18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 20 Mayıs 2015 KULTUR Canlı renklerin arasında kaybolan insanların hikâyesi saklı Güreli’nin yapıtlarında. li Mehmet Güre Reverie Falls On All, yeni albümü Rebloom’u yayınladı Replikas grubu üyeleri Burak Tamer ve Barkın Engin’den oluşan Reverie Falls On All’un yeni albümü “Rebloom” çıktı. İkili, 2014 yılında yayınlanan “Eta Carinae”’ singleını takip eden bu yeni albümde de elektronik müziği farklı bakış EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK açılarıyla buluşturmaya devam ediyor. Albümde gruba, Fungu ve Hermetic Delight gruplarının solisti Zeynep Kaya eşlik ediyor. Shalgam Records etiketiyle yayınlanacak olan albümü iTunes’dan indirebilir, Spotify ve Youtube’dan dinleyebilirsiniz. 19 Leyla Gencer anısına ‘Aida’ Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası 2009’dan bu yana bir görev üstlendi: Her yıl Leyla Gencer’in anısına onun ünlendiği operaları konsertant olarak sunuyor. leşti. Ermeni mezzo soprano Stella Grigorian Amneris rolüne duyarlı bir yorum getirdi. Tenor Antonello Palambi sıcacık sesi ve oyunuyla dikkat çekti. 2000 yılında Leyla Gencer Şan Yarışması Özel Ödülünü kazanan Gürcü bariton Georayısız gökdelenlege Cagnidze, Amonasro rolürin ve alışveriş mernü enerjik sahnesi ve güzel kezlerinin her gesesiyle çok başarılı söyledi. çen gün biraz daha arttıYekta Kara her zamanki gibi ğı İstanbul’da görkemli opebizim sanatçılarımızı da bu ralarıbaleleri sahneleyecek dev kadroybir sahne yok. la kaynaştırAtatürk Kültür mıştı: Kenan Merkezi’nin Dağaşan gibi kentin ortadeneyimli bir sında çürümeoperacımızla, ye terkedilmeGöktüğ Alpasi, büyüklerişar, Ali Mumizin evrensel rat Erengül kültürü hiçe gibi pırıl pısaymalarının rıl sesleri de simgesi. bu kadro araŞef sında izledik. Genç sopraSacha nomuz GülGoetzel bin Günay Geçen akise kısa, ama şam BİFO’nun çarpıcı şarkıAIDA temsilini sıyla çok etLütfü Kırdar kileyiciydi. Salonu’nda Leyla Genkonser vercer doğallısiyonuyla izğın sırlarıledik. Solistnı keşfetmiş ler orkestrabir operacıynın önündedı. Aida, on ki küçük alanbir yıl boyunda şarkılarıca İtalya’da nı söylediler. onunla özAida rolündeki soprano Ne sahneleLatonia Moore ses rengiyle, deleşmiş bir meye ne deko gürlüğüyle ve yorum opera. Leyra, ne de dans özelliğiyle devleşti. la Gencer’in lara yer vartekniğinde dı. Borusan İssesin kentanbul Filarmoni Orkestradi doğallığı içinde akışı çok sı 2009’dan bu yana bir göönemliydi. Güzel şarkı söyrev üstlendi: Her yıl Leylemenin (Bel canto) bağırıp la Gencer’in anısına onun çağırmak, ya da akrobatik ünlendiği operaları konsergösteriler yapmak olmadığıtant olarak sunuyor. Bu yını anlatmıştı. lın operası Aida’yı yine Yekta Kara sahneye koymuş ve ‘Tutkunun Romanı’ yine o zengin hayal gücünü Şarkının küçük aranefeskullanmıştı: Leyla Gencer’in lerle bağlı (legato) söylen1966’da Arena di Verona’da mesini, duyarlı karşıtlıklarla söylediği Aida’nın DVD kay anlam kazanmasını vurguladındaki görüntüleri yer yer mıştı. Otuz yılı aşkın sanat sahneyle örtüştürmüştü. yaşamında Erken Barok’tan Sacha Goetzel yönetimin20. yüzyılın ortalarına dek deki BİFO, Verdi’nin zengeniş bir yelpaze içinde, segin orkestra tınısını duyarlısinin tüm başrollerini oynalık ve ustalıkla yansıttı. Ciro mış ve efsaneleşmişti. LeyVisco yönetimindeki Ulusal Santa Cecilia Akademi Koro la Gencer’i daha iyi tanımak için Zeynep Oral’ın Tutkusu güzel sesleri ve ses dinamiklerine saygısıyla çok ay nun Romanı başlıklı kitabını bir kez daha öneririm. rıcalıklıydı. Borusan Kültür Sanat geBaşroldeki solistler dünyanın en önemli sahnelerin lecek yılki Leyla Gencer’i anma operasını da açıkladı: den getirtilmiş “Aida” uzBu kez yine büyük sanatçımanlarıydı: Aida rolündeki zenci soprano Latonia Mo nın özdeşleştiği bir başyapıtı, Bellini’nin Norma’sını suore ses rengiyle, gürlüğüynacaklar. le ve yorum özelliğiyle dev inema, müzik, edebiyat ve resim gibi sanatın pek çok alanında isim yapan sanatçı Mehmet Güreli’nin ‘Alope’nin Odası’ adlı sergisi daha önce yayımlanmış olan kitabıyla aynı ismi taşıyor. Sergi, resimseverleri 25 Temmuz’a kadar Carré d’Artistes Sanat Galeri bekliyor. Sergide dört ebatta ki bu ‘Carre d’Artistes’in yarattığı formatlar 60 resim yer alıyor. Bazı resimler kalemlerle, çiniyle buluşmuş, bazılarında yağlıboyayla da çalışılmış suluboyalardan oluşuyor. Bu bir anlamda Güreli’nin ilk suluboya sergisi... Temaların ayrıcalığı ve renklerin farklılığından söz edebileceğimiz sergi için Güreli, “Benim için her rengin yakalanan tonu kendi konusunun ya da gelecekteki herhangi bir temanın kendisidir. Her rengin yolculuğu bir bakışın, bir duruşun, bir kitabın, bir filmin sesidir, onların bende Sessizce söylenen melodiler S 60 resim... bıraktığı izlenimlerin toprı üzerine ve de reklam selamıdır. Sessizce söylenaryosunun sanatçı kimlinen melodileridir” diyor. ğime uygun olmasından doSergi sürecinin başlanlayı sergi açan kızın dayısı gıcı Güreli’yi suluboyarolünde oynamayı kabul etlar üzerine yazdığı bir hitim” diyor. ÖZNUR OĞRAŞ kayeye kadar götürüyorÇOLAK Tesadüfün, muş. Her zaman küçük notlar alırken çizdiği fiyürüyüşün ürünü gürlerin, eskizlerin, karikatürleGüreli’ye göre bu sergi de birrin alanlarına taşıdığını söyleyen çok tesadüfün, yürüyüşün, çabasanatçı, “Suluboya birçok kişinin nın ürünü, nasıl olduklarına ise çocuklukta başlayıp büyümeden sizler karar vereceksiniz diyor. koptuğu bir türdür. Zordur, zevkGüreli’nin tablolarında yer alan filidir ve insanı korkutur. Çalışma gürler kalabalık bir ortamda yalister, zaman ister, sabır ister, yıllarını alır ve istersen sana geri ve nız insanları anlatıyor bize. Sanatrir. Çabuk sıkılır, çabuk kurur, ge çı “Temalar, renklerin varoluş neri dönülmesi için yeni kapılar bul deniyse, yalnızlık da kendi sesini duymanın, ötekiyi anlamanın, manı talep eder senden. Ucuz bobaşka yönlere bakabilme cesaretiyalarla yanı başında ustalaşmanı ni bulabilmenin ilk adımıdır sanıbekler; çalışmayı ve sana yeni serım. Hatta daha fazlası. Pascal’ın vinçler yaratmayı” diyor. dediği gibi insanın odasında tek Ayrıca son günlerde televizbaşına kalabilmesinin zorluğunu yonda renklamlarda seyrettiğimiz Güreli’ye reklam filmini soru keşfetmesidir. Ama hayat denilen görünmez sihrin unsurları bu yalyoruz, “Ekip arkadaşlarımın ısra Sanatın pek çok alanında isim yapan sanatçı Mehmet Güreli’nin yeni sergisi ‘Alope’nin Odası’ Carré d’Artistes Sanat Galerisi’nde nızlıklara öyle güzel anlar sunar ki; önemli olan onları karşılayabilmek, onlardaki şiiri hissedebilmek” olduğunu söylüyor. Yapıtlarında canlı renkleri tercih eden sanatçı, “renkler toprağın kanıdır” diyor ve ekliyor; “Önümüze tabletler halinde sunulduğunda onların nerelerden geldiğini, hangi toprağın havasını, suyunu taşıdığını bilmeyiz bile. Ancak biraz düşününce onların uzun yolculuklardan sonra çeşitli karışımlarla, buluşmalarla bize ulaştığını kestirebiliriz. Onlarla tanışırken gösterdiğiniz ilgi, saygı, samimiyet ve dürüstlüktür. Geldiği toprağın hikâyesini anlatabilme heyecanı ve sabrını karşılamak, duyabilmektir söz konusu olan. İşin sırrı parlaklıkları keşfetmekte yatar.” Canlı renklerin arasında kaybolan insanların hikâyesi saklı Güreli’nin yapıtlarında. Herkesin kendinden bir şeyler bulacağı sergiyi kaçırmayın derim. S ‘Yaşlılık’ üzerine kısa film yarışması “65+ Yaşlı Hakları Derneği”, “yaşlılık” konusu üzerine kısa film ve kamu spotu yarışması organize etti. Derneğin, yaşlıların sosyal hayattan soyutlanmasını engellemek ve yaşlılık kavramının hastalık, yokluk, düşkünlük, çaresizlik gibi kelimelerle özdeşleşmesi tabusunu yıkmak gibi amaçları var. Bu amaçlar doğrultusunda, yaşlıları hayatın içine entegre etmek ve yaşlı olan insanların da aktif olabileceğini duyurmak için kısa film ve kamu spotu yarışması başlatan derneğin düzenlediği yarışmaya katılmak için “yaslihaklaridernegi. org” adresinden başvurmak mümkün. Filmlerin son teslim tarihi 30 Eylül. Grup Yorum meydanlarda Grup Yorum, 27 Haziran’da Yenikapı Meydanı’nda 30. yılını sevenleriyle kutlayacak. Topluluk ayrıca İzmir, Adana, Ankara, Elazığ’da konserler gerçekleştirecek. Topluluk 23 Mayıs’ta Büyük Gazi Parkı (Gazi MahallesiSultangazi), 30 Mayıs’ta Kartal Meydanı (Kartal) ve 31 Mayıs’ta ise Sibel Yalçın Parkı (Okmeydanı) bölgesinde müzikseverlerle bir araya gelecek. Bireysel dramlardan toplumsal trajedilere ir yanda yasak aşkların, yıpratıcı tutkuların bireysel çıkmazları; öte yanda küresel kapitalizmin acımasız baskısı altında ezilen çaresiz insanların toplumsal trajedisi. Altın Palmiye adayı filmler, biçimleri ve içerikleriyle geniş bir yelpaze oluşturur hep. Bu yıl göze batan tek farklılık, coğrafi ve kültürel çeşitliliğin az olması. Bu tartışılır dengesizliğin baş mimarı Fransız sinemasının niceliksel ağırlığına, ne mutlu ki niteliksel yoğunluğu da ekleniveriyor hemen. Filmlerini kısaca Maïwenn adıyla imzalayan Maïwenn Le Besco (1976) ile Stéphane Brizé (1966) yanında, Amerikan sinemasının özgün adı Todd Haynes’ı da (1961) içtenlikle alkışlıyoruz. Yasak aşktan başlayalım. Çok değil, 60 yıl öncesinin New York’undayız. “Carol”, simgesi özgürlük olan bu kozmopolit metropolde bile eşcinsel aşk yaşamanın zorluğunu duyarlı bir dille anlatan, etkileyici bir dönem filmi. Patricia Highsmith’in 1952’de Claire Morgan takma adıyla yayımladığı romandan yola çıkan Todd Haynes, zengin burjuva sınıfıCate Blanchett (üstte) ile Rooney Mara, kadın nın yaşam kodlarından bunaoyuncu palmiyesini paylaşmaya adaylar. lan, kışkanç maçist kocasının Cannes Film Festivali’nde, Altın Palmiye adayı filmler, biçimleri ve içerikleriyle geniş bir yelpaze oluşturur hep. Bu yıl göze batan tek farklılık, coğrafi ve kültürel çeşitliliğin az olması. Bercot) ile yakışıklı Georgio (Vincent Cassel) arasındaki fırtınalı ilişkileri, derin ama hafif, hem ciddi hem de dalgacı olmayı başaran bir dille, kıyasıya eleştiriyor Maïwenn. Bir anlamda, filminin oyuncu kadrosunda bu kez yer almamasına karşın, sanki özeleştiri yapıyor. Ele avuca sığmaz Fransız kadın yönetmen Maïwenn’in sinema dünyasının, jüri başkanı Coen kardeşlerle, jüri üyesi Kanadalı genç deha Xavier Dolan’ın sanat görüşleriyle kesişen bir noktada durduğunu da unutmamak gerekiyor. Sinema her zaman tatlı düşlerin ya da tatsız karabasanların yaldızlı aynası değildir ve olmamalıdır da. Festival izleyicisini gerçek dünyaya ayak basmaya davet eden Fransız yönetmen Stéphane Brizé’ye, ve filmi “Pazar Kanunu”nun (La Loi du marché) elli yaşını aşmış işsiz ama onurlu karakterini başarıyla yorumlayan Vincent Lindon’a çok teşekkür borçluyuz. Stéphane Brizé, duygusal ya da öğretici olmaktan özenle kaçınan minimalist bir dille bu gerçekleri önümüze getiriyor. Evet, sinema yaşamın ta kendisidir. Acı ya da tatlı, yaşamın ta kendisi. B baskısına küçük kızları hatırına katlanmaya çalışan cazibeli Carol (Cate Blanchett) ile, bir büyük mağazada çalışan melek yüzlü satıcı kız Therese (Rooney Mara) arasındaki lezbiyen ilişkinin değişik aşamalarını, klasik bir mizansen eşliğinde, mesafeli bir sevecenlikle aktarıyor. Carol ile Therese arasındaki aşkın, buğulu gözlere yansıyan katıksızlığına, cinsel arzunun tutkulu alevine, seyircilerini sinema ötesi bir düzeyde inandırmayı başaran Cate Blanchett ile Rooney Mara, kadın oyuncu palmiyesini paylaşmaya adaylar. “Kralım” (Mon roi) Maïwen’in olgunluk döneminin ilk filmi belki de. On yıl süren yıpratıcı bir tutkunun, aradan zaman geçtikten sonra masaya yatırılarak acımasızca sorgulanmasının öyküsü. Birbirlerinden çok farklı bir çift oluşturan Tony (Emmanuelle On yıl süren tutku C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle