölge halkı arasında tamamladığı “öz savunma” yapılanmasının da katkısı ile bölgede veya ülke çapında terörü halk isyanı boyutlarında genişletmesi olasılığı gündeme gelecek... Ali Er, TSK’nin böylesine çok yönlü içdış risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olması gerekirken aynı zamanda Suriye’de yeni bir cephe açılmasının, ordunun mevcut kuvvet yapısı, olanak ve yetenekleri açısından uygun olmadığı kanısında: “Özellikle Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından açıkça ifade edilen Suriye’de ‘Uçuşa Yasak Bölge’ veya ‘Güvenli Bölge’ oluşturulması için ‘sürekli havada hazır hava gücü’ ve ‘hava savun S ma füze rampaları’ bu görevin olmazsa olmazlarıdır. Ancak Türkiye’nin hava savunma yeteneğinin zafiyet ve yetersizliği herkesin malumudur. O halde Türkiye bu güvenli bölgede hava savunmasını hangi hava savunma füze rampaları ile sağlayacaktır? Türkiye adeta başkasının cebindeki para ile düğün, dernek hazırlığına kalkmaktadır. Böyle bir harekâtta her güvenli bölge için Suriye topraklarında asgari 20 kilometrelik derinlik gerekli olduğu dikkate alındığında, bölgenin genişliğine bağlı olarak her güvenli bölge için asgari bir kolordu çapında güce ihtiyaç olacaktır. Çünkü, her bölge için gerekli asgari iki tugay çapında askeri güç ile insani yardım faaliyetlerini sevk ve idare edebilecek karargâh ve komuta yapısı ancak kolordu seviyesinde sağlanabilir. Bu ise bölgeye diğer bölgelerden kuvvet kaydırmalarını zorunlu kılacaktır. Özetle, Suriye’ye yönelik icra edilecek askeri harekâtın ülke güvenliğine katkısından ziyade, Türkiye’nin ulusal güvenlik ve savunma açıklarını artırabileceğini, beraberinde getireceği ilave yüklerin sosyal ve ekonomik yansımalarının daralan ekonomideki krizi derinleştirebileceğini görmek için derin analizlere gerek yoktur.” Irak’ta Telafer ve Musul, Suriye’de Deyrezür, Rojava, Rakka ve Kobani bölgelerini hedef alan IŞİD’in asıl amacının Kuzey Irak petrollerinin, Türkiye’ye uğramadan Lazkiye limanına, oradan da dünya pazarlarına ulaştıran stratejik mihveri kontrol etmek olduğunu dile getiren Ali Er, AKP’nin askeri harekât ısrarı ile Suriye’de Kuzey üçgeninin emniyete alınması görevine soyunmasına anlam veremiyor: “Buna olsa olsa kendi kalesine gol atmak denir. Çünkü sonunda Türkiye’nin petrol ve doğalgaz boru projelerine rakip ve Irak’taki petrol kuyusundan Akdeniz’deki limana kadar homojen bir yönetim altında yeni bir enerji hattı doğabilecektir. Bu adeta Türkiye’nin yıllardır küresel enerji piyasasında yaptığı yatırımları kendi eliyle çöpe atmasıdır. ABD’nin ve Batı dünyasının son günlerde Irak’ın kuzeyinuhalefet partilerinin, AKP ile de yuvalanan PKK’ye koalisyon önkoşulları arakarşı gözle görülür sında yer aldığını ileri sürdükledesteği ve kamuori “yolsuzluk” maddesinde her neyunda oluşan sıcak dense yalnızca 1725 Aralık opeyaklaşımlar da yadsırasyonları dile getiriliyor. namaz. Irak kuzeyi ile AKP onların dışında apak sanki. Suriye kuzeyinde oluTürk Telekom’un Hariri ailesine, şacak ekonomik ve Balıkesir SEKA’nın Albayrak ailesosyal cazibe merkezi sine nasıl satıldığı unutuluyor örherhalde Türkiye’de neğin. Kürtleri de cezbedeRecep Tayyip Erdoğan’a aşk cek ve heveslendireile bağlı olduğunu açıklayan Etcektir. Bu durumda hem Sancak’a, BMC şirketinin Türkiye’de ‘Kürt BaTMSF’den sudan ucuza bir fiyata harı’ başlarsa acadevredildiği de akla gelmiyor. ba AKP’nin oyun plaAli Babacan’ın, Irak’ın kuzenı hangi stratejiye dayine girmeme koşuluyla 2003’te yanmaktadır?” ABD’den 8.5 milyar dolar almayı Sarayın kendisini öngören Dubai Anlaşması’nı imsağlama alma strazaladığı da. tejisi dışında bir düMaksat, dostlar alışverişte görşüncesi olmadığı orsün. tada... bimiz, sonunda insanlığın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan dünyanın becerilerini aşacak ve toptan bir insanlık trajedisine yol açacaktır. Dünya iklimini inceleyen bilim adamları, halihazırda insan faaliyetlerinin etkisini gözlemliyorlar. İnsan kaynaklı iklim değişikliği ihtimaline karşılık, dünyanın liderlerine ilgili mevcut durumun bilimsel bir özetini sunmak için Birleşmiş Milletler, Hükümet lerarası İklim Değişikliği (IPCC) Paneli kurdu. Gösterilen çabaların sonucunda geliştirilen mevcut IPCC Beşinci Değerlendirmesi Raporu’nun iklim değişikliği konusunda en iyi bilgi kaynağını oluşturduğuna inanıyoruz. Ve bunu iklim değişikliği alanında uzmanlar olarak değil bilimsel sürecin bütünlüğü anlayışına derin bir saygısı olan farklı bilim insanları olarak dile getiriyoruz. İklim değişikliği ile ilgili [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK HARBİ SEMİH POROY sizlikler olmasına rağmen, en son IPCC raporunda yer alan özellikle tanımlanmış riskler bağlamında belirtilen ortalama küresel sıcaklıkta gerçekleşecek 2 C’lik bir artışın, insan refahının sürdürülmesi ile ilgili sonuçları endişe vericidir. Raporda insan kaynaklı sera gazı salımının dünyadaki mevcut küresel ısınmanın olası nedeni olduğu belirtilmiştir. İklim modelleri üzerinden yapılan tahminler gösteriyor ki, önümüzdeki on yıllarda insan kaynaklı sera gazlarının salımı konusunda dramatik bir azalma sağlanmazsa çok büyük olasılıkla bu ısınma önümüzdeki yüzyılda Dünya’nın sıcaklığını endüstriyel gelişme öncesindeki seviyeden 2 C’den fazla arttıracak. IPCC değerlendirmesine dayanarak, iklim değişikliğindeki önemli riskleri en aza indirmek için dünya, şimdiki ve gelecekteki sera gazı salımının azaltılması yolunda hızlı bir ilerleme sağlamak zorundadır. Biz, bu dünyanın devletlerinin, Aralık 2015’te Paris’te yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nı küresel salımları sınırlamak amacıyla bir eylem kararı alma fırsatı olarak değerlendirmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çabalar gelişmiş ya da gelişmekte olan tüm devletlerin işbirliğini gerektirir ve bu işbirliği güncel bilimsel değerlendirmeler ile uyumlu olacak şekilde gelecekte de sürdürülmek zorundadır. Bu eylemdeki başarısızlık, insanlığın gelecek nesillerini insafsız ve kabul edilemez bir riske maruz bırakacaktır.” Mainau Adası, Almanya 3 Temmuz 2015 6 tEMMUZ 2015 SAYı: 32779 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKın AtAlAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR MHP ve HDP oyunu ir tarafta iki büyükler AKP ve CHP. Öte yanda iki “küçük” parti. 13 yıldır iktidar olan AKP karşısında “iktidarın 7 Haziran’dan sonra değişip değişmeyeceğini”, iki küçüğün “zemini ve arkasındaki güçler” belirliyor. Aslında bu bir demokrasi ve demokratikleşme kavgası değil. Onun yanında “Ortadoğu’daki yeniden yapılanma ve küresel güçlerin yeni sınırlar çizme girişimlerinin” Türkiye’ye ve bölgeye yansımalarıdır. CHP Batı’ya, Batılı değerlerine sosyal demokrasi çizgisinde yaklaşmaya çalışıyor. AKP, Batı ile ilişkilere karşı değil ancak “derin İslamlaşma ve Ortadoğululaşmayı” temsil ediyor ve uyguluyor. HDP ve geçmişindeki oluşumlar (örgütler), “Kürtlerin özyönetime etkili katılımları noktasından bağımsız Kürdistan’a kadar” geniş bir açı içinde oynuyor. Üstelik giderek ilerliyorlar ve Batılı küresel güçleri arkalarına alıp meşrulaşarak. Demokrasiyi tramvay gibi, en iyi kullanan onlar. MHP, Türkiye’deki açılım Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven B Yolsuzluk deyince M lar konjonktüründe kendisine, “karşı koyma zemini yakalamış” bir çizgide ilerliyor. Son nokta Gelinen noktada “Erdoğan faktörüne” rağmen işin gidişatını “iki küçük” belirliyor. HDP Ortadoğu’daki yeniden yapılanma ve sınırların değiştirilmesinin odak noktasında yer alıyor; arkasında Batılı küresel güçlerin desteği var. MHP ise sanki, “bu gidişe karşı duruşun temsilcisi rolüne soyunmuş bir konumda”; özünde, CHP’nin yürütmesi gereken misyonu rol çalarak üslenmiş. CHP ise, Avrupalı gibi olmakla Batı’ya yanaşmak arasında sıkışmış durumda. Oysa CHP’nin, “Avrupa ve ABD ile karşılıklı çıkarlarımızı her alanda dengeleyecek, tek yanlılıktan kurtaracak bir yapı ve duruş içinde olması gerekir.” Geçen dönemlerde çok ba şarılı olmuş milletvekillerinin bazılarının CHP’den uzaklaşmak zorunda kalmaları bu zikzakların göstergesidir. “AKP eşittir Erdoğan” politika ve uygulamalarının sonucu, son 67 yılda parti 7 Haziran’la yüzleşme noktasına geldi. AKP, bu yüzleşme sıkıntılarını yaşamaktadır. AKP de ciddi bir değişime uğramak zorundadır. Ne koalisyon ne de erken seçim AKP’yi bu değişimden kurtarabilir. Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Sonuç AKP’de mi? Yarın ne olacağını AKP’nin tutumu belirleyecektir. Koalisyon olsa da olmasa da AKP “açılım sürecini” sürdürmekte kararlı mıdır, değil midir? Ancak MHP ile koalisyon kurulursa bu olasılık ortadan kalkar. Açılım sürecini kararlı bir biçimde sürdürürse en büyük destekçisi HDP olacaktır. Ortada oynanan büyük oyun demokrasi ile ilgili değildir. Sonuna kadar mı? Kısmi bir açılım mı? AKP açılımı tercih ediyorsa CHP ve HDP ile işbirliği yapacaktır. İmsak İstanbul 03.31 Ankara 03.24 İzmir 03.39 nAMAZ VAKİtlERİ Güneş Öğle İkindi 05.31 13.1 6 17.13 05.19 13.00 16.56 05.47 13.27 17.22 Akşam 20.48 20.29 20.48 Yatsı 22.37 22.14 22.36 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle