18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 20 Mayıs 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 20 Uçan Süpürge 18 yaşında çaktayım, Ankara’ya gidira Film Festivali’nde de yorum, bu yıl Uluslararası devam etti. Kültür ve Uçan Süpürge Kadın Film Turizm Bakanlığı kayıt leri Festivali’nin 18 yılı. Heyecantescil belgesi isteminlıyım, büyümesine yakından tanık den adım atmamış ve olduğum, yıllarca yurAnkara Film dun dört bir yanından Festivali’nde gelen sinema meraklıde yarışlarıyla buluşup senarmalar iptal edilmişyo atölyesi yaptığım ti. Acaba sevgili dostfestival, bu yıl rüştünü larım bu olayı nasıl aşispat ediyor. Yaşasın mışlar? Çünkü festi18 yaş! Heyecanlıyım val programında uzun dedim ya, özellikle memetraj, animasyon, kırak ettiğim bir olay var; sa ve belgesel yaklamalumunuz, 34. Ulusşık 41 yerli yapım var. lararası İstanbul Film Uçan Süpürge’nin ofiFestivali’nde çok tatsine girdiğim anda busız bir olay yaşanmış nu sordum ve Festival ve Bakur (Kuzey) bel Festival afişi. Yaşasın 18! Koordinatörü Özlem geseli Kültür ve TuKınal anlattı. Festirizm Bakanlığı’nın dolaylı sansür valdeki 41 filmin 21 tanesi TÜuygulaması (kayıt tescil belgesi isSİAD “Kadın Erkek Eşitliği Haktenmesi) nedeniyle tüm sinemacıkında Herşey” adlı kısa film yalar filmlerini çekmiş, yarışmalar iprışmasının ödül kazanan filmleriytal edilmiş ve kapanış yapılmamışmiş. Uçan Süpürge TÜSİAD’a restı. Aynı olay 26. Uluslararası Ankami yazı yazarak filmleri konusun U Çalıyor ama çalışmıyor! amu yararına çalışan şe ler ve ortamı zehirleyenin zehirhircilik anlayışıyla yönelendiği bu suikast zinciri, böyle tilen yerde, tren garları uzayıp gider. kent merkezinde olur. Her gar, HHH aynı zamanda metro istasyonuÇalıyor ama çalışıyor, deniyor. dur. Trenden inip metroya biEğer “iyi saatte olsunlar” konu nen yolcular, havaalanlarına ve değilse, sözü edilen “çalar saat” kentin içine metroyla ulaşırlar. olsa gerek! İşte Paris, Londra, Berlin, New Onun da hiç durmadan çalYork, Madrid, vb... dığı doğru da, acaba doğru mu Kamu zararına çalışan rantçı çalışıyor? kafanın yönettiği yerde, kent içi Çalıyor diye elektrikleriniz, sugarlar otel, restoran ve turistik yunuz kesilmiyor mu artık? Çatesis yapılır. Hem de “hızlı” diye tanıtılan trenler, kente 50 km. uzaklıkta, zaten gar da denemeyecek bir istasyonda durur. Metro istasyona, istasyon da metroya bağlı değildir. Ne kente, ne de havaalanına ulaştırır. Yolcular yollarına otobüslerle devam ederler. İşte pek çok ülCadde/Budapeşte Cadde/Beyoğlu keden daha büyük İstanbul. Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının “turistik” lıyor diye Marmara’nın suları mı dönüşümü. Ankara ile İstantemizlendi, sanayi atıkları mı arıbul arasındaki “hızlı” yolculutılıyor? ğu Pendik’te başlayıp biten deÇalıyor ama çalışıyor da miryolları. Swissotel’in kanalizasyonu DolHHH mabahçe Sarayı’nın temellerine Kamu yararına çalışan şehirakmıyor mu artık? cilik anlayışıyla yönetilen kentÇalıyor da çöp ayrıştırma, lerin yerleşim alanı ve nüfusu çöpten yakıt üretme, dönüştürhacminde kanalizasyon ağı var me fabrikaları mı kuruldu? dır. Kirli sular, kanallarla kent Türkiye daha mı sağlıklı besdışındaki arıtma istasyonlarıleniyor, daha mı az hasta oluna taşınır. Bu istasyonlarda doyor, çalıştığı için? Memleketin ğada yok olmayacak kimyasal tarımını hem böcek ilacı, hem atıklar ve sentetik bileşimlerden gübre, hem GDO’lu tohum, hem de kanser ilacı üreten çokuluslu kimya lobisine satmadılar mı, çala oynaya çalışırken? Çalıştıkları için mi yağmuru emecek orman, koru, park, hatta bir karış toprak bırakmadılar? HHH Çalıştıkları için mi Kaldırım/Beyoğlu her yağmurda sel Kaldırım/Atina alıyor yollarınızı, yoksa çaldıkları için mi arındırıldıktan sonra ya denize bok kokuyor sokaklarınız? ya da nehirlere akıtılırlar. BöyHem çalıp dosdoğru, hem de lece zararlı atıkların yeraltı suladoğru çalıştıkları için mi kaldırına, denize ya da nehire karışrımlarınız çöküyor, yürüyecek ması önlenir. yolunuz yok, arabaların arasınSonuç olarak doğa kirletilmez. Kentler bok kokmaz. Balık dan slalom yapıyor; eve sağ satürleri yok olmaz, insanlar zehir lim dönebildiğiniz her güne şükrediyorsunuz? lenmez. Musluklardan akan su, İş kazaları mı azaldı, çalıp da içme suyudur, içilir! çalıştıkları için; yoksa madenÖrnek mi? Yukarda saydığım cilerden liman işçilerine, ölümü kentlere ekleyin Budapeşte’den “fıtrat” olanların kaderi mi dePrag’a, Stockholm’den Amsterdam’a, Brüksel’den Kiev’e, hatta Talin’e, tüm Avrupa ve ABD kentlerini; oralara gittiğinizde musluk suyu için, boşuna para vermeyin şişe suyuna... HHH Oysa kamu zararına çalışan rantçı kafanın yönettiği hiçRögar/Beyoğlu bir kentte, musluktan Rögar/Budapeşte akan su içilmez! Çünkü rasyonel bir kanalizas ğişti? yon ağı yoktur. Zaten yeterli düDeprem önlemi diye kentsel zeyde arıtma istasyonu da yokdönüşüm saatini çaldılar. Deptur. Olanı şehrin ortasında, çevremden sağ kurtulanların toplareye koku saçar. nacağı, çadır kurulacak alanlaSanayi ya da evsel kirli suların rın onda sekizine de gökdelen devasa bölümü, hiç arıtılmadan dikmek için çoook çalıştılar! Pedoğrudan denize ve nehirleki şimdi, depreme hazır mı kentre salınır. Yeraltı sularını kirletir, leriniz? musluk suyu barındırdığı mikrop Kavuştuğunuz hakları ve özve bakterileri öldürmek için kulgürlükleri hiç sormuyorum, çünlanılan kanserojen kimyasallar kü üzerinde hâlâ çalışıyorlar! yüzünden, sonuçta insan sağlığına yıkanmak için bile zararlı ve elbette içilmez hale gelir! yebaşka ga Kirli suların arıtılmadan akı“Paradan ümetin, n bir hük a tıldığı denizler, göller, nehirlery a lm a k si e vurde yüzülmez. Zehirlenen sun en dibin u ğ lu z u ls yo lar, balık türlerinin soykırım alalenebilir.” duğu söy nıdır. Soykırımdan kurtulanlar, CQUES ağır metal yüklenir, yiyeni zehirJEAN JA SSEAU ROU K da son düşüncelerini sormuş. TÜSİAD filmlerinin gösterilmemesini istemiş ve bunu festival yetkilerine bildirmiş. Geriye kalan filmlerin yapımcılarına ve yönetmenlerine birer mektup yazılmış, mektupta Uçan Süpürge’nin programı için seçtiği filmlerden hiçbir belge istemediği, ayrıca bu filmleri seyirciye ücretsiz olarak sunacakları, son kararın kendilerine kalmış olduğu belirtilmiş. Seçilen filmlerin kadın yönetmenleri, Uçan Süpürge’nin yıllardır kadın sorunları konusunda toplumsal farkındalık yaratmak için nasıl çabaladıklarını bildiklerinden gösterim iznini vermişler. Programda 17 bölüm var ve bu yılın özel bölümü 18’in halleri! Bu bölümün kendine ait mükemmel [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY bir sloganı var: HEP 18, HİÇ 18, ÇOK 18, TEK 18. Sloganlardan da anlaşıldığı gibi binbir çeşit 18 var. Benim bu bölümde en çok hoşuma giden “Party Giryl” (Parti Kızları) adlı belgeseldi. Belgeselde altmış yaş üzeri (benim de içine girdiğim yaş grubu) bir hip hop grubu kurup yeniden 18 yaşına dönüyorlar. Öyle böyle değil, öyle ünleniyorlar ki, Amerika’da yapılan bir hip hop yarışmasına katılıyorlar ve acayip alkışlanıyorlar. Ben tuttum. Var mısınız bir hip hop grubu kurmaya, isteyenler bana başvurabilirler. Festivalin “Savaşın Gölgesinde” bölümünde tahmin edeceğiniz gibi, bölgemizin çatışmalı yerlerinden gelmiş, özellikle de mülteci sorununu işleyen filmler yer alıyordu. Bu bölümde izlediğim “Ege Denizi ya da Ölüm Deliği” adlı, Ege’nin nasıl bir ölüm denizi haline dönüştüğünü anlatan kısa film beni çok etkiledi. Bundan böyle Ege ve Akdeniz benim için ölümü çağrıştıracak. Festivalde FIPRESCI ödülünü kazanan film ise bir İsrail yapımı oldu: İsrail Usulü Boşanma. Ben göremedim ama görenler eğlenceli bir film olduğunu söylüyorlar. Filmlerin yanı sıra Uçan Süpürge bu yıl 18 yaş nedeniyle gençlerden oluşan bir Genç Kurul oluşturmuş. Ve onlara epeyce bir sorumluluk verilmiş, sinemalardaki ses düzeni, film düzeni, seyirciyle ilişkiler, hepsinde var olmaları sağlanmış. Doğrusu ben bu kurulun üyelerini, çalışanlarını çok sevdim. Bir de katalog hazırlamış ve yazmışlar: Benim 18 Yaşım. Aralarından birkaçını sizlere de aktarmak isterim: “Dört gözle bekliyordum 18 olmayı. Ah bir olsam yapabileceğim şeyler çoktu ama yapmak istemediğim şeyleri de yapmak zorunda kalacaktım. Kendimi önce PTT kuyruğunda edevlet şifresi beklerken buldum, okula kayıt yaptırmam gerekiyordu, adıma faturalar geliyor, bankalardan kredi teklifleri alıyordum. Ne oluyordu yahu ben bu kadar büyümüş müydüm? Oysa ne güzeldi bunların hepsini annem ve babam yaparken. 18 sorumlulukmuş, ehliyetmiş, bana göre değil, geri veriyor musunuz?” Yazar: Pelin Anılan. Harika bir yazı daha: “Ay ay ay! Mor portakal: düş düş düş… Lorca’nın üstüne diyemezdim. Ay ağlayarak diyor: Bir portakal olmak istiyorum / Olamazsın kızım / pembeleşsen de / olamazsın / bir limoncuk bile. / Yazık!” Festival maceraları bitmez, ama yerimiz az bitirelim. Bu arada pazar günü hayatımın ilk tekzibini yedim. 21.12.2014 tarihli “Ansızın Kapının Önüne Konmak” başlıklı yazıma Maltepe Üniversitesi mahkeme kararıyla bir tekzip göndermiş. Tekzipte 100 temizlik işçisinin “hizmet kalitesini artırabilmek, iş gücünü daha fazla kullanabilmek ve asıl işimize daha fazla odaklanabilmek için” Maltepe Üniversitesi tarafından işten çıkarıldıkları ve bu bölümdeki istihdamın alt işverene verildiği belirtilmiş. Demek ki çoğu 13 yıldır hastanede çalışan işçiler ehil değilmiş. Tanrı bizi korumuş. Ayrıca şu “alt işveren” sözünü de yeni öğrendim, taşeron firmanın kibarcası. Siz beni bilirsiniz. Ulusçuluk, ulus devlet ve Kürtler (7) u dizinin 6. bölümünü bir parantez açarak “İstanbul’da Kürt olmak” alt başlığı altında bir kişisel tanıklığa ayırmıştım. Şimdi parantezi kapatarak yeniden 5. bölümün son paragrafına dönelim. Şöyleydi: “Gerçekten de 1980 ve 1983 yılları arasında gerçekleşen işkence ve öldürme olayları,Güneydoğu bölgesindeki silahlı Kürt hareketinin temelinin atılmasında rol oynadı. Diyarbakır Cezaevi’nden çıkanlardan büyük çoğunluğu dağa çıktı, PKK’nin ana gövdesini oluşturup büyümesini sağladı.” Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklulara uygulanan ağır işkenceler, örgütsel bağları olmayan Kürtlerde de büyük bir öfkenin doğmasına yol açmıştı. PKK kısa zamanda Kürt toplumu içinde kendine elverişli bir gelişme zemini buldu. Türk Silahlı Kuvvetleri ile çatışmalar sıklaştıkça Güneydoğu’da ve Doğu’da köylerin ve mezraların boşaltılması da hızlandı. Köyler, ormanlar yakıldı, hayvanlar telef oldu. Sonuçta evsiz barksız kalan, geçim koşulları ellerinden alınan yüz binlerce aile, başta Diyarbakır olmak üzere kentlere göç etmek zorunda kaldı. Tüm bunlar silahlı Kürt hareketinin gelişerek kitleselleşmesini hızlandıran etkenlerdi. PKK bir yandan dağlarda çatışıyor, öte yandan da kentlerde sivil siyasal yapılanmalar oluşturuyordu. 1990’lı yılların ilk yarısı silahlı ve sivil Kürt hareketinde bir dönemeçti. Türk Silahlı Kuvvetleri bu dönemde olanca gücüyle Güneydoğu’ya abandı; yaklaşık 17.000 olarak tahmin edilen yargısız infazların çok büyük bölümü bu dönemde İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına B ORHAn ERİnÇ Sayfanın sonundan Eski bir hayatın son kabadayı mevsimle ri bunlar yağmurlu Mayıs’lar denizsiz Haziran’lar geceleri misafirin olur iç çektiğin yalnızlıklar erken sabahlarda yolların başında özlemle bakar gözlerin çaresiz gülümsemenden belli yok ki gelenin gidenin bari sokakları ve ellerini unutma şimdiki sevdaların adımları G NOKTASI senin zamanlarından çok hızlı tweet’ler mail’ler aldırma otur ağır zamanların mektuplarını yaz doyulmaz bir hasrete diye başla eski bir hayatın son kabadayı mevsimle ri bunlar yağmurlu Mayıs’lar denizsiz Haziran’lar. A. KADRİ ERGİN gerçekleşti. TSK ve köy korucuları en büyük kayıpları bu yıllarda verdi. Dönüşü olmayan bir yola, bir açmaza girilmişti. Bu arada 7 Haziran 1990’da Halkın Emek Partisi HEP kurulmuştu. Parti 20 Ekim 1991 erken genel seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti listelerinden 21 milletvekilini TBMM’ye soktu. SHP lideri Erdal İnönü’nün isteğiyle Fehmi Işıklar, Adnan Ekmen ve Salih Sümer dışındaki 18 HEP kökenli milletvekili SHP’den istifa etti. 3 Temmuz 1992’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma amacını taşımak” ve “yasaya aykırı siyasi faaliyetlerin mihrakı olmak” iddiasıyla HEP’in kapatılması istendi. Anayasa Mahkemesi 11 üyenin oybirliği ile 14 Temmuz 1993’te HEP’in kapatılmasına karar verdi. Halkın Emek Partisi’nin talepleri arasında anadilde eğitim ve yayın, Kürt sorununun özgürce tartışılacağı demokratik ortam, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’nin (OHAL) kaldırılması; özel tim, kontrgerilla faaliyetlerinin, köy koruculuğunun, antiterör yasalarının kaldırılması, köye dönüşlerin sağlanması, toplusözleşmeli grev hakkı vardı. Buraya HEP’in Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın ile Gaziantep İl Başkanı Abdulsamet Sakık ile birçok ilçe yöneticisinin “faili meçhul” cinayetlere kurban gitmiş olduğunu bir not olarak düşelim. HEP’in kapatılma olasılığına karşı daha önce, 1991 yılında Demokrasi Partisi DEP kurulmuştu. HEP’in kapatılması üzerine Leyla Zana, Mahmut Alınak, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Selim Sadak, Sedat Yurtdaş’ın da aralarında bulunduğu 18 HEP milletvekili DEP’e geçti. 3 Mart1994 günü bu milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, 17 Mart 1994’te tutuklanarak uzun yıllar kalmak üzere cezaevine konuldular. Parti, 16 Haziran 1994 günü Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Partide faaliyette bulunan kişiler11 Mayıs 1994’te kurulmuş olan Halkın Demokrasi Partisi HADEP’e geçtiler. Bu parti1995 yılındaki genel seçimlerde 1 milyon 171 bin 623,1999’daki genel seçimlerde de 1 milyon 482 bin 196 oy aldı, aynı yılki yerel seçimlerde ise 37 belediye başkanlığı kazandı. Ne var ki HADEP de öncüllerinin uğradığı akıbetten kurtulamayarak 13 Mart 2003 günü “yasadışı faaliyetlerin merkezi” olduğu gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Genel Başkanı Murat Bozlak da dahil olmak üzere 46 HADEP’liye de beş yıl siyasetten uzak durma yasağı verildi. Türkiye Cumhuriyeti devleti meşru zeminde faaliyette bulunmak isteyen Kürt siyasetçilerine bu olanağı tanımıyordu. HADEP’in yerine kurulan Demokratik Toplum Partisi de kapatılacaktı. Sürdüreceğiz. İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İstanbul 03.45 05.35 13.08 Ankara 03.35 05.23 12.52 İzmir 04.07 05.50 13.15 İkindi 17.02 16.45 17.05 Akşam 20.28 20.09 20.28 Yatsı 22.09 21.47 22.02 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle