28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 15 Mayıs 2015 haber TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 6 Erdoğan’a dikkat! umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim sürecindeki AKP propagandasını bugüne kadar görmezden gelen Yüksek Seçim FIRAT Kurulu’ndan (YSK) ilk kez KOZOK farklı bir ses çıktı. CHP’li Oğuz Oyan ile HDP’nin Erdoğan’ın propagandalarını yayımlayan televizyonların denetlenmesi yönündeki başvuruları değerlendiren kurul, başvuruları reddetti. Ancak iki üye, yazdıkları karşı oy yazılarında cumhurbaşkanlarının seçim dönemlerinde bir siyasi parti lehine propaganda yapabileceklerinin yasa koyucu tarafından öngörülmediği, bu nedenle de mevzuatta yasaklayıcı bir hükme yer verilmediğini belirtirken, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olduğuna göre istisnasız herkesin kurallara uyma mecburiyeti vardır. Hiçbir kimseye kurallara uymama konusunda ayrıcalık tanınmamıştır. Cumhurbaşkanı’nın açık ve kapalı yer toplantıları ile toplu açılış törenlerinde, mitinglerde milletvekili genel seçimine yönelik olarak bazı siyasi parti ve kişileri doğrudan hedef alan söylem ve eleştirilerde bulunduğu ve bu suretle seçim sonuçlarını etkileyecek mahiyette pro Muhalefetin tüm başvuruları reddedildi ama YSK’nin 2 üyesi, hukuk dersi verdi: ‘erdoğan seçimi etkileyecek propaganda yapıyor’ C Erdoğan 11, Davutoğlu 34 miting yaptı Yayın ilkeleri itirazda etkili oldu YSK’nin seçim takvimini işletmeye başladığı tarihten itibaren Başbakan Ahmet Davutoğlu Türkiye genelinde bugüne kadar 34 miting düzenledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise “toplu açılış törenleri” adı altında 11 miting düzenleyerek “AKP iki koldan miting yaparak oy istiyor” yorumlarının yapılmasına neden oldu. Erdoğan, bugün Kırıkkale ve Erzincan’da, 16 Mayıs İstanbul’da, 17 Mayıs Kayseri’de, 18 Mayıs’ta ise Samsun’da AKP seçmenleri ile buluşacak. Davutoğlu ise 6 Haziran’a kadar 33 miting daha düzenleyecek. paganda konuşmaları yaptığı görülmektedir” dedi. Bugüne kadar bu yönde yapılan başvuruların tamamını geri çeviren YSK, 4 başvuruda da aynı tavrı sürdürdü. Ancak bu kez bir sürpriz yaşandı ve 11 kişilik kurulun 2 üyesi “Kimsenin hukuka uymama konusunda ayrıcalığı yoktur” diyerek alınan kararlara itiraz etti. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre YSK üyeleri Ünal Demirci ve Ahmet Tuncay, Oğuz Oyan’ın reddedilen başvurusu karşısında kaleme aldıkları karşı oy yazısında çarpıcı görüşlere yer verdi. Anayasanın 101, 103 ve 104. maddelerinde Cumhurbaşkanının göreviYSK’ye daha önce CHP, MHP, HDP ve Vatan Partisi 1’er kez başvurmuştu. YSK’den Erdoğan’ın mitinglerdeki söylemlerine yaptırım uygulanması istenmişti. YSK başvuruyu, Cumhurbaşkanı’nı denetleme görevi olmadığı gerekçesiyle oybirliğiyle reddetmişti. Sonra HDP’nin 3 başvurusundan biri oybirliğiyle diğerileri oy çokluğuyla reddedilmişti. CHP ve HDP bu kez, Erdoğan’ın mitinglerinin yayın ilkeleri doğrultusunda televizyonlar açısından değerlendirilmesini istedi. YSK başvuruyu oyçokluğuyla reddederken, 2 üye karara itiraz etti. dan hedef alan söylem ve eleştirilerde bulunduğu ve bu suretle seçim sonuçlarını etkileyecek mahiyette propaganda konuşmaları yaptığı görülmektedir. Bu tespit ve hukuki açıklamalar karşısında, Cumhurbaşkanı tarafından yapılan bu propaganda konuşmalarının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 79, 6112 sayılı Kanun’un 8, 30, 45. maddeleri, 2954 Kanun’un 5. maddesi ve 298 sayılı Kanun’un 55/A ve 55/B maddeleri uyarınca radyo ve televizyon kanalları yayınlarında yer verilmemesi yönünde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu aracılığıyla konunun Kurul gündemine gelmesini sağlayacak nitelikte yeni bir karar alınması gerektiği kanaatiyle verilen karara katılmıyoruz.” l ANKARA ‘Bizi tongaya düşürmüşler’ Kurulda 2 sürpriz ni tarafsızlıkla yerine getireceğinin belirtildiği, ancak “tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı’nın seçim döneminde herhangi bir siyasi parti lehine ya da aleyhine propaganda yapabileceği yasa koyucu tarafından öngörülmediği” belirtilen yazıda, bu nedenle Cumhurbaşkanının propaganda yapmasını yasaklayan bir hükme mevzuatta yer verilmediği kaydedildi. “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olduğuna göre istinasız herkesin kurallara uyma mecburiyeti vardır” denilen yazıda, Erdoğan’ın AKP propagandası şu ifadelerle eleştirildi: “Cumhurbaşkanı’nın toplantıları ile toplu açılış törenlerinde, mitinglerde milletvekili genel seçimine yönelik olarak bazı siyasi parti ve kişileri doğru Yanlış zamanda yanlış yerde masıyla Başbakan Ahmet ursa’nın MustafakeDavutoğlu’nu karşıladı. malpaşa İlçesinde Hürriyet’in haberine göAdliye Sarayı’nın açılışını re; İlker Aycı, önceki geyapan Sağlık Bakanı Mehce yanında THY’nin Genel met Müezzinoğlu, “yaşlı ve Müdür Yardımcılığı’na 21 engellilere ait” asansörde Nisan’da dışarıdan atamahsur kaldı. nan Abdülkerim Çay ile Müezzinoğlu, Bursa Valibirlikte temizlikçi ünisi Münir Karaloğlu, Bursa İlker Aycı forması giydi. Aprona çıkan AyBüyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Başsavcı İsmail Ün Cı, uçakların doğru olarak temizsal, üçüncü katta bulunan makam lenip temizlenmediğini bizzat kontrol etti. Aycı’ya, tam bu sıraodasına çıkmak üzere asansöre da Davutoğlu’nun uçağının Atabindi. Kenarında ‘Yaşlı ve engeltürk Havalimanı’na indiği bilgililere aittir’ yazılı asansör, üçünsi geldi. cü kata ulaşamadan durunca, BaBunun üzerine Davutoğlu’nun kan kabinde mahsur kaldı. Görevuçağına giden Aycı, üzerini deli asansör kapısını açarak Bakan ğiştiremedi. Başbakan’ı temizve beraberindekileri kurtardı. likçi üniforması ile karşılayan Şaşırtan karşılama Aycı’nın, “Sizi böyle karşıladığım THY’nin Yönetim Kurulu Başiçin kusura kalmayın. Biz böyle kanı İlker Aycı, temizlikçi üniforçalışıyoruz” dediği öğrenildi. Bakan Müezzinoğlu engelli asansöründe mahsur kaldı, THY’nin başkanı temizlikçi üniformasıyla Başbakan’ı karşıladı B Sağlık Bakanı, Adliye Sarayı açtı. eçime 26 gün kalmış. Diyarbakır; saat 20.30 suları. Polis olduğunu söyleyen sivil giyimli dört kişi, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın evinin kapısını çalıyor. İlk “Kim o”yu Demirtaş’ın eşi soruyor. Gelenler, polis olduklarını söyleyip kapının “derhal” açılmasını istiyor. O sıralarda İstanbul uçağı için evde havaalanına gitme hazırlığı yapan Demirtaş devreye giriyor. Kapıyı açmayacaklarını söylerken ortaya benzer cümlelerle üç dört dakika süren şöyle bir diyalog çıkıyor: Benim kim olduğumu biliyor musunuz? Açarsanız kim olduğunuzu görürüz. Açın da yüzünüzü bir görelim. Bir sorun isterseniz. Bu ev kime ait. Hayır, derhal aç kapıyı. Gerçekten polisseniz kim olduğumu bilmeniz lazım. Hele siz kapıyı açın, tanışırız. Siz eğer benim kim olduğumu bilerek gelmişseniz art niyetlisiniz. Ama kim olduğumu bilmeden gelmişseniz, birazdan kapı açıldığında şoke olabilirsiniz. Bir kapıyı açın bakalım, kim şoke olacak göreceksiniz. Kapalı bir kapının önü ve arkasındaki bu gergin diyalog uzarken Demirtaş’ın korumaları ulaşıyor. Korumalar kimlik soruyor. Demirtaş’ın anlatımıyla “üstünkörü” bir kimlik gösterilmesi üzerine arbede yaşanıyor. Evin iki küçük kızı, arka odada korkudan ağlıyor... HHH Geçen salı gecesi, İmece TV’de üç meslektaşımla birlikte katıldığımız, Ayşegül Doğan’ın sunduğu Gündem/Müzakere programının konuğu olan Demirtaş, yaşadıkları “nahoş” olayı böyle anlatıyor. Devamında neler oluyor? Kaçakçılık şubesinden gelen polislerin elindeki ihbar tutanağına bakınca, akaryakıt kaçakçılığından firari bir isim yazdığını görüyor. Tanıdığı bir isim değil. Fakat tutanaktaki adres kendisinin. Daha sonra görüştüğü Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, 155 servisine gelen ihbarı kendisinin de dinlediğini, ses kaydında Demirtaş’ın evini tarif edip “Onun evinin yanındaki bina” denildiğini aktarıyor. 155’teki görevlinin açığa alındığı ve soruşturma başlatıldığı bilgisini veriyor. Demirtaş, ses kaydında evi tarif edildiği için hassasiyet oluşması, bu bilginin tutanağa geçirilmesi gerekirken geçirilmediğine vurgu yapıyor. Kapıya gelen ekip daha sonra Demirtaş ve ailesinden özür diliyor. “Bizi kandırmışlar, tongaya düşürmüşler” diyor. Demirtaş, adresinin Diyarbakır Emniyeti’nce bilindiğini, böylesi bir ihbarda “Teyit etmenin 30 saniye süreceğini” belirtip “Doğrusu nedir, ne değildir bilmiyorum. Art niyet midir, yanlış anlaşılma mı, dikkatsizlik, özensizlik mi, gerçek ortaya çıksın istiyoruz” diyor. S Parti bayraklarını kaldırın Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun, “yaşlı ve engellilere ait” asansöre binmesi dikkat çekti. ABDULLAH GüL’Den AHMeDinejAD’A: İran eski çok ülkesinde seCumhurbaşvilen bir şahsiyet kanı Mahmud olduğunu ileri Ahmedinejad’ın sürerek, Gül’ün yakın adamlaAhmedinejad’a, rından Behmen “Türkiye’de de Şerifzade 11. cumhurbaşkaCumhurbaşkanı Gül, Ahmedinejad’ı ağırlamıştı. nı aday olursan Abdullah Gül’ün Ahmedinejad’a kazanırsın” dediğini iddia etti. “Türkiye’de aday olursan kazaNecmettin Erbakan’ı anma törenırsın” dediğini öne sürdü. Şeni için Şubat’ta Türkiye’ye gerifzade, Ahmedinejad’ın popülen Ahmedinejad, Gül’le Tarablaritesinin sadece İran’la sınırya Köşkü’nde bir araya gelmişti. lı olmadığını ve dünyanın birl TAHRAN / Cumhuriyet Türkiye’de aday olursan kazanırsın ‘Öcalan’la hiçbir iletişimimiz yok’ ERDEM GÜL Demirtaş, çözüm sürecinin yeniden başlaması için AKP’nin atması gereken adımlar olduğunu söyledi sandıklara itiraz ederiz. AKP güveni kırdı: DP Eş Başkanı Se(AKP) Sadece şahsıma lahattin Demirtaş, ve partime değil çözüm seçim sürecinin başınsürecine çok hoyratça dan itibaren Abdullah yaklaşıyorlar. ‘Kürt soÖcalan’la iletişimlerirunu, masa yoktur..’ Bu nin kesildiğini açıkladı. şu anlama gelir: Yıllarca İmralı’ya devlet heyetlekonuşuyorsunuz sonra rinin de ziyaret yapmakendi çıkarları ön pladığını düşündüklerini na geldiğinde süreci bir Demirtaş, Cumhuriyet Ankara Temsilbelirten Demirtaş, “Dıtarafa itebiliyor. Bu, gücisi Erdem Gül’ün sorularını yanıtladı. vensizlik yaratıyor. Bu şarıda olup biteni izleyebiliyor mu onu da bildurumu güvene çevirmiyoruz. Televizyon imnıtladı. Demirtaş şunları söymek, AKP’nin pratiğikanı var mı onu da bilmiyoledi: ne bağlıdır. Yalnızca bize deruz. Hiçbir iletişimimiz olmaVicdan ölmedi: Son derece ğil, bütün Türkiye toplumuna dığı için fikrimiz de yok” deadaletsiz bir seçim kampanyeniden güven telakki etmelidi. Demirtaş, Diyarbakır’da yası yürüyor. Bu adaletsizlik dir. Biz süreçten vazgeçmeyeevine yapılan baskın sonrası HDP’ye karşı değil, AKP dıceğiz ama kırılan güveni tesis hükümetten kendisini arayan şında bütün partilere dönük. etmek AKP’ye düşer. Çünkü o olmadığını belirtti. AKP’nin En çok HDP bundan müzgüveni biz değil AKP kırdı. her türlü güveni yıktığını bedarip. YSK’ya her gün başÖcalan’la iletişim kesik: lirten Demirtaş, çözüm süvuruyoruz bu adaletsizlik(Öcalan’ın seçim sürecini narecinin yeniden başlamale ilgili olarak. Bu adaletsizli sıl izlediği sorusuna) Kestirsı için AKP’nin atması gereğin kamuoyu vicdanı önünde mek çok zor. İki ayı aşkın bir ken adımlar olduğunu söylemahkum edilmesi bence çok süredir hiçbir ziyaret yapıldi. Demirtaş, neredeyse her önemlidir. mıyor. Dışarıda olup biteni izmitinglerine dönük provoleyebiliyor mu onu da bilmiOy hırsızlığı kasyon girişimleri olduğuyoruz. Ne avukatı ne ağabenu belirterek “Hükümet isİtiraz ederiz: 7 Haziran’da yi gidiyor. Televizyon imkaterse bunu bıçak gibi kesenı var mı onu da bilmiyoruz. her seçim bölgesindeki sobilir” dedi. Hiçbir iletişimimiz olmadığı nuçlara bakmak lazım. AdaDemirtaş, Kırşehir mitingiletsizlik var mı, oy hırsızı var için fikrimiz de yok. nin ardından sorularımızı ya mı diye. Yanlış gördüğümüz l ANKARA H Özürler dileniyor, soruşturma açılıyor. Fakat ertesi gün Demirtaş Diyarbakır’dan ayrılınca ilginç bir durum daha yaşanıyor: “Başka bir sivil polis ekibi yine oturduğum siteye geliyor. Orada birkaç HDP bayrağı asılı. Bunları derhal kaldırın, yasaktır” diyor. Site güvenlik görevlisi, “Burada HDP Genel Başkanı oturuyor. Kendisi söylemeden biz kaldıramayız” dediğinde sivil ekip “Biz genel başkan tanımayız. İndireceksiniz” diyor. Daha sonra bir Emniyet yetkilisi, Demirtaş’ın korumasını arayıp “Ekip maalesef hata yapmış. Bayrakla ilgili sorun yok” deyip özür diliyor. Demirtaş, “Tabii iki gün üst üste böyle olaylar yaşanınca insan anlamaya çalışıyor. Bir şeyler dönüyor. Ama şudur diyecek durumda değilim” diyerek önemli bir konuyu daha vurguluyor: “Hasbelkader evde olmasam çocuklarım, eşim, çok daha tedirgin olacaktı. Belki evde olmam bir şanstı. Ama sıradan bir vatandaşın evine de bu şekilde gidilmemesi gerekir. Firari sanığı arıyor olsan da içeride zanlı olmayanları tedirgin etmenin, hukuk dışı davranarak zorlamanın da bir anlamı yok.” Yalçındağ erkek ismiyle dinlenmiş A nkara Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı dinleme soruşturması kapsamında gözaltına aldığı aralarında eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, eski İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, eski Van Emniyet müdürü Ayhan Falakalı’nın da yer aldığı 17 polis şefini, tutuklanması istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Savcılığın sevk yazısında yasadışı dinlenenler arasında, eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, BBP lideri Mustafa Destici isimleri dikkat çekti. Yazıda şüphelilerin, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel kalem müdürü Şükran Kütükçü ve Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ için alınan iletişimin tedbiri kararlarında erkek şahıs isimlerinin belirlendiği anlatılarak, “Yalçındağ hakkında Ahmet Bal ve Mustafa Kaya isimleriyle 3’er aylık sürelerle uzatma kararı alınmıştır” denildi. Yazıda, Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila’nın önce Fikret Kasap ardından Mustafa Kaya ve sonra da Rasim Tabur ismiyle dinlendiği kaydedildi. l ANKARA / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle